Karşılıklı Bağımlılık

Uluslararası İlişkilerin çalışma alanı oldukça geniştir. Küreselleşme olgusunun topluma ve devlet egemenliğine etkisi, sürdürülebilir kalkınma, nükleer yayılma, terörizm, organize suç, milliyetçilik, insan hakları, çevre sorunları, güvenlik ve insan kaçakçılığına pek çok konuyu uluslararası düzeyde inceler.

Bu incelemeyi yaparken Uluslararası İlişkilerin temel teorilerinden faydalanır. Bu teorilerden birisi de “Karşılıklı Bağımlılık” tır (Interdependence). 20. yüzyılın sonlarında sosyal, ekonomik, politik ve kültürel alanda yaşanan gelişmeler sonucu oluşan küreselleşmenin uluslararası ilişkilere yansımaları karşılıklı bağımlılık kavramını ortaya çıkarmıştır. Günümüz uluslararası ilişkilerinde büyük güçler arasındaki karşılıklı bağımlılığın ekonomik boyutunun güvenlik ve askeri boyutun önüne geçtiği görülmektedir.

Uluslararası bağımlılık, yani karşılıklı sorumluluk ve başkalarına bağımlı olma, çoğunluğun görüşüne göre sistemin karakteridir. Marksizm’le yakından ilişkili bir teori olan bağımlılık teorisini belirtir. Buna göre gelişmiş merkez devletler, kendi refahları için, zayıf çevre devletleri sömürürler. Bağımlılık, bir devletin dış politikalarının diğer bir devlet tarafından belirlenebildiği tek taraflı bir etkileşimi ifade ederken, karşılıklı bağımlılık farklı ülkeler arasındaki ilişkilerde gündeme gelen, karşılıklı etkileşimi ifade eden bir kavramdır. Yani karşılıklı bağımlılık; devletler ve toplumlar arasında çok sayıda etkileşim kanalının yarattığı bağlantı ve ilişkilerin, belirli bir hiyerarşik gündemden yoksun olan uluslararası sistemde neden olduğu karmaşık koşullar bütünüdür. Söz konusu etkileşimlerin kaynağı, parasal, mali, toplumsal ya da güvenlik konuları ya da sorunları olabilir. Ancak Robert Keohane ve Joseph Nye’a göre, bu etkileşimlerin karşılıklı bağımlılık çerçevesinde ele alınabilmesi için maliyet unsurunun söz konusu olması gerekmektedir. Eğer karşılıklı etkileşimin taraflar üzerinde olumsuz bir yansıması söz konusu değilse karşılıklı bağımlılıktan söz edilmemektedir ki karşılıklı bağımlılığı diğer etkileşimlerden belirgin biçimde farklı kılan özellik de budur. Eğer karşılıklı etkileşim sadece fayda temeline dayalıysa ve taraflar üzerinde bir maliyete yol açmıyorsa karşılıklı bağımlılık politikası ve teorisinin kapsamı dışında tutulmaktadır. Aralarında karşılıklı bağımlılık ilişkisi bulunan devletler arasında bir olumsuz gelişmeden her iki taraf da etkilenmektedir. Ancak bu ilişki taraflardan biri için diğerine göre çok daha önemli yani A devletinin B’ye gereksinimi B devletinin A’ya gereksiniminden daha fazla olduğundan bu durum, B devletinin A’ya karşı pazarlık gücünün daha fazla olduğu anlamına gelmektedir. Eğer B devleti bu ilişkiye son verirse bundan A daha fazla etkilenen taraf olacağından, B devleti bu ilişkinin bozulmasına A’ya göre daha az dikkat edecektir.

Karşılıklı Bağımlılığın Varsayımları

Keohane ve Nye çok taraflı bağımlılığın temel nitelikleri ve koşullarını üç noktada toplamaktadır: Bunlar, uluslararası ve toplumlararası iletişim kanallarının çokluğu, uluslararası konularının gündemine ilişkin bir öncelik sıralamasının olmaması ve askeri gücün öneminin giderek azalmasıdır.

İletişim Kanallarının Çokluğu

Gayrı resmi iletişim kanalları da bulunmaktadır. Uluslararası/devletlerarası ilişkiler, örneğin realist kuramcılarında üzerinde durduğu gibi resmi kanallar aracılığıyla kurulan ilişkilerdir.

Dış ekonomik politikaların iç ekonomik faaliyetlerle ilişkisi geçmişe oranla artmakta; iç ve dış politika arasındaki ayrım gittikçe bulanıklaşmaktadır.

Konular Arasında Önceliğin Bulunmaması

Gündemin bu denli farklılaştığı bir ortamda artık içerdeki baskı gruplarının çıkarlarına ters gelen fakat ulusal çıkarlar için gerekli olan konularda bu ikisi arasında uyumu sağlayacak bir dış politika belirlemek hükümetlerin karşılaştığı güçlükler arasında yer almaktadır.

Askeri Gücün Öneminin Azalması

Aralarında karmaşık karşılıklı bağımlılık bulunan ülkeler arasındaki sorunlarda askeri gücün uygulanabilme olasılığı oldukça azalmış bulunmaktadır.

Tüm ülkeler için güvenlik sorunu acil bir sorun haline geldiğinde, ekonomik unsurlar ve diğer kaynaklarla desteklenmiş bir askeri güç temel güç kaynağı haline gelir.

Çoğu durumlarda askeri gücün hedefe yönelik etkisinin hem belirsiz hem de maliyetli olduğunu ifade etmek olanaklıysa da askeri gücün kullanılma olasılığının bütünüyle ortadan kalktığını söylemek inandırıcı değildir.

Herhangi bir bağımsız ülkeye karşı bir konu yüzünden güce başvurma diğer pek çok konuda çok daha yararlı ilişkiler kurabilme olanağını tamamen ortadan kaldırabilmektedir. Bu bağlamda doğrudan güvenliği ilgilendirmeyen konularda güç kullanımı son derece maliyetli ve riskli hale gelmiştir.

Karşılıklı Bağımlılığın Siyasal Süreçleri

Bağlantı Stratejileri

Güçlü devletler zayıf oldukları konularda avantaj elde edebilmek için üstün konumlarını kullanarak diğer konularda da üstünlük sağlamaya çalışarak askeri ve ekonomik gücün genel yapısı arasındaki uyumu da sağlamaya çalışırlar. Askeri gücün önemi azalırken askeri bakımdan güçlü devletlerin zayıf oldukları konularda sonuçları etkileyebilecek ölçüde bir denetim sağlayabilmeleri olanağı ortadan kalkmaktadır.

Güçlü devletlerin ekonomik bağlantı stratejisini uygulayabilmesi kamuoyunun, hükümetler ötesi aktörlerin çıkarlarını etkilediği için ve bunların gösterebileceği muhalefet yüzünden çok da kolay olmayabilir. Güçlü devletlerin askeri güç gibi bir aracı bağlantı stratejisi için birbirlerine karşı kullanmaya kalkışmaları tehlikeli sonuçlar doğurabilirken, uluslararası örgütler gibi bağlantı enstrümanının kullanılması yoksul ve zayıf devletler için mümkün olduğu gibi hem daha kolay hem de daha az risklidir. Devletlerarasındaki asimetrik bağımlılığı bir güç unsuru olarak kullanma yoluna gideceklerdir. Devletler bunun yanında uluslararası örgütleri ve uluslar aşırı aktörleri ve ilişkileri de bu amaçla kullanmak isteyeceklerdir.

Gündem Belirleme

Karmaşık karşılıklı bağımlılık bağlamında gündemin, ekonomik büyüme ve karşılıklı bağımlılıktan kaynaklanan içsel ve uluslararası sorunlardan etkileneceğini söyleyebiliriz. 0 (sıfır) Politizasyon ve çatışma bir konuyu derhal gündemin ilk sırasına yerleştirebilir. Uluslar aşırı ekonomik örgütlenmelerin ve uluslar ötesi bürokrasilerin politizasyondan kaçınması beklenir.

Ulus Aşırı ve Ulus Ötesi İlişkiler

Diğer hükümetlerle ilişki söz konusu olduğunda hükümet organlarının bir bütün oluşturacaklarının veya diğer ülkelerle müzakereler söz konusu olduğunda her bir organın ulusla çıkarları yorumlama konusunda diğerleri gibi davranacağının bir garantisi söz konusu değildir. Ulusal çıkarlar farklı konularda, farklı zamanlarda ve farklı hükümet organları tarafından farklı biçimlerde tanımlanacaktır.

Uluslararası Örgütlerin Rolü

Uluslararası örgütlerin siyasal pazarlıklardaki rolü de gittikçe artmaktadır. Uluslararası gündemi belirleyebildikleri ve koalisyon oluşturma sürecinde katalizör rolü gördükleri gibi, zayıf ve küçük devletlerin siyasal öncelik kullanma ve bağlantı stratejisi uygulama zemini olarak da rol oynamaktadırlar.

Birçoğunun diğeri nezdinde diplomatik temsilciliği olmayan azgelişmiş ülke temsilcilerini bir araya getirmesi açısından uluslararası örgütler gerçekten büyük öneme sahiptir.

Bir devlet bir oy ilkesinin işlediği BM sistemi küçük ve güçsüz ülkelerin koalisyonu için iyi zemin oluşturmaktadır. Uluslararası örgütlerin büyük çoğunluğunun kuralları devletlerin toplumsal ve ekonomik eşitliği prensibine dayanmaktadır.

Uluslararası örgütler aynı zamanda küçük ve zayıf devletlerin bağlantı stratejileri için de uygun bir zemin oluşturmaktadır.

Devletlerin temel amaçlarının güç ve güvenlik elde etmek olduğunu düşünen realistler, devletlerin güvenlikleri için sürekli tehdit ve tehlikenin söz konusu olduğunu varsayarlar. Liberal düşünürler için ekonomik konular askeri ve güvenlik konuları kadar önemlidir.

Karşılıklı bağımlılık özetle çok sayıda kanalla sadece devletlerin değil toplumların da birbirine bağlı hale geldiğini, konular arasında bir hiyerarşinin olmadığını ve devletlerin birbirlerine karşı askeri güç kullanımının azaldığını ortaya koymaktadır.

Rukiye EROĞLU

TUİÇ Staj Programı

Kaynakça:

Akçadağ, E. (t.y.). Bir Karşılıklı Bağımlılık Örneği Olarak AB-Çin Ekonomik İlişkileri. Erişim Adresi: http://www.uiportal.net/bir-karsilikli-bagimlilik-ornegi-olarak-ab-cin-ekonomik-iliskileri.html (Erişim Tarihi: 23.01.2014).

Arı, T. (2002). Uluslararası İlişkiler Teorileri. İstanbul,:Alfa Basım Yayım Dağıtım.

Gürkaynak M., Yalçıner, S. (2009). Uluslararası Politikada Karşılıklı Bağımlılık ve Küreselleşme Üzerine Bir İnceleme. Uluslararası İlişkiler Akademik Dergi, 6(23).

Tokmakoğlu, A., B. (2008). Uluslararası İlişkilerin 5 Temel Kavramı. Erişim Adresi: http://blog.milliyet.com.tr/uluslararasi-iliskilerin-5-temel-kavrami/Blog/?BlogNo=146443 (Erişim Tarihi: 23.01.2014).

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Gençlere Avrupa Turu: DiscoverEU ile Kültürel Keşifler

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından başlatılan DiscoverEU programı, gençlere...

Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü BM Genel Kurulu’nda Tartışılacak

📣 Eylem Çağrısı: 11 Temmuz'u Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü...

Yükseköğretime Erişim İzleme Anketi

Bu anket, 6 Şubat Depremi sonrasında Hatay'da yükseköğretime erişimde...

Küresel Güney Sorunu: Batı’nın Yanıldığı Noktalar

Bu yazı Uluslararası Kriz Grubu CEO'su Comfort Ero tarafından...