Katma Protokolle Birlikte Türkiye’nin Elde Etmiş Olduğu Kazanımlar

Türkiye’nin Avrupa Birliği serüveni 12 Eylül 1963’te imzalanan Ankara Anlaşması’na dayanmaktadır. 1963 Ankara Anlaşması ve 23 Kasım 1970’te imzalanıp, 1 Ocak 1973 tarihinde yürürlüğe giren Katma Protokol, AET/AB – Türkiye ilişkilerinin tarihsel seyrini değerlendirmede iki önemli belgeyi oluştururlar.(1) 1963’ten bu yana Avrupa Birliği sürecinde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Bunlardan en önemlilerinden birisi 1973 Katma Protokol’dür.

Katma Protokol’ün Kapsamı

Gümrük Birliği esasına dayandırılmış bulunan ve 64 maddeden meydana gelen Katma Protokol, malların serbest dolaşımını gerçekleştirecek usul, sıra ve süreler de dahil olmak üzere, kişilerin, hizmetlerin, sermayenin serbest dolaşımı; ulaştırma, rekabet, vergileme ve mevzuatın yakınlaştırılması; ekonomi ve ticaret politikalarının uyumlu hale getirilmesi konularını hükme bağlamaktadır.(2) Katma Protokol’ün ekonomik, sosyal ve siyasi niteliği Ankara Anlaşması’yla benzeşmesi nedeniyle, Katma Protokol’e Ankara Anlaşması’nın bir eki niteliğindedir de diyebiliriz.

Bu protokolde Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nun yetki alanına giren maddelerde ilgili de bir hüküm söz konusudur. İçerikte; uygulama usul, süre ve şartlarının sonradan yapılacak bir düzenleme ile saptanması hükmüne yer verilmiştir. Fakat 1995 yılına kadar herhangi bir düzenleme yapılmaması nedeniyle Türkiye – AB arasında genel bir ticari protokol oluşturulamamıştır. 1994 yılında Gümrük Birliği’ne geçiş kapsamında çalışmalar yeniden başlamış, 21 Aralık 1995 tarihinde Serbest Ticaret Anlaşması hazırlanmış, 1 Ağustos 1996 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Türkiye’nin kalkınmasını hızlandırmak amacıyla, Katma Protokol’le birlikte İkinci Mali Protokol imzalanmıştır.(3) Söz konusu protokolle, AB Türkiye’ye 195 milyon ECU’lük bir kredi açmaktadır. Mali protokolün 8. Maddesinde ek olarak 25 milyon ECU’lük bir kredi açma imkanları daha olacaktı. Aralık 1982 itibariyle tamamı kullanılan 195 milyon ECU’lük kredinin 75 milyon ECU’lük kısmı kamu sektöründe, 20 milyon ECU’lük kısmı ve ek 25 milyon ECU’lük kısmı da özel sektör tarafından kullanılmıştır. Protokolde tarım ürünleri kapsamında da bir anlaşmaya gidilmiştir. Katma protokolün 33/2 ve 3. Maddeleri topluluğun genel mükellefiyeti olarak Türkiye’nin Topluluk Ortak Tarım Politikası ‘na uyum sürecinde, Türk tarımının çıkarlarını göz önünde tutacağını, Ortak Tarım Politikası’nda meydana gelecek gelişme ve değişiklikleri Türk tarafına bildirecekleri hükme bağlanmaktadır.(4)

Katma Protokol Türkiye ile Avrupa Birliği arasında bir ekonomik bütünleşme olmasını öngörmüştür.(5) Bu bütünleşmenin oluşması için daha fazla haklar verilmiştir. Malların serbest dolaşımının yanı sıra, sermaye iş gücü ve hizmetler bakımından da serbest dolaşım izni verilmiştir.  Bütün bunlara ek ve en önemlisi olarak görülen ve üzerinde en çok tartışma olan Katma Protokol’ün 41/1 maddesidir. Söz konusu madde şu şekildedir; “Akit taraflar, aralarında yerleşme hakkı ve hizmetlerin serbest edinimini yeni kısıtlamalar koymaktan sakınırlar”(6)

Katma Protokol’de yer alan bu madde ve Avrupa Topluluğu Adalet Divanı’nın vermiş olduğu karar doğrultusunda, Türk vatandaşlarının 01.01.1973 tarihinde Türk vatandaşlarına vize uygulamayan AB ülkelerine hizmet sunma ve edinme amacıyla vize almadan gidilmesi anlamına gelmektedir. Yine bu maddeye göre başta iş adamları olmak üzere, doktor, avukat, öğrenci, sporcu vs. gibi unvanlarla Avrupa Birliği ülkelerine hizmet sunma ve edinme amacıyla giren Türk vatandaşlarının vizesiz girme hakları vardır. Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin Katma Protokol’ün 41/1 maddesine aykırı olduğu gayet açıktır ve ATAD bu maddenin gereklerinin yapılmamasına yönelik açılan bir davayı sonuca başlamıştır.

Bu davanın şu şekilde sunabiliriz; “Avrupa Topluluğu Adalet Divanı, 19 Şubat 2009 tarihinde Soysal davası (c-288/6) olarak bilinen davaya ilişkin kararını açıkladı. Divan kararında, belli Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin haksız olduğuna karar verdi. Adalet divanı 1 Ocak 1973 te yürürlüğe giren Katma Protokol’ün 41. Maddesinin 1. Fıkrası uyarınca, bu protokolün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren hizmet sunmak ve edinmek amacıyla AB ülkelerine giden Türk vatandaşlarına yeni kısıtlamalar getirilemeyeceğini ifade etti. Divan, bu anlamda vizenin de yeni bir kısıtlama olduğunu belirterek, o tarihte uygulanmayan vizenin, bugün uygulanmasının hukuka aykırı olduğuna hükmetti.”(7)

Ancak bu kararla Türk vatandaşları bu haklara hemen sahip olmuş değildir. Bu demek değildir ki, Türk vatandaşları yarından itibaren AB üyesi ülkelere vizesiz girebilecektir. Bunun sağlanması ATAD kararını fiilen uygulamaya geçirecek adımlar atılmasıyla mümkün olacaktır. Üye ülkelerin bu kararı uygulamaya geçirebilmeleri için Türk diplomasisine büyük görevler düşmektedir.

Sonuç olarak, Katma Protokol hem Türkiye hem de AB ile olan ilişkiler bakımından önemli bir yerde bulunmaktadır. Söz konusu protokol, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan ilişkilerini daha sıkı hale getirmiş, hukuki bir temele oturtmuş ve daha da sağlamlaştırmıştır. Serbest Ticaret Anlaşması’yla AB ile olan ticari ilişkilerimiz daha genişlemiştir. İkinci Mali Protokolle birlikte Türkiye’nin kalkınmasını hızlandırmak amaçlanmış ve gerekli krediler hizmete sunulmuştur. Ortak Tarım Politikası’yla Türk tarımının çıkarlarının göz önünde tutulacağı belirtilmiştir. Bütün bu nedenlerden dolayı, Katama Protokol Türkiye açısından gerçekten önemli bir yere sahiptir. ATAD’ın Soysal davasına verdiği karar ve Türkiye’nin bu protokole ve davaya yaklaşım şekli Türk diplomasisinin bu konuda pasif kaldığının göstergesidir.

Avrupa Birliği’ne en son üye olan devletlerden olan Hırvatistan, Bulgaristan ve Arnavutluk gibi ülkelerin dahi elde edebildikleri hakları, bu ülkelerden her bakımdan daha üstün bir ülke olan Türkiye sahip olamamıştır. Fakat açılan davalar neticesinde Avrupa Topluluğu Adalet Divanı hiçbir siyasi baskı altında kalmadan gerekli ve doğru olan kararı vermiş, hukukun üstünlüğü ilkesini benimsemiştir. Bundan sonraki dönemde gerekli hakların elde edilebilmesi için Türk diplomasisinin pasif kalmaması şarttır.


Osman Şenol
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Uluslararası İlişkiler 1. sınıf

Kaynakça
1) Prof. Dr. Harun Gümrükçü- Vize ve vize ötesi haklar için doğru adımlar
2) www.dtm.gov.tr— katma protokol   
3) http://www.izto.org.tr/NR/rdonlyres/A371AFE0-7D12-4B1D-AC90 A4114B197C28/11677/MaliProtokol.pdf   
4) http://www.dtm.gov.tr/dtmweb/yaziciDostu.cfm?dokuman=pdf&action=detay&yayinid=252&icerikid=355
5) www.dpt.gov.tr/
6) http://www.tisk.org.tr/isveren_yazdir.asp?yazi_id=2031&id=&baslik_id=&yapi=&gecerli_sayfa=
7) http://www.abvizyonu.com/avrupa-birligi/avrupa-toplulugu-adalet-divani-soysal-kararina-gore-vize-haksiz.html

{jcomments on} 

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Teknolojinin Göçmen Havaleleri Üzerindeki Etkisi: Gelişmekte Olan Ülke Perspektifi

Gökçen Ayzıt Kırkali  Göç Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Yurt dışında çalışan göçmenlerin...

Kosova Avrupa Konseyi Üyeliğine Bir Adım Daha Yaklaştı

Avrupa Konseyi'nin Siyasi İşler ve Demokrasi Komitesi, 31 ülkenin...

Bosna Hersek Seçim Yasası Değişti

Bosna Hersek, Dayton Barış Anlaşması sonrasında kurulan karmaşık siyasi...

Dijital Araçların Göç Süreçlerindeki Rolü

Hazırlayan: Büşra KEŞLİ TOROSLU Özet Bu araştırma, dijital teknolojilerin göç ve...