Kıbrıs’taki Büyük Değişim

1980’lerde ve 90’larda KKTC’ye uçakla gelirken yukarıdan aşşağıya baktığımızda üzülürdük. Bir yanda ışıl ışıl Rum kesimi, bir yanda bir tek Türkiye’nin desteğiyle ayakta kalan KKTC. Bizim taraf yokluktan karanlık, diğer taraf ışıl ışıl. Rum kesimine dünyanın en ünlü markaları ve firmaları gelirken KKTC bunlardan mahrum yaşardı.

REMAX Kıbrıs’ın sahibi işadamı Dengiz Kürşad ve eşi KKTC’nin elektrik altyapısı ile ilgili işler yapan işkadını Gözde Kürşad ile Ambiance adlı bir restorantda yemekteydik. Şöyle bir etrafıma baktım, dünyanın birçok ülkesinin siyasi olarak tanımadığı KKTC. Ama restorantda boş masa yok ve ekseriyeti Avrupalı. Tabii ki başı İngilizler çekiyor.

Dengiz Kürşat emlak sektörü ile ilgili açıklama yapınca daha da farklı bakmaya başladım mevzuya. KKTC’deki emlak piyasasını İngilizler ihya ediyormuş. Rum tarafından kuzeye geçip aylarca KKTC’de kalıyorlarmış. Ekonomiye sağladığı desteği bir hesap edin.

Daha da önemlisi KKTC’de üç tarz emlak var. İlki Türk koçanlı yani müdahaleden önce de Türklerde tapusu olan gayrimenkuller. İkincisi eşdeğer yani KKTC’ye gelen Türklerin güneydeki mallarına karşılık aldıkları yerler. Üçüncüsü ve bir anlaşma halinde en çok sıkıntı yaratabilecek olan tahsisler yani KKTC Hükümeti’nin tahsis ettiği yerler. Olası bir Annan planı tarzı anlaşmada en büyük sorun yaşanabilecek mülkler de bunlar. Ama İngilizlerin hiç umurunda değil. Fiyatı daha uygun diye hepsi tahsis arazilerini yada evlerini tercih ediyorlar. KKTC’yi kabullenmiş ve yatırım halindeler. Emlak piyasası almış başını gidiyor, sadece İngilizler değil, Arap dünyasından da diğer Avrupa ülkelerinden de Kıbrıs’a büyük ilgi var.

Gözde Kürşad elektrik altyapısıyla ilgili bilgi veriyor. Birkaç yıl öncesine kadar KKTC’deki Teknecik Santrali KKTC’ye yetmezken yapılan ekler ile birlikte şimdi Rum kesimine elektrik verir hale gelmişiz. Rum kesimi ciddi bir elektrik ve ekonomik sıkıntı içerisinde. Kim derdi ışıl ışıl Rum kesimine KKTC elektrik verecek diye. Belki çok büyük miktarlar değil ama az da olsa, insana keyif veriyor.

Girne’deki otel yatırımları zaten had safhadaydı. Bir de bunun üzerine Girne’ye nazaran daha az gelişmiş olan Magosa bölgesine de otel yatırımları başlayınca KKTC bölgenin önemli turizm merkezi olma yolunda ilerliyor.

Remax gibi birçok uluslarası şirket artık Rum lobilerinin baskılarını umursamadan KKTC’de şubeler açıyor. Kısacası sermaye KKTC’de umut görüyor.

Tabii ki bu büyüme ve gelişme sadece KKTC’ye özgü değil. 80’lerde 90’larda AB’ye girelim de Yunanistan ekonomisi gibi olalım dediğimiz Yunanistan iflasın eşiğindeyken Türkiye git gide büyüyen bir dünya gücü oluyor. AB tek çıkış yolumuz mantığı artık yerini akıllarda olsa da olur olmasa da dedirtmeye başlıyor.

Türkiye önemli bir pencere yakalamış durumda dünyanın gidişatı hesaba katıldığında, eğer iç dinamikler kontrol edilebilirse ve bu firsatlar iyi değerlendirilirse bu yüzyıl Türkiye’nin ve KKTC’nin yüzyılı olur. Her zaman bahsettiğim 2050’deki dünya liderliği hedefi ise Türkiye için artık gayet olası bir ihtimal olmaya başlar.

 

Yrd. Doç. Dr. Burak Küntay

Bahçeşehir Üniversitesi

Hükümet ve Liderlik Okulu (HLO) Başkanı

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Gençlere Avrupa Turu: DiscoverEU ile Kültürel Keşifler

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından başlatılan DiscoverEU programı, gençlere...

Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü BM Genel Kurulu’nda Tartışılacak

📣 Eylem Çağrısı: 11 Temmuz'u Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü...

Yükseköğretime Erişim İzleme Anketi

Bu anket, 6 Şubat Depremi sonrasında Hatay'da yükseköğretime erişimde...

Küresel Güney Sorunu: Batı’nın Yanıldığı Noktalar

Bu yazı Uluslararası Kriz Grubu CEO'su Comfort Ero tarafından...