Kıbrıs’taki İngiliz Üsleri

Kıbrıs’ta iki tane İngiliz Üssü bulunuyor. Dikelya ve Ağrotur (Akrotiri).

1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına ve Anlaşmalarına göre tam bir “Bağımsız Devlet” statüsünde bu İngiliz Üsleri.

Amerika Birleşik devletleri Merkezi Haber Alma Örgütü’nün (CIA) yayınladığı “World Factbook 2005’e göre Akrotiri adlı İngiliz üssü tanınmış bir devlet ve adı da AKROTIRI.  

https://www.cia.gov/library/publications/the-world-fact-book/index.html internet adresinden bu bilgileri alabilirsiniz.

Devlet Başkanı 16 Ağustos 1960 tarihinden beridir İngiliz Kraliçesi Elizabeth II. Hükümetin başı ise 26 Nisan 2006 tarihinden beri General Richard Lacey. Bu devletin garantörü İngiltere ve hudutları içinde de İngiliz Ordusu bulunmakta.

Orta Doğu ülkelerine yapılan her hava saldırısında bu üsler hem Amerikalılar hem de İngilizler tarafından kullanılmakta.

Tabii bu devletin şimdi birde “Kıta Sahanlığı” oluştu aniden.

1960 Anlaşmaları içinde var olmayan İngiliz Üslerinin kıta sahanlığı, Doğu Akdeniz’de Hidrokarbon yatakları bulununca varlığı ortaya çıktı.

Hidro karbon yataklarının varlığından sonra İngiltere devletinin adaya bakışı da değişti.

Akrotiri Devleti şimdi kendi toprakları ve kara suları içinde “Kıbrıs Aslanı” adını taşıyan bir tatbikat yapmak hazırlığında, tabii anavatanı İngiltere ile birlikte.

Bu tatbikatın amacı “İngiliz Gücünün Akdeniz’de Gösterilmesi” olduğu kesin. Bu güne değin her tür uçak ile İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetlerinin, Kara kuvvetleri ve aralarında sadece kendi başına 15 adet helikopter taşıyan bir helikopter gemisinin de bulunduğu 7 deniz birliğinden oluşan İngiliz Kraliyet donanmasının katıldığı bu çapta bir tatbikat hiç yapılmadı.

Bu tatbikat sırasında Akrotiri devleti kara suları içinde ve Kıbrıs adası açıklarında gerçek mermilerle atışlar yapılacak, hava savunma tatbikatı gerçekleştirilecek ve aynı zamanda da İngiliz Kraliyet deniz piyadeleri tugayı amfibik faaliyetlerde bulunacak.

Kıbrıs Aslanı adlı tatbikat ilk başta Sardunya Adası’nda gerçekleştirilecekti ama son anda Akrotiri kara sularında yapılmasına karar verildi. Böylece “Akrotiri Kara Suları” değimi de ilk defa politik literatüre girmiş oldu.

Bunun da bir tek gerekçesi var. 1960 Anlaşmalarının içeriğinde Akrotiri adlı İngiliz Egemen Üsleri’nin kara suları olduğuna ve Münhasır Ekonomik Bölgesi bulunduğuna dair her hangi bir not yok.

Ama bunu çağrıştıran bir bölüm var. İngiliz devleti veya Akrotiri Egemen Üsler Bölgesi yönetimi tatbikat yapmak istediğinde, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Anlaşmasına göre Kıbrıs Cumhuriyeti’nden izin almak zorunda değil. Bilgi vermesi yeterli.

Nisan ayı başında komando birlikleri ile üç savaş gemisi tatbikata katılmak için Akrotiri’ye gelmişti. Bunlara içinde bir adet helikopter gemisi ile 4 başka geminin bulunduğu ikinci bir grup gemi daha eklenecek. Diğer gemiler ve birlikler de bölgeye bir plan çerçevesinde intikal etmek üzereler.

Doğu Akdeniz’de askeri tatbikatlar yapılması, bölgede hidrokarbon araştırmalarının başlamasında itibaren İngilizlerin planlamalarında yer almaya başladı. Kıbrıs Aslanı adlı tatbikat, büyük bir olasılıkla Mayıs ayı bitmeden gerçekleştirilecek.

Bundan sonraki adımda İngilizler, Limasol’un batısında Akrotiri Egemen İngiliz Üssü’nün içinde yer aldığı Akrotiri yarım adasını öne sürerek, Akrotiri Devletinin kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge hakkının bulunduğu iddialarını ortaya atacak ve sonunda kabak biz Kıbrıslı Türklerin başında patlayacak.  

Münhasır Ekonomik Bölgenin varlığı konusunda Rumlarla İngilizler sıkı bir pazarlığa girişecekler ve adanın tümünde Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’nin egemenliğinin geçerli olabilmesi için İngiltere hükümetinin Rumlara her türü desteği vereceği karşılığında Rumlar bu hakkı İngilizlere verecekler ve yanlarına da İngiltere gibi bir devleti almış olacaklar.

Zaten Rumlar isteseler de istemeseler de, ne ABD ne İngiltere ne de İsrail, bu yatakların çalıştırılmasını Rumlara bırakmazdı. Böylesi bir anlaşmayla Rumlar bir taşla iki kuş vurmuş olacaklar.

İşin ilginç yanı bu üslerin varoluş anlaşmasında biz Kıbrıslı Türklerin de imzası var. Münhasır Ekonomik Bölge hakkında da olmalı.

 

Prof.Dr.Ata ATUN

www.ataatun.com

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Covid-19 Sonrası Yeni Normal: Dijital Göçebelik ve Güneydoğu Asya

Ecem Hayırcı  Göç Çalışmaları O-Staj Programı ÖZET Günümüzde teknolojinin gelişmesi, küreselleşme, iş verenlerin...

”Deontolojik değil sonuççu liberteryenim” – Dr. Merve Karataş

Bu röportaj Zeynep Naz Terzi tarafından Liberal Demokrat Parti...

Hırvatistan’da Seçim Rüzgarları: Cumhurbaşkanı Milanović, Başbakanlık Koltuğu İçin Yarışa Giriyor

Hırvatistan'da Seçim: Hırvatistan siyasi sahnesi, Cumhurbaşkanı Zoran Milanović'in, Nisan...

İklim Değişikliğinin Göç ve Kalkınma Üzerindeki Etkileri

Esranur Tekin Göç Çalışmaları Stajyeri  GİRİŞ Göç, dünyanın hemen her ülkesini etkileyen...