Mendax’tan Diplomatik Krize: Julıan Assange

Giriş

3 Temmuz 1971’de Avustralya’nın Townsville kasabasında doğan Assange, bir editör, gazeteci ve aktivisttir. Herkes tarafından bilinen Wikileaks adlı internet sitesinin hem kurucusu hem de editörü ve basın sözcüsüdür. (Wikipedia English: Julian Assange) Çok fazla seyahat ve taşınma içeren bir çocukluk yaşayan Assange, 2006’da Wikileaks’in kurulması ile kavuşacağı küresel tanınmaya kadar “hacker”lıktan gazeteciliğe uzanan, aslında çok da sıradan olmayan bir yaşam sürdürmüştür. Wikileaks’in kurulması ve sızdırılan belgelerden sonra tüm dikkatleri üzerine çeken Assange, gizemli yapısı ve hakkında çok az şey bilinmesi ile adeta bir ilgi odağı haline gelmiştir. Wikileaks’i kurduktan sonra da gezgin bir hayat sürdüren ve belirli bir ikamet yeri olmayan Assange’nin İsveç’te bulunduğu bir dönemde iki kadınla ilişkiye girmesi ve bu kadınların taciz suçlaması ile savcılığa başvurması sonucu İngiltere’de bulunduğu sırada tutuklanmıştır. Dünyada yankı uyandıran bu tutuklamanın ardından Ekvador’un Londra Büyükelçiliğine siyasi sığınma talebinde bulunan Assange’nin talebi kabul edilmiş ve konu bireysel bir uluslararası sorun olmaktan çıkarak diplomatik bir kriz boyutuna taşınmıştır. Hala Ekvador büyükelçiliğinde bulunan Assange, dikkatleri üzerinde çekmeye devam etmektedir.

Dipten Gelen Dalgalar

Avustralya’nın Queensland eyaletinin kuzey kesimindeki Townsville’de doğan Assange Townsville’yi “zaten kendisi dünyanın ücra bir kıtası olan bir ülkede daha da ücra bir bölge” olarak tanımlamaktadır. Assange annesini parlak ve yaratıcı bir genç kız, babasını ise kültürlü gerçek bir protestocu olduklarını belirtmektedir. O dönemde Vietnam’daki savaşa 60 bin kadar Avustralya askeri katılmıştır ve Avustralya’da savaş karşıtı gösteriler zirvededir. Assange’nin anne ve babasının tanışması da böyle bir gösteride cereyan etmiştir. Assange bu dönemi tutucu bir toplumun kendini bulması olarak ifade etmekte ve kendisinin de bunu anne sütünden almış olduğunu belirtmektedir. Annesinin kendisine söyleneni yapmaya karşı doğal bir isteksizliğinin olduğunu belirten Assange, onun bu huyunu kısa süre içinde aldığından bahsetmektedir. (Assange 2011: 21-23) Assange, adını öz babasından değil, kendisi iki yaşında iken annesinin evlendiği Richard Brett Assange’den almıştır. Biyolojik babasını yirmi beş yaşına kadar tanımamıştır. Müzisyen ve gezgin bir tiyatrocu üvey baba ve resim yapmayı seven yaratıcı bir anne ile çocukluk dönemi sürekli taşınmalar ve seyahatlerle geçen Assange, 50 farklı kasabada yaşadığını ve 37 farklı okulda eğitim gördüğünü belirtmektedir. (Assange 2011: 25)

Assange’nin çocukluğuna dair bazı anıları, hangi psikolojik şartlar altında yaşadığı, bunlardan ne ölçüde etkilendiği ve bugünkü karakterin ortaya çıkmasında ne gibi rolleri olduğu hakkında bize bazı ipuçları vermektedir. Annesinin dur durak bilmez bir aktivist olmadığını belirten Assange, ama değişim gücünün bilincinde olduğu söyleminde bulunmaktadır. Beş yaşında iken, balık ağları yunuslara zarar verdiği için evde ton balığı yeme yasağı koyduklarını ve bu ambargonun balık avlama uygulamalarında bir değişikliği zorunlu kılınca bunu kutladıklarını ve kendi çabalarının da bu sonuca ulaşmakta rol oynadığını hissettiklerini ifade etmekte, dolayısıyla bu şekilde değişimin mümkün olduğunu anladığını belirtmektedir. (Assange 2011: 26) Bir başka anısında Assange, komşularından bazılarının, annesi ve babasının özgürlük kavramını ele alışlarına karşı olarak dar kafalı davrandıklarını belirtmektedir. Bir gün eve dönüşte evlerinin alevler içinde kaldığını gördüklerini ifade eden Assange, bölge halkından yirmi kadar kişinin öylece durup seyrettiklerini, hiç kimsenin yangını söndürmeye teşebbüs etmemesini ve hatta bazılarının aralarında gülüşerek sıcağa tahammül edemediklerini söylediklerini hatırladığını açıklamaktadır. Bunu katıksız bir kötülük olarak tanımlayan Assange, bu yangının pek çok açıdan kendisini etkilediğini ifade ederek, bölge halkının sanki gösterişçilik ve cesaretin hak ettiği cezayı bulduğu fikrinden keyif aldıklarını söylemektedir. (Assange 2011: 28) Bir diğeri ise; Assange’nin annesinin Avustralya çölündeki Maralinga’da, nükleer test alanında bilimsel çalışmalar yapan gerillalarla birlikte çalışan bir adama yardım etmesi ile ilgili. 1952 ile 1963 yılları arasında İngilizler burada, Avustralyalıların da onayıyla, nükleer silahlarla hem büyük hem de küçük çaplı denemeler yapmışlardır. Nükleer bombaların ateşe verildiği ya da konvansiyonel silahlarla birlikte havaya uçurulduğu ya da kasten düşürülen uçaklara yerleştirildiği “küçük çaplı”  denemeler, kamuoyunda bilinenden çok daha vahim sonuçlara yol açmış, geniş bir alana radyasyon yayılmasına neden olmuştur. İngiltere ve Avustralya hükümetleri bu denemelerin askerler veya bölgede yaşayan Aborijinler için bir tehlike oluşturduğunu inkar etmişlerdir. Bunun bir yalan olduğu ortaya çıktıysa da, ancak yıllar sonra itiraf etmişlerdir. Assange, bu sebeplerden ötürü annesinin arkadaşının gerçeklerin peşine düştüğünü belirtmektedir. Bir gece oradan dönüşlerini hatırladığını belirten Assange durumu şöyle anlatır: “Saat sabahın ikisiydi ve yanımızda bu adamla birlikte otobanda ilerliyorduk. Adam takip edildiğimizi fark etti, bu yüzden onu hemen arabadan indirdik, sonra yolun ilerisinde, annem ve ben federal polis tarafından durdurulduk. Polis anneme sabahın ikisinde bir çocukla dışarıda oluşunun anneliğe yakışmadığını söyledi. Siyasetten uzak durması gerektiğini söyledi. Annem bu olaydan sonra uzak durdu. Ama ben durmadım.” (Assange 2011: 35-36) 

Assange dokuz yaşında iken annesi, ismini aldığı üvey babası olan Brett Assange’den ayrılmıştır. Annesinin Leif Meynell adında bir adama aşık olduğunu belirterek, Leif’in “Aile” denilen bir Avustralya tarikatına mensup olduğunu ayrıca saplantılı mizacının, ben merkezciliğinin ve koyu kontrol anlayışının bu tarikat üyeliğinden ileri geldiğini söylemektedir. Leif ile işler yolunda gitmediğinde annesi ile birlikte ondan kaçmak zorunda kaldıklarını, bu kaçış sırasında çok az parayla yeterince normal olmadan yaşamayı öğrendiklerini hatta annesinin ismini bile değiştirmek zorunda kaldığını ifade etmektedir. Assange’nin çocukluk döneminin taşınmalar ve seyahatlerle geçtiği dönemin önemli bir kısmı bu döneme tekabül etmektedir. (Assange 2011: 44-52)

Brett Assange gittikten sonra yaşamının ilk döneminin sona erdiğini belirten Assange, artık daha güçlü bir atılıma hazır olduğunu ve bunun yepyeni, büyüleyici bir makine ile gerçekleştiğini ifade ederek “Commodore 64” bilgisayarı işaret etmektedir. (Assange 2011: 54)

Avustralyalı Hacker: Mendax

On altı yaşına geldiğine bilgisayarın bilinci haline geldiğini ifade eden Assange, bu durumun yeni bir yaşamın başlangıcı olduğunu dile getirmektedir. (Assange 2011: 54) Günün birinde bilgisayarların dünyayı değiştireceğini daha o zamanlardan bildiklerini iddia eden Assange,  şunları ifade etmektedir: “Eski kafalılar alay etmek için taktıkları isimlerle ve medyalarıyla, gizli “ulusal çıkar” ve vatandaşlık anlayışlarıyla, ihanet suçlamalarıyla üzerimize geleceklerdi ama biz, dünyanın onların bildiklerinden çok daha fazla modern olduğunun hep farkındaydık. Kahire bekliyordu. Tunus bekliyordu. Hepimiz teknolojimizin, özgürlüğün git gide artan bir evrenselliğe olanak vereceği günün gelmesini bekliyorduk.” Vietnam protestolarından tarikatlar tarafından takip edilmesine kadar çocukluğuna dair ibretlik öykülerin hepsine bu şekilde yanıt aradığını belirten Assange, gerçekliğe en yakın yerin bu olduğunu ifade ederek Wikileaks’de yaptığı işlerin, çocukluk yıllarının hayaletimsi damgasını taşıdığından emin olduğunu dile getirmektedir. (Assange 2011: 57-58)

Aydınlanmanın bilgisayarla değil modemle geldiğini belirten Assange, o zaman her şeyin bittiğini ifade etmektedir. İnternetten önce, bilgisayarda küresel bir alt kültürün ilan tahtalarıyla işlediğini belirterek, bu izole bilgisayar sistemleri ile diyelim Almanya’da kurulduğunu ve insanların telefonu çevirip mesaj ve yazılım değiş tokuş ettiklerini örneklemektedir. İnternetin gelmesi ile ansızın herkesin bağlantılı hale geldiğini söylemektedir. (Assange 2011: 66)

Tanıdığı hackerların çoğunun bedava telefon etmenin peşinde olduğunu dile getiren Assange, hackleme işini ise sizi dışarıda tutmak için konmuş bariyerleri aşmak olarak tanımlamaktadır. (Assange 2011: 66-68) Her hackerin bir lakabı olduğu gibi Assange da “Mendax”ı benimsemiştir.  İlk başlarda yalnızca Avustralya’da bir üniversitenin üyesi olanların bağlanabildikleri Amerikan sistemi olan Arpanet’e kaçak girmekle başlanan hackerlık yolculuğunu, Pentagon’un 8. Kumanda grubu, Citibank, NASA ve Kanada telekomünikasyon şirketi Nortel takip etmiştir. Bu durumla ilgili olarak şunları söylemektedir: “Gün içinde markete gitmek için sokakta yürürken, sizi miskin bir yeni yetmeden başka bir şeye benzetmeyen tanıdığınız insanlarla karşılaştığınız olabilirdi, oysa siz bütün geceyi NASA’nın derinliklerine diz boyu batmış olarak geçirmiş olurdunuz.” (Assange 2011: 69-72) Citibank’tan para çalan hackerlar hakkında bir sürü uydurma rivayet dolaştığını belirten Assange, sadece bilgisayarlarını çalıştıracak elektriği çalmanın, telefonları ve pastaları bedavaya getirmenin derdinde olduklarından söz etmektedir. Kendilerini birer Ned Kelly, Robin Hood ve Moğol yağmacıları olarak tanımlamaktadır. (Assange 2011: 73-76) Eğlencenin yaratmış olduğu çılgınlığın, sırların nasıl saklandığına dair birçok şeye işaret ettiğini vurgulayan Assange, hükümetlerin bundan ürktüğünü ve birçoklarının sokaklarda gösteri yapan ve barikatların üstünden molotof kokteyli fırlatan insanlardan korktuklarından çok daha fazla korktuklarını belirtmektedir. Birçok yetkilinin kendilerinden nefret ettiklerini bunun kendi yaşam öyküsünde önemli bir unsur olduğunu ve her zaman “ Bir yere kapatın onu ve sesini kesin.” Yaklaşımıyla karşı karşıya kaldığını söylemektedir. (Assange 2011: 75-76) Hayatının bu döneminde kaçınılmaz olanı keşfettikleri şeyin mantığını takip etmek ve onun toplumu nasıl bağlı kıldığını görmenin gitgide daha çok meseleleri haline geldiğini bununla beraber hızla büyüdüklerini ve başlarını derde sokmaya hazır olduklarını belirten Assange, daha bu dönemde devlet tarafından hedef alındıklarını ifade etmektedir. Bunu 1988 yılında Avustralya’da bilgisayar suçları yasasının çıkması takip etmiş ve hackerlar için risk önemli ölçüde artmıştır. Siyasal düşünce olarak değilse bile mizaç itibariyle anarşist olduğunu belirten Assange, eğlenmek için yola çıkmışken kendilerini dünyayı değiştirme arzusuyla yanıp tutuşurken bulduklarını ifade etmektedir. Hackerlık kariyerinin son girişiminde Kanada’da bir telekomünikasyon şirketi olan Nortel’in sisteminde dolaşırken takibe alınmışlardır ve Assange tutuklanarak mahkemeye çıkarılmış, sembolik bir tazminatla kurtulmuştur. Bu olaydan sonra hackerlığa son verip kendine gazetecilik alanında bir kariyer oluşturmuştur. (Assange 2011: 93-102)

Wikileaks ve Julian Assenge

1993 yılında Avustralya’nın ilk internet servis sağlayıcılarından birisini kuran Assange, 1994 yılı sonrasında Melbourne’de bilgisayar programcısı ve ücretsiz program yayınlayıcısı olarak çalışmıştır. Pek çok ücretsiz programın yayınlayıcısı olarak internet camiasında haklı bir üne kavuşan Assange, internetin yıkıcı yönlerini araştıran Suelette Dreyfus ile 3 yıl çalışmış ve beraber yayınladıkları ‘ Yeraltı: Hackleme Hikayeleri’ ve ‘Elektronik Dünyanın Çılgınlığı’ adlı kitapları bilgisayar çevrelerinde en çok satanlar arasına girmiştir. 90’lı ve 2000’li yıllarda toplam altı üniversiteye kayıt olduysa da, 2003-2006 yılları arasında devam ettiği Fizik ve Matematik eğitimleri aldığı Melbourne Üniversitesini tamamlayabilmiş ve 2005 yılında Avustralya Ulusal Fizik Ödülünü kazanmıştır. (Wikipedia English: Julian Assange)

2006 yılında Wikileaks’i kuran Assange, dokuz kişiden oluşan yönetim kurulu üyelerinden olup aynı zamanda basın sözcüsüdür. Gazeteler onu Wikileaks’in kurucusu veya yöneticisi olarak tanımlasa da Assange, kendisini kurucu olarak değil sadece editör olarak gördüğünü belirtmektedir. Siteye yüklenecek belgelerde en son söz ve onay Assange’ın kendisine aittir. Diğer bütün site çalışanları gibi Assange de site için ücretsiz ve gönüllü olarak çalışmaktadır. (Wikipedia Türkçe: Julian Assange) Wikileaks’in çalışma sistemi; muhbirler ve ispiyoncuların kimliklerini ifşa etmeden kullanabilecekleri, internet temelli sahipsiz bir posta kutusu mevcuttur. Gizli belgeler bu posta kutusuna bırakılmakta dolayısıyla Wikileaks çalışanları da belgeleri bırakan kişilerin kimliklerini görmemektedirler. (BBC: Profil-Wikileaks kurucusu Julian Assange)

Wikileaks’in ilk ses getirici faaliyeti 2007 yılında Kenya’daki yolsuzluk belgelerini yayınlamak olmuştur. Bu belgeler kısa süre sonra yapılacak olan Kenya’daki seçimlerin seyrini değiştirmiş ve ülkede birçok olay yaşanmıştır. Aynı zamanda da Assange’a “Uluslararası Af Örgütü”nden ödül kazandırmıştır. (Farklı Düşünce: Wikileaks Hakkında Herşey 1)

Wikileaks’in miladı ise Nisan 2010’da yayınlanan video ile olmuştur. Video Temmuz 2007’de ABD askerlerinin Bağdat’ta bir meydana helikopter ile yaptıkları hava saldırısını göstermektedir. Saldırıda birçok sivile ve iki Reuters muhabirine havadan ateş açılmış hata yaralıları kurtarmaya gelenler bile öldürülmüştür. (Farklı Düşünce: Wikileaks Hakkında Herşey 1)

28 Kasım 2010 günü gelip çattığında ise bütün dünya bir depremle uyanmıştır. Wikileaks, ABD dışişleri bakanlığına ait 251,287 çok gizli yazışmayı yayınlamıştır. 28 Kasım sabahı artık “Dokunulmaz” kelimesinin içinin boşaltıldığı ve anlamsızlaştırıldığını göstermiştir. Böylece tüm dünya, ABD’nin konsolos adı altında ajanlık faaliyeti sürdüren, yerleştirildikleri ülkelerin en mahrem bilgilerini ülkesinin dışişlerine itinalı bir ahlaksızlıkla sızdıran gizli görevlerini konuşmaktaydı.  (Farklı Düşünce: Wikileaks Hakkında Herşey 1)

Belgeler adeta ABD’nin yatak odası sırlarını ortaya koyarken birçok ülkede yaşanan gizli kapaklı işleri de ortaya sermiştir. Fakat tüm dünyanın dikkatini başka bir şey çekmişti bu süreçte. Konsolosluklar sıralamasında Washington’dan sonra en çok Ankara Büyükelçiliği hakkında belge vardır. Wikileaks ABD’den sonra en çok Türkiye’yi sızdırmıştır. Eski büyükelçi Edelman’ın kaleminden başbakan Erdoğan kısaltılmış hali ile şöyle analiz ediliyor; Erdoğan’ın, Tanrı ona Türkiye’yi yönetme görevini özel olarak verdiğini düşünecek kadar hırslı ve aşırı gururlu bir lider olduğunu anlatıyor. Bunun Erdoğan’ı git gide yalnızlaştırdığı eleştirisinde bulunuyor. Erdoğan’ın iktidarda kalma arzusuyla attığı adımların hızlı karar vermesini geciktirdiğini, çevresindeki danışmanlarına dahi çok fazla güvenmediğini ve kadınlara olan güveninin çok az olduğundan bahsediyor. Bir başka belgede Büyükelçi Ross Wilson’ın onayı ile gönderilen ve Büyükelçilik Müsteşerı Janice G. Weiner tarafından kaleme alınan kriptoda ise yapılan Erdoğan analizi kısaca şöyle; Başbakan Erdoğan’ın AKP’yi tepeden inme bir Erdoğan makinesine dönüştürdüğünün net olarak göründüğünü savunuyor. Aday listelerinin, seçim platformlarının bizzat kendisi tarafından düzenlenmesini de buna bir işaret olarak gösteriyor. Erdoğan’ın geleneksel Türk siyasetindeki merkezi alışkanlıkları sürdürdüğünü ve buna mükabil “ büyük adam iş yapıyor” izlenimini verdiğini söylüyor. Kuruluşunda büyük bir çadır partisi izlenimi veren AKP’nin zamanla bu imajının erozyona uğradığından bahsediliyor. Oylamalarda kendi çizgisinden sapan ve Erdoğan direktifinin dışında hareket edenlerin üzerlerinin çizildiğinden bahsediliyor. “kuşkusuz bunlar “baş adam” denilen Erdoğan’ın, ABD’ye göre despotik ve fakat olumlu yönleri” diye de not düşülüyor. Parti içi çatışmalar dahil ve bir çok detaydan bahseden kriptoda özetle “Tayyip Erdoğan Partisine” doğru sürüklenen bir AKP’den ve hızla tek adam yönetimine gidildiğinden bahsediliyor. (Farklı Düşünce: Wikileaks Hakkında Herşey 1)

İnterpol ve Cinsel Taciz İddiası

Belgelerin açıklanması ile birlikte Wikileaks ve Julian Assange üzerindeki maddi ve manevi baskılar artmıştır. Wikileaks sitesi sürekli saldırılara maruz kalmış site alan adı ve sunucularla ilgili sorunlar yaşamıştır. Paypal Amerikan hükümetinden gelen baskı iddialarıyla Wikileaks’in hesabını dondurarak bağışları engellemiş, Mastercard ve Visa da Wikileaks’e para akışının önünü kesmiştir. (Vikipedi: Amerika Birleşik Devletleri diplomatik belge sızıntısı)

Ağustos 2010 da İsveç’i ziyaret eden Assange hakkında Stockholm savcısı, iki kadının tecavüz suçlaması üzerine savcılığa başvurmaları ile soruşturma başlatmış ve Assange için 18 Kasımda tutuklama kararı çıkarılmıştır. İsveç yüksek mahkemesinin verdiği yakalama emri doğrultusunda, İnterpol Assange için kırmızı bülten çıkarttığını ilan etmiştir. Assange’ın suçlamaları reddetmesinin yanı sıra, İsveç’te ilişkiye girdiği kadınlardan birinin CIA ile bağlantılarının olduğu iddia edilmektedir. (CNNTÜRK: Interpol’den Assange hakkında kırmızı bülten)

Diplomatik Kriz: Ekvador’un Sığınma Talebini Kabulü

İngiltere’de olduğu bilinen Assange, Londra’daki bir polis merkezine kendi isteği ile giderek burada gözaltına alınmıştır. İngiltere’de 1,5 yıl ev hapsinde bulunan Assange, 19 Haziranda Ekvador’un Lonra’daki büyükelçilinden siyasi sığınma talebinde bulunmuştur. Bu talebin üstüne Ekvador devlet başkanı siyasi sığınma verildiğini belirtmiştir.

En üst düzey İngiliz mahkemesi olan anayasa mahkemesi ikiye karşı beş oyla Assange’ın İsveç’e iadesini onamıştır. İngiltere dışişleri, bakanlığı, Ekvador’un Assange’a siyasi sığınma hakkı vermesinin hiçbir şeyi değiştirmeyeceği yönünde açıklamalarda bulunmuştur. (Milliyet: Julian Assange’a bu kez İsveç yolu gözüktü)

Söz konusu üstü kapalı tehdidi de içeren mektubun Ekvador Dışişleri Bakanlığı’na yazılı olarak verildiğini belirten Patino, aynı tehdidin Londra’daki Ekvador Büyükelçisine de 15 Ağustos günü sözlü olarak iletildiğini kaydetmiştir. “Ekvador, İngiltere’nin resmi mesajındaki açık tehdidi şiddetle reddeder” diyen Pattino, Ekvador’un İngiltere’nin sömürgesi olmadığını vurgulamıştır. (NTVTurk: Assange’ın sığınma talebi kabul edildi)

Ekvador’un Londra’daki Büyükelçiliği’nin internet sitesinde yer alan bir bildiride ise “şiddet kullanma tehdidinde bulunmak yerine” İngiltere’nin “enerjisini bu çözümü karmaşık soruna, bizim yaptığımız gibi, barışçı bir çözüm bulmak için kullanması gerektiği” ifadesi yer almıştır. (NTVTurk: Assange’ın sığınma talebi kabul edildi)

İngiltere, 1987 tarihinde yürürlüğe giren bir yasa kanuna göre herhangi bir büyükelçiliğin diplomatik statüsünü kaldırma yetkisine sahip bulunmaktadır. İngiltere Dışişleri Bakanlığı, Patino’nun açıklamalarının ardından yaptığı yazılı açıklamada söz konusu “Diplomatik ve Konsolosluk Alanları Kanunu”ndan alıntı yaparak, binanın sahibi yabancı ülkenin “bu alanı kendi misyonu çerçevesinde veya sadece bir konsolosluk alanı olarak kullanmayı bırakması durumunda” kaldırma yetkisi verdiği belirtmiştir fakat hala Assange Ekvador büyükelçiliğinin himayesinde bulunmaktadır. (NTVTurk: Assange’ın sığınma talebi kabul edildi)

Sonuç

Gelinen son noktada Assange’ın özel durumu doğal olarak bir evrensellik kazanmıştır. Devletler ve uluslararası sistemin diğer aktörleri arasında filizlenip devam eden gelişmeler devletlerarası bir boyuta taşınmıştır. Bununla beraber sorunun çözümü de uluslararası hukuku da kapsayan bazı diplomatik koşulları ilgilendirmektedir. Assange her ne kadar suçlu olduğunu kabul etmese de ve İsveç’e iadesini ABD’ye teslim edileceği kaygısıyla reddetse de (ki Ekvador da aynı şekilde bir yaklaşıma sahip) ortada sonuçlanmış bir mahkeme kararı bulunmaktadır. Dolayısıyla Assange için bundan sonra geliştirilecek çözüm öneriler için bu mahkeme kararı göz önünde tutulmalıdır. Bu çerçevede Assange’nin özgürlüğe kavuşması için bazı yol haritaları çizilmiştir. Bunlardan ilki Assange’nin yıllarca elçilik binasında kalmasını ön görmektedir. Bir diğeri, araçla elçilik binasından ayrılması durumunda araca binmeden yakalanması mümkündür çünkü elçiliğe araçla girilmemekte ve araca binebilmek için elçilik binasının önüne çıkılmalıdır. Helikopter ile elçilikten ayrılma durumunda da yakalanabilir çünkü elçiliğin üst katları Ekvador toprakları değildir. Bir şekilde de olsa diplomatik araca binebilirse yolda durdurulabilir ama polisin aracı arama yetkisi bulunmamakta. Assange burada uzun süre bekletilebilir. Bir şekilde havaalanına ulaşsa bile burada araçtan indiği anda tutuklanabilir. Karayolu ile Manş Tüneli’nden Fransa’ya oradan da İsviçre’ye gidebilir ama bu çok düşük ve zor bir ihtimal olarak görünmektedir. Bunlardan daha farklı bir yol olarak diplomatik bir kargo içinde Britanya’dan kaçabilir. Assange’nin kaçışı için en sağlam yol ise Ekvador’un vereceği diplomatik pasaportla dokunulmazlık kazanmasıdır. (Radikal: ‘Siber sığınmacı’ nasıl sızacak?) Yani Ekvador’un Assange’yi elçi veya elçilik görevlisi olarak ataması ile ona özgürlüğünü verebilmesidir. Tabi bu noktada çok yoğun politik baskılar, uluslararası stratejiler düğümlendiği ve büyük güçlerin hegomonik yaklaşımlarından dolayı kolay karar verilecek bir durum olarak görülmemektedir Ekvador için.

Ömer ÇOLAK

 Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Öğrencisi

 

Kaynakça

ASSANGE, Julian, “Onaylanmamış Otobiyografi”, Alfa Yayınları, 2011

BBC, Türkçe, “Profil: Wikileaks Kurucusu Julian Assange”, http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2010/11/101130_julian_assange.shtml, (Erişim: Ocak 2013)

CNNTÜRK, “Interpol’den Assange Hakkında Kırmızı Bülten”, http://www.cnnturk.com/2010/dunya/12/01/interpolden.assange.hakkinda.kirmizi.bulten/597959.0/index.html, (Erişim: Ocak 2013)

FARKLI DÜŞÜNCE, “Wikileaks Hakkında Herşey 1”, http://farklidusunce.com/?p=574, (Erişim: Ocak 2013)

MİLLİYET, “Julian Assange’a Bu Kez İsveç Yolu Gözüktü”, http://dunya.milliyet.com.tr/julian-assange-a-bu-kez-isvec-yolu-gozuktu/dunya/dunyadetay/15.06.2012/1553963/default.htm, (Erişim: Aralık 2012)

NTVTURK, “Assange’ın Sığınma Talebi Kabul Edildi”, http://ntvturk.com/dunya/11768-assangein-siginma-talebi-kabul-edildi.html, (Erişim: Ocak 2013)

RADİKAL, “’Siber sığınmacı’ nasıl sızacak?”, http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1097569&CateCatego=81, (Erişim: Ocak 2013)

WIKIPEDIA, English, “Julian Assange”, http://en.wikipedia.org/wiki/Julian_Assange, (Erişim: Aralık 2012)

WIKIPEDIA, Türkçe, “Julian Assange”, http://tr.wikipedia.org/wiki/Julian_Assange, (Erişim: Aralık 2012)

WIKIPEDIA, Türkçe, “Amerika Birleşik Devletleri Diplomatik Belge Sızıntısı”, http://tr.wikipedia.org/wiki/Amerika_Birle%C5%9Fik_Devletleri_diplomatik_belge_s%C4%B1z%C4%B1nt%C4%B1s%C4%B1, (Erişim: Ocak 2013)

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Kosova Avrupa Konseyi Üyeliğine Bir Adım Daha Yaklaştı

Avrupa Konseyi'nin Siyasi İşler ve Demokrasi Komitesi, 31 ülkenin...

Bosna Hersek Seçim Yasası Değişti

Bosna Hersek, Dayton Barış Anlaşması sonrasında kurulan karmaşık siyasi...

Dijital Araçların Göç Süreçlerindeki Rolü

Hazırlayan: Büşra KEŞLİ TOROSLU Özet Bu araştırma, dijital teknolojilerin göç ve...

Sığınmacıların Ev Sahibi Ülkelere Katkıları: Türkiye’deki Suriyeliler

Sena Özdemir Göç Çalışmaları o-Staj Programı ÖZET İnsanlık tarihi kadar eskiye dayanan...