Nabucco Projesi

Nabucco boru hattı, Ankara’da 13 Temmuz 2009 Pazartesi günü hükümetler arasında imzalanan anlaşmayla başlamış olan, Türkiye’den Avrupa Birliği ülkelerine doğal gaz taşımak amacıyla yapılması düşünülen uzun geçişli bir boru hattı taşımacılığı projesidir. Avrupa’nın en büyük doğal gaz tedarikçisi konumundaki Rusya’dan yapılan sevkiyata alternatif olması amacıyla daha çok ABD ve AB tarafından desteklenmektedir. Nabucco Doğalgaz Boru Hattı projesi, Hazar ile Kafkaslardaki doğalgazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmasını amaçlamaktadır. Başlangıç noktası Hazar’daki Şah Denizi’dir. Türkmenistan, Kazakistan ve diğer Trans-Hazar kaynakları ile İran gazının taşınması öngörülmektedir. Uzun vadede Irak ve Suriye üzerinden Mısır gaz kaynağı başta olmak üzere diğer çevre ülke kaynaklarından da gaz taşınması planlanmaktadır. Bu kaynaklar Türkiye’ye ulaştığında ikinci bağlantı devreye girecektir. İleride Rusya gazı da Türkiye’deki hatla birleşip, Bulgaristan, Romanya, Macaristan ve Avusturya yolunu izleyecektir. Hattın geçtiği yerlerde çevresel etkileri karşılamak için sosyal projeler yürütülebileceği de öngörülmektedir. Bu faaliyetlerin güzergâhtaki yerleşim yerlerinde ekonomiyi canlandırması beklenmektedir.

Nabucco projesi, Rus Gazprom’un tekelini kırarak Avrupa’yı bağımlılıktan kurtaracak bir AB projesidir. Proje 2002 yılında Botaş (Türkiye) tarafından başlatılmıştır. Projenin tamamlanması için Nabucco Gas Pipeline International GmbH adlı firma 2004 yılında Viyana’da kurulmuştur. Bu proje son yıllarda Rusya ile Ukrayna arasındaki anlaşmazlık yüzünden soğukta kalan Avrupa için büyük önem taşımaktadır. Avrupa, Nabucco ile Orta Asya enerji kaynaklarına üyelik müzakerelerini yürüttüğü Türkiye üzerinden ulaşabilecek ve Rusya’ya bağımlılığı bir nebze azalacaktır. Bu projeye Türkiye’den BOTAŞ, Bulgaristan’dan Bulgargaz, Romanya’dan Transgaz, Macaristan’dan MOL, Avusturya’dan OMV olmak üzere beş ülke firması imza atmıştır. İlerleyen zaman içerisinde daha güçlü bir yapıya kavuşmak ve projenin finansmanını desteklemek üzere yeni ortak arayışına girilmiştir. Bu ortaklık için Fransa’dan iki ve Almanya’dan iki olmak üzere toplam dört firmanın adı ön plana çıkmıştır. Önceleri Fransa ön planda olmasına karşın 2006 yılında Fransa Ulusal Meclislerinde onaylanan sözde Ermeni Soykırımına ilişkin tasarının kabul edilmesinin ardından Türkiye açısından durum değişmiştir. Diğer ortaklar Fransa’nın ortaklığı için onay verirken Botaş şirketi tavrını ortaya koymuştur ve Fransa’nın GDF firmasının ortaklık görüşmeleri beklemeye alınmıştır. Ayrıca Fransa’nın Türkiye’nin AB üyeliğine karşı tutumunun da bunda etkisi vardır. Bu nedenlerden dolayı Alman RWE firmasının projeye katılımı konusunda görüşmeler hızlanmış ve beş ortak ülkenin onayıyla RWE firmasının altıncı ortak olarak 5 Şubat 2008’de Nabucco konsorsiyumuna dâhil edilmesi kararlaştırılmıştır.

Boru hattının uzunluğu ortalama 3300-4000 km olup; Türkiye’den 2730 km, Bulgaristan’dan 400 km, Romanya’dan 460 km, Macaristan’dan 390 km ve Avusturya’dan 46 km’ si geçecektir. Toplam maliyet 7,9 milyar euro olarak hesaplanmıştır. Bunun 4,8 milyar euroluk kısmı Türkiye’de yapılacaktır. Mali strateji %30 öz kaynak ve % 70 borçlanmadan meydana gelecektir. Nabucco şu anda projenin zaman çizelgesine uygun bir şekilde Avrupa Yatırım Bankası (EIB), Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), İhracat Kredi Ajansları (ECAs), Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ve ticaret bankaları gibi büyük bankalarla görüşmelerini sürdürmektedir. Nabucco çeşitli uzman ekipmanlarının yanı sıra 250 bin boru ve iki milyon tonun üzerinde çeliğe ihtiyaç duyacaktır. Projeye 2012 yılında başlanması durumunda 2015 yılında tamamlanacaktır. Proje tamamlandıktan sonra ilk etapta 4,5-10 milyar m3’lük gazın Batı’ya pompalanması öngörülmekte ve 2020 gibi yani ikinci etapta 25.5-31 milyar m3doğalgaz taşıyacağı öngörülmektedir. Hazırlanan verilere göre, inşaat çalışmaları tüm güzergâh üzerinde 7 bin kişiye istihdam sağlayacak. Boru hattının % 60’ı Türkiye’de inşa edilecek. Bu doğrultuda istihdamın yaklaşık 4 bini Türkiye’de sağlanacak. Hattın % 60’ı Türkiye’den geçeceği için toplanan verginin % 60’ı da Türkiye’ye kalacaktır.

Nabucco Projesi’ne Doğalgaz Vermesi Düşünülen Güzergâhlar ve Alternatif Proje: Güney Akım

Türkmenistan-Türkiye (Trans- Hazar) Doğalgaz Boru Hattı:

Moskova’nın etkisi altında bulunan Türkmenistan birçok nedenden dolayı kendi gazını Türkiye’ye göndermeme ihtimali vardır. Çünkü şu anda Avrupa’nın enerji kaderini tek başına kontrol eden Rusya Türkmenistan’ı kendi arka bahçesi olarak kabul ediyor. 2003 yılında Rusya Gazprom firmasıyla yapılan bir anlaşmayla Türkmenistan’ın gazını 25 yıllığına Rusya’ya vereceği gündeme gelmiştir. Aynı zamanda Türkmenistan’ın Hazar deniziyle ilgili sorunları olduğundan gaz aktarımı tam olarak kesinleşmiş değildir. Bu nedenden dolayı Türkmenistan gazının Nabucco’ya verilip verilmeyeceği tam olarak bilinmemektedir.

Azerbaycan-Türkiye (Şah- Deniz) Doğalgaz Boru Hattı:

Azerbaycan’ın 1.28 trilyon m3 ispatlanmış doğalgaz rezervi bulunmaktadır. Azerbaycan doğalgazı 2007 itibariyle dünya doğalgaz rezervlerinin % 0,7’sini oluşturmaktadır. Şahdeniz yatağının 1999’da keşfi ile bölgede Azerbaycan’ın önemli doğalgaz rezervlerinin olduğu ortaya çıkmıştır. Buradaki doğalgaz rezervinin Azerbaycan doğalgazını 1 trilyon m3 artırdığı belirtilmektedir. Bu doğalgazın henüz 400 milyar m3 ü tasdik edilmiştir. Uzmanlara göre Şahdeniz dünyada son 20 yılda keşfedilen en büyük doğalgaz yatağıdır. Bu kaynakların taşınması için Azerbaycan ve Türkiye arasında 2001 yılında hükümetler arası anlaşma imzalandı. Bakü- Tiflis- Erzurum hattı çalışmalarına başlandı ve 3 Temmuz 2007’de gaz Türkiye’ye ulaştı. Bu hat yılda 30 milyar m3gaz taşıma kapasitesine sahiptir. Bu hattın Türkiye’de uzatılması ile beraber Nabucco Projesi kapsamında doğalgaz Balkanlar üzerinden Avrupa’ya ulaşması hedeflenmektedir.

İran-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı:

2007 yılı itibarıyla 27,80 Trilyon metreküplük ispatlanmış doğal gaz rezervlerine sahip olan İran; dünya doğal gaz rezervleri içinde % 15,7’ye tekabül eden bu miktarla, Rusya’dan sonra en büyük doğal gaz rezervlerine sahip olan ikinci ülkedir. Ancak, özellikle ABD ile yaşadığı sorunlar ve uyguladığı nükleer politikaları nedeniyle, uluslararası arenada yaşadığı güçlükler ve bunun neticesinde ortaya çıkan teknolojik yetersizlikler ve yatırım eksikliği, İran’ın sahip olduğu doğal gaz rezervlerini, bir türlü ihraç ürünü haline getirememesine yol açmaktadır. 2007 yılında üretilen 111,9 milyar metreküplük doğal gazın hemen hemen hepsi (111,8 milyar metreküp) iç tüketimde kullanılmıştır. 15 Temmuz 2007′de Türk ve İran hükümetleri nezdinde, Türkiye’nin epeydir istediği ve daha çok İran Devleti’nin güvensizliğinden kaynaklanan Türk-İran doğal gaz işbirliğini geciktiren süreci sona erdiren üretim anlaşması imzalanmıştır. Anlaşma ile dünyada varlığı onaylanmış büyük doğal gaz sahalarının birisini işletecek olan Türkiye’ye üretimini başka ülkelere satış hakkı da verilmektedir. İran ise neredeyse durma noktasına gelmiş doğal gaz üretimini arttırma ve teknolojisini ambargo uygulanmadan yenileme imkânı bulmaktadır. Her iki devlet açısından büyük öneme sahip bir anlaşma imzalanmıştır. Anlaşmanın Avrupa Birliği’nin geleceğinde enerji koridorlarını çeşitlendirmesi bakımından olumlu katkısı beklenmektedir.

Irak-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı:

Kerkük-Ceyhan boru hattının şimdilik çalışmasına ve Kürt petrolünün bu boru üzerinden ihraç edilmesine rağmen Irak doğalgazının Türkiye’ye taşınması çok karmaşık problemlerin çözülmesine bağlı olacaktır. Bunların başında Kerkük sorunun çözümü ve Türkiye’nin Kuzey Irak’taki Kürtlerle tüm sorunlarını sonlandırması gelmektedir. Çünkü bu yeni boru hattı Kürt bölgesinden geçecek ve ihraç edilmesi planlanan gazın büyük bölümü tartışmalı Kerkük ve Musul bölgelerinde bulunmaktadır. Belki de Irak’ın toprak bütünlüğünün, etnik ve mezhepsel gruplar arasındaki kalıcı barışın güvencesi de Nabucco projesi olacaktır. Basra bölgesindeki yatakların gazını ülkeyi baştanbaşa, daha doğrusu güneyden kuzeye kat ederek, Türkiye topraklarında Nabucco Boru Hattı’na kavuşması, Irak’ın birliğine mühür vuracaktır.

Mısır-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı:

2007 yılı itibarıyla 2,06 trilyon metreküp ispatlanmış doğal gaz rezervi ile dünya doğal gaz rezervleri içerisinde toplam % 1,2’lik bir pay sahibi olan Mısır; 2007 yılı içerisinde 46,5 milyar metreküplük bir doğal gaz üretimi yapmış, bu miktarın 32 milyar metreküplük kısmını ise iç tüketimde kullanmıştır. 14,5 milyar metreküp değerindeki tüketim fazlası doğal gazın 2,35 milyar metreküpünü boru hattıyla Ürdün’e ihraç eden Mısır, geriye kalan doğal gazını ise LNG (Sıvılaştırılmış Doğal Gaz) olarak, İspanya (4,04 Bcm), Japonya (1,62 Bcm), Güney Kore (1,48 Bcm), Fransa (1.21 Bcm), Tayvan (0.41 Bcm), Yunanistan (0.31 Bcm), İngiltere (0,16 Bcm), Türkiye (0,08 Bcm) ve Hindistan’a (0,07 Bcm) ihraç etmiştir. Mısır-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı Projesi kapsamında, 17.03.2004 tarihinde Kahire’de T.C. Enerji Bakanı ve Mısır Petrol Bakanı arasında, EGAS ile BOTAŞ arasında gaz ihracatına ilişkin “Çerçeve Anlaşması” imzalanmıştır. 16.02.2006 tarihinde T.C. Enerji Bakanı ile Mısır Petrol Bakanı arasında doğal gaz alanında karşılıklı işbirliği ve çalışmaların devamı amacıyla bir “Mutabakat Zaptı” imzalanmıştır. Mısır’ın kendi iç talebine ilave olarak, Ürdün’e gönderdiği gaz, İsrail’e vermeyi planladığı gaz, LNG kontratlarındaki talebi karşılamak üzere vermek zorunda olduğu gaz ve Türkiye güzergâhı üzerindeki Suriye’yi de ilave ettiğimizde, bugün itibarıyla Mısır’ın doğal gaz üretim rakamlarını da göz önünde bulundurarak, Mısır-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı’na verilmek üzere hangi miktarda Mısır doğal gazının kalacağı şimdilik belirsizliğini korumaktadır.

Rusya Güzergâhı (Güney Akım) Doğalgaz Boru Hattı:

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 2007 zirvesi öncesi Vladimir Putin enerji alanında yaptığı anlaşmalarla birbiri ardına önemli adımlar atmıştı. Türkmen ve Kazak doğal gazının kendi topraklarından geçerek Avrupa pazarlarına taşınması için bu iki ülkeyle anlaşmış, petrolünün taşınması için de boğazları ve dolayısıyla Türkiye’yi by-pass eden Burgaz-Dedeağaç Boru Hattı Projesi’nin imzalarını attırmıştı. Zirvenin hemen iki gün öncesinde ise Rus doğal gazının Karadeniz geçişli bir boru hattıyla Bulgaristan’a getirilmesi ve buradan da Avrupa pazarlarına ulaştırılmasını hedefleyen “Güney Akım” anlaşmasının, İtalyan ENI şirketiyle birlikte imzalanması Türkiye’yi bir kez daha by-pass etmiştir. Rus şirketi Gazprom ile İtalyan şirketi ENI arasında imzalanan Güney Akım anlaşmasına göre, Rusya’nın Karadeniz kıyısındaki, Mavi Akım Hattı’nın da başlangıç noktası olan Beregovaya Terminalinden başlayacak olan Güney Akım Boru Hattı, Karadeniz’in 2000 metre derinliğinde ve yaklaşık 900 kilometrelik bir mesafede döşenerek Bulgaristan kıyısına ulaşacaktır. Yaklaşık 10 milyar euroya yapılacağı hesap edilen boru hattı ile yılda 30 milyar metreküp doğal gazın taşınması planlanmaktadır. Karadeniz geçişiyle Bulgaristan’a gelecek olan boru hattı burada iki kola ayrılacak ve hattın kuzey kolu Romanya ve Macaristan üzerinden Avusturya’ya uzanırken, güney kolu da Yunanistan üzerinden İtalya’ya ulaşacaktır. Rusya Güney Akım projesinin Nabucco’ya karşı olmadığını söyleseler de fiiliyatta bunun böyle olup olmadığı tartışmalıdır. Güney Akım Projesi de, Nabucco Projesi’yle aynı güzergâhı izliyor ve Bulgaristan-Romanya-Macaristan güzergâhından Avusturya’ya ulaşıyordu. Arada tek fark hattın başlangıç ülkesi olarak Türkiye yerine Rusya’nın olmasıydı. Güney Akım sadece bu güzergâhla da yetinmiyor ve ikinci bir kol Yunanistan’dan İtalya’ya ulaşıyordu.

Güney Akım’da İtalya’ya uzanan ikinci kol; Güney Akım’ın sadece Nabucco’ya karşı değil, aynı zamanda Türkiye’den Yunanistan’a giden ve İtalya’ya da uzatılması planlanan, Türkiye-Yunanistan-İtalya Doğal Gaz Boru Hattı’nı da etkileyebilecek bir proje olduğunu; hatta bu durumun Bakü-Tiflis-Erzurum hattıyla Türkiye’ye gelen Azerbaycan doğal gazının, Türkiye-Yunanistan-İtalya hattıyla Avrupa pazarlarına ulaştırılmasına da olumsuz yönde etki edebileceğini söylemek mümkündür. Güney Akım ve Nabucco Projeleri’nin güzergâh ve arz kaynaklarında durum böyleyken, proje maliyet karşılaştırılmalarında ise durum Nabucco hattının lehine gözükmekteydi. Güney Akım Projesi’nin sadece Karadeniz geçişinin 8 – 10 milyar euroya çıkacağı söylenirken buna bir de Bulgaristan’dan Avusturya’ya kadar uzanacak boru hattının maliyeti eklenecektir.

Haziran 2007’de Rusya’nın Güney Akım Projesi’yle ortaya çıkmasından itibaren, Güney Akım Projesi’yle ilgili değerlendirme ve tartışmaları bir kenara koyacak olursak; Nabucco Hattı’na Rus gazının da dâhil edilmesi konuşulur ve tartışılır hale gelmiştir. Rusya Türk- Rus ortaklığı istemiştir ve Nabucco’da Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan’ın Avrupa’ya kendi başlarına sunabileceği gaz miktarları 5 milyar m3’ü geçmeyeceği söylemlerinde bulunmuşlardır. Bunların üzerine BOTAŞ Strateji ve İş Geliştirme Daire Başkanı Emre ENGÜR açıklamada bulunmuştur: “Nabucco hiçbir zaman Rus gazını dışlamıyor. Ama amacımız önce diğer gazları, yani Azeri, İran, Irak gazını bu borunun içine almak. Çünkü burada bir gaz kaynağı çeşitlendirme stratejisi söz konusu. Onlarla birlikte Rus gazı da buradan taşınabilir ki, Ruslar daha önce bunu da söylediler; ‘Beraber Nabucco’yu yapalım, Rus gazıyla olsun!’ diye… ‘Hayır, sizin gazınızla yapmayız!’ demedik hiçbir zaman, ‘Diğer gazlarla beraber sizin gazınızı da alırız’ dedik. Çünkü bu projeler yalnızca Rus gazıyla yapılırsa hiçbir kaynak çeşitlendirmesi yapılmamış, yalnızca Rus gazı için ‘güzergâh çeşitlendirmesi’ yapılmış olacak. Zaten olmayan rekabet ortamıyla ilgili umudu da bitirecek bir şeydir bu. Bizim amacımız, diğer gazları da sokarak rekabet ortamı oluşturmasını sağlamak ki bunu ülkemizde belli ölçüde yaptık. Hem Rus gazını, hem İran gazını, hem Nijerya, Cezayir, hem de Azeri gazını alıyoruz. Avrupa’da bunu yapmak istiyor. Dolayısıyla amaç, hem Türkiye için hem Avrupa için gaz çeşitlendirmesini kuvvetlendirerek tüketiciler lehine bir durumun ortaya çıkmasını sağlamak. Onun için, Rus gazı da dâhil olmak üzere, ama tamamen Rus gazı ile değil, diğer gazları da piyasaya sokarak bu projeyi gerçekleştirmek amacındayız.’’

Rusya Güzergâhı (Mavi Akım) Doğalgaz Boru Hattı:

Mavi Akım Doğal Gaz Boru Hattı; 15.12.1997 tarihinde BOTAŞ ve Gazexport arasında imzalanan 25 yıllık Doğal Gaz Alım Satım Anlaşması kapsamında, Rusya Federasyonu’ndan Karadeniz geçişli bir hat ile Türkiye’ye ulaşmaktadır. Rusya topraklarında, İzobilnoye Djubga arasında toplam 370 km, Djubga-Samsun arasındaki Karadeniz geçişi 390 km ve Türkiye topraklarında Samsun-Ankara arasındaki 501 km uzunluğundaki boru hattı sistemi olmak üzere üç ana bölümden oluşan boru hattı, Polatlı yakınlarında ana hat ile irtibatlandırılmaktadır. Mavi Akım Doğal Gaz Boru Hattı 20 Şubat 2003 tarihinde işletmeye alınmış ve 17 Kasım 2005 tarihinde de resmi açılışı yapılmıştır. Mavi Akım üzerine inşa edilmesi düşünülen 3 seçenek vardır. Bunlardan birisi, Ankara’da sonlanan hattın İsrail’e kadar uzatılmasıydı. Bir diğeri yine aynı şekilde Ankara’dan güneye doğru uzatılarak muhtemelen Ceyhan’da yapılması düşünülen bir LNG terminaline bağlanması ve buradan küresel pazarlara açılmaktı. Mavi Akım-2 olarak adlandırılan üçüncü seçenek ise Rusya’dan Ankara’ya kadar mevcut Mavi Akım Hattı’na paralel yeni bir hattın inşa edilmesi ve bu hattın Ankara’da Nabucco hattına bağlanarak Rus doğal gazının Nabucco hattıyla Avrupa pazarlarına ulaştırılmasıydı. Rusya’nın doğalgaz taşımacılığında Güney Akım’ı mı yoksa Mavi Akım 2’yi mi tercih edeceği henüz bilinmemektedir.

Nabucco ismi nereden geliyor?

Projenin ismi olan “NABUCCO”, ünlü İtalyan besteci Guiseppe Verdi’nin (1813-1901) bestelediği ünlü operası Nabucco’dan gelmektedir. Operanın konusu ise Babil Sürgünü’yle sonuçlanacak olaylar zinciridir. Yahudi tarihinin dönüm noktalarından birisi olan Babil Sürgünü, Babil Kralı II. Nebukadnezzar’ın (Nabucco) Kudüs’ü ele geçirip Yahuda Krallığı’na son vermesinin ardından Süleyman Tapınağı’nın ve Kudüs’ün yakılıp yıkılması ve ileri gelen Yahudi ailelerinin Babil’ e götürülmesi ve Babil’de geçen süreyi ifade etmek için kullanılır. İtalyan besteci Verdi, 1901 yılında Milano’da hayatını kaybettiğinde, İtalyan Kraliyet ailesi üyelerinin, milletvekillerinin ve diplomatların da katıldığı cenaze töreninde binlerce kişi Nabucco Operası’nda “esirler korosu”nun seslendirdiği “Va Pensiero” isimli ünlü ilahiyi görülmemiş bir koro halinde söylemiştir.

Nabucco Projesi’ndeki “arz konusu”, yaklaşık 2500 yıl önceki “Gordion Düğümü” efsanesine benzer bir şekilde Ankara önlerinde düğümlenmişken; Nabucco Projesi’nin arz kaynakları olarak gösterilen, Hazar ve Orta Doğu bölgesinin doğal gaz kaynakları da; yine yaklaşık 2500 yıl önceki ”esirler korosu”nun tutsaklıklarına son vermek üzere Nabucco Operası’nda seslendirdikleri “Va Pensiero” parçasını hatırlatmaktadır. “Türkiye’den Avrupa’ya Bir Doğal Gaz Yolculuğu”na başlamak üzere, şimdilik Hazar ve Ortadoğu’da yeraltında gününün gelmesini bekleyen Nabucco kaynakları; tıpkı Nabucco Operası’nda olduğu gibi, yerin yüzlerce metre altından bir “esirler korosu” gibi seslerini yükselterek bir an önce yer üstüne çıkıp, çelik borulardan özgürce “yolculuk”larına başlayacakları günü beklemektedirler.

Uşak Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümü öğrencilerinden Yunus Demirkol’un çalışmasından derlenmiştir.

Dr. Ozan ÖRMECİ

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Kosova Avrupa Konseyi Üyeliğine Bir Adım Daha Yaklaştı

Avrupa Konseyi'nin Siyasi İşler ve Demokrasi Komitesi, 31 ülkenin...

Bosna Hersek Seçim Yasası Değişti

Bosna Hersek, Dayton Barış Anlaşması sonrasında kurulan karmaşık siyasi...

Dijital Araçların Göç Süreçlerindeki Rolü

Hazırlayan: Büşra KEŞLİ TOROSLU Özet Bu araştırma, dijital teknolojilerin göç ve...

Sığınmacıların Ev Sahibi Ülkelere Katkıları: Türkiye’deki Suriyeliler

Sena Özdemir Göç Çalışmaları o-Staj Programı ÖZET İnsanlık tarihi kadar eskiye dayanan...