Suriye’de Son Hedef Türkmenler

Suriye’de bir buçuk yıla yaklaşan isyan hareketi daha çok Sünni Müslümanların yoğun olarak yaşadığı Hama, Humus, Dara, İdlib, Deyr ez Zor gibi vilayetlere yayılmıştır. Lazkiye vilayetinde ise ayaklanmanın ilk aylarında merkezde yaşanan bazı protesto gösterilerinden sonra nispeten olaysız bir dönem yaşanmıştı. Lazkiye vilayeti, rejimi kontrol eden Nusayri azınlığın en yoğun olarak yaşadığı vilayet olarak bilinmektedir. Bu doğru olmakla birlikte Lazkiye hakkında daha az bilinen gerçek neredeyse ülke genelindeki tüm toplumsal grupların bir arada yaşadığı vilayetlerden biri olduğudur. Lazkiye vilayetinin kırsalında, Nusayri Dağları olarak bilinen bölgede Nusayriler çoğunluk oluşturmaktadır. Bununla birlikte vilayet şehir merkezinde Sünni Araplar çoğunluktur ve buranın yerli halkıdır. Merkezde yaşayan Nusayriler ise kırsal kesimden göç etmiştir. Esad ailesinin memleketi olan Kırdaha da Lazkiye kırsalında yer almaktadır. Bunun dışında vilayet genelinde Türkmenler, Hıristiyanlar ve Kürtler yaşamaktadır.

Lazkiye vilayeti, Hatay’ın sınırında yer almasının yanı sıra Suriye Türkmenlerinin yoğun olarak yaşadığı vilayetlerden biri olması itibarıyla Türkiye açısından büyük öneme sahiptir. Vilayetin Türkiye sınırına yakın bölgelerinde çoğunlukla Bayır-Bucak Türkmenleri olarak da bilinen Lazkiye Türkmenleri yaşamaktadır. Bayır – Bucak Türkmenleri, Karamanoğlu Türkmenlerinden olup Osmanlı döneminde İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinden getirilip yerleştirilmiştir. Suriye’nin Akdeniz kıyılarında, başta Lazkiye şehir merkezindeki Ali Cemmel Haresi (Türkmen Mahallesi) olmak üzere Basit, Bayır, Kesap nahiye ve köylerinde yaşamaktadırlar. Bu köylerle iç içe şekilde Nusayri köyleri bulunmaktadır. Biraz daha iç kısımlarda Sünni Arap köyleri yer almaktadır.

Suriyeli Türkmenler esasında olaylar başladığı günden bu yana muhalefet içinde aktif bir şekilde yer almıştır. Suriye’de direnişin merkezine dönüşen Humus’un Babı Amr semtinde çoğunlukla Türkmenler yaşamaktadır. Bunun yanı sıra yine Humus’ta direnişin kaleleri olarak bilinen Hulle, Harbiye, Telkelah gibi yerleşim birimlerinde yoğun Türkmen nüfusu yer almaktadır. Aynı şekilde Halep vilayetinde birçok Türkmen yerleşim biriminde muhalif gösteriler olmaktadır. Halep merkezde Türkmenlerin oluşturduğu askeri ve sivil muhalif yapılar ortaya çıkmıştır. Ayrıca Suriye’den kaçarak İstanbul’a yerleşen Türkmenlerin kurduğu Suriye Türkmen Demokrasi Hareketi, Suriye Türkmen Kitlesi gibi muhalif siyasal oluşumlar da bulunmaktadır.

Sınır bölgesinde yaşayan Bayır-Bucak Türkmenleri de muhalif kampta yer almasına rağmen rejimin güçlü olduğu ve Nusayri çoğunluğun yaşadığı Lazkiye vilayetinde yaşıyor olmaları nedeniyle ayaklanma hareketine geniş katılım sağlamamıştır. Ancak buna rağmen bazı muhalif yapılar kurulmuştur. Lazkiye’de sadece Türkmenlerin oluşturduğu toplamda 300-400 Özgür Suriye Ordusu askerinden oluşan 3 farklı tugay ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra İstanbul’da faaliyet gösteren muhalif Türkmen siyasal hareketlerin Lazkiye’de temsilcileri bulunmaktadır. Dolayısıyla kısıtlı imkânlarla gizli şekilde yürütülen çabalar neticesinde hem siyasal hem de askeri muhalif Türkmen yapılar ortaya çıkmıştır. Sınırda Bayır – Bucak Türkmenlerinin yoğun olması nedeniyle Lazkiye vilayetinin Türkiye sınırında yakın bölgesi zamanla muhaliflerin etkili olduğu, muhalif askerlerin geçiş yapabildiği, Özgür Suriye Ordusu’nun üslendiği bölgelerden birine dönüşmüştür. Suriye ordusu yakın zaman önce bu bölgedeki geçişleri engellemek için Türkiye’ye de yayılan orman yangınları çıkartmış ve askeri operasyonlar düzenlemiştir.

İşte bu gergin ortam içinde 8 Temmuz 2012 tarihinde Lazkiye kentine bağlı İsabeğli ve Aylaklı köyleri yakınlarında, Suriye ordusu ile muhaliflerin karşılaşması ardından gruplar arasında silahlı mücadelenin başlaması geniş çaplı olayların fitilini ateşlemiştir. Bu çatışma sırasında Özgür Suriye Ordusu’na mensup Abdullah Emin ve Usame Ablak isimli iki Türkmen hayatını kaybetmiştir. Çatışmayı takiben ordu bölgede operasyonlara başlamış ve ülke genelinde olduğu gibi sivil yerleşim birimlerini topa tutmaya başlamıştır. İlk olarak 8 Temmuz 2012 tarihinde yoğun Türkmen nüfusunun bulunduğu Bayır mıntıkasına bağlı 7 ayrı Türkmen Köyü, helikopterlerden açılan ateşle vurulmuştur. Suriye’nin Bayır mıntıkasına bağlı, 3 binden fazla Türkmen vatandaşın yaşadığı Kulcuk, Çümeren, Sarraf, Kalaba, Kelev, Karaman, Yamazı ve Ayçabayır köylerine helikopterle ateş açılmış, Türkiye’ye yaşanacak olası sığınma taleplerinin önüne geçmek isteyen Suriye askerleri, Suriye’deki Kukcuk Köyü sınır hattındaki ormanları ateşe vermiştir.[1] Suriye Türkmen Kitlesi Başkanı Yusuf Molla’nın ifadeleriyle operasyonlar sırasında “helikopter ve uçaklar çatışmaların yaşandığı bölgeye rastgele ateş açmış, çatışmalar Türkiye sınırına dayanmıştır.”[2] 9 Temmuz tarihinde ise Suriye ordusu, Bayır–Bucak bölgesinde bulunan Ağcabayır köyünü füzeyle vurmuştur. Köyü boşaltmak zorunda kalan halk, Türkiye’den Türkmenler için bir kamp açmasını istemiştir.[3]

Operasyonlar nedeniyle 9-11 Temmuz 2012 tarihleri arasında Türkiye’ye yönelik yoğun bir Türkmen göç dalgası başlamıştır. İki gün içinde 600-700 arası Suriyeli Türkmen Türkiye’ye geçiş yapmıştır. Çok sayıda Türkmen de sınırın Suriye tarafında geçiş yapmak için beklemektedir. Bu sırada Suriye ordusunun Türkmen köylerine yönelik yoğun bombardımanları devam etmektedir. Bölgeden göç eden Türkmenler ile yapılan görüşmelerde, şu an itibarıyla Bayır–Bucak bölgesindeki Türkmen yerleşim birimlerinin “hayalet köylere döndüğü” bilgisi verilmektedir.[4]

Suriyeli Türkmenler en baştan itibaren muhalif hareketlerin içinde yer aldılar. Hatta Humus örneğindeki gibi direnişin en önde gelen unsurlarından oldular. Ancak dünya ve Türkiye kamuoyunda Sünni çoğunluk kapsamı içinde değerlendirildiler. Bu nedenle Suriye’nin bir gerçeği olan etnik ve mezhepsel tanımlamalar çerçevesinde; Hıristiyanlar, Dürziler, Kürtler gibi ayrı bir azınlık grubu olarak sayılmadılar. Ancak son Lazkiye operasyonu ile Bayır–Bucak Türkmenlerine yönelik saldırılar ve yoğun göç dalgası en azından Türkiye kamuoyunda Suriyeli Türkmenler konusunu gündeme taşımaktadır. Bu süreç muhalif Suriyeli Türkmen partilerin, Suriye Ulusal Konseyi içinde etkin bir grup olarak yer almalarına yol açacaktır. Bu noktada Konsey üzerinde etkili olan Türkiye’nin telkinleri etkili olacaktır. Konunun Türkiye açısından bir diğer önemli boyutu daha yoğun göç dalgalarına hazırlıklı olunmasıdır. Zira Bayır–Bucak Türkmenleri stratejik bir bölgede konumlanmıştır ve Nusayri azınlık ile iç içe yaşamaktadır. Dolayısıyla doğrudan şiddet ve baskıya maruz kalma riski söz konusudur.

 

Oytun ORHAN

ORSAM Ortadoğu Uzmanı

 

Kaynak: ORSAM

 

Dipnotlar

[1] “Esed askerleri Türkmen köylerini vurdu, ormanları ateşe verdi”,Zaman, 8 Temmuz 2012.

[2] “Suriye’deki çatışmalarda 2 Türkmen öldü”, Anadolu Ajansı, 9 Temmuz 2012.

[3] “Esed güçleri Ağcabayır köyünü füze ile vurdu”, Zaman, 10 Temmuz 2012.

[4] Hatay’a sığınan Bayır – Bucak Türkmenleri ile yapılan görüşmeler, 11 Temmuz 2012.

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Gençlere Avrupa Turu: DiscoverEU ile Kültürel Keşifler

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından başlatılan DiscoverEU programı, gençlere...

Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü BM Genel Kurulu’nda Tartışılacak

📣 Eylem Çağrısı: 11 Temmuz'u Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü...

Yükseköğretime Erişim İzleme Anketi

Bu anket, 6 Şubat Depremi sonrasında Hatay'da yükseköğretime erişimde...

Küresel Güney Sorunu: Batı’nın Yanıldığı Noktalar

Bu yazı Uluslararası Kriz Grubu CEO'su Comfort Ero tarafından...