YAPISAL ŞİDDET TEORİSİ VE VENEZUELA ÖRNEĞİ

ÖZET

Bu çalışmanın amacı Venezuela’nın uzun yıllardır süre gelen iç çatışmasında,  toplumsal yapısını sosyal, siyasi ve ekonomik konularda analiz ederek, ülkenin güvenlik tehditlerini yapısal şiddet teorisi ile açıklanmasıdır. Çalışma Venezuela’nın tarihsel süreçte iktidar yapısını incelerken, Hugo Chavez  ile Nicola Maduro’nun iktidar dönemlerini içeren 1998-2019 yıllarına odaklanmaktadır. Tümevarım yöntemiyle yapılan bu araştırmada, bir ülkenin en büyük güvenlik sorunlarından birinin ülke içindeki ekonomik, sosyal ve siyasi istikrarsızlıklar sonucu ortaya çıkan çatışmalar ve kutuplaşmaların, ülke bütünlüğünü tehdit eden en büyük güvenlik sorunlarından biri olduğu sonucuna varılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Venezuela, Yapısal Şiddet Teorisi, Çatışma, Kutuplaşma, Güvenlik Politikaları

Giriş

‘Uçların ülkesi’ olarak adlandırılan Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti; Latin Amerika kıtası içinde yer alan, zengin yer altı kaynaklarına sahiptir ve aynı zamanda coğrafyasının meydana getirdiği, benzersiz bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir. Fakat Venezuela bunlara ek olarak suç oranlarının yüksekliği ile dikkat çeker ve gecekondulaşma oranlarının fazla olduğu şehirlere sahiptir.

Venezuela 2014’te protestolar başlamış, bununla birlikte ekonomik kriz daha da kötüleşerek günümüzde hiper enflasyon yaşanmıştır. Ekonominin kötüleşmesine ek olarak ülkede; yolsuzluk, suç oranlarında artış ve tüm bunlara ek olarak yağmalamalar, karaborsaya düşen tüketim malları (gıda, ilaç temizlik ürünleri vb.) , ülkede paranın değer kaybetmesi de çatışma ortamının oluşup, körüklenmesine sebep olmuştur.

Bu çalışmada toplumsal kutuplaşmanın nedenlerine, tarihsel süreç ile incelenerek Chavez ve Maduro hükümetlerinin politikaları incelenecektir. Şu anda Venezuela’da yaşanan olayların yapısal şiddet teorisi ile incelendiğinde, bir ülkenin yaşayabileceği en önemli güvenlik sorunlarından birinin, ülkenin iç huzursuzluklarından meydana gelebileceği sonucuna varılmaktadır.

Çalışmada öncelikle Venezuela’nın toplumsal yapısı; ekonomik ve nüfus konuları açısından ele alınacaktır. Daha sonra ülkedeki kutuplaşmalar ve çatışmanın sebepleri incelenecek ve güvenlik teorilerinden biri olan yapısal şiddet teorisi ile Venezuela örneği açıklanacaktır.

  1. Geçmişten Bugüne Tarihsel Süreçte Venezuela Toplumsal Yapısı

Venezuela 19. Yüzyıla kadar İspanya İmparatorluğu sömürgesi halindeyken Amerika’nın kuruluşu, Fransız Devrimi ve Napolyon tarafından İspanya’nın işgali gibi olaylar bağımsız hareketlerinin ülkede başlamasına sebep olur. Venezuela diktatörler tarafından yönetilen sayısız siyasi kargaşa dönemini atlatarak en sonunda General ve siyasetçi Simon Bolivar önderliğinde  1958’ de bağımsız olur. Diğer Latin Amerika devletleriyle karşılaştırılırsa erken bir dönemde bağımsızlığını kazanmıştır. 1958’den 2002’de Bolivarcı sosyalist Devlet Başkanı Hugo Chavez’e yönelik 48 saat süren darbe haricinde, demokratik bir yönetim tarzını devam ettirmiştir ve 1990 yılına kadar Amerika tarafından Latin Amerika ülkeleri arasından model ülke olarak sunulmuştur.[1]

Temelleri sömürge dönemine dayanan keskin sınıflaşma yapısı ile birlikte Venezuela’nın sosyo-ekonomik yapısının doğurduğu sorunlar Chavez döneminde ‘21.yy Sosyalizmi’ dediği plan çerçevesinde aşılmaya çalışıldı. İktidara gelmesi ile birlikte ekonomik ve siyasi olarak birçok değişikliğe gitmiştir. Bunlar arasında yeni bir anayasa ile görev süresini uzatmak, yetkilerini artırmak, senato ve temsilciler meclisli iki kanatlı yapı yerine Millet Meclisli tek yapıya geçmek yanında ülke adını Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti olarak değişmek de yer almaktadır.  Chavez ayrıca petrol ve doğalgaz işletmeciliğini devlet bünyesinden yapmak isteyerek PDSA (Petroleos de Venezuela S.A.) bünyesinde kendi elini güçlendirmiştir. [2] Chavez’in bu kamulaştırma eğilimli politikaları ile sosyal devlet ekonomi politikaları ise ülkedeki ayrıcalıklarını kaybetmek istemeyen elit kesimin tepkisine neden olmuştur. Böylece ülkede orta sınıfla birleşen üst sınıf kesim ile alt sınıf kutuplaşmalarının keskinliği  yavaş yavaş netleşmeye başlamıştır. Chavez son dönemlerinde otoriterlikle ve kötü yönetimle suçlanmıştır.

Nicalas Maduro ise Chavez’in 14 yıllık politikaları sonrası 2013’de göreve gelmiş ve göreve başladığı tarih itibariyle ülkede ekonomi kötü durumda, işsizlik ve enflasyon rakamlarının ciddi duruma ulaştığı bir ekonomik durum söz konusuyken, toplumda da çatışmaların başlangıcının temelleri atılmaktaydı. 

2.1.Venezuela Ekonomisi

20.yüzyılın sonlarına kadar Latin Amerika’da en büyük ekonomilerinden biri olan refah ve varlık içinde yaşayan ülkelerinden biriydi, Venezuela. Ülke, 2011 verileri itibariyle dünyada kanıtlanmış en büyük petrol rezervlerine sahiptir. [3] OPEC verilerine göre, dünya petrol rezervinin %24,8’lik payına sahiptir. [4] ABD ve OPEC ülkelerinin önemli petrol tedarikçileri arasında yer almakta olup ekonomisine en büyük katkıyı petrol rezervlerinden sağlamaktadır. Petrol gelirlerine bu kadar bağlı olan bir ekonomi ise kırılgan olmaya mahkumdur.

Hugo Chavez döneminde (1993-2013) yılları arasında ekonomi yüksek petrol fiyatları ile iyiye giderken, Chavez sonrasında, Maduro hükümeti ile, 2014’den beri yaşanan iktisadi sorunlar, Venezuela ekonomisinin 2018-2019 yıllarında %23 küçültmüştür ve  işsizlik rakamlarını 2019 yılında % 37 olarak beklenmesine sebep olmuştur. [5]

Enflasyon oranları 2013 yılı itibariyle her yıl artarak üç haneli ve dört haneli olarak düzenli artmış, 2018 yılında ise bu hiper enflasyon rakamlarına ulaşarak, Temmuz ayı enflasyon rakamı %83.000 olmuştur ve bu rakamın daha da artacağı öngörüsü yapılmaktadır. [6]

Ülkede uygulanan makro-ekonomik politikalar, yoğun devletleştirme uygulaması ve kambiyo rejimi, yatırımcıların ihtiyacını karşılayamamaktadır. Tüm bunlar ülkeye yeni ve yabancı yatırım girişimlerini de engellemektedir. 

Ülkede özellikle son iki yıldır döviz darboğazı hissedilmektedir ve ekonomi uzmanlarınca ülkedeki siyasi istikrarsızlıklar, suç oranları, artan enflasyon ve işsizlik rakamları,  döviz kurunun kontrol edilemeyişi, petrol üretimindeki düşmeler, tahkime giden davalar dış borçların ödenememesi gibi sorunlar daha da katlanarak devam edecektir.  [7]

Ekonomik faaliyetlerin kötüye gidişi ile ülkede elektrik kesintileri yaşanmakta, sağlık hizmetleri aksamakta, ulaşım, güvenlik gibi temel kamusal hizmetler gerçekleştirilememektedir. Halk tüm bu durumlar karşısında, en temel hak ve özgürlüklerinden yararlanamamakta ve Venezuela’dan başka ülkelere yoğun bir şekilde göç yapmaktadır.

2.2.Venezuela’da Nüfus Yapısı

Latin Amerikalı halklar karmaşık bir yapıya geçmişten gelen sebeplerden ötürü sahiptir. Bölgede yerli halk ve onlara ek olarak Afrika’dan gelmiş olan köleler ve kıtaya göç etmiş beyazlar bulunmaktadır. Üç ayrı melez halk türüne sahiptir, bunlar; yerliler ile beyazlar (mestizos), beyazlar ile Afrikalılar (mulattos) siyahi ve yerli ve siyahi (zambos)  halklardır.[8] Bu üç halk tiplerinin birleşimi ile de kültür ve din karışımı da eklenerek melez yapılı bir sosyo-kültürel yapı meydana gelmektedir.

Soğuk Savaş sonrası köyden kente göç önemli miktarda artmış ve nüfusun %93’ü şehirlerde yaşamaktadır. 29 milyonluk nüfusun yarısından fazlası melezdir. [9] Yerliler ve sömürgecilik döneminde Afrika’dan gelen etnik gruplarla karışmayanların oranı ise diğer Latin Amerika ülkelerine göre oldukça düşüktür. Çoğunluğu İspanyol kökenli olan üst sınıf kesimi ile üst-orta sınıf ise günümüzde Bolivarcı Devrime muhaliftir.

Latin Amerikada en belirgin özellik ise zengin ve fakir arasındaki farkın uçurumudur. Bu ayrımın temel sebebi uygulanan yanlış ekonomi politikaları, doğal kaynakların sömürü malzemesi olması, zenginlerin Amerika tarafından desteklenmesi, askeri darbeler, IMF kredileri gibi sebeplerdir. Bir Latin Amerika ülkesi olan Venezuela içinde bu sebepler geçerlidir. Bu politikalarla birlikte ekonomideki kötü gidişat farkir-zengin ayrımını birleştirmiş ve 27 Şubat 1989’da fakir halk bir iç kargaşa yaratır. Caravas Patlaması olarak da bilinen bu olay sonrasında her iki halk tabakası da birbirini tehdit olarak görmeye başlar.

  • Venezuela’da Kutuplaşma ve Çatışmalar

Venezuela’da  şiddet kronikleşmiş bir hal almış durumdadır. Yüksek suç oranları, ekonomideki kötü gidişatlar, ulaşım güvenlik sağlık gibi temel hizmetlerin karşılanmasındaki zorluklar ve gıda gibi temel ihtiyaçlara ulaşılmadaki zorluk tüm bunların sebeplerinden bir kaçıdır. Bunlara tek tek değinecek olursak ilk olarak Latin Amerika kıtasından bahsetmemiz gereklidir.Öncelikle belirttiğimiz gibi Latin Amerika ülkelerinin karakteristik özellikleri halk arasındaki bölünmüşlüklerdir. Baskıcı rejimlere ev sahipliği yapmaları, beyaz-batılı-zengin ayrımlarının oluşu ve tüm bunlara bağlı olarak ülkelerde genel bir siyasi sosyal ve ekonomik birlik bulunmamaktadır.

Bir ikinci unsur ise Chavez hükümetinin izlediği politikalardır. 14 yıllık iktidarlığında radikal politikalar ile köklü değişiklikler uygulamıştır. Tüm bunlar orta kesimi tehlikeye atarak zengin kesimin pastadaki payının azalacağı korkusunu bu halk kitlelerine yansıtmıştır. Bu durum zamanla ülkede kutuplaşma ve gruplaşmayı beraberinde getirerek artan bir şekilde hızlandırmıştır. Maduro hükümeti ise faşist ve darbeci gruplar ile bunları destekleyen Amerikan politikalarını sorumlu tutmaktadır. [10]

Venezuela başkent bölgesi olan Caracas 89’daki olaylar sonrasında günümüzde de  toplumun farklı kesimlerinin meydana getirdiği kutuplaşmalar sonucu  çeşitli şiddet unsurlarını barındırmaktadır. Bölgenin Caravas Metropoliten Bölgesi batısında suç çetelerini barındırırken,  üst-orta kesimin bulunduğu doğu kısmı özel güvenlik şirketlerince korunmaktadır. [11]

Ülkedeki bu toplumsal ve siyasi kutuplaşmaya ek olarak komşu ülkelerde yaşanan uyuşturucu  ticaretinin yaratmış olduğu çatışma ortamı ile silah edinmek  kolaydır. Bu durumda genç kuşakta silah kültürü oluşumuna sebep olarak Venezuela’da varolan şiddetti tetiklemektedir. [12]

Ülkede genel anlamda bir güvensizlik ortamı mevcuttur ve kriminal şiddet ile siyasi şiddeti ayrımak zorlaşmaktadır.

  • Yapısal Şiddet Teorisi ile Venezuela

Yapısal şiddet teorisine göre güvenlik sadece ülke dışından gelebilecek bir saldırı değil, aynı zamanda bir devletin kendi içindeki sosyal, ekonomik ve kültürel yapılar üzerinden sorgulanmalıdır.  Devletin ulusal bütünlüğüne tehdit olabilecek unsurlar böylece daha öznelleştirilerek, devletin içine odaklanır.

Yapısal şiddet; insanın teknik olarak istemeden maruz kaldığı olaylar ve bundan etkilendiği durumlarda ortaya çıkar.[13]  Savaş dahil, aslında insanın varlığının tehdit altında olduğu her durum, Johan Galtung tarafından şiddet olarak kabul edilmiştir.[14] En önemli görülen şiddet ise aslında sosyal yapı içindeki adaletsizlikler ve yoksulluklardır.

Yapısal şiddetin nedenleri arasında; toplumun ürettiği ya da var olan kaynakların belli bir kişi veya sınıfın içinde toplanması ve bu kaynakların başka amaçlara yönelmesidir. Ekonomik sınıfların oluşumu ile sınıflar arasındaki uçurumların ortaya çıkışı ise, bir yapısal şiddeti ortaya çıkarmaktadır.

Bu noktaya kadar yukarıda anlatılanlardan hareketle Venezuela’da halk yapısal şiddette mahrum bırakılmıştır. Doğrudan şiddet bir olay halinde meydana gelmekteyken; halk hem doğrudan şiddeti kendi içindeki çatışmalarla yaşamakta hem de  bunlara ek olarak, bir süreç halinde ortaya çıkan yapısal şiddet etkisini zaman içinde hissetmiş ve en sonunda kendini bu süreç içinde bulmuştur. Venezuela’da İktidarların uyguladığı politikalar, belli bir ekonomi modelinin işlemeyişi ve çevresel unsurlarında etkisiyle çeşitli sosyal ve ekonomik sorunların doğmasına neden olmuştur.  Venezuela’da potansiyel yaşam beklentilerine uygun bir yaşam, mevcut değildir.

Sonuç

Venezuela ‘zengin toprağın yoksul insanı’ olmak artık insanları bunaltmaktadır. Şu anda ülkede var olan iç siyasi istikrarsızlıklar toplumsal kutuplaşmalar meydana getirmektedir. Demokrasi koşulları kötü durumdadır. Muhalefet istediği gibi hareket edememekte, medya unsurlarının objektifliği muammadır. Ekonominin iyileştirilmesi amaçlı getirilen kısıtlamalar, halkın özgürlüğünü ister istemez kısıtlar niteliktedir. Orduyu arkasına alan yönetim; halk, üzerinde psikolojik bir baskı unsuru oluşturmaktadır. Devlet kurumlarının yapısı bozulmuş ve işleyemez durumdadır. Var olan bu kötü sosyal ekonomik ortamda, elektrik kesintileri beraberinde sağlık hizmetlerinin karşılanamaması, gıda ürünleri, çeşitli ilaçların ülkede bulunamaması ya da satın alınamaması gibi durumları beraberinde getirmektedir. Bu durumlar ülkede yağmalamalar ve toplumsal olayların ortaya çıkışını beraberinde getirmektedir. Halk tüm bu yaşananlar karşısında temel ihtiyaçlarını karşılayamamakta ve bu şartlardan kurtulma amaçlı ülkeden göç etmeye başvurmaktadır. Tüm bunlar yapısal şiddeti meydana getirmiştir. Böylece bir devletin güvenlik sorunu olarak yalnızca başka bir devletin değil, kendi içindeki sosyo-ekonomik durumlarında ciddi güvenlik tehditlerine nedeni olabileceğini göstermekteyiz.

Tüm bu sorunların çözümü için ülke içinde toplumsal gerginliği azaltıp  uzlaşıyı sağlamaya çalışacak politikalar izlemelidir. Komşu devletler ve uluslar arası toplum içinde ilişkilerini iyileştirmeli, petrol üretimini yeniden artırmak için çalışmalar yapmalı ve ekonomiyi petrol üretimi odaklı olmaktan çıkarıp yeni sektörlerin ortaya çıkması için çaba sarf etmelidir. Mali disiplin oluşturulup ülkeye yabancı yatırım çekebilecek politikalar üretmeli özel sektör ve mülkiyet güvencesi sağlamalıdır. 

*Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Yüksek Lisans Öğrencisi.

 E-posta: [email protected]

KAYNAKÇA

AKGEMCİ, E, ‘’Venezuela’da Şiddeti Anlamak’’, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi SBF Dergisi, Sayı:69, s.217-226.

BİRDİŞLİ, F,  Teori ve  Pratikte Uluslararası Güvenlik Kavram- Teori – Uygulama, Seçkin Yayınları, Ankara, 2019.

Baser, A. (2011, 11 Temmuz) Bolivarcı Devrim, TUİÇ Akademi, https://www.tuicakademi.org/bolivarci-devrim/ , (Erişim Tarihi: 04.04.2019)

Baser, A. (2014, 19 Mart )  Venezuela’da Kutuplaşma ve Eylemler, TUİÇ Akademi, https://www.tuicakademi.org/venezuelada-kutuplasma-ve-eylemler/ Erişim Tarihi: (04.04.2019)

KAYA, E,  ‘’Hugo Chavez’in Petrol Politikası ve ABD’’, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:31, Isparta Nisan 2014, s.293-208.

OPEC Dünya Petrol Rezervlerinin Paylaşımı 2017,  OPEC, https://www.opec.org/opec_web/en/data_graphs/330.htm (Erişim Tarihi: 24.03.2019)

Ülke Profili; Venezuela, (2013, 13 Aralık), Aljazeera Turk, , http://aljazeera.com.tr/ulke-profili/ulke-profili-venezuela (Erişim Tarihi: 24.03.2019)

T.C. Ticaret Bakanlığı, (2019, 1 Nisan), Venezuela Genel Ekonomik Durum, https://ticaret.gov.tr/yurtdisi-teskilati/guney-amerika/venezuela/ulke-profili/ekonomik-gorunum/genel-ekonomik-durum (Erişim Tarihi: 04.04.2019)

Venezuela Milyonlarca Kişiyi Göçe Zorlayan Ekonomik Krize Nasıl Girdi, (2018, 24 Temmuz) BBC, https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-45285445 (Erişim Tarihi:24.03.2019)


[1] Ülke Profili; Venezuela, Aljazeera Turk, 13.12.2013, http://www.aljazeera.com.tr/ulke-profili/ulke-profili-venezuela Erişim Tarihi: 24.03.2019.

[2] Ülke Profili; Venezuela, Aljazeera Turk.

[3] Emre Kaya, ‘’Hugo Chavez’in Petrol Politikası ve ABD’’, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Nisan 2014, S:31, s.293.

[4] OPEC Dünya Petrol Rezervlerinin Paylaşımı 2017, https://www.opec.org/opec_web/en/data_graphs/330.htm , Erişim Tarihi: 24.03.2019.

[5] T.C. Ticaret Bakanlığı, Venezuela Genel Ekonomik Durum, 01.04.2019, https://ticaret.gov.tr/yurtdisi-teskilati/guney-amerika/venezuela/ulke-profili/ekonomik-gorunum/genel-ekonomik-durum Erişim Tarihi: 04.04.2019.

[6] Venezuela Milyonlarca Kişiyi Göçe Zorlayan Ekonomik Krize Nasıl Girdi, BBC, 24.078.2018.,  Erişim Tarihi:24.03.2018. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-45285445

[7] T.C. Ticaret Bakanlığı, a.g.m.

[8] Aslıhan Baser, ‘’Bolivarcı Devrim’’, TUİÇ Akademi, 11.07.2011, https://www.tuicakademi.org/bolivarci-devrim/ , Erişim Tarihi: 04.04.2019.

[9] Ülke Profili; Venezuela, Aljazeera Turk.

[10]Aslıhan Baser, ‘’Venezuelada Kutuplaşma ve Eylemler’’, TUİÇ Akademi, 19.03.2014, https://www.tuicakademi.org/venezuelada-kutuplasma-ve-eylemler/ Erişim Tarihi: 04.04.2019.

[11] Esra Akgemci, ‘’Venezuela’da Şiddeti Anlamak’’, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi SBF Dergisi, S.69, s.218

[12] Akgemci, E. A.g.e. s. 221.

[13] Fikret Birdişli, Teori ve Pratikte Uluslar arası Güvenlik Kavram- Teori- Uygulama, Seçkin Yayınları, Ankara, 2019, s.171.

[14] Birdişli, a.g.e. s.171.

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Gençlere Avrupa Turu: DiscoverEU ile Kültürel Keşifler

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından başlatılan DiscoverEU programı, gençlere...

Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü BM Genel Kurulu’nda Tartışılacak

📣 Eylem Çağrısı: 11 Temmuz'u Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü...

Yükseköğretime Erişim İzleme Anketi

Bu anket, 6 Şubat Depremi sonrasında Hatay'da yükseköğretime erişimde...

Küresel Güney Sorunu: Batı’nın Yanıldığı Noktalar

Bu yazı Uluslararası Kriz Grubu CEO'su Comfort Ero tarafından...