Terör Örgütleri Nasıl Kurulur?

Terör örgütlerinin kullandığı birçok motif vardır. Orta Doğu’da genellikle İslami motifli örgütler çoğunluktayken, diğer bölgelerde farklı motiflerde örgütler türetilmektedir. Bu motifler, örgütlerin oynayacağı role, bölgeye ve topluma göre değişmektedir. Marksist örgütler sınıfsal fay hatlarını kırmak için kullanılırken milliyetçi motifli birçok örgüt, etnik ayrıştırmalar için kullanılmaktadır. Son günlerde çok tartışılan bir konu olan terör örgütlerin dayandığı sosyal, politik ve psikolojik zemin ve sorun alanlarını politik yönlendirme aracı olarak kullanan istihbarat servislerinin çalışmaları üzerinde durulacaktır.

Örgütlerin kullandığı ideolojik araçlara girmeden her sorun alanının bir şekilde marjinalleştirilip araç olarak kullanılabileceği gerçeğini göz ardı etmemek gerekir. İster dini temelli, ister politik veya sosyal temelli örgütler olsun her oluşum etkiye açıktır ve araçsallaştırılabilir. İstihbarat servisleri, hedef olarak izledikleri bir örgütün risk veya tehdit kategorisinde olup olmadığını tespit ederek, bu örgüte yönelik yapılacak faaliyetleri belirler. Eğer hedef örgüt birinci derecede tehdit olarak değerlendiriliyorsa, geçici olarak eylem gücü etkisiz hale getirilerek kısa vadede tehdit yaratmaz hale getirilir. İstihbarat servislerinin temel amacı hedefi yok etmek değil, hedefi kontrol altına alarak dönüştürmektir. Hedefin örgütlenme ve beslenme zemini ortadan kaldırılamadığı sürece örgütü zahiren yok etmek kalıcı sonuç getirmez. Asıl amaç, örgütün komuta kademesine sızarak hedefi tehdit ve risk yaratmayacak şekilde kontrol altında tutup güvenlik aracı haline getirmektir. Güvenlik aracından kasıt, hedef örgütün komuta kademesi ele geçirildikten sonra ideolojik olarak yeniden formatlanması ve başka stratejik amaçlara hizmet eder konuma getirilmesidir.

Terör Örgütleri Nasıl Kurulur

İstihbarat servislerinin belli bir stratejik vizyon doğrultusunda hareket eden, siyasi karar alıcıların talimatları doğrultusunda çalışan örgütlenmeler olduğunu belirletmek gerekir. Belirlenen stratejik hedefler doğrultusunda servisler mikro planlamalar yaparak stratejik ve taktik operasyon planları geliştirir. Eğer dünya düzeni medeniyetler çatışmasına göre dizayn edilecekse, istihbarat servisleri bu perspektifte radikal örgütler kurar. Bu genel strateji doğrultusunda kontrol edilebilir düşmanların oluşturulması için yapılanlar şu şekilde özetlenebilir:

• Hedef bölgede planlanan örgütün kurulması için uygun ideolojik zemin yaratılır. El Kaide ve Taliban oluşmadan önce Pakistan’da kurulan Deobandi medreseleri bu örgütlerin kuruluşu için gerekli fikirsel zemini oluşturmuştur. Bu mendereslerin finansmanında Amerika ve Suudi Arabistan’ın direkt ve dolaylı katkıları göz ardı edilmemelidir. Zbigniyev Brezinski’nin ifadesi bu durumu net bir biçimde özetlemektedir: “Radikal İslami motifli unsurlar laboratuvar ortamında üretilen bir virüstü ve biz bu virüsü ortamdan kaçırdık.” Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere dünyadaki radikal İslami motifli örgütlerin gerekli koşullar oluşturularak nasıl vücut bulduğunu göstermektedir.

• İnsan kaynağının oluşturulması için örgütün aksiyonunu oluşturulacağı düşünülen etnik, dini ve mezhepsel hedeflerin sosyal, ekonomik ve psiko-politik dokusu bozulur. Bu atmosferin oluşturulabilmesi için yaratılan örgüte insan kaynağı oluşturulacak dini, etnik ve mezhepsel gruplar sistemin dışına itilir. 2003 sonrası Irak’ta sistem dışına itilen Sünni gruplar zorunlu olarak “IŞİD”e destek vermektedir. Suriye’deki çözümsüzlük ve belirsizlik ortamı da radikal unsurların beslendiği en önemli alandır. Radikalliği besleyen diğer bir etken ise, Avrupa’da yaşayan Müslümanların sistem dışına itilerek radikalleştirilmesidir. Avrupa’da yaşayan yeni nesil Müslümanların yaşadığı topluma entegre olamadığı söylenebilir. Yaşadığı topluma entegre olamayan bu toplum, kendini köksüz dışlanmış hissetmektedir. Avrupa’da yükselen aşırı sağ ve İslam düşmanlığı bu psiko-politik atmosferi daha da derinleştirmektedir. Bu atmosferin derinleşmesi sonucunda, Müslüman kimliğinin tehdit altında olduğunu hisseden ve ayrıca psikolojik bazı eksiklikler ve ait olma duygusunu yaşamak isteyen gruplar radikalleşerek istihbarat servislerinin kucağına düşmektedir. IŞİD’e Avrupa’dan katılımının birkaç stratejik boyutu bulunmaktadır. Birincisi Avrupalı devletler IŞİD’in kontrolündeki bu insan kaynaklarından istifade etmektedir, yani örgütle ilgili cari ve taktiksel bilgilerin elde edilmesinde aracı rolü üstlendikleri söylenebilir. İkincisi ve en önemli olan husus ise, İŞİD’e katılıp tekrar geri dönen unsurların yaratacağı kaosun sosyal ve siyasal etkileridir. Bu etkileri şimdiden hesaplayan Amerika bu kaos üzerinden Batı’yı İslam karşıtı bir çizgiye çekmeye çalışacaktır. İç kamuoyunda İslam karşıtı pozisyon almak zorunda kalan Batılı ülkelerin İslam coğrafyasındaki etkisinin sınırlanacağı açıktır.

• Oluşturulacak örgütün kurmay kadrosu için uygun figürler tespit edilerek sahaya sürülür. Bu faaliyetlerde uygun figürlerin tespiti önemlidir. Usame Bin Ladin gibi varlıklı bir ailenin çocuğu olan ama hedefleri için mağara köşelerinde yaşamayı göze alan, topluma etki etmesi planlanan ve yine toplumun zihninde olumlu imajlar bırakacak aktörler sahaya sürülür. Bağdadi’nin doktoralı bir isim olmasının ve Irak Savaşı’nda yer almasının hedef kitle üzerinde olumlu etkiler bıraktığını söylemek mümkündür.

• Örgütün lojistiği ve finansmanı karışlamak için gerekli sistem kurulur. Hiçbir örgütün finans ve lojistik olmadan yaşaması mümkün değildir. Örgütün faaliyetinin devamı için mutlaka para ve lojistik gereklidir. Bu bakımdan terör örgütlerini finanse edecek iş kolları oluşturulur. IŞİD petrol satışı gibi alanlarda para kazanırken; PKK gibi örgütler uyuşturucu, haraç gibi faaliyetlerle kendilerini finanse etmektedir. Ancak bu finansmanın ve faaliyetlerin gizli servislerin denetimi ve desteği olmadan yürütülmesi pek mümkün değildir.

Sonuç olarak terör örgütleri bir stratejik aklın operasyonel aygıtıdır. Hangi politik hedef doğrultusunda kullanılacağına göre örgütün ideolojisi kurgulanır veya var olan ideolojik örtüsü altında faaliyet yürütür. Ancak burada dikkat edilmesi gereken temel nokta, örgütün işleyişine ve yarattığı tehditlere yoğunlaşırken, hedeflenen politik stratejiye alet olmamaktır. Terörü ve terörizmin etkilerini sınırlandırmak için yapılması gerekenler; hangi sosyal, ekonomik, ideolojik zeminde oluşturulduğu; hangi politik hedeflere ulaşmak için kullanıldığının cevabı verilmeden örgütü kuran gücün yönlendirmelerine karşı koymak pek de mümkün değildir.

Hasan Mesut ÖNDER

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Covid-19 Sonrası Yeni Normal: Dijital Göçebelik ve Güneydoğu Asya

Ecem Hayırcı  Göç Çalışmaları O-Staj Programı ÖZET Günümüzde teknolojinin gelişmesi, küreselleşme, iş verenlerin...

”Deontolojik değil sonuççu liberteryenim” – Dr. Merve Karataş

Bu röportaj Zeynep Naz Terzi tarafından Liberal Demokrat Parti...

Hırvatistan’da Seçim Rüzgarları: Cumhurbaşkanı Milanović, Başbakanlık Koltuğu İçin Yarışa Giriyor

Hırvatistan'da Seçim: Hırvatistan siyasi sahnesi, Cumhurbaşkanı Zoran Milanović'in, Nisan...

İklim Değişikliğinin Göç ve Kalkınma Üzerindeki Etkileri

Esranur Tekin Göç Çalışmaları Stajyeri  GİRİŞ Göç, dünyanın hemen her ülkesini etkileyen...