Tunus’un Avrupa Birliği, ABD ve Türkiye İle Ekonomik İlişkileri

Tunus bulunduğu konum itibariyle bölge ülkeleri başta olmak üzere Avrupa Birliği (AB) ve ABD ile ekonomik ilişkilerini uzun yıllar sürdürmüş bir ülkedir. 1960 sonrasında Habib Burgiba yönetimi ile Tunus Genel İşçi birliği (UGTT) eski başkanlarında olan Salih Bin Yusuf ile sürekli siyasi çekişme yaşanmıştır. Bu iç çekişmeler olunca sanayi ve endüstride doğal olarak o dönemde zayıf kalmıştır. Bir taraf liberal ekonomi politikalar uygulanmasında yanayken diğer tarafta sosyal ekonomi politikalar uygulama çalışması ve ulusal refahın bir turlu sağlanamaması sürekli halkı rahatsız etmiştir.

Avrupa Birliği ile Ekonomik İlişkiler

Tunus, dış ticaretinin ağırlıklı bölümünü AB ülkeleri ile gerçekleştirilmektedir. Endüstri 1970–72 tarihleri arasında Fransız yatırımcıların gelmesiyle başladı. O dönem için gerçek bir sanayiden bahsetmek oldukça zordur. Hurma ve zeytini dışarıya pazarlamak için küçük tesisler mevcuttuysa da bu tesisler oldukça küçük ve kapasite anlamında sınırlıydı.1970’den sonra Fransa’nın bölgeye gelmesiyle tekstil önem kazandı. Bu tarihten sonra buraya Batılı Devletler yatırım yapmaya başladılar. Özelikle 1989 sonrası uygulanmaya çalışılan liberal ekonomik politikalar özel yabancı yatırımlarını daha da artırmıştır.

Tunus 17 Haziran 1995’te AB ile Avrupa-Akdeniz Serbest Ticaret Bölgesi oluşumunun parçası olarak bir Ortaklık Anlaşması imzalamıştır. Ama Tunus hükümeti bu anlaşmay yaparken diğer taraftan Avrupa karşıtı birçok protesto hareketi ülke genelinde başlamıştı. Nitekim diğer birçok Müslüman Ülkede olduğu gibi Tunus ta da Batılara sıcak bakmayan bir halk kitlesi vardı. Anlaşma 1996 yılından başlayarak 12 yıllık bir süreçte sanayi ürünleri üzerindeki tarife engellerini kaldırmayı hedeflemekteydi. Bu anlaşma artan rekabette Tunus firmalarının üretim ve kalite yönünden iyileşmelerini sağlamış, Tunus’a yapılan yatırımları hızlandırmıştır. Ancak Tunus tarafı tarife indirimlerinin hızı ile sanayideki modernizasyon çabalarının eşanlı olmadığını, AB tarafından gelen mali yardımın ise yeterli kalmadığını ifade etmektedir.[1]Ocak 2001 tarihinde AB ile imzalanan Tarım Anlaşması yürürlüğe girmiştir. Bu Anlaşma Tunus’un gümrükten muaf zeytinyağı ihracat kotasını yükseltmiştir. Diğer taraftan hizmet ticaretinin serbestleştirilmesine ilişkin görüşmelere devam etmiştir. Özelikle bu anlaşmayla gümrükte muaf olunması, önemli bir zeytin ihracatçısı olan Tunus bu bağlamda kar sağlamıştır.11 Eylül 2001’den sonra, Tunus ve Avrupa Ülkeleri arasındaki ilişkiler daha güçlendi. İlişkiler çok kapsamlı bir boyut kazanmış, güvenlik ve terörle mücadele gibi konular ele alınmıştı. Çünkü dünyanı gündeminde o zaman ABD ikiz kulelerini vuran ve âdete ilk defa ABD nine imajını kötü çizen terörizm sorunu vardı.[2] Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, uluslararası terörizme karşı mücadelede işbirliği yapmak için Bin Ali ile görüşmelerde bulunmak üzere Tunus’u ziyaret etti. Sonrası dönemde Tunus diğer birçok Avrupalı Devlet Başkanı veya bakanların ziyaret merkezi oldu. Kasım 2001’de İtalya başbakanı Silvio Berlusconi, Eylül 2001 sonlarında İspanya Başbakanı Jose Maria Aznar ve Alman İçişleri Bakanı Oto Sahla, terörizm ve organize suçlarla savaş konusundaki çalışmalarda iki ülke arasındaki koordinasyonu arttırmak için Nisan 2003’te Zeynel Bin Ali ile bir antlaşma imzaladı. Avrupa Komisyonu Başkanı Roman Parodi de Tunus ile AB arasındaki güvenlik işbirliğini ve ikili ilişkileri arttırmak üzere Nisan 2003’te Tunus’u ziyaret edenler arasındaydı.

Ocak 2008’de AB, Tunus Hükümetiyle sanayi ürünlerinde gümrük vergileri ve diğer alışveriş engellerini kaldırmaya yönelik AB-Tunus serbest ticaret bölgesinin kurulması için birlik antlaşma imzaladı. Tabi bu anlaşmaların yapılması ya da AB ile yapılmaya çalışılan antlaşmalar karşısında sürekli bir muhalif kitle olmuştur.[3] Nitekim 2008 de bu sanıyı ürünlere yönelik AB ile Tunus arasında görüşmeler yapılırken ülkenin güneyde protestolar olmuş, protestoları yatıştırmak için de Gafa maden işçilerine yönelik devlet tarafından terör suçu işlenmişti. Bir kişi ölmüş, birçok kişide gözaltına alınmıştı.

2009 yılına gelindiğine Tunus’ta 2009 küresel krizden nasibini almış. İşsizlik çığ gibi büyümüştü. İşlenen terör suçlarının belgelenmesine rağmen, Avrupalı devletler, olayı sadece belgelerde bırakmışlar, herhangi bir yaptırım uygulamadıkları gibi, Bin Ali ile daha da samimi ilişkiler kurmuşlardır.[4]

Devrim sonrasında, Fransa önce Bin Ali yönetimine destek çıkmış, ancak daha sonra olayın ciddiyetini ve Uluslararası Örgütlerin özelikle de ABD’nin muhalif yanlısı tavrını gürünce o da bu tavrın da vazgeçerek, halkı desteklemeye başlamıştır. Seçim sonrası oyların çoğunu yaklaşık yüzde %41 ini alan En-nahda Partisi’ni bu sefer çok daha büyük sorunlar bekliyordu. 2011 devrim sırasında yaklaşık 153 yabancı şirket ülkeden yatırımlarını geri çekilmiş, devrimin kırıntıları yavaş yavaş belirlenmeye başlamıştı. Büyükelçi Mahre Bin Robuma, işsizliğin devrim öncesi %14 iken 2012 de ise bu oranının %18 e yükseldiğini, GSYH devrim öncesi %5 iken 2012 de %1’lere kadar indiğini belirtmiştir. Büyükelçi devrim öncesi AB ve ABD’nin ekonomik ve sosyal kalkınma için vermiş oldukları sözleri de hatırlatmıştır.[5]

Devrim sonrasında Avrupalı devletlerin olaya yaklaşımları farklı olsa da aslında, hepsi ortak noktada kesişmişlerdir. Bunu da 10 Ocak 2011 tarihinde Dış ilişler ve komşuluk politikası Yüksek Temsilci Chatlerine Aseton ve Avrupa Komisyonu genişleme ve komşuluk politikasın da sorumlu üyesi temel özgürlüklerde çağırıda bulunmuş ve Tunus halkının yanında olduklarını belirmişlerdir. Yine 2 Şubat 2011 tarihinde Tunus Dışişleri Bakanı Ahmed Ouneies Brüksel’e giderek Yüksek Temsilci Ashton ile görüşmüş, görüşme sonrası açıklama yapan Ashton, AB ve Tunus arasındaki ilişkilerin öneminin altını çizerek, Birliğin Tunus’ta demokrasiye geçiş sürecine, yolsuzlukla mücadele için sivil topluma ve hükümet dışı organizasyonlara ve Tunus’un ekonomik ve sosyal gelişimine destek verileceğini belirtmiştir. AB’nin Tunus’ta geçiş sürecine yönelik desteğinde, Avrupa Yatırım Bankası’nın da rol alacağı bankanın Başkan yardımcısı Philippe de Fontaine Vive’nin 2 ve 3 Mart 2011 tarihinde Tunus’a resmi ziyarete bulunması ile netlik kazanmıştı. Kısacası devrim sonrası AB –Tunus arasında ki diplomattık trafiği hızlanmış, Kuzey Afrika’nın gelişen ve özelliklede turizm cenneti olan bu mağrip ülkesiyle AB arası ilişkiler karşılıklı çıkar çerçevesinde devam ettirilmektedir.[6]

ABD ile Ekonomik İlişkiler

ABD daha önce de Tunus ile birçok ticari ve siyasi ilişki kurmuştur. ABD’nin Tunus ile ilişkileri çok geçmişe dayandırılabilir. O zamanlar Osmanlı Devleti’nin egemenliğinde bulunan Tunus Beyi ile ABD arasında, Fransız taciri Joseph Fânin aracılığıyla bir Tunus beyi olan Hamuta Paşa ile yapılmıştır. Tabi bu sadece bir ateşkes antlaşmasıydı.[7]Ama Tunusun bağımsızlık sonrası ABD ile ilişkiler özgür iki devlet arasında gerçekleşmiştir.1957’de ABD başkanının Ortadoğudaki devletleri SSCB korumak için Ortadoğu ülkelerine ekonomik ve Askeri yardım verdiği ülkelerden biri de Tunus olmuştur.[8] Bundan sonra yavaşta olsa ABD -Tunus ekonomik ve siyasi ilişkiler gelişmeye başlamıştır. Bunda Tunus uzlaşmacı ve batı yanlısı politikaları etkili olmuştur.

2001 ile 2003 yıları arasında, ilişkiler ABD-Kuzey Afrika Ekonomik İşbirliği (USNAEP) çatısı altında daha da artı. 2002 yılında ise özel sektörün gelişimini teşvik etmek, sivil hukukun işleyişini artırmak için Ortadoğu ortak projesi (MEPİ) imzalandı. Eylül 2001 sonrası Tunus ile ABD arasında ilişkiler daha da hız kazandı. ABD Ortadoğu ve Afrika’daki çıkarları için ve özellikle de Terörle mücadele çerçevesinde uzlaşmacı tavrı olan ve diğer Afrika ülkelerinde nispeten daha gelişmiş bu ülkeye yardım ve yatırımlarda bulunmuştur. Bu sıcak ilişkiler devrim esnasında ve sonrasında da devem etmişti. ABD başkanı Barack Obama bu desteği ve yine gerekli ekonomi yardımların yapılacağı sözünü vererek de ifade etmiştir.[9]

Türkiye ile Ekonomik İlişkiler                                        

Türkiye-Tunus arsındaki ikili ilişkileri tarih ve kültürden kaynaklanan dostluk bağları temelinde sürdürülmektedir. Karşılıklı tam güvenin olmaması, 1980’li yıların sonlarına kadar Tunusun uygulamış olduğu ekonomide kapalılık ilkesi gibi nedenlerden dolayı işin ekonomik ve ticari boyutu Tunus’un bağımsızlığında çok sonra başlamıştır.  İki ülke arasındaki işbirliği ve diyalog mekanizmalarının giderek daha fazla kurumsallaştırılması ve güçlendirilmesi Türkiye-Tunus ilişkilerine büyük ölçüde katkıda bulunmaktadır. İki ülke arasında üst düzey ziyaretler düzenli bir şekilde gerçekleştirilmekte, hemen her alanda düzenli istişare ve temaslarda bulunulmaktadır.[10] Türkiye ile Tunus arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler 2004 yılına kadar, Temmuz 1992’de imzalanan “Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşması” çerçevesinde yürütülmüştür. Ancak, 25 Kasım 2004 tarihinde imzalanan Türkiye ile Tunus arasında bir Serbest Ticaret Alanı kurulmasını öngören Ortaklık Anlaşması’nın Temmuz 2005’te yürürlüğe girmesiyle birlikte Temmuz 1992’de imzalanan Anlaşma geçerliliğini yitirmiştir.

Türkiye ile Tunus arasında 2002 yılında 192 milyon $ olan toplam dış ticaret hacmi 7 yılda 6 katına çıkarak 2008 yılında 1 milyar 143 milyon $’ı aşmıştır. Türkiye’nin 2008 yılında ki ihracatı 778 milyon $ olarak gerçekleşirken ithalat ise 365 milyon $ olarak gerçekleşmiştir. Ancak 2008 de yüksek bir ticari hacim yakalanırken 2009 ekonomik krizi nedeni ile bir düşüş yaşanmış, 2010 yılında bu oran tekrar yükselişe geçmiştir. Diğer taraftan, 2008 yılında Tunus’a olan ihracatımız %47 artarken, Tunus’tan ithalatımız %59 oranında artış sergilemiştir.[11] Tunus’a 2010 yılı dokuz aylık dönemde ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine göre %39 artarak 507 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. İthalatımız ise 2010 yılı aynı dönemde %16 artarak 146 milyon dolara ulaşmıştır. 2010 yılı ilk dokuz aylık dönemde Türkiye Tunus’un ithalatında 8. sırada yer almaktadır. Söz konusu dönemde Türkiye’nin Tunus’un toplam ithalatı içindeki payı %3,1 olmuştur. 2008 yılında Türkiye’nin Tunus’a yaptığı toplam ihracat içinde en büyük paya sahip olan ürün grubunun 220 milyon $ ile “mineral yakıtlar”dır. Bu ürün grubunu, “demir ve çelik” ile “motorlu kara taşıtları” izlemiştir. 2008 yılında Tunus’a ihracatımızda 84. fasılda bulunan “makine ve aksamları” 5. sırada yer almıştır. 2008 yılında Türkiye’nin Tunus’tan yaptığı toplam ithalat içinde ise en büyük paya sahip olan ürün grubu %57 ile “gübreler” dir. Bu ürün grubunu, %19 pay ile “inorganik kimyasallar, organik-inorganik bileşikler” izlemiştir. 84. fasılda bulunan “makine ve aksamları” ise Tunus’tan ithalatımızda 4. sırada bulunmaktadır.[12]

 Türkiye’den Tunus’a başta müteahhitlik olmak özere çok yönlü bir yatırım girişimi söz konusu olmuştur. Ancak Tunus devrim sonrası âdeta bir yenileme sürecine girmiştir. Devrim sürecinde birçok yatırım şirketi ülkeyi terk etmişlerdir. Bu durumun verdiği ihtiyaç gerekliliği üzerine Tunus başbakanı Türkiye’de yaptığı konuşmada, yatırımcılara seslenerek ülkenin hem kalkınması hem de ilişkilerin daha da gelişmesini istemişti. Bu ve buna benzer Tunus’a yatırım daveti Türkiye’deki işadamların da dikkatini çekmiştir[13].

Tunus’ta yeni bir dönüşüm ve değişim zamanıdır. Eskinin kalıntıları temizlenmeli, özgür seçimler bunun için de eşitlikçi bir anayasa hazırlanmalıdır. Başta komşuları olmak üzere diğer devletler ile iyi ilişkiler ve uzun vadeli yatırımlar yapılmalı, en önemlisi de Türkiye ile ilişkiler geliştirmelidir.

Hatem HASAR

Trakya Üniversitesi

Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğrencisi


[1]Doğuştan günümüze Büyük İslam Tarihi, Tunus, s.425-427

[2]Vaadler ve zorluklar: Tunus Devrimi(2010–2011)/Mazlumder/s:35-36/

[4]Vaadler  ve zorluklar: Tunus Devrimi(2010–2011)/Mazlumder/

[5]) Tanrıverdi, Nebahat/Orsam ropurtaj/31Aralık,2011//Doç.dr. Öztürkler, Harun/Tunus ekonomisinin Genel Özelikleri/Ocak 2012-Cilt 4-Sayı 37,S:59–60/

 

[6]AB ve devrim sürecinde Tunus/Dr. Dilek YİĞİT Şube Müdürü, Hazine Müsteşarlığı  /07.10.2011

[7]Erol, Mine, ABD’nin Tunus ile ilişkileri/1796 – 1815/

[8]20.yy siyasi tarihi/bknz: Armaoğlu Prof. Dr. Fahir /610–611/              

[9]Vaadler ve zorluklar: Tunus Devrimi(2010–2011)/Mazlumder/S:36–42/         

[10]Yrd. Doç. dr./Mehmet Şahin/Tunus, Halk devrimi ve Türkiye deneyimi/ORSAM Rapor no:29,şubat 2011/          

[11]T.C Tunus büyük elçiliği Ticaret Müşavirliği, Tunus un genel ekonomik durumu ve Türkiye ile Ekonomik-Ticari İlişkiler /Mayıs 10/, Ayrıca grafikler için bknz;  DTM                                                                                                                                                                               

[12]Sezgin, Tarhan /Tunus ün ülke raporu, Ankara-april2011/

 

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Gençlere Avrupa Turu: DiscoverEU ile Kültürel Keşifler

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından başlatılan DiscoverEU programı, gençlere...

Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü BM Genel Kurulu’nda Tartışılacak

📣 Eylem Çağrısı: 11 Temmuz'u Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü...

Yükseköğretime Erişim İzleme Anketi

Bu anket, 6 Şubat Depremi sonrasında Hatay'da yükseköğretime erişimde...

Küresel Güney Sorunu: Batı’nın Yanıldığı Noktalar

Bu yazı Uluslararası Kriz Grubu CEO'su Comfort Ero tarafından...