Elazığ’da Girişimcilik Rüzgarı Esti

Geçtiğimiz hafta, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası ve Elazığ Valiliği’nin düzenlemiş olduğu “Elazığ Girişimciliğini Konuşuyor” konulu konferansa, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası’nın daveti üzerine gittim. Bu konferans hem Elazığ’ın girişimci adaylarının yaşamış olduğu sıkıntıyı görmemizi, hem de Elazığ’da girişimcilik kültürünün nasıl yaratılabileceği ile ilgili bilgilerimizi paylaşmamıza vesile oldu. Yine bu vesile ile Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası’nın gerek kurumlara gerekse girişimci adaylarına yönelik yaptığı çalışmalar ile ilgili bilgi almış olduk.

Bu programı düzenleyen başta Program Koordinatörü Ali Erkal’a, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası’na, Elazığ Valiliği’ne ve bilgilerimizi vatandaşlar ile paylaşmamıza vesile olan Kanal 9’a teşekkür ediyorum.

Girişimciliğin, bireylerin ve toplumların hayatları değiştirmedeki rolünün Anadolu’da algılanmaya başlanmış olması ve bu alanda çalışmalar yapılmaya başlanması gerçekten sevindirici. Umarım ki gelecekte de bu çalışmalar toplumun diğer kesimleri ile koordineli bir şekilde artarak devam eder.

Elazığ’da vatandaşlar kendi projelerini oluşturup, desteklerden yararlanmak için başvurular yapıyor. Nitekim gerek bürokratik engeller gerekse finansal engellerin insanların motivasyonunu kırdığını gördüm. Nitekim girişimcilik kültürünün oturmaya başlamasıyla bu sorunların da üstesinden gelineceğini düşünüyorum. Bu noktada vatandaşlarımızın kendi proje ve çalışmalarını oluşturmaya devam etmesinin ve tek bir kuruluşa değil de farklı finansal kuruluşlar ile irtibata geçmesinin en doğru yol olacağı kanaatindeyim.

Türkiye’nin kalkınması için!

Türkiye, şu son 10 yıllık süreçte birçok reform gerçekleştirdi ve yine birçok yeniliğe imza attı.  Nitekim bütün bu yapılan çalışmalara rağmen Türkiye’nin kalkınması için gidecek daha çok yolu var. Bunları birkaç başlık altında toparlayacak olursak:

Gençler:

BM’nin 2008 yılı raporuna göre “Türkiye’de yaşları 15-24 arasında olan 12 milyon kişi var. Bunların yüzde 30’u okuyor, yüzde 30’u çalışıyor. Geri kalan yüzde 40’ı ise görünmez gençlik, ne okuyor ne çalışıyor. Bunlar iş arayan işsizler ya da iş bulmaktan umudunu kesmiş işsizler oluşturuyor.

Bir ülkenin genç nüfusu, o ülkenin en önemli servetidir ve ekonominin de lokomotifidir. O nedenle gençleri ekonomik döngünün içine sokmamız gerekiyor.  Bu noktada gençlerin önünün açılması ve onlara farklı opsiyonların sunulması özellikle Anadolu’nun kalkınmasına en büyük katkıyı sağlayacaktır.

Kadınlar:

Kadın, hayatın her alanında olduğu gibi ekonomik kalkınmada da önemli bir faktördür. Kadının iş gücüne katılımının önündeki engellerin kaldırılması gerekmektedir. TÜİK’in Adrese Dayalı Kayıt Sistemi’nin 31 Aralık 2011 sonuçlarına göre, Türkiye’nin nüfusu 74.724.269 kişidir. Bu nüfusun %50,2’lik kısmını erkek, %49,8’lik kısmını kadın oluşturmaktadır. Kadın toplam nüfusun ortalama yarısını oluşturmasına rağmen %27’lik bir bölümü çalışmaktadır. Bu perspektiften bakacak olursak kadının ekonomideki varlığının arttırılması için çok çaba harcanması gerektiğini görürüz. Eğer eşitlikçi temele dayalı ekonomik bir kalkınmadan söz etmek istiyorsak.

Vizyon:

Yine sürdürülebilir kalkınma için şirketlerin ilk önce düşünce bazında kurumsallaşması gerekmektedir. Fizibilite çalışması yapılmamış günübirlik kurulan işletmeler ne ülke ekonomisine nede onu kuran kişilere zaman ve nakit kaybından başka bir şey sağlamaz.

Eğitim:

Kalkınma da diğer bir önemli unsurun eğitim olduğunu söyleyebiliriz. Başta ortaöğretim kurumları olmak üzere üniversite – sanayi işbirliklerinin teşvik edilmesi gerekmektedir. Bugün görmekteyiz ki, sanayici ara eleman bulamıyor. Okuyan ise iş. Tabii ki bunun diğer boyutunu da aileler oluşturmaktadır. Ailelerin eğitim noktasında bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

Strateji- Politikalar:

En az diğerleri kadar önemli olan başka bir nokta ise siyasi erkin, sürdürülebilir kısa, orta ve uzun vadeli istihdam odaklı kalkınma politikaları oluşturması gerekmektedir. Ayrıca daha şeffaf bir finansal yapı oluşturulmalıdır. Bunun için de Türk Ticaret Kanunu gözden geçirilmelidir. Özellikle yabancı yatırımcının penceresinden bakacak olursak, kaygan bir zeminde ve karmaşık hukuk kuralları içinde yatırım yapmak istemez.

Remzi DURMUŞ

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...