Latin Amerika Ülke Profilleri: Brezilya I

 Latin Amerika Kıtasına kısa bir bakış

 Dünyada, Latin Amerika kadar karmaşık ya da çelişki açısından zengin çok az bölge  vardır. Cumhuriyetlerinin çoğunun İber kültüründen olmasına, ortak bir tarih, din, yasa  sistemi ve ortak bir politik geleneği paylaşmalarına rağmen zıtlık en belirgin özellikleridir.

 Örneğin; Arjantin, Uruguay ve Şili etnik olarak Avrupa standartına türdeş toplumlardır;  Peru, Bolivya, Ekvador, Paraguay ve Meksika Yerli-İspanyol toplumlarıdır; Brezilya,  Venezuella ve Küba Yerli, İberli ve Afrikalı harmanı olan ülkelerdir. Tüm bu latin ülkerinde  siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel farklılıklar ön plana çıkmaktadır. Arjantin, Meksika ve  güney Brezilya endüstriyel olarak gelişmiş ekonomilere sahipken Ekvator ve Paraguay ise  tarım ekonomisine dayalı ülkerlerdir. Ondokuzuncu yüzyıla kadar Latin Amerika adeta  avrupalı devletlerin gözdesi halindeydi. Zengin yer altı kaynakları, şeker kamışı, petrol  rezervleri ile avrupalı devletleri cezbeden bir konuma sahipti. Ondokuzuncu yüzyıl sonrası  avrupalılar Latin Amerika ile ilgilenmemeye başladı ve avrupalı devletler yerini Amerika  Birleşik Devletleri’ne bıraktı. Bunun nedeni ise Latin Amerika’da baş gösteren komünist  yapılanmaydı. Kapitalist devlet anlayışını benimseyen bir ülke için ‘arka bahçelerinde’  giderek artan huzursuzluğa çoğu kez dolaylı yoldan, ama komünist zaferlerin yakın  göründüğü zamanlarda da doğrudan müdahale ederek tepki gösterdiler. Latin Amerikalılar,  İspanya ve Portekiz’in kıtadan ayrılması sonrasında sömürgecilikten kurtarıldığına inanıyor  olsa da bölgede yaşanan durumlar bunu doğrulamıyordu.

 Latin Amerika’nın en kalabalık nüfüslu ülkesi:   Brezilya

 Brezilya Başkanlık rejimiyle yönetilen Federal bir cumhuriyettir. Resmi dili Portekizce olan ülkenin başkenti ise Brasilia ‘ dır. Ülke aynı zamanda kıtanın en büyük ve en kalabalık ülkesi olarak gösterilmektedir [1]. Yıllarca Portekiz ve İspanya’nın sömürgesinde kalan Brezilya 1825 yılında Portekiz’den ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiştir. Resmi adından da anlaşılacağı üzere; Brezilya Federal Cumhuriyettir ve Başkanlık Sistemi ile yönetilmektedir. Bu bağlamda Brezilya 26 Eyalet ve 1 federal bölgeden oluşmaktadır. Ekvador ve Şili hariç tüm Güney Amerika ülkeleriyle komşudur. 1 milyonun üzerinde nüfuslu on üç sehri olan Brezilya’nın en büyük sehirleri São Paulo ve Rio de Janeiro’dur. Brezilya’da 8 senelik zorunlu eğitim devlet okulları tarafından ve ücretsiz sağlanmaktadır. Buna rağmen ilk ve orta egitim kadar yüksek egitimde de devlet okullarının yanı sıra özel okullar da etkinlik göstermektedirler.

Brezilya’nın keşfi

Avrupada işler iyice kötüye gitmektedir. Osmanlı ticaret yollarını ele geçirmiş, Avrupa’ya tek çare olarak yeni ticaret yolları bulmak kalmıştır. 1498 yılında portekizli gemici Vasko Dö Gama’nın Hint deniz yolunu bulmasıyla, alternatif bir baharat yolu oluşturulmuş olur. [2] Bu yolun bulunmasıyla beraber Portekiz Hindistan’a gemiler gönderir ve ticaret faliyetlerini hızlandırmak ister. Bu sebepten ötürü Pedro Álvares Cabral önderliğinde 13 gemi ve 1500 kişiden oluşan büyük bir filo Hindistan’a gitmek üzere 9 Mart 1500 tarihinde Portekiz kıyılarından denize açılır. Portekizli gemici olan Cabral Hindistan’a gidiyorum zannıyla Güney Amerika’ya ayak basar  ve stratejik konumlu yerlere şehirleri inşa eder. 1580 yılında Portekizliler İspanya hakimiyetine girer. Böylece 1580’den 1640 tarihine kadar Brezilya bir İspanya sömürgesi olmuştur. 1640 yılında Portekizliler Brezilya’yı tekrar ele geçirirler. Brezilya oldukça zengin kaynaklara sahip bir ülkedir. Bugün ki adını ise “pau Brasil” ağacından almıştır. Bu ağaçtan çıkan mürekkebin kumaş renklendirilmesinde kullanılması ve ülke genelinde bulunması nedeniyle ana sömürge maddesi olmuştur. Bu sebeple ülkenin adı Brezilya (portekizce Brasil) olarak değiştirilmiştir. (Bu ağaç zamanında o kadar çok sömürülmüştür ki şu an nesli tükenme noktasına gelmiştir.)

Brezilya’nın keşfi gerçekleştiği zaman Portekiz’in hâli hazırda belirli bir sömürge planı yoktu. Bu ağaç kumaş renklendirmede çok kullanışlı bir maddeye sahip olduğu için portekizlilerin dikkatini çekti. Böyle bir sömürge fırsatını kaçırmak istemeyen Portekiz zaten hâli hazırda topraklarda bulunan yerli işgücünü kullanarak bu ağacı Avrupa’ya taşımaya başladı. Avrupa ülkelerinin yeni keşfedilmiş bu toprağa karşı birer tehdit oluşturmaya başlaması nedeniyle 1530 yılından 1822 yılına kadar sürecek 4 sömürge dalgasını içeren (pau Brasil , şeker kamışı, kahve ve altın) koloni dönemi başamıştır. 1822’de Portekiz parlamentosu ilk koloni statüsüne geri dönmek isteyince, Brezilyalılar bağımsızlık hareketlerini başlattılar ve 1822 yılında Dom Pedro Jose Boni Facia de Andrada Silvan’ın liderliğinde bağımsızlıklarını ilan edip 1824’te liberal bir anayasa kabul ettiler [3].

İkinci Don Pedro zamanında modern Brezilya’nın temelleri atıldı. 1888’de 800.000 köylüye hürriyet verildi. 1889’da kansız bir darbe ile krallık idaresi yıkılarak cumhuriyet idaresi kuruldu. 1889 yılına kadar krallıkla idare edilen ülke, Latin Amerika kıtalarında en uzun süre krallıkla idare edilen tek ülkesi olarak tarihe geçmiştir. İstikrarsız bir ülke olup, sık sık anayasa değişiklikleri ve ihtilallerle gündeme gelen Brezilya, 1914’te siyasi birliği temin etmiş ve bütün dünya ülkeleri tarafından tanınmıştır.

Yakın zamanda Brezilya

Ülke ekonomisini kahveye bağımlı olmaktan kurtarmak amacıyla 1930 yılında yapılan darbe ile iktidara gelen Getulio Vargas bir dizi tedbirler almıştır. Anayasayı ve devletin korporatif yapısını değiştirerek hükümeti merkezileştirmiş, temel endüstrinin gelişmesi ve ülke tarımının çeşitlendirilmesi için çalışmıştır [4]. Vargas 1945 yılına kadar diktatör olarak yönetimde kalmıştır. 1960 yılında Brazilia, Brezilya’nın resmi başkenti olmuştur. Ekonomik kaos nedeniyle 1964’de gerçekleşen askeri darbenin arkasından Brezilya bir seri askeri hükümetle yönetilmiştir. 1965 yılındaki darbeden sonra Devlet Başkanının olağanüstü yetkileri daha da arttırılmış ve bütün partiler dağıtılmıştır.
1968-1969 yıllarında 1 sene aralıklarla yönetimler değişmiş, ülke resmen tek adam yönetimine geçmiştir. Sağ ve sol terör bu dönemde Brezilya’da oldukça etkili olmaya başlamıştır. 1974 yılında ise Brezilya, dünyanın en borçlu ülkesi konumuna düşmüştür.

Günümüzde Brezilya

Günümüzde Brezilya’nın ön plana çıkmasında ki en önemli etken süphesiz ekonomidir. Ülke güçlü ve dinamik bir ekonomiye sahiptir. Son yıllarda, enflasyon kontrol altına alınmış, ihracat oranı yükselmiş ve ekonomik büyüme devamlı hale gelmiştir. Brezilya aynı zamanda dünyanın sekizinci büyük ekonomisi ve Latin Amerika’nın da bir numaralı ekonomik gücüdür. Brezilya, Latin Amerika ve Karayipler bölgesindeki en büyük ve ürün çeşitliliği en fazla olan sanayi merkezidir.[5] Ayrıca, bol miktardaki doğal kaynaklarından dolayı tarım ürünleri (kahve, şeker, portakal, kakao, tütün), canlı hayvan, ağaç, mineral ve metal ürünleri ile önemli üstünlüğü sahiptir. 10 yıl öncesine kadar Brezilya , Uluslararası Para Fonu IMF’ye borçlu ülkeler arasında iken bugün IMF’ye kredi veren ülke statüsüne geçmiştir. Diplomatik faatliyetlerine baktığımızda ise Brezilya’nın uluslararası ilişkilerde çok kutuplu bir yapıyı tercih ettiği görülmektedir. Hem büyük güçlerle hem de gelişmekte olan ülkelerle iyi ilişkiler kurmaya özen göstermektedir. Bununla beraber, bölgesel kalkınmaya ve bölgesel ilişkilere büyük önem veren Brezilya; gerek ekonomik, gerek askeri, gerekse diplomatik gücü ile son zamanlarda yeni bir güç unsuru olarak uluslararası arenadaki yerini almaya başlamıştır. [6] Ayrıca Ortadoğu’da uzun zamandır devam eden Arap-İsrail savaşları paralelinde Brezilya Dışişleri Bakanlığı 2010 yılında yaptığı bir açıklama ile Filistin devletini tanıdıklarını ifade etmişti. 2014 yılına gelindiğinde ise Filistin’de devam eden İsrail saldırıları için yine Brezilya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada Gazze’de yaşananların ‘kabul edilemez’ olduğunu belirterek, İsrail’in orantısız güç kullanmasını kınamıştı.

Büşra ERDEM

TUİÇ – LATAM  STAJYERİ

Kaynakça:

 1.Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı. www.mfa.gov.tr . (erişim 20 Eylül 2014)

 2.Roskin, Michael G. “Countries and Cooncepts” 12th Edition, PEARSON

 3.Lowe, Norman. “Modern World History”  5th Edition, MASTERING

 4.Ernesto Che Guevara. “The Awakenin of Latin America”

 5.Eakin, Marshall C. “ The History of Latin America” Collision of Cultures

 6.Braga de Avellar, “L’émergence du Brésil: consequence pour le pays et pour le monde”  www.college.interarmees.defense.gouv.fr/IMG/pdf/BRAGA_de_AVELLAR-3.pdf  (erişim: 26 Eylül 2014)

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Avrupa Gündemi Konferansları – II: “Bizi Bağlayan Göç” – AB-Türkiye Ortaklığını Yeniden Değerlendirmek

Kocaeli Üniversitesi’nin yürütücülüğünde düzenlenen Avrupa Gündemi Konferanslarının ikincisi 24-25...

Avusturya Seçim Sonuçları: Aşırı Sağ FPÖ’nün Zaferi Yeni Bir Dönemi mi İşaret Ediyor?

Avusturya’da 2024 seçimleri, ülkenin siyasi tarihindeki önemli dönüm noktalarından...

Afro-Avrasya Araştırmaları Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Yaz Okulu Tamamlandı

Afro-Avrasya Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen "Uluslararası İlişkiler Yaz Okulu...

Afrika’nın Konumu ve Türkiye: BM 79. Genel Kurul Toplantısı

1945 Yılında kurulan BM’nin bugün dünya haritası üzerinde yer...