Merkez Bankası Eski Başkanı Osman Şıklar İle Röportaj

Nadir Armağan: Avrupa Birliği’nin ekonomik açıdan hızlı bir şekilde gerilemesine yönelik yorumlarınız nelerdir? Beklenen stabilizasyonun sağlanmasında Türkiye bir alternatif teşkil eder mi?

Osman Şıklar: Avrupa Birliği global krizden sonra bir hayli sarsıldı. Kolay kolay toparlanması mümkün değil çünkü birliğe ait birçok banka çok güç durumda kaldı, sunulan ekonomik paketler bankaların kurtulmasına yarar sağlamadı dolayısıyla birliğin tekrar silkinip kendisine gelmesi lazım, bunun içinde çok büyük bir desteğe ihtiyacı var. Bu durumda Türkiye AB’ye ne kadar yardımcı olabilir tartışmaya açıktır. Çünkü Türkiye’nin AB’ye verebileceği hiçbir şey yok.

Ne yapabilir Türkiye, AB ile müzakereleri bir an önce sonuçlandırıp üye olabilirse, örneğin gümrük indirimleri gibi araçlarla destek verebilir. Ayrıca dolaşımla ilgilide sıkıntı var bu nedenlerle Türkiye’nin bir şeyler şu anda bir şeyler katması zor, aynı zamanda Türkiye’nin beklentileri var bunların gerçekleşmesi de oldukça zor gözüküyor.

Nadir Armağan: Türkiye’nin durumu nedir G-20 içinde?

Osman Şıklar: Türkiye G-20 ülkeleri arasına yeni katıldı. Önceden G-8 ülkeleri vardı. G-20 olunca genişledi. Türkiye’nin coğrafi konumuyla ile ilgili hakikaten özel bir konumu var. Ortadoğu’nun üzerinde, İran’ın batısında ve boğazlar nedeniyle Rusya ve ABD için Türkiye her zaman için kilitli kapı. Bu nedenlerle Türkiye G-20içinde konumunu devam ettirecek. Ayrıca ekonomik anlamda bir hamle başladı. Global krizin ardından ekonomide bir hayli toparlanma oldu. Enflasyon daha da aşağılara çekilebildi. Aynı zamanda Türkiye ekonomik olarak kalkınmaya başladı.176 milyar dolarlık ithalat yapıyoruz ve bu ithalatlar ABD ve AB ülkelerinden yapılıyor büyük payı ise AB ülkeleri alıyor. Türkiye önceleri bir tabir vardı Avrupa’nın jandarmasıydı cidden Türkiye’nin askeri gücü çevresindeki ülkelerin hiçbirinde yok. Türkiye her zaman bir tampon bölge olabilecek konumda hem ekonomik hem de askeri bakımdan G-20 içerisinde konumu oldukça sağlam.

Nadir Armağan: Türkiyenin jeostratejik konumu ekonomik yatırımları nasıl etkiler?

Osman Şıklar: Öncelikle Türkiye NATO’nun ortak üyesi bu bir avantaj. NATO kurulurken en önemli husus NATO üyesi bir ülkede zorluk olursa, yani silahlı bir çatışma olursa NATO derhal müdahale edecek. Bir garanti alınmış rahatlık duyuluyor. Ayrıca İncirlik Amerikan askerleriyle dolu, herhangi bir şey olduğunda anında müdahale etme şansı var. Füze kalkan rampaları kuruluyor Türkiye’ye daha kurulmadı tabi ama bu gerçekleştirilecek çünkü İran’ın füze çalışmaları ileri düzeyde dolayısı ile Türkiye bu imkânları kullanabilecektir. Bu nedenle Rusya dahil hiçbir komşu ülkeden Türkiye’ye tehdit gelmez.

Doğalgaz hatlarının Türkiye geçmesi, Türkiye’nin elini özellikle siyasi ve ekonomik konumunu çok güçlendirecek. Bu nedenle bu projelerin tamamlanmasını sabırla beklemek lazım.

Nadir Armağan: Ortadoğu da ki olaylar Türkiye ekonomisini nasıl etkiler?

Osman Şıklar: Türkiye için bir dezavantaj. K. Afrika ülkelerinde ve Ortadoğu’da olan tüm bu olaylar Türkiye’yi her yönden etkiliyor. Libya 2 yönde etkiliyor, ilki kaliteli petrol alma şansımız zayıfladı, devam eder ama ne zaman belli değil. İstikrar sağlandıktan sonra anca bu gerçekleşir. İkincisi ben Libya’ya gittiğimde o şantiyeleri gezmiştim. Türk müteahhitler Kaddafi’den altın madalya almıştır. Türk müteahhitler çok başarılı ve adapte oldular çöl ülkesine. Türk müteahhitler yaptıkları işlerden çok güzel para kazanıyorlar ve Türk işçilerini çalıştırıyorlardı. 26 bin kişi geri döndü ve bu işçilerin Türkiye’ye gönderdikleri paralarda kesildi. Bu işçilerde Türkiye’ye döndü ve bu işçileri istihdamın sağlanması lazım ve bu büyük bir sorun teşkil ediyor. Mutlaka devletin yardım yapması lazım, mesela bu işçiler giderken evlerini satmıştır, çocuklarının eğitimlerini yarıda bırakmışlardır. Irak savaşından sonra dönen işçileri sindirebildik fakat Libya çok zor. Çalışmakta olanlar burada işsiz kaldı. Bunlar belli bir gelir seviyesine ulaşmış kesim sorunları tüm ülkeyi rahatsız edecektir.

Nadir Armağan: Ekonomik gelişmişlik ülkelerin dış politikasını nasıl etkiler? Türkiye üzerinden değerlendirirsek bağımsız ekonomi bir avantaj mıdır?

Osman Şıklar: Gayet tabi bir avantajdır. Bağımsız bir ekonomi olduğu zaman, ihracatınızı dilediğiniz yere yapabilir, keş(nakit) olarak çalışabilirsiniz. Bağımlı olduğunuz da taviz alabilirsiniz ancak daha fazlasını verirsiniz. Ekonominin gelişmesi için şu an iyi bir fırsat. Olaylar dindikten sonra iyi bir ülke politikasıysa bu fırsat kullanılmış olur. Ben gidişatı iyi görüyorum. Ben bu durumları daha önceleri bir fiil yaşamış bir insan olarak neler yaşadık, ihracatımız 5 milyar dolar olduğu zaman havai fişeklerle kutluyorduk. Bugün ise 135 milyar dolar. Bir otomotiv piyasası var ki benim diyen Almanya ve Fransa’nın pazarlarına bile elimizi atabiliyoruz. Bundan sonrası pazar yakalayabilmekti biz bunu yakaladık. Örneğin Renault ve Karsa firmalarının yeni ürettiği araçlar çok tutuluyor. Ben ilerisi için çok umutluyum.

Nadir Armağan: Tam da bu konu sonrası güzel bir soru olacak. TUİK Ocak ayı rakamlarına göre, geçen yılın Ocak ayına göre 2011 Ocak ayında dış ticaret açığı %89,4 artmış. Merkez Bankasının cari açık beklentisi 4,9 milyar dolar iken bu rakam 7,3 milyar dolar olarak belirlendi. Rakamların olumsuzluğu bu olumlu gelişmeyi nasıl etkiler?

Osman Şıklar: Cari açık son derece riskli bir durum. Ben şimdi başkan olsam çok rahatsız olurdum ki Durmuş YILMAZ’da bu durumdan çok rahatsız. Peki, cari açığı nasıl kapatırsınız, ya ihracatı arttırmak suretiyle kapatabilirsiniz ya da ithalatı kısarak fakat ithalatı kısamazsınız niye çünkü

Yaptığınız ithalat eğer ara malı, hammadde ya da yatırım yapılacak araç, makine ise bunları kısamazsınız. O zaman ihracatı arttırmanız lazım. İhracatı arttırmak için üretim, üretim içinde yatırım gereklidir. O halde ülkede tasarrufu arttırmak gerekiyor. KİT’leri özelleştirmede acele etmemek lazım mesela öle KİT’ler var ki gerçekten rantsal KİT’ler. Türk insanının istihdamını sağlayan KİT’ler bunlar. Bence özelleştirilmeyen KİT’lerle devam etmek gerekiyor. Yabancı sermayenin yani Türkiye’de yatırım yapacak kalıcı  sermayenin getirilmesi için ısrarla yabancı  sermaye kanununda çok daha avantajlı hükümler getirmek lazım. Yabancı sermaye geliyor, yatırım yapıyor, fabrika kuruyor, işçi çalıştırıyor. Bu fabrikaları yönetmek için en değerli elemanlarını getiriyor ve ülkenin insanlarını yetiştiriyor.

Türkiye bu cari açığı bir şekilde halletmek zorunda. Nasıl yapılacak ihracatı arttırmak yoluyla. İthalat hem ekonomik büyümede hem de mevcut sanayinin yürümesi için şart olduğunda kısamıyorsunuz. O zaman yeni yatırımlar yapmak lazım, özel teşebbüsü teşvik etmek lazım, gümrük kolaylığı getireceksin, vergilerde kolaylık getireceksin yâda ertelemeler yapacaksın anacak bu şekilde bu açığı kapatabilirsiniz.

Nadir Armağan: Değerli başkanım vakit ayırdığınız ve bu değerli bilgileri bizimle paylaştığınız için TUİÇ adına teşekkür ederim.

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Kosova Avrupa Konseyi Üyeliğine Bir Adım Daha Yaklaştı

Avrupa Konseyi'nin Siyasi İşler ve Demokrasi Komitesi, 31 ülkenin...

Bosna Hersek Seçim Yasası Değişti

Bosna Hersek, Dayton Barış Anlaşması sonrasında kurulan karmaşık siyasi...

Dijital Araçların Göç Süreçlerindeki Rolü

Hazırlayan: Büşra KEŞLİ TOROSLU Özet Bu araştırma, dijital teknolojilerin göç ve...

Sığınmacıların Ev Sahibi Ülkelere Katkıları: Türkiye’deki Suriyeliler

Sena Özdemir Göç Çalışmaları o-Staj Programı ÖZET İnsanlık tarihi kadar eskiye dayanan...