Orta Asya’nın Parlayan Yıldızı Almata

11-13 Ekim 2012 tarihleri arasında Kazakistan’ın en büyük kenti, eski başkent Almata’da “Üçüncü Avrasya Ekonomileri Kongresi” gerçekleştirildi. Birincisi İstanbul’da, ikincisi Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te gerçekleştirilen bu uluslararası kongre, Beykent Üniversitesi ve Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesinin öncülüğünde Kazakistan Turan Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Türkiye’nin yanı sıra Asya ve Avrupa’dan 20 ülkeden 150 civarında akademisyen, ekonomist ve araştırmacının katıldığı kongre, sunulan tebliğler, ortaya konulan teori ve öngörülerle Avrasya Ekonomilerinin geleceği için yeni bakış açıları oluşturmuştur.

Kongre organizasyonu komitesi başkanı Prof. Dr. Selahattin SARI’nın beyanlarına göre daha şimdiden Avrupa’da ve özellikle İngiltere’de pek çok akademik kuruluş ve araştırma merkezi kongrede yayınlanan tebliğleri yakından izlemekte ve İngilizce olarak kendi bilimsel dergilerinde yayınlamaktadır. Kongre sırasında Kazakistan’ın en büyük ve en eski özel üniversitelerinden olan Turan Üniversitesinin 20. kuruluş törenlerine de katılma şansımız oldu. Kongre münasebetiyle 5 yıl aradan sonra Almata’yı tekrar görme şansım olunca şehrin ve dolayısıyla Kazakistan’ın her alanda ne denli hızlı bir gelişme gösterdiğine şahit oldum. Almata’da bulunan müzeler, parklar, meydanlar ve kenti farklı kılan diğer yapıtlar her zaman ilgimi çekmiştir.

Almata’da bulunduğum sırasında kentin başkent olmamasına rağmen hala ülkenin en canlı, en gelişmiş ve en büyük kenti olduğu gerçeğine bir kez daha şahit olmuş ve özellikle geçen yıl hizmete giren ve kentin trafik sorununun çözümüne önemli katkılarda bulunan metro binasının geleneksel Kazak tarih ve kültürünü yansıtan muhteşem bir yapı olduğunu yakından görmüş oldum. Ayrıca yeni binalar, özellikle konut alanında gerçekleşen dev projeler, yeni alışveriş merkezleri ve restore edilen tarihi yapılarıyla kentsel dönüşümle ilgili dev projelerin uygulamaya konulduğu kentin, yalnız Kazakistan değil tüm Orta Asya’nın ekonomik başkenti olduğu kuşku götürmeyecek bir gerçektir.

Almata ülkenin en büyük ve en önemli kenti konumundadır ve 1929’dan 1998 yılına kadar ülkenin başkenti olmuştur. Nüfusu 1,5 milyon civarındadır. Kent 1845 yılında Ruslar tarafından elma bahçelerinin bulunduğu bir bölgede ipek yolu üzerinde kurulmuştur. Yemyeşil bir kent olan Almata, Alatav Dağlarının eteklerine kurulmuştur. Kentin en önemli caddelerinden olan Dostluk (Eskilenin) Caddesi, Almata’yı Alatav sırtlarında bulunan Medeo buz pateni ve modern kış sporları tesislerine bağlamaktadır.

Almata müzeleri, tiyatroları, filarmoni ve senfoni orkestra salonları, opera ve bale binaları, parkları, heykelleri, muhteşem binaları, spor tesisleri, geniş caddeleri ve diğer kentsel olanaklarıyla çağdaş bir görünüm sergilemekte ve deyim yerindeyse ziyaretçilerini kendine hayran bırakmaktadır. Bu yazımda sizlere Almata’yı tanıtmak istiyorum. Olur da bir gün yolunuz bu güzel kente düşerse, bu yazı sizin için bir ziyaret rehberi olabilir.

Müzeler

Kazakistan Ulusal Müzesi

Kuşkusuz Almata’nın görülecek en önemli tarihsel ve kültürel mekanı bu kente bulunan Kazakistan Ulusal Müzesidir. Muhteşem ve etkileyici bir yapıt olarak Furmanova Caddesi üzerinde bulunmaktadır. 17.557 m2 üzerinde kurulu müzede 300 bin tarihi eser bulunmaktadır. Bu eserlerin %90’ı 12 ayrı depoda korunmaktadır. Eserlerin yalnızca %10’u ziyaretçilere sergilenmektedir. Bu müzenin tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Esasen müzenin temeli 1813 yılında Çarlık Rusya’sı döneminde, o dönem Kazakistan sınırları içerisinde olan Erimburg kentinde atılmıştır.

1920’de Erimburg Kazakistan’ın başkenti konumundadır. Yalnız 1921 yılında yeni sınırları çizilmesiyle birlikte Rusya toprakları içerisinde kalır. Müzenin kurucusu Vladimir Del’dir. Kentin Kazakistan’dan ayrılmasıyla birlikte eserler Almata’ya taşınarak Kazak ulusal müzesinin temeli atılmış olur. Yine 1870 yılında Kazakistan’ın kuzeydoğu bölgesinde bulunan Semi Platinsk kentinde bir etnografya müzesi kurulur. 1880 yılında ise yine Almata’da (o günkü adıyla Verni’de) bir müze kurularak Simir Citsk kentindeki eserlerin buraya getirilmesiyle oluşturulur.

Sovyetler Birliği öncesi, yani 1917 yılına kadar olan dönemde, Kazakistan’da üç müzenin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu müzelerin oluşturulmasında Rus müsteşrik Nikolay Pantosov’un büyük emeği geçmiştir. Sovyetler Birliği’nin kurulmasının ardından 1927 yılında müze sayısı 6’ya, 1939 yılında ise 19’a çıkmıştır. Halen Kazakistan’ın çeşitli bölgelerinde 100’ün üzerinde müze bulunmaktadır. Bunlardan 38’i tarih, 12’si sanat, 5’i etnografya, 22’si ihtisas ve kalanları da diğer çeşitli alanlarla ilgilidir.. Almata’da 15 müze bulunmaktadır. Almata Ulusal Müzesindeki eserler 1985 yılına kadar Panfilov Parkındaki Vazni Stesk Kilisesinde sergilenmekteydi. Müzenin en önemli hazinelerinden biri 1939 yılında Garkali bölgesinden çıkarılan MÖ. 4. yüzyılda yaşamış Saka’lara ait 300 değerli mücevher parçasıdır.
 Yine Kazakistan’ın kuzeydoğusunda Pavlodor ilinde bulunan ve geçmişi 40 bin yıla dayanan mamut iskeleti, yine 1947 yılında Kazakistan’a düşen meteor, geçmişleri 4 milyon yıla dayanan bitki fosilleri, yine 8 bin yıla dayanan duvar resimleri müzenin görülecek eserlerindendir. Yine 5. yüzyıla ait Almata’nın 50 km uzaklığında ki Yesik kentinden çıkartılan ve müzenin sembolü konumunda olan altın adam heykeli de müzenin en önemli eserlerindendir.

Ayrıca müzede, Kazakistan’da yaşayan halkların giyim kuşamı, yaşam tarzı, yine Kazak Edebiyatının kurucularından Abay Konanbayev’in el yazmaları dikkat çekmektedir. Müzenin diğer bölümlerinde ise Kazakistan’ın çeşitli bölgelerinden arkeolojik kazılar sırasında çıkartılmış binlerce yıl öncesine ait tarım ve imalatta kullanılan araç gereçler sergilenmektedir. Müzenin dikkat çekici bir diğer bölümü de, çağdaş Kazakistan tarihine, ilk Kazak astronot olan Toktar Ebubebir ve diğer Kazak büyüklerine ait özel eserlerdir.

Etnografya bölümünde ise, Kazakların geleneksel yaşamlarını gösteren çadırlar (yurt), giyim kuşam, mutfak araç gereç, kılıç kalkan, kilim ve yaşama dair diğer değerli eşyalar sergilenmektedir.

Kastiyev Müzesi

Kuşkusuz Kastiyev Müzesi Kazakistan’ın en önemli sanat merkezlerinden birisidir. Almata’nın Setpayeva Caddesinde bulunan bu müzede, taş devrinden günümüze binlerce sanat eseri bir araya getirilmiştir. Bu müzenin kendi alanında türünün ilk örneği sayılmaktadır. 1935-1936 yılları arasında Batılı ve Rus sanatçılara ait 200’den fazla değerli sanat eseri Moskova’daki Puşkin Müzesinden bu müzeye nakledilmiştir. Müzenin adı kurulduğu 1935 yılında Kazak Sanat Galerisi iken 1936 yılında devlet müzesi olmuştur. 1939 yılında ise, müzeye, Ukraynalı yazar Şefçinkof’un adı verilmiştir. 1976 yılında müze, el sanatları müzesiyle birleştirilerek yeni binasına taşınmış ve bakanlar kurulu kararıyla adı Kazakistan Devlet Sanat Müzesi olarak değiştirilmiştir. 1984 yılında İlhan Kastiyev adını alan müze günümüzde halen bu adı taşımaktadır.

İlhan Kastiyev (1904 – 1973), Kazak çağdaş sanatının en önde gelen isimlerindendir. Büyük bir ressam olan Kastiyev, Kazakistan’ın en önemli milli sanat ödülü olan Veli Hanof ödülünü kazanmıştır. Müzede Kastiyev’in eserlerinin sergilendiği özel bir salon bulunmaktadır.

Müzenin şimdiki binası 1970-1976 yılları arasında 6 yıl sürede, 19.428 m2 de 8 ana bölümden oluşan bir yapı olarak inşa edilmiştir. İçinde çağdaş Kazak sanatının yanı sıra Rus ve diğer ülkelerin çağdaş eserlerinin sergilendiği galeriler, sanat eserlerini onarım ve restorasyon atölyeleri, el sanatları galerileri, yine 1978’de faaliyete başlayan çocuklar için sanat eğitimi, yine 1991’de açılan yetişkinler için sanat akademisi ve diğer bölümler yer almaktadır. Heykel atölyelerinde; heykel, resim, yine güzel sanatların diğer dallarından pek çok eser sergilenmektedir. Müzede Rus ressamlar Çerkaski, Anto Setkef, Havgiyef yine Çin ve Japon heykel ve grafiklerin yanı sıra İtalyan, Alman, Hollandalı, İngiliz, Fransız ve diğer batılı ressamların çok değerli eserleri sergilenmektedir.

İhlas Müzesi

Almata’nın diğer görülecek müzelerinden birisi de Kazak müzik enstrümanlarının sergilendiği İhlas Müzesidir. Kazak müzik kültürünün yansıması olan bu müzede binden fazla nadide tarihi Kazak müzik aletleri sergilenmektedir. 8. yy’la ait, 50’den fazla müzik aletinin bulunduğu müzede kopuzların yanı sıra diğer Kazak müzik aletleri yer alır. Müzenin tarihi 1960’lara dayanmaktadır. O tarihlerde dönemin Komünist Partisi Genel Sekreteri Devlet Bay Konayef’in emri ile ünlü müzisyen Devlet Serpiyayev 200’den fazla müzik aletini bir araya getirerek müzenin temelini atmıştır. Dönemin Kültür Bakanı Berkin Nikeyev’in desteği ile müze, 1981 yılında Konayef tarafından açılmıştır.

Müzenin açılış hedefi, Kazak gençlerini geleneksel Kazak müziğiyle tanıştırmak ve Kazak müziğini geliştirmektir. Müzede Bilimsel araştırma merkezinin yanı sıra, müzik aletlerinin onarım bölümü ve yine aletlerin sergilendiği çeşitli galeriler bulunmaktadır. Birçok kopuzun yanında dombura, sibizgi, şanjetkin, surna, sazgen ve diğer müzik aletleri de müzede sergilenmektedir.

Kitap Müzesi

1978 yılında hizmete açılan kitap müzesi, eski el yazması kazak eserlerinin toplanması, korunması, gelecek nesillere ulaştırılması konusunda büyük bir öneme sahiptir. Müzede 2000’i nadide el yazması eserden oluşan 60 bin cilt kitap bulunmaktadır. Nadide el yazması eserlerden çoğu Farsça’dır. Ayrıca müzede Farsça meali bulunan Kuran-ı Kerim, minyatürler; Kazak dilinde Tataristan’ın başkenti Kazan’da basılmış nadide eserler yer almaktadır.

Altın Müzesi

Altın Müzesi 1993 yılında açılmış ve antika altın ve değerli madenlerden üretilmiş eserlerin sergilendiği bir müzedir. Ünlü arkeolog Prof. Dr. Akişef’in bilgilerine göre bu eserlerden birçoğu 5. ve 6. yüzyıllara aittir.

Tarihi Kiliseler

Tarihi kiliseler, Almata’da görülmesi gereken yerlerdir. Ortodoks mezhebine mensup olan Kazakistan Hıristiyan’larının kiliselerinin duvarlarındaki ve sütunlarındaki Hz. İsa, Hz. Meryem ve havarilerin yağlı boya tefsirleri, iç mekânların güzel süslemeleri ve dış mekânlarının ihtişamı dikkat çekmektedirler. Kentin en eski ve en güzel kilisesi, ülkenin de en önemli kilisesi konumunda bulunan ve Alman Kilisesi adıyla anılan kilisedir.
Kentin merkezindeki ünlü Panfilov (28 Asker) parkının asırlık ağaçlarının ortasında bulunan kilise aynı zamanda kentteki diğer kiliselerinde idari merkezi konumundadır. Kilis renkli dış yapısı ve içerideki muhteşem ikonalarla dikkat çekmektedir. Kentteki Hıristiyan’ların Pazar ayinleri yine, yeni doğmuş Hıristiyan bebeklerin vaftiz törenleri de burada yapılmaktadır.
Kentte ki bir diğer önemli kilise kentin en merkezi semtinde, merkez pazarının yanında ki Nikoleski Kilisesi’dir. Kilise kendi adını taşıyan parkın ortasında inşa edilmiş, günün her saati ziyarete açıktır. Bu kilise Hıristiyan’ların sadece evlenme merasimi yapıldığı bir yerdir.

Kentte ki dikkat çekici kiliselerden bir diğeri Pokerefsky Kilisesi’dir. Bu kiliseyi özel kılan binanın tamamının ahşaptan inşa edilmiş olmasıdır. Zarif bir ustalıkla inşa edilen kilise bir sanat şaheseri olarak görmeye değerdir. Almata’da bulunan; Kazanesky Kilisesi, Bagardeskar Bişnisky ve Petyra Polovsky Kiliseleri de görülmeye değer yerlerdir.

Kütüphaneler

Kazakistan, kütüphane bakımından çok zengin bir ülkedir. Bu ülkede bulunduğum dönemlerde çeşitli vesilelerle ziyaret ettiğim, ülkenin büyük kentleri, kasabaları ve hatta köylerindeki kütüphanelerin çokluğu ve içlerindeki eserlerin zenginliği beni hep şaşırtmıştır. Pek çok kentte milli kütüphanelerin yanı sıra ihtisas kütüphaneleri, okuyuculara hizmet vermektedirler. Burada Almata’da ki birçok kütüphaneden yalnızca birkaçını tanıtacağım.

Kazakistan Milli Kütüphanesi

Ülkenin en önemli ve en büyük kütüphanesi konumunda olan bu kütüphane 1910 yılında, o günkü adı “Verni” olan, bugünkü Almata’da kent meclisi tarafından kurulmuştur. 6 Mart 1911 yılında resmen açılışı yapılan kütüphane, 20 yıl faaliyet gösterdikten sonra 1931 yılının Mart ayında Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Genel Kütüphanesi adını almıştır. O tarihlerden itibaren bu kütüphane Kazak tarih, kültür ve medeniyetiyle ilgili önemli bir arşive dönüşerek, değerli el yazmaları dahil her türlü belgenin ve kitabın toparlanma merkezi haline gelmiştir.

Zaman içerisinde pek çok merkezden ve yine ünlü kişilerden kütüphaneye büyük bağışlarda bulunulmuştur. Örneğin büyük Türkolog Esparkof ve yine büyük Kazak yazarı Sabit Mugan özel kütüphanelerindeki eserleri bu müzeye bağışlamışlardır. Kütüphane 1937 yılında büyük Rus şair Puşkin’in anısına, Puşkin Kütüphanesi olarak adlandırılmıştır. Aralık 1991 yılında Kazakistan bağımsızlığını ilan ettiğinde, kütüphanenin adı tekrar Kazakistan Milli Kütüphanesi olarak değiştirilmiştir. Bünyesinde 7 milyon cilt kitap bulunan bu kütüphaneden, her yıl milyonlarca insan yararlanmaktadır. Kütüphanede aynı anda 1500 kişinin kullanabileceği 14 okuma salonu bulunmaktadır. Yılda ortalama 200 bin cilt kitap bu kütüphaneye eklenmektedir.

Almata’da bulunduğum dönemlerde bu kütüphanenin estetik bir tarzla tefriş edilmiş okuma salonlarında Kazakistan’la ilgili kitapları incelemek beni hep mutlu etmiştir. Kütüphane bünyesinde 12. ve 13. yüzyıldan kalma nadide el yazmaları bulunmaktadır. El yazmaları eserleri içerisinde Doğu’nun parlayan edebiyat ve kültür yıldızlarından Ali Şiir Nevai, Nizami, Firdevssi, Hafız, Seadi, Cami ve diğer bilginlerin eserleri bulunmaktadır. Kütüphanenin en değerli eserlerinin başında Nizami Gencevi’nin meşhur Hamse eseri gelir. 2002 yılından itibaren kütüphanenin müdürlüğünü büyük Kazak yazar ve bilgini Muhtar Ayvazov’un oğlu Dr. Murat Ayvazov yapmaktadır.

Kazakistan Bilimler Akademisi Kütüphanesi

Ülkenin en önemli kütüphanelerinden biri olan bu kütüphane 1932 yılında Sovyetler Birliği Bilimler Akademisi bünyesinde kurulmuştur. 1946 yılında Kazakistan Bilimler Akademisi bünyesine geçen kütüphane, 1947 yılında biyoloji, kimya, fizik ve uzay enstitülerini de bünyesine katmıştır. 1979 yılında 1,5 milyon kapasiteli yeni depolara kavuşan kütüphane, 1992 yılında dünyanın pek çok bilim merkezinin üyeliğine kabul edilmiştir. Halen 6 milyon ciltten fazla kitabı bünyesinde bulunduran kütüphanenin ülke çapında 30 civarında şubesi bulunmakta ve dünyadaki pek çok bilim merkezi ile irtibatı olan kütüphanenin geniş ve modern okuma salonları öğrencilere ve araştırmacılara hizmet sunmaktadır.

Farabi Üniversitesi’nin Kütüphanesi

Bu kütüphane 1934 yılında Farabi Üniversitesi bünyesinde faaliyete başlamıştır. Zengin bir kütüphane olan Farabi Kütüphanesi 1936 yılında çıkan bir yangında büyük çapta zarar görmüş ve buradaki kitapların %40’ı yanmıştır. Halen 2 milyon civarında kitabı bünyesinde bulunduran kütüphanede çok nadide el yazmaları bulunmaktadır.

Bu kütüphanelerin yanı sıra Almata’da yüzlerce ihtisas kütüphanesi bulunmaktadır. Bunlar arasında çeşitli yaş guruplarını hitap eden, çocuk ve genç kütüphaneleri, tıp, mühendislik, sanat, gazetecilik, tarih, kültür ve diğer alanlarda pek çok kütüphane faaliyetlerini sürdürmektedirler.

Almata’da ki Tiyatrolar

Kazakistan sinema, tiyatro, opera, bale ve diğer güzel sanatlar sahalarında büyük mesafe almış bir ülkedir. Daha 1900’lü yılların başından itibaren bu ülkede sanatsal faaliyetler bütün sahalarda varlığını göstermiştir. Özellikle Sovyetler Birliği döneminde sanatın her dalında büyük yol kat edilmiştir. Daha önce ki bir yazımda Kazakistan’ın kültürel sahada gelişmesi konusu kapsamında “Kazakistan’ın Kültürel Zenginliği” (1)ne ayrıntılı bir şekilde değinmiştim. Burada ise Almata’da faaliyet gösteren tiyatrolara değinmek istiyorum.

Muhtar Ayvazov Tiyatrosu

1926 yılında ilk kez ünlü Kazak yazar olan Muhtar Ayvazov’un “Yenlik Keyek” adlı eseri o günkü Kazakistan’ın başkenti olan Kızıl Orda kentinde bir tiyatroda sahneye konulmuştur. 1928 yılında bu tiyatro Almata’ya taşınmıştır. 1937 yılında akademik faaliyetlere de başlayan tiyatro 1961 yılında Muhtar Ayvazov adını almıştır. (Muhtar Ayvazov 1961 yılında vefat etmiştir.) Tiyatro özgün mimarisi, muhteşem salonu ve localarıyla izleyiciyi etkilemektedir. Tüm ihtişamıyla bu yapı kentin en önemli mimari eserlerinden biri konumundadır.

Gabit Museporof Çocuk ve Gençler Tiyatrosu

Kentin en işlek caddelerinden Abılayhan Caddesi üzerinde merkezi bir yerde ihtişamlı binasında faaliyet gösteren bu tiyatro 1944 yılında Komünist ideolojiyi gençlere yaymak amacıyla kurulmuştur. 1995 yılında akademi unvanını alan tiyatro bağımsızlıktan sonra Kazak milli edebiyatını ve kültürünü gençlere yaymak doğrultusunda faaliyetlerini sürdürmekte ve sürekli olarak sahneye koyduğu eserlerle çocuklara ve gençlere hizmet etmektedir.  Güzel bir şekilde ışıklandırılan tiyatronun önünde ki geniş alan her zaman Kazak ailelerinin çocuklarıyla birlikte uğradığı bir mekan konumundadır.

Abay Konanbayev Adındaki Kazak Tiyatro, Opera ve Balesi

1930 yılında Kazak tiyatrosuna yönelik faaliyete geçen tiyatro 1935 yılında bale, 1937 yılında da operanın eklenmesiyle Kazak Tiyatro, Opera ve Balesi adını almıştır. 1941 yılında akademik ünvanını kazanmış olan, 1945 yılında ise büyük Kazak şair ve düşünür Abay Konanbayev’in yüzüncü doğum yılı münasebetiyle Abay adını almıştır. Muhtar Avyazov’un ünlü eseri “Ayman Şolpan”ın yanı sıra dünya çapında tanınmış Kazak opera ve bale eserlerinin yazarları; Bibigül Tolkenova, Alibek Danışov, Şahmerdan Adilov, Nurgisa Telenoyov ve diğerlerinin eserleri de bu muhteşem tiyatronun salonlarında sahneye konmuştur.

Lermantov Rus Tiyatrosu

Almata’nın görülmesi gereken tiyatrolarından biri de Lermantov tiyatrosudur. Tiyatro 1933 yılında Semy kentinde faaliyete geçmiştir. Daha sonra 1946 yılında büyük Rus yazar Lermantov adını alan tiyatro başlangıçta Lenin öğretisini ve Komünist düşünceyi yaymak amacıyla kurulmuşsa da daha sonra Kazak yazarların yanı sıra Batı’lı yazarların eserlerinin sahneye konulduğu önemli bir tiyatroya dönüşmüştür. Tiyatronun çeşitli salonlarında aynı anda birçok eser sahneye konulmaktadır.

Almata’da bu salonlardan başka 1935 yılından beri faaliyetini sürdüren Kukla tiyatrosu, çeşitli bale, opera ve senfoni orkestraları, tarihi ve modern binalarda faaliyetlerini sürdüren sanat yapıları bulunmaktadır.

Almata’daki Üniversiteler

Kazakistan bağımsızlıktan sonra, Sovyetler Birliği’nden kalan zorunlu okul öncesi (balalar bahçesi), ilköğretim, lise eğitim kurumlarını, yüksekokullar ve üniversiteleri daha da geliştirerek, hedefine koyduğu 2030 “bütün sorunlarını çözmüş bir ülke olma” yönünde ki adımlarını, sağlam temellere dayandırarak atmaktadır. Bu doğrultuda, başta üniversiteler olmak üzere eğitim kurumlarına, önemli kaynaklar ayrılmakta ve bu kurumların gelişmesi ve dünya standardını yakalamaları için çaba gösterilmektedir. Ülke çapındaki üniversitelerin en önemlileri Almata’da eğitim faaliyetlerini sürdürmektedirler. Ülke genelinde yarısı vakıf üniversitesi olmak üzere 150 civarında üniversite ve enstitü bulunmaktadır. Bunlardan Almata’da olanlardan;

El Farabi Devlet Üniversites

Ülkenin en saygın ve en önemli üniversitesi olan bu kurum, 1934 yılında Almata’da eğitim faaliyetine başlamıştır. Üniversitenin rektörü cumhurbaşkanı tarafından atanmaktadır. Üniversitenin rektörlüğünü, ülkenin en saygın bilim adamları üslenmektedir. Örneğin 10 yıl süreyle Prof. Dr. Nari Bavey rektörlük görevini sürdürmüştür. Ardından yerine Prof. Dr. Kaja Mekolov atanmıştır. 25 bin civarında öğrencisi olan bu üniversitede 30’a yakın yabancı ülkeden de öğrencilerin bulunduğu, uluslararası alanda denkliği bulunan bir üniversitedir. Fakülte ve yüksekokullarında Kazakistan’ın en saygın bilim adamları öğretim üyesi olarak görev yapmaktadırlar. Zengin kütüphanesinde 1 milyondan fazla kitap bulunmaktadır. Üniversite, ihtişamlı binaları, amfileri, sosyal ve sportif tesisleriyle dikkat çekmektedir. Üniversite tarafından Kazak adında bir dergi yayınlanmaktadır. Tüm yerleşke yaşamı ve olanaklarıyla üniversite Almata’nın görülecek yerlerindendir.

Abılayhan Üniversitesi

Resmi adı “Dünya Dilleri ve Uluslararası İlişkiler Devlet Üniversitesi” olan üniversite, Kazakistan’ın en önemli milli kahramanlarından olan ve dev heykeliyle Almata tren istasyonunun bulunduğu büyük meydanı süsleyen Abılayhan’ın adıyla anılmaktadır. Üniversite 1941 yılına kadar yabancı diller eğitim enstitüsü olarak faaliyet yapmıştır. O tarihten sonra Sovyetler Birliği Yüksek Komiserliği tarafından üniversite haline dönüştürülmüştür. Üniversite bünyesindeki fakültelerde başta Kazakça olmak üzere İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Türkçe, Arapça, Japonca, Çince, Farsça, Korece, Hintçe ve diğer dillerde eğitim yapılmaktadır. Almata’da ki ünlü Şevçenko Caddesinde bulunan tarihi binasında eğitim hizmetlerini sürdüren üniversite, özgün mimarisiyle dikkat çekmektedir. “Dünya Dilleri” adlı bir dergi üniversite tarafından Rusça ve Kazakça olarak yayınlanmaktadır.

Abay Devlet Üniversitesi

Ülkenin en eski eğitim kurumu sayılan bu üniversite 1928 yılında 1854’te dünyaya gelip 1904’de vefat eden Kazakistan’ın en önemli düşünürü, filozof ve yazarlarından biri olan Abay Konanbayev’in anısına Abay Üniversitesi olarak adlandırılmıştır. Kazak bilimine büyük katkılarda bulunmuş üniversite, halen binden fazla öğretim üyesi ile sosyal bilimler, fen ve matematik alanlarında eğitimi sürdürmektedir. Dünyanın pek çok üniversitesiyle işbirliği anlaşması bulunan bu üniversite de muhteşem binaları, amfileri, tiyatro salonları ve diğer imkânlarıyla kentin en önemli kültür ve eğitim merkezlerinden birisidir.

Kazakistan Devlet Tıp Üniversitesi

1931 yılında eğitim faaliyetine başlayan üniversitenin kurucu rektörü ünlü tıp profesörü Prof. Dr. Sencer Caferoviç İsfendiyarov’dur. Üniversitede on binlerce öğrenci, binden fazla öğretim üyesinden eğitim almakta, üniversite bünyesindeki hastaneler ve enstitülerde araştırmalar yapmaktadırlar. Üniversiteden şuana kadar 70 binden fazla doktor ve eczacı mezun olmuştur.

Almata’da Devlete Bağlı Faaliyet Gösteren Diğer Üniversiteler

1983 yılında kurulan Yabancı Öğrenciler Üniversitesi, Kazakistan Tarım Üniversitesi, Kazak Milli Fen Üniversitesi, Hukuk Üniversitesi, Yol ve Ulaştırma Akademisi, Mühendislik Akademisi, Devlet Resim Akademisi, Bayanlar Eğitim Fakültesi, Almata Teknoloji Üniversitesi, Spor Üniversitesi, Kurmangazi Müzik Üniversitesi, Tiyatro ve Sinema Akademisi, Dünya Kültür ve Medeniyetleri Üniversitesi, Nur Mübarek İslam Üniversitesi Almata’nın diğer üniversiteleridir.

Almata’da Özel Üniversiteler (Vakıf Üniversiteleri)

Kaynar Üniversitesi, Olagat Üniversitesi, Akzemit Enstitüsü, Adalet Yüksekokulu, Uluslararası İlişkiler ve Kazak Hukuku Enstitüsü, Turan Üniversitesi, İktisat ve İşletme Enstitüsü, Uluslararası Gazetecilik Enstitüsü, İşletme ve Pazarlama Enstitüsü, Hukuk ve Kazak Ekonomisi Enstitüsü, Sosyal İlişkiler ve Çalışma Akademisi, Dünya Edebiyatı ve Gazetecilik Üniversitesi, Almata Ticaret Enstitüsü, Konayev İnsani Bilimler Enstitüsü, Enerji ve Haberleşme Enstitüsü, Haberleşme ve Enerji Enstitüsü, Sivil Havacılık Akademisi, Almata Kent İşletme Yüksekokulu, Sanayi ve Ekonomi Yüksekokulu, Yabancı Diller Yüksekokulu, Ticaret ve Teknoloji Enstitüsü, Teknoloji Eğitimi Yüksek Eğitim Enstitüsü, İlaç Enstitüsü, Uluslararası Hukuk ve Pazarlama Akademisi, Değerlendirme Enstitüsü, Standart Enstitüsü, Kazakistan İşletme Enstitüsü, Süleyman Demirel Türk Kazak Üniversitesi, Uluslararası Kazak Amerikan Üniversitesi, UNATA Yüksekokulu, Orta Asya Üniversitesi, İlahiyat Üniversitesi.

Yukarıda özetle değindiğim Almata’da ki kültürel, tarihi ve diğer görülecek mekanların yanı sıra kentin her noktasında pek çok park, meydan, devlet binası, ticari merkez, kültürel, sportif ve başka görülecek yerler bulunmaktadır. Kentin bütün meydanları ve parkları, Kazak ulusal kahramanları, yazarları ve sanatçılarının dev heykel ve anıtlarıyla süslenmiştir. Şehrin geniş caddeleri asırlık ağaçlarla donatılmış, Alatav Dağlarından başlayarak kenti baştan başa dolaşan nehrin etrafı düzenlenerek halkın hizmetine sunulmuştur.
Alatav Dağlarında kurulan Medeo buz pateni ve spor kompleksi kentin görülmesi gereken mekânlarının başında gelmektedir. Buradan modern teleferikle, Alatav Dağlarının zirvelerine yolculuk yapılmakta, ayrıca modern kayak merkezlerinde kış sporları yapılmaktadır. Dağlara giderken Sovyetler Birliği döneminden kalan kaplıcalar üzerinde kurulmuş, özgün mimarileriyle dikkat çeken senatoryumlar restore edilerek vatandaşların hizmetine sunulmuştur. Kentin her tarafında yükselen modern binalarda bankacılık, ticaret, sigortacılık ve diğer hizmet sektörleri faaliyet yaparken, çoğunluğu Türk şirketleri tarafından kurulan ve işletilen 5 yıldızlı oteller kentin turizmine büyük katkı yapmaktadır.
Modern bir havaalanına sahip olan Almata Orta Asya’nın ticari başkenti olarak uluslararası markaların faaliyet gösterdiği dev süpermarketler ve modern alışveriş merkezlerinin bulunduğu bir kenttir. Çin mallarının satıldığı uçsuz bucaksız dev baraholka pazarının yanı sıra Sovyetler Birliği zamanından kalan alışveriş merkezi Sum ve önünde Kazak ressamlarının çizdikleri yağlı boya tablolarının satıldığı trafiğe kapalı caddesinde egzotik bir alışveriş merkezi konumunda bulunan Ziloni Pazar, Almata’nın diğer görülecek enteresan gezilecek yerleridir.

Kazakistan’ın Sovyetler Birliği döneminin en önemli devlet adamı sayılan bağımsızlık öncesi Kazakistan Komünist  Partisi Genel Sekreteri Din Muhammet Konayev ‘in döneminde başkanlık sarayı olarak kullanılan  bina kuşkusuz kentin en muhteşem mimarı yapısıdır. Özgün mimarisi ve önündeki geniş meydanıyla kentin görülecek tarihi binalarının başında gelmektedir. Binanın karşısındaki park, özellikle ikinci dünya savaşı kahramanı iki Kazak kadın askerler Mensuk ve Elya’nın heykelleri, Ulusal Müzenin karşısında yeşillikler arasında inşa edilen Kazakistan Devlet Başkan Nursultan NAZERBAYEV döneminde kullanılan ihtişamlı Devlet Başkanlığı Sarayı ve onlarca başka bina da kentin görülmesi gereken sanat eserlerindendir. Almata Tren İstasyonu, Hayvanat Bahçesi, Filarmoni Konser Salonu, Tarihi Sirk Binası ve kentin ruhunu oluşturan devlet binaları görenleri kendilerine hayran bırakmaktadırlar.

Birçok alışveriş merkezinde, özellikle merkezdeki Sum alışveriş merkezinin son katında ve Ziloni pazarda; Kazakistan’ın zengin kültür ve medeniyetinin göstergesi olan el sanatları mağazalarında; geleneksel Kazak giyimler, incelikle süslenmiş mili Kazak erkek ve bayan kıyafetleri, heykeller, biblolar, müzik aletleri ve folklorik eşyalar müşterilerin ilgisine sunulmuştur. Kazakistan ve özellikle Almata bütün imkanları ve güzelliğiyle sizleri beklemektedir.

Yrd. Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI

Giresun Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi

BİLGESAM Orta Asya Araştırma Enstitüsü Direktörü

 

DİPNOTLAR

1.http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=2125:kueltuerel-zenginliin-ve-medeniyetin-beii-kazakistan&catid=83:analizler-ortaasya&Itemid=149

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Teknolojinin Göçmen Havaleleri Üzerindeki Etkisi: Gelişmekte Olan Ülke Perspektifi

Gökçen Ayzıt Kırkali  Göç Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Yurt dışında çalışan göçmenlerin...

Kosova Avrupa Konseyi Üyeliğine Bir Adım Daha Yaklaştı

Avrupa Konseyi'nin Siyasi İşler ve Demokrasi Komitesi, 31 ülkenin...

Bosna Hersek Seçim Yasası Değişti

Bosna Hersek, Dayton Barış Anlaşması sonrasında kurulan karmaşık siyasi...

Dijital Araçların Göç Süreçlerindeki Rolü

Hazırlayan: Büşra KEŞLİ TOROSLU Özet Bu araştırma, dijital teknolojilerin göç ve...