Türk Dış Politikasında Kamu Kuruluşları ve Sivil Toplum İşbirliği: TİKA Örneği

Özet

Küreselleşmesinin etkisiyle birlikte devlet dışı aktörlerin uluslararası ilişkiler alanında etkinlikleri artmıştır. Böylece devletlerin ve devlet dışı aktörlerin işbirliği yapması kaçınılmaz hale gelmiştir. Devlet kurumlarıyla işbirliği halinde olan faktörlerden biri de sivil toplum kuruluşlarıdır. Bu makalede kamu kuruluşlarının sivil toplumla yaptıkları işbirliği TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı) üzerinden incelenecektir. Öncelikle kamu kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliklerin sebepleri ve sınırları üzerinde durulacaktır. Ardından TİKA’nın kuruluşu ve günümüze kadar geçen süreçte geçirdiği dönüşümlerden ve politikalarındaki değişimlerden bahsedilecektir. TİKA’nın değişen politikaları çerçevesinde Türkiye menşeli sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı işbirlikleri Afrika’ya yapılan sağlık yardımları üzerinden tartışılacaktır. Daha sonra TİKA’nın yardım yaptığı ülkelerde sivil toplum kuruluşlarıyla olan ilişkilerine değinilecektir. Son olarak kamu ve sivil toplum kuruluşları işbirliğinin sonuçları ve bu iş birliklerinden beklentiler konusu tartışılacaktır.

Anahtar Sözcükler: Kamu Kuruluşları, Sivil Toplum Kuruluşları, TİKA, TİKA İşbirlikleri, TİKA ve Sivil Toplum Kuruluşları.

 

Abstract

With the effect of its globalization, the non-state actors’ influence in the field of international relations has increased. Thus, cooperation between states and non-state actors has become inevitable. One of the factors in cooperation with state institutions is non-governmental organizations (NGOs). In this article, the cooperation between public institutions and civil society will be analyzed through TİKA (Turkish Cooperation and Coordination Agency). First of all, the reasons and limits of the cooperation of public institutions and non-governmental organizations will be emphasized. Then, the establishment of TIKA and the transformation it has undergone up until today and the changes in its policies will be mentioned. Turkey’s TIKA origin of the changing policies of its collaborations with civil society organizations will be discussed by health aids to Africa. Later, TIKA’s relations with non-governmental organizations in the countries where it provides aid will be mentioned. Finally, the results of the cooperation between public and non-governmental organizations and the expectations from these collaborations will be discussed.

Key Words: Public Institutions, Non-Governmental Organizations, TIKA, TIKA Collaborations, TIKA and Non-Governmental Organizations.

 

Giriş

Küreselleşmesinin etkisi ile birlikte devlet dışı aktörlerin uluslararası ilişkiler alanında etkinlikleri artmıştır. Böylece devletlerin ve devlet dışı aktörlerin işbirliği yapması kaçınılmaz hale gelmiştir. Devlet kurumları ile işbirliği halinde olan faktörlerden biri de sivil toplum kuruluşlarıdır. Türkiye de değişen koşullara uyum sağlayarak kamu kurumlarıyla sivil toplum arasında işbirliklerini geliştirmektedir. Bunun en güzel örneklerinden biri, yurtdışında faaliyetlerde bulunan TİKA’nın sivil toplum kuruluşları ile ortak olarak yürüttüğü projelerdir. TİKA, 1992’de SSCB’den bağımsızlığını ilan eden devletlere destek olmak ve bölgede Türk dış politikası uygulamak için kurulmuş olsa da özellikle 2000’lerde kuruluşun politikalarında değişime gidilmiş ve sivil toplum kuruluşlarıyla daha fazla işbirliği yapar hale gelmiştir. Özellikle, 2005’in Afrika yılı ilan edilmesiyle birlikte Türkiye’nin bölgede artan faaliyetlerinin önemli aktörlerinden biri olmuştur. Bu bağlamda, sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği halinde Afrika’da sağlık alanında birçok proje yürütmüştür. Bu projelerin daha da verimli olması için TİKA Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının koordinasyonu için toplantılar düzenlemiştir. Bu toplantılara ek olarak, sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini maddi açıdan desteklemiştir. Ayrıca TİKA, faaliyet gösterdiği bölgelerde sivil toplum kuruluşlarının gelişmesi için koordinasyon toplantıları yapmıştır. Bu derneklere de para yardımlarında bulunmuştur.

 

1.Devlet ve Sivil Toplum Kuruluşlarının İşbirliklerinin Sebepleri ve Sınırları

Küreselleşen dünya düzeninde devletin sorunlara tek başına çözüm bulması olanaksız hale gelmeye başlamıştır. Bu yüzden devlet yerel, ulusal ve uluslararası birçok konuda özel sektör veya sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapmaya başlamıştır. Bu işbirliklerinin arkasında değişen dünya düzeninin doğurduğu problemlere herhangi bir kurum veya kuruluşun yalnız olarak çözüme kavuşturamayacağı gerçeği yatmaktadır. İşbirliği sayesinde her bir aktörün kapasitesinin ötesinde bir katma değer üretebileceğine inanılmaktadır (Kalkınma Bakanlığı, 2015).

Fakat bu noktada bahsedilen işbirliği ilişkisinin sınırları üzerinde de durulması gerekmektedir. Kamu ve sivil toplum işbirliği ilişkisi içerisinde net sınırlardan bahsetmek pek mümkün değildir. Topluma hizmet sunan yapılar olarak sivil toplum kuruluşları ve devlet, bir uçta işbirliğine dönüşen diğer uçta ise çatışma veya baskıya evrilen farklı seviyede ilişkiler yaşamaktadır (Kalkınma Bakanlığı, 2015). Bu ilişkinin işbirliğine dönüşmesi ve taraflar arasında sağlıklı bir iletişim kurulması beklenmektedir. Demokrasinin gelişmiş olduğu kültürlerde kamu ve sivil toplum işbirliğinin daha kolay kurulduğu ve verimli projelere imza atıldığı gözlemlenmektedir. Kamu ve sivil toplum kuruluşları arasındaki ilişkiyi tek boyutlu ve durağan bir süreç olarak tanımlamak da doğru olmayacaktır. Kamu ve sivil toplum ilişkisi kompleks, dinamik, çok yönlü ve aktörlü, etkileşimsel ve değişkenlik gösteren canlı bir süreçtir (Kalkınma Bakanlığı, 2015).

Kamu ve sivil toplum işbirliği, devlet için sivil toplum kuruluşlarının uzmanlık ve kapasitesini kullanabilme, sivil toplum kuruluşları için ise ihtiyaç duydukları finansmanın temini anlamına gelmektedir (Kalkınma Bakanlığı, 2015). Bu bağlamda sivil toplum kuruluşunun çalışma alanına göre işbirliğinin çerçevesi belirlenmektedir. Kamu kurumu faaliyet göstereceği bölgede, ilgili konuda uzmanlığa sahip tecrübeli sivil toplum kuruluşlarını partner olarak kendisine seçmeyi tercih edecektir.

İşbirliğiyle sonuçlanan kamu ve sivil toplum ilişkisinin olumlu sonuçları ortaya çıkmaktadır. Kamu ve sivil toplum iş birliği kamu hizmet sunumlarının etkililiği ve etkinliğinde, kamu politikalarının kalitesinin artmasında ve çözüm odaklı olmasında ve sosyal sermayenin inşasında potansiyel faydalara yol açmaktadır (Kalkınma Bakanlığı, 2015). Birbirini tamamlayan bu işbirliği süreci içerisinde hem kamu hem sivil toplum tarafı güçlenir, her iki taraf da eksiklerinin farkına varır ve bu eksikleri gidermenin yollarını aramaya başlar.

Kamu ve sivil toplum işbirliğiyle faaliyet gösterilen alanlarda verimlilik artar. İşbirliği daha güçlü bir sivil toplum oluşturulmasına katkı sağlayabilir ve örgütsel aktörler kendilerini çevreleyen sınırları aşabilir ve hizmetlerini toplumun her kesimine ulaştırabilir (Kalkınma Bakanlığı, 2015).

Kamu ve sivil toplum işbirliklerinin olumlu sonuçları yanında aktörler engellerle de karşı karşıya kalabilirler. Kamu kurumlarının otoritelerinin paylaşmak istememe eğilimleri süreçte karşılaşılması olası engellerden biridir. Bu süreçte kamu kurumları, sivil toplum kuruluşlarının esnek yapısını kendi kurum kültürlerine uygun bulmayabilir.

Kalkınma Bakanlığı yayınladığı Kalkınma Planlarında kamu ve sivil toplum işbirliğine verdikleri önemi vurgulamakta ve işbirliklerinin gelişmesi yönünde politikalar uygulamayı hedef haline getirmektedir. 2014-2018 yıllarını kapsayan 10’uncu Kalkınma Planında sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğinin çerçevesi, yöntemleri ve çeşitliliğinin artırılması vurgulanmaktadır (Kalkınma Bakanlığı, 2015). Planın sivil toplum kuruluşları ile ilgili politikalar başlığı altında ise bu kuruluşların kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik düzenlemeler yapılacağı, sivil toplum kuruluşlarının kalkınma sürecine daha fazla katkı yapabilmeleri amacıyla gerçek ve tüzel kişilerin yapacakları mali desteklere yönelik vergisel teşviklerin gözden geçirileceği ve geliştirileceği ve ayrıca denetim standartlarının belirleneceği, etkin ve objektif denetime önem verileceği belirtilmektedir (Kalkınma Bakanlığı, 2015).

 

2.TİKA’nın Kuruluşu ve Politika Değişimleri

Türkiye Cumhuriyeti, Orta Asya’da SSCB’nin yıkılmasıyla bağımsız kazanan devletlere kalkınma yardımı yapmak ve bu devletlerin gelişmelerine katkı sağlamak amacıyla 1992’de 480 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Ekonomik, Kültürel, Eğitim ve Teknik İşbirliği Başkanlığını kurmuştur (TİKA Tarihçe). Bu süreçte kuruluş Dışişleri Bakanlığı’nın politikalarının uygulayıcılarından biri olma rolünü üstlenmiştir. Dışişleri Bakanlığı o dönemde SSCB’nin dağılması ile birlikte çok yönlü ve proaktif bir dış politika benimsemiştir. Bu bağlamda da Orta Asya’da sosyal, ekonomik ve kültürel çalışmalar yapmayı hedeflemiştir (TİKA Hakkımızda).

1995 yılında kuruluş eğitim ve kültürel işbirliği alanlarına daha fazla önem vermeye başlamıştır. Bu bağlamda bölgede okul, kütüphane, laboratuvar ve üniversite kurulması teşvik edilmiştir. 1999 yılında kuruluş Cumhurbaşkanlığı tezkeresi ile Başbakanlığa bağlanmıştır (TİKA Tarihçe). Kuruluş 2000 yılı itibari ile daha fazla küreselleşen dünyanın etkisiyle politikasını değiştirmiş ve kurumsal kapasite artırımı projelerini desteklemeye başlamıştır (TİKA Hakkımızda).

2002 yılında 12 Program Koordinasyon Ofisi ile çalışmalarını sürdürmüştür. TİKA kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör arasında işbirliği mekanizması görevi yürütmekte olup tüm bu aktörleri ortak paydalarda buluşturmakta ve Türkiye’nin kalkınma yardımlarını kayıt altına alma görevlerini üstlenmektedir (TİKA Hakkımızda).

Ekonomik, Kültürel, Eğitim ve Teknik İşbirliği Başkanlığı, 2011 yılında çıkarılan 656 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ismini almıştır (TİKA Tarihçe). Ayrıca bu dönemde küresel ve bölgesel ihtiyaçların değişmesi sonucu kuruluş organizasyon yapısında değişim sürecini başlatmış olup esnek ve hızlı karar alabilen bir yapıya dönüşmüştür (TİKA Tarihçe). Zamanla TİKA; Balkanlar, Afrika, Latin Amerika ve Pasifik bölgelerinde Koordinasyon Ofisleri açarak faaliyet göstermeye başlamıştır (TİKA Tarihçe). 2018’e gelindiği zaman, kuruluş Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanmıştır. TİKA bugün 60 ülkede 62 Program Koordinasyon Ofisi ile 150 ülkede faaliyet göstermektedir (TİKA Tarihçe).

 

3.TİKA’nın Türkiye Menşeli Sivil Toplum Kuruluşları ile İşbirlikleri

3.1.Afrika Örneği

1998 yılında açıklanan “Afrika’ya Açılım Eylem Planı” Türkiye’nin Afrika politikasında bir dönüm noktası olmuştur (Çomak, 2011: 205). Eylem Planı ile beraber Türkiye Afrika’da aktif bir dış politika benimseyeceğini açıklamıştır. Eylem planının hayata geçirilmesi sonucu Afrika ülkeleri ile üst düzey ilişkilerin geliştirilmesi nezdinde adımlar açılmıştır. Bu dönemde özellikle sahra altı Afrika olarak isimlendirilen bölgeyle ilişkiler kurulmaya başlanmıştır. Eylem planı kapsamında Afrika kıtasında elçilik ve büyükelçiliklerin sayısında arttırılmıştır. İlişkilerin geliştirilmesi sonucu ticaret anlaşmaları imzalanmış, ve böylece teknik ve ekonomik işbirliklerinin önü açılmıştır. Dış Ticaret Müsteşarlığı, 2003 yılı başında, “Afrika Ülkeleriyle Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi” kabul etmiştir (Çomak, 2011: 203).

2005 Türkiye-Afrika ilişkileri için önemli bir yıl olmuştur. 2005’in Afrika yılı ilan edilmesiyle birlikte Afrika Açılımı Eylem Planı daha aktif sürdürülmüştür. Ayrıca, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Etiyopya ve Güney Afrika’yı ziyaret ederek Ekvator altı bölgeye giden ilk Türk Başbakanı olmuştur. Türkiye 2005’te Afrika Birliği’nde gözlemci statüsü de edinmiştir. 2006’da Diyanet İşleri Başkanlığı Afrika ülkelerindeki dini liderleri bir araya getirmiştir. Bu toplantıda alınan kararlar gereği, 20 kadar Afrika ülkesinden çok sayıda öğrenci Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğinde eğitim görmek amacıyla Türkiye’ye gelmiştir (Çomak, 2011: 206). 2008’de ise Türkiye Afrika Birliği Zirvesi stratejik ortağı ilan edilmiştir (Fırat, 2009: 5).

TİKA, Etiyopya (2005), Sudan (2006) ve Senegal’de (2007) ofisler açarak, sadece bulundukları ülkelerde değil, çevre ülkelere teknik ve kalkınma yardımı desteği vermiştir (Çomak, 2011: 205). Kızılay ve Sağlık Bakanlığı’nın da özellikle Sudan’da kurdukları hastaneler ve dağıttıkları insani yardımlar önemli boyutlardadır. (Çomak, 2011: 205).

Türk sivil toplum kuruluşları da Türkiye’nin Afrika’da yaptığı bu atılım hareketine destek olmuşlardır. Özellikle sağlık sektöründeki sivil toplum kuruluşları Afrika’ya ulaşmışlar ve bölgede aktif olarak çalışmalara başlamışlardır. Bu çalışmalar daha çok gönüllü doktorların birçok Afrika ülkesinde kısa süreli ziyaretlerle gerçekleştirdikleri sağlık taramaları şeklinde olmuş ve bu çalışmalara zamanla TİKA ve Sağlık Bakanlığı da destek vererek bu tür faaliyetlerin ivme kazanmasını sağlamıştır (Çomak, 2011: 203).

Afrika’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ilk etapta herhangi bir kamu kurumu desteği ve işbirliği olmadan Afrika’ya ulaşmışlardır. Bu bağlamda başta spesifik branşlarda hizmet veren sağlık hizmetleri olarak faaliyet göstermişlerdir. Gönüllü olarak faaliyete başlayan bu derneklerin zamanla profesyonelleşmesi ile hizmet verdikleri alanlar da gelişmiştir.

Bu dernekler, kimi zaman mesleki dayanışma çerçevesinde bilgi ve tecrübelerin edinilmesine yönelik çalışmalar yürütmüş ve mesleki kongre ve sempozyumlar düzenlemiş, kimi zamansa maddi doyum içerisinde olan doktorlar hayır yapma, muhtaçlara yardım etme gibi sosyal etkinlikleri gerçekleştirmişler (Çomak, 2011: 213). Türkiye’de Afrika’ya ilaç götürmüşler ve ücretsiz sağlık taramaları gibi hizmetlerde bulunmuşlardır. Bireysel denilebilecek amatör girişimler, kamu kurumlarıyla işbirliğiyle profesyonel bir hale evrilmiştir. Bu noktada TİKA ile işbirliği başlamıştır.

Söz konusu derneklere TİKA birçok noktada destek olmuştur. İlk olarak Afrika’ya yıllık izinlerinde gönüllü olarak giden doktorlar Sağlık Bakanlığı tarafından görevli olarak gönderilmeye başlanmıştır (Çomak, 2011: 214). TİKA, Sağlık Bakanlığı ile bir protokol imzalayarak, gönüllü doktorların gidilen ülkede Bakanlık tarafından görevli sayılmasını sağlamıştır (Çomak, 2011: 214). İkinci destek olarak TİKA Afrika’ya görevli olarak giden doktorların yol ücretlerini karşılamıştır. Sağlık alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının Afrika’da sağlık taramalarına gitme konusunda talepleri sayısal olarak her geçen yıl artış göstermeye başlaması sonucu TİKA 2009 yılının Ağustos ayında Sivil Toplum Kuruluşlarıyla İşbirliği ve Koordinasyon Birimi oluşturmuştur (Çomak, 2011: 214)

TİKA, Afrika’ya giden doktorlara destek olmanın yanında bireysel olarak Afrika’da faaliyet gösteren derneklerin koordine olmaları yönünde de adımlar atmıştır. Gönüllü dernekleri bir araya getirerek derneklerin edindikleri tecrübeleri birbirlerine aktarma ortamı da yaratmıştır. Bilgi ve tecrübe aktarımını yapmak ve dernekler arası koordinasyonu sağlamak amacıyla, 3 Mart 2010’da derneklerin temsilcileriyle Ankara’da bulunan TİKA merkez binasında bir koordinasyon toplantısı yapılmıştır (Çomak, 2011: 214). Gerçekleştirilen toplantıya yaklaşık 40 sivil toplum kuruluşu katılım sağlamıştır. Bu toplantıda TİKA’nın sivil toplum kuruluşlarına ne tür destekler verdiği, sivil toplum kuruluşlarından beklentileri, proje konseptleri gibi konular masaya yatırılmıştır (Çomak, 2011: 215). Ayrıca, bu toplantıda sivil toplum kuruluşlarının istekleri TİKA tarafından dinlenmiştir. Kamu kuruluşlarıyla olan temas sivil toplum kuruluşlarının da çalışma motivasyonunu olumlu yönde etkilemiştir.

TİKA, sivil toplum kuruluşlarıyla ikinci toplantısını 21 Haziran 2010’da İstanbul’da gerçekleştirmiştir. Bu toplantıda merkezi İngiltere’de bulunan Yeryüzü Doktorları adlı gönüllü kuruluşla ortaklaşa yapılan eğitim seminerine sağlık alanında faaliyet gösteren ve yurtdışında sağlık taraması yapmış ya da yapmayı planlayan 30 kadar sivil toplum kuruluşu temsilcisi katılım göstermiştir (Çomak, 2011: 216). Bu toplantıda Yeryüzü Doktorlarında görevli çalışan doktorlar tecrübelerini aktarmışlardır.

TİKA tarafından düzenlenen üçüncü toplantının konusu ilk iki toplantıdan biraz farklı olmuştur. Bu toplantıda sağlık taraması için gidilen ülkelerde halkla doğrudan temasta bulunan, resmi makamlarla, hatta bazen cumhurbaşkanı, başbakan gibi üst düzey yetkililerle görüşen sivil toplum temsilcileri ve gönüllü doktorlar, sağlık hizmetinin yanı sıra farkında olmadan bir de kamu diplomasisi yürüttüklerinden, bu çalışmaları bilinçli olarak yapılması, yürütülen faaliyetin ülkemiz adına çok daha fazla olumlu sonuçlar doğurması için kamu diplomasisi konusu işlenmiştir (Çomak, 2011: 216). TİKA’nın yanı sıra TASAM Kamu Diplomasisi Enstitüsü 2010’da İstanbul’da düzenlenen toplantıya destek olmuştur. Ayrıca, toplantıya çeşitli üniversitelerden akademisyenler de katılım göstermişlerdir.

 

4.TİKA’nın Faaliyet Gösterdiği Ülkelerdeki Sivil Toplum Kuruluşları ile İşbirlikleri

Küreselleşen dünyada sürdürülebilir projelerin yerel aktörlerle işbirliği içinde yapıldığını düşünen TİKA, yerel aktörlerin saha bilgisi çalışmalarının sürdürülebilir olmasını sağlamak için yerel sivil toplum kuruluşlarına destek olmayı politika haline getirmiştir (TİKA, 2012). TİKA sadece Türkiye bulunan sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapmamış, aynı zamanda faaliyet gösterdiği ülkelerde bulunun sivil toplum kuruluşlarıyla da işbirliği içerisinde olmuştur. Bu bağlamda Türkiye’de bulunan sivil toplum kuruluşlarında yaptığı gibi, destek olduğu ülkelerdeki sivil toplum kuruluşlarının kendilerini geliştirmeleri için eğitim, seminer ve toplantı gibi organizasyonlarda bulunmuştur. Ayrıca bu kuruluşlara maddi destek sağlayarak ilgili kuruluşların aktif bir şekilde çalışmalarına katkı sağlamıştır.

İhtiyaç önceliklerinin sıralanması ve bunlara doğru çözümler üretilmesi projelerin yerel ayağının güçlü olmasıyla mümkün olduğunu savunan TİKA’nın teknik işbirliği ve kalkınma yardımları konusundaki tecrübesiyle sivil toplum kuruluşlarının saha bilgisi sorunları anında cevap verebilme refleksini geliştiriyor (TİKA, 2012). TİKA projeleriyle sivil toplum kuruluşlarını, akademisyenleri, girişimcileri ortak platformlarda buluşuyor (TİKA, 2012).

Örneğin Etiyopya ve Türkiye arasındaki dostluğa dayanan ilişkilerin ve işbirliği çalışmalarının devamına büyük önem veren TİKA, Addis Ababa Program Koordinasyon Ofisi vasıtası ile Etiyopya’da faaliyetlerini sürdüren Action For The Needy In Ethiopia sivil toplum kuruluşunun hizmet binasının tamamlanarak, düzenlenen törenle hizmete açılmasına katkı sağlamıştır. (TİKA, 2013).

TİKA sadece Afrika’da değil, Balkanlar’da da sivil toplum kuruluşları ile işbirliklerini artırmak adına faaliyetlerde bulunmuştur. Kosova Cumhuriyeti’nde İdea Derneği’ne donanım yardımı yapılmış ve yenilenen ofis düzenlenen bir törenle dernek yetkililerine teslim edilmiştir (TİKA, 2012).

TİKA, yerel sivil toplum kuruluşlarına maddi olarak da destek olmayı amaçlamıştır. Bu kapsamda Azerbaycan’da insani yardım alanında en büyük faaliyetler gerçekleştiren Gençliğe Yardım Fondu hizmet binası TİKA tarafından yenilenmiştir (TİKA, 2017).

TİKA Podgoritsa Program Koordinasyon Ofisi ve Horizonti Derneği işbirliğinde 21-24 Haziran 2012 tarihlerinde Karadağ Cumhuriyeti Plav şehri Gusinye kasabasında “Balkan STK’ları Semineri” düzenlenmiştir (TİKA, 2012). Seminere katılan sivil toplum kuruluşları faaliyetlerini ve tecrübelerini paylaşarak, ortak çalışma yöntemi geliştirmek için görüş ve önerilerini sunmuşlardır (TİKA, 2012). Seminerde TİKA’nın çalışmaları Karadağ’da bulunan yerel sivil toplum kuruluşlarına anlatılmıştır (TİKA, 2012).

“2017 Afrika Tecrübe Paylaşım Programı” TİKA’nın koordinasyonunda THY, AA ve TRT’nin işbirliğinde düzenlenen “2017 Afrika Tecrübe Paylaşım Programı”, Misafir Derneği çatısı altında Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), Uluslararası Genç Derneği, İlim Yayma Cemiyeti, Siyasallılar Vakfı, Yeni Dünya Vakfı, Kalem Derneği, Anadolu Gençlik Derneği, Anadolu Öğrenci Birliği ile Eğitim Bilimleri ve Sosyal Araştırmalar Derneği (EBSAD) ve sivil toplum kuruluşlarıyla ortaklaşa gerçekleştirilmesi planlanmıştır (TİKA, 2017).

 

5.Kamu ve Sivil Toplum Kuruluşları İşbirliği Sonuçları ve Beklentileri

Küreselleşen dünya düzeni sonucu 2000’li yıllarda Türkiye aktif ve alternatifli dış politika izlemeyi kendisine hedef olarak koymuştur. Bu hedefler çerçevesinde değişen uluslararası arenanın gerektirdiği dış politika önceliklerini belirlemiştir. Bu öncelikler kapsamında katılımcı bir dış politika anlayışı sürdürme kararı almıştır. Katılımcı dış politika anlayışının uygulama sürecinde kamu ve sivil toplum kuruluşları dış politikada beraber hareket etmişlerdir.

TİKA gibi kamu kuruluşları ilgili dönemde sivil toplum kuruluşları ile birlikte aktif dış politika izlenmesine katkıda bulunmuşlardır. Türkiye’nin Afrika’ya yönelik izlemiş olduğu siyaset aktif dış politikasının örneklerinden biridir. TİKA’nın sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte Afrika’da yürüttükleri program ve projelerle Türkiye’nin Afrika ile olan ilişkilerinde gelişmeler gözlenmiştir. Bu dönemde Türkiye ortak tarihi ve kültürel değerlerin öne çıkaran, kazan-kazan anlayışından hareket eden, ticari ve kültürel ilişkilerin önünü açan ve destekleyen bir politika izlemiştir (Fırat, 2009: 5).

Özellikle sağlık ve eğitim alanında atılacak adımlar, geleceğe yönelik sağlam bir zemin oluşturacaktır ve Afrika aslında sivil toplum kuruluşları üzerinden ilişki yapısına yabancı değildir (Fırat, 2009: 6). Batılı devletlerin birçoğu Afrika ile ilişkisini sivil toplum kuruluşları üzerinden kurmaktadır. Bu ilişki biçimi Türkiye için yenidir, ancak siyasi irade, bu konuda son derece destekleyici bir tutum içindedir (Fırat, 2009: 6). Sivil toplum kuruluşlarının kamu kuruluşlarının öncülük ettiği bu yolda fırsatları iyi değerlendirmesi ve imkanları verimli bir şekilde kullanması sonucu Afrika’ya yapılan açılım olumlu sonuçlar doğurabilecektir. 1998’de başlayan 2005’in Afrika Yılı ilan edilmesi ile hızlanan sürecin sonuçları uzun vadeli olacaktır. İzlenen politikanın başarılı olması her iki tarafta da sivil toplum kuruluşlarının çabalarına, devleti aşan bir uzak görüşlülükle harekete geçmelerine ve Afrika halkları ile Türk halkının siyasi iradelerin ötesinde ilişki kurmalarını sağlamalarına bağlıdır (Fırat, 2009: 6). Halklar temelinde kurulan işbirliği ağları, siyaseti etkileme ve yönlendirmede rol oynadıkça alınan siyasi kararları konjonktürel olmaktan kurtarıp kalıcı kılabilecektir (Fırat, 2009: 6).

Bugün kamu ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içerisinde kurulmuş olan ilişkiler halkların sosyal ve kültürel olarak birbiriyle bağ kurmaları gelecekte uygulanan politikanın değişmesi bile devam edebilecektir. Bu bağ gelecekte siyasi iradeyi yönlendirecek güce kavuşabilecektir (Fırat, 2009:7). Böylece sivil toplum kuruluşları katkısı ile halklara arasında kurulmuş olan derin bağla birlikte politikalar siyasi otoritenin değişmesinden etkilenmeyecek duruma gelebilecektir.

TİKA’nın Afrika’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına daha da artan bir destek vermesinin Türk dış politikası açısından büyük önemi olduğu aşikârdır.
(Çomak, 2011: 220).

İhtiyaç önceliklerinin sıralanması ve bunlara doğru çözümler üretilmesi projelerin yerel ayağının güçlü olmasıyla mümkün olmaktadır. TİKA’nın teknik işbirliği ve kalkınma yardımları konusundaki tecrübesi ile sivil toplum kuruluşlarının saha bilgisi sorunları anında cevap verebilme refleksini geliştirmektedir (TİKA, 2012)

 

Sonuç

SSCB’nin dağılmasının ardından 1992 yılında SSCB’den bağımsız olan devletlerin gelişmelerine katkı sağlamak için kurulmuş olan TİKA, dönüşen dünya sistemi ve ihtiyaçları sonucu politika değişikliğine yönelmiştir. Bu bağlamda sivil toplum kuruluşları ile işbirliklerini geliştirmiştir. 2005 yılının Afrika Yılı ilan edilmesi ile Afrika’daki faaliyetlerini artırmıştır. Bu faaliyetleri sivil toplum kuruluşları ile birlikte hayata geçirmiştir. Öncelikle gönüllü olarak Afrika’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının koordinasyonu ve organizasyonu için toplantılar düzenlemiştir. Faaliyet gösterilen ülkelerdeki sivil toplum kuruluşlarının kendilerini geliştirmeleri koordinasyon toplantıları organize etmiştir. Bu kuruluşlara maddi destek olarak faaliyetlerini sürdürmelerine katkı sağlamıştır. Kamu ve sivil toplum işbirliğinin faaliyetleri gerçekleştirme gibi kısa vadeli olumlu sonuçlarının yanında halklar arasında organik bağlar kurarak uzun vadeli olumlu sonuçları olması beklenmektedir. Kurulan bu organik bağlar sonucu ilişkilerin siyasi iradenin tekelinden çıkarılması, hükümet ve politika değişikliklerinden etkilenmeyecek bir düzeye gelmesi beklenmektedir.

 

 

 

BÜŞRA KİRİT

SİVİL TOPLUM OKUMALARI STAJYERİ

 

 

KAYNAKÇA

Acar, M . (2015). Kamu Politikası Perspektifinden Sivil Toplum-Devlet İlişkileri: Bir Çerçeve Önerisi . Yasama Dergisi , (29) , 58-83 . Erişim adresi https://dergipark.org.tr/en/pub/yasamadergisi/issue/54516/743099

Bayar, M , Arpa, E . (2019). Türkiye’nin Afrika’ya Yönelik Kalkınma Yardımlarının Yardım Etkinliği Açısından Değerlendirilmesi . Bilge Strateji , 11 (21) , 201-229 . Erişim adresi: https://dergipark.org.tr/en/pub/bs/issue/54881/751776

Çomak, İ . (2011). Türkiye’nin Afrika Politikası ve Sağlık Sektöründe Çalışan Türk STK’ların TİKA’nın Desteğinde Afrika’da Yürüttüğü Faaliyetlerin Bu Politikaya Etkisi . Avrasya Etüdleri , 40 (2) , 201-222 . Retrieved adresi: https://dergipark.org.tr/en/pub/avrasya/issue/35338/392303

Fırat, M. (2009), Türkiye- Afrika İlişkilerinin Tarihselarka Planı ve Afrika Açılımında Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü, Türk Stratejik Araştırmalar Merkezi, 1-7. Erişim Adresi: https://tasam.org/Files/Icerik/File/_13b80a8a-623f-4c1d-b7bd-6e83fddde142.pdf

Kalkınma  Bakanlığı, (2015), On Birinci Kalkınma Planı (2019-2023) Kalkınma Sürecinde Sivil Toplum Kuruluşları Özel İhtisas Komisyonu Raporu. Erişim Adresi: https://www.raporlar.org/wp-content/uploads/2020/05/KalkinmaSurecindeSivilToplumKuruluslariOzelIhtisasKomisyonuRaporu.pdf

TİKA, (2012), Karadağ’da TİKA’nın Desteği ile Balkan Sivil Toplum Kuruluşları Semineri Düzenlendi https://www.tika.gov.tr/tr/haber/karadagda_tikanin_destegi_ile_balkan_sivil_toplum_kuruluslari_semineri_duzenlendi-2888 (Erişim Tarihi 06.12.2020)

TİKA, (2012), TİKA’dan Kosova’da Sivil Toplumu Destekleyen Proje https://www.tika.gov.tr/tr/haber/tikadan_kosovada_sivil_toplumu_destekleyen_proje-3459 (Erişim Tarihi 06.12.2020)

TİKA, (2013), Etiyopya’da Sivil Toplum Kuruluşlarına Destek Devam Ediyor https://www.tika.gov.tr/tr/haber/etiyopyada_sivil_toplum_kuruluslarina_destek_devam_ediyor-6320 (Erişim Tarihi 06.12.2020)

TİKA, (2017), Tika’nın Azerbaycan’da Sivil Toplum Desteği Devam Ediyor, https://www.tika.gov.tr/tr/haber/tika’nin_azerbaycan’da_sivil_topluma_destegi_devam_ediyor-36044 (Erişim Tarihi 06.12.2020)

TİKA, (2017), TİKA’nın Gönüllü Elçileri Senegal’deki Çalışmalarına Başladı https://www.tika.gov.tr/tr/haber/tika_nin_gonullu_elcileri_senegal_deki_calismalarina_basladi-37516 (Erişim Tarihi 06.12.2020)

TİKA, Hakkımızda, https://www.tika.gov.tr/tr/sayfa/hakkimizda-14649 (Erişim Tarihi 06.12.2020)

TİKA, Tarihçe,  https://www.tika.gov.tr/tr/sayfa/tarihce-222 (Erişim Tarihi 06.12.2020)

Ünal, U. (2015). Türk İşbirliği Ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (Tika)’nın Kırgızistan’da Kalkınma Programları Çerçevesinde Faaliyet Analizi, Manas Sosyal Araştırmalar Dergisi, 4(5), 18-45. Erişim Adresi: http://journals.manas.edu.kg/mjsr/archives/Y2015_V04_I05/62427a71940db9ddb199a62cb1a63207.pdf

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Gençlere Avrupa Turu: DiscoverEU ile Kültürel Keşifler

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından başlatılan DiscoverEU programı, gençlere...

Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü BM Genel Kurulu’nda Tartışılacak

📣 Eylem Çağrısı: 11 Temmuz'u Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü...

Yükseköğretime Erişim İzleme Anketi

Bu anket, 6 Şubat Depremi sonrasında Hatay'da yükseköğretime erişimde...

Küresel Güney Sorunu: Batı’nın Yanıldığı Noktalar

Bu yazı Uluslararası Kriz Grubu CEO'su Comfort Ero tarafından...