Türkiye’nin Afrika Açılımı: Uganda ile Yapı Merkezi Arasında İmzalanan Demiryolu Anlaşmasının Stratejik Boyutları

Uganda’nın Türk inşaat firması Yapı Merkezi ile 272 kilometrelik demiryolu hattı inşası için 3 milyar dolarlık bir sözleşme imzalaması, Doğu Afrika’da bölgesel ticareti canlandırma ve ulaşım maliyetlerini düşürme açısından stratejik bir hamle olarak değerlendirilmektedir. Bu proje, Uganda’nın Kenya sınırındaki Malaba’dan başkent Kampala’ya kadar uzanacak ve Kenya’nın Mombasa Limanı’na bağlantı sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Yapı Merkezi’nin bu projede yer alması, Türkiye’nin Afrika ile giderek artan ekonomik ve politik ilişkilerinin önemli bir göstergesi olarak kabul edilebilir.

Türkiye’nin Afrika Açılımı

Türkiye’nin Afrika ile olan ilişkileri son 20 yılda büyük bir ivme kazanmış ve ticaret hacmi 2000’lerin başından itibaren 5,4 milyar dolardan 41 milyar dolara çıkmıştır (Rogers, 2024). Türkiye, Afrika ile yalnızca ticaret ve yatırım anlamında değil, aynı zamanda kültürel programlar, iş konseyleri ve geniş bir hava ulaşım ağı ile de bağlarını güçlendirmiştir. Özellikle Türk Hava Yolları, kıtadaki 60’tan fazla destinasyona uçuş düzenlemekte ve bu durum Türkiye’nin kıtada yumuşak güç stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilmektedir (Rogers, 2024).

Afrika’ya yönelik bu açılım, Türkiye’nin dış politika vizyonunda çok boyutlu bir stratejiyle ilerlediğini göstermektedir. 2005 yılında “Afrika Yılı” ilan eden Türkiye, Afrika Birliği ile stratejik ortaklık anlaşması imzalamış ve kıtada büyükelçilik sayısını artırmıştır. Türkiye’nin Afrika’da izlediği bu politika, ticari ilişkilerden öte, insani yardım projeleri, eğitim faaliyetleri ve kültürel diplomasiyi de kapsayan geniş bir stratejiyle şekillenmiştir. Bu bağlamda Türkiye, özellikle sağlık, altyapı projeleri ve eğitim alanlarında kıtaya önemli katkılar sunmaktadır. Uganda ile imzalanan bu demiryolu anlaşması, Türkiye’nin Afrika’daki kalkınma projelerinde daha aktif bir rol oynamaya başladığını gösteren bir diğer örnek olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yapı Merkezi ve Uganda Projesi

Yapı Merkezi, Tanzanya’da yürütmekte olduğu Darüsselam demiryolu projesi gibi Afrika’da büyük çaplı altyapı projelerinde tecrübeye sahip bir Türk inşaat firmasıdır. Uganda ile imzalanan 272 kilometrelik demiryolu hattı inşası, firmanın bu kıtadaki varlığını daha da güçlendirecektir. Bu proje, Uganda’nın komşu ülkeleriyle olan ticaret bağlantılarını artıracak ve bu hattın Mombasa Limanı’na kadar uzanması, Doğu Afrika’nın önemli ticaret koridorlarından biri haline gelmesini sağlayacaktır (Rogers, 2024). Yılda 25 milyon ton yük taşıma kapasitesine sahip bu hat, Uganda ve Kenya ekonomilerini birbirine daha fazla entegre edecek, aynı zamanda bölgesel ekonomik büyümeyi destekleyecektir (Railway Technology, 2024).

Çin ve Türkiye’nin Afrika’da Rekabeti

Projenin bir diğer önemli boyutu ise, Uganda’nın 2015 yılında Çinli China Harbour firması ile yaptığı anlaşmayı sonlandırması ve Türk firması Yapı Merkezi ile yeni bir sözleşme imzalamasıdır. Uganda, daha önce Çin’in Exim Bankası’ndan finansman sağlama konusunda başarısız görüşmeler yürütmüştü ve bu durum, Çin’in Afrika’daki etkisinin sorgulanmasına neden olmuştur. Türkiye, Afrika’daki Çin hâkimiyetine karşı alternatif bir ortak olarak öne çıkmaktadır. Yapı Merkezi’nin Uganda’da üstlendiği bu proje, Türkiye’nin Çin’in etkisini dengelemeye çalışan Afrika ülkeleri için çekici bir ortak haline geldiğini göstermektedir (Biryabarema, 2024).

Türkiye, bu projelerle yalnızca ekonomik çıkarlar elde etmekle kalmayıp, aynı zamanda kıtadaki stratejik ortaklıklarını da derinleştirerek Afrika’nın ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Türkiye’nin Afrika ile geliştirdiği bu çok yönlü ilişkiler, dış politika bağlamında yeni fırsatlar sunmakta ve Türkiye’nin küresel arenada daha etkili bir aktör haline gelmesine katkıda bulunmaktadır.

Uganda ile Yapı Merkezi arasında imzalanan bu demiryolu anlaşması, Türkiye’nin Afrika politikasının ekonomik ve stratejik boyutlarını yansıtan önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Türkiye, Afrika’daki altyapı projelerine daha fazla yatırım yaparak kıtanın kalkınmasına katkıda bulunmakta ve Çin gibi büyük oyuncularla rekabet etmektedir. Yapı Merkezi’nin bu projede yer alması, Türkiye’nin Afrika ile olan ticari ilişkilerinin yanı sıra siyasi ve kültürel bağlarını da güçlendirme çabasının bir parçası olarak görülmelidir. Türkiye’nin Afrika açılımı, kıtanın ekonomik kalkınmasına katkıda bulunurken, aynı zamanda Türkiye’nin küresel politikada yükselen bir aktör olma hedefini de pekiştirmektedir.

Kaynakça:

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...