Wikileaks ve Uluslararası İlişkilere Etkileri

Wikileaks adlı oluşumun ve web sitesinin ulusal ve uluslararası yansımalarını dört yıldır gözlemlemekteyiz. Oluşum, kurulduğu tarihten bugüne pek çok hükümeti sarsmış, kimi seçimlerin kaderini değiştirmiş, kimi ülkelerin dış politikalarını ve neticede uluslararası ilişkileri ciddi anlamda etkilemiştir. Özellikle 2010’un Aralık ayında ortaya atılan, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı’ndan sızdırılmış 251,287 gizli belgenin önümüzdeki yıllarda devam edecek sarsıntıları tüm dünyada hissedilmeye başlanmıştır. Pek çok uluslararası ilişkiler uzmanına göre, Wikileaks belgeleri nedeniyle uluslararası bir “diplomatik deprem” yaşanmaktadır. Kimilerince ise Amerika Birleşik Devletleri için “ikinci bir 11 Eylül” kapıda…

Dünyanın dört bir tarafındaki muhbirler tarafından iletilen ve Wikileaks editörlerince düzenlenip, yayınlanan “Çok Gizli” ibareli belgelerin uluslararası ilişkilerde nasıl etkiler doğuracağını zaman gösterecek, fakat öngörüler yayınlanan belgelerin ciddi etkilerini göreceğimiz yönünde. Çünkü bu belgelerin gerçekliği konusunda hemen herkes emin. “Bugüne kadar açıklanan Wikileaks belgelerinin otantikliği konusunda en ufak bir şüphe yok. Nitekim belgelerin kaynağı olan Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı da, belgeleri yalanlamamış, sahtecilik ithamında bulunmamış, tam tersine daha belgelerin açıklanmasından haftalar öncesinden başlayarak, müttefiklerini, yaklaşan “wiki-tsunami” tehdidi hakkında bilgilendirmiştir.”[1]

Wikileaks’ın ortaya çıkartmış olduğu ve The New York Times, The Guardian, Der Spiegel ve Le Monde gibi ciddi uluslararası saygınlığı bulunan gazetelerce yayınlanan söz konusu on binlerce belgenin uluslararası ilişkilerde yaratacağı sarsıntılar şüphesiz güçlü olacaktır. “Wikileaks olayı diplomasinin 11 Eylül’ü olarak görülecektir. Ayrıca ülkelerin tüm istihbarat kurumları ve elemanlarına rağmen uluslararası ilişkileri sistemini bir bütün olarak kontrol etmelerinin son teknolojik gelişmeler ve insan faktörü karşısında imkânsız olduğunu göstermektedir. Esasında hükümetlerin kontrolü dışında oluşan birçok gelişme ve hükümetleri doğrudan temsil etmeyen örgütlerin veya bireylerin devletler arasındaki ilişkilerde oynadıkları rol, uluslararası ilişkileri ve devlet arasındaki ilişkileri önemli ölçüde etkilemektedir. Artık uluslararası ilişkileri klasik şekilde tanımlamanın, bu bilim dalının olayları açıklama gücünü azaltacağı bilinen bir gerçekliktir. Özellikle son on yıldaki gelişmeler çerçevesinde devletler tarafından gerçekleştirilen istihbarat çalışmalarını, gizli dosyalar vs gibi gelişmeleri uluslararası kamuoyundan gizlemek giderek güçleşmeye başlamıştır. Dolayısıyla günümüzde, egemen devletlerinin sınırlarının geçit vermezliğinin önemli ölçüde aşınması sonucunda, klasik anlamda bir ülkenin iç sorunu veya iç haberleşmesi niteliğinde olan bazı konular uluslararası bir nitelik kazanırken, uluslararası sistem düzeyinde ortaya çıkan çeşitli gelişmelerin de bazı ülkelerin iç yapılarında yankılar uyandırması söz konusu olabilmektedir. Bu bağlamda üçüncü kez gizli belgeleri ve istihbarat çalışmalarını açıklayan Wikileaks adlı sitenin aynı zamanda uluslararası ilişkilerin niteliğinde yaşanan değişimi hızlandırıcı bir ivme yaptığını ifade etmek gerekir.[2]

Daniel arap Moi

Organizasyonun ortaya çıktığı günden bugüne yaptığı birçok eylem, ciddi ulusal ve uluslararası sarsıntılara sebep oldu. Wikileaks’in 2007 yılında ortaya çıkarttığı ilk belgelerden önemli bir tanesi olan Kroll Raporu, Kenya’da yapılacak olan ulusal seçimleri ciddi anlamda etkiledi. Sürpriz bir şekilde TED Talks’a katılan ve Chris Anderson’ın sorularını yanıtlayan Julian Assange’ın Kenya’da yaptıklarını ve Kroll raporunu nasıl sızdırdıklarını anlattığı bölüm, Wikileaks’ın nasıl bir güç olduğunu gözler önüne seriyor. Assange, Wilkileaks ile Kenya’da hükümeti nasıl sarstıklarını ve seçimlerde nasıl etkili oldukları konusunda şunları söylüyor: “Kroll raporu Kenya Hükümetinin 2004’te seçilmesi sonrasında, onlar tarafından hazırlatılan gizli bir istihbarat raporuydu. 2004 senesinde Kenya 18 yıldır Daniel arap Moi tarafından yönetilmekteydi. Daniel arap Moi Kenya’nın yumuşak diktatörlerindendir. Kibaki yetkiyi devralınca Kenya’daki yolsuzlukları temizlemeye çalışan güçler koalisyonu aracılığı ile bir rapor hazırlattı ve ilişkili bir rapor için yaklaşık 2 milyon pound harcadı. Ama sonrasında hükümet bu raporun üstüne oturdu ve Kenya’da hala da en zengin kişi olan Daniel arap Moi üstünde politik baskı kurmaya başladı. Bu Kenya gazeteciliğinin kutsal kâsesidir. 2007’de ben oraya gittim ve 28 Haziran’daki ulusal seçimlerin hemen öncesinde bu raporu ele geçirmeyi başardık. Raporu şu nedenle yayınladık, başkanlığının üçüncü gününde Kibaki, güya yolsuzluklarını ortadan kaldıracağı kişi olan Daniel arap Moi ile arkadaş olmaya başlamıştı. Bu rapor da Başkan Kibaki’nin boynuna dolanmış ölü bir albatrosa dönüşüverdi. Bu rapor Guardian gazetesine manşet oldu ve Kenya çevresindeki ülkelere yansıdı. Tanzanya ve Kuzey Afrika basınında kullanıldı. Ve birkaç gün sonrasında Kenya basını da bunlar hakkında yazmaya başladı. Kenya televizyonunda aralıksız 20 gece haber yapıldı ve Kenya istihbaratına göre oy oranlarını yaklaşık %10 civarında etkileyerek seçim sonuçlarını değiştirmiş oldu. Yani bu sızıntı özünde dünyayı değiştirdi.”[3]

Wikileaks’ın uluslararası ilişkilere somut etkilerini sadece Kenya’da görmüyoruz. Wikileaks; resmi web sitesinde dokuz başlık altında ne gibi faaliyetlerde bulunduğunu ve bu faaliyetlerin uluslararası ilişkilere etkilerini sıralıyor.[4] Oluşumun eylemleri sonrasında ortaya çıkanlar, şu başlıklar altında sınıflandırılıyor:

  1. Savaş, Cinayet, İşkence ve Gözaltı
  2. Hükümet, Ticaret ve Kurumsal Şeffaflık
  3. İfade Özgütlüğünün ve Özgür Basının Baskı Altına alınması
  4. Diplomasi, Casusluk ve Karşı İstihbarat
  5. Ekoloji, İklim, Doğa ve Bilim
  6. Yolsuzluk, Finans, Vergi ve Ticaret
  7. Sansür ve İnternet Filtreleri
  8. Kültler ve Dini Kuruluşlar
  9. İstismar, Şiddet ve İhlaller

Uluslararası ilişkiler uzmanları, Wikileaks’ın ortaya koyduğu belgelerin ciddi etkilerinin görüleceği konusunda hem fikir görünüyorlar. Uluslararası ilişkiler, medya ve iletişim uzmanlarının üzerinde hemfikir olamadıkları, tartışılan bir nokta Wikileaks’ın amaçlarının ve yayınlarının ne kadar ektik olduğu: “Bu tür belgelerin ister çalınarak, ister sızdırılarak kamuoyunun bilgisine sunulması, uluslararası ilişkiler uzmanları arasında da çok derin görüş ayrılıklarının ortaya çıkmasına sebep oldu. Bir kısım uzman, her devletin kendine ait gizli belgeleri olabileceğini, ‘devlet sırrı’ denilen bir kavram olduğunu ileri sürerek, Wikileaks’in yaptığının düpedüz hırsızlık olarak nitelendirilebilecek yasadışı bir eylem olduğunu ifade ediyor. Diğer kesim ise, küreselleşmeyle birlikte tarihte hiç olmadığı kadar gelişmiş bir yapıya bürünen iletişim ortamında, bir yandan demokrasi ve insan haklarından söz eden devletlerin, diğer yandan “kirli” ilişkiler içinde ve ‘insafsız’ savaş suçları işlemenin peşinde olmasının ortaya çıkartılmasının takdir edilmesi gereken bir ‘insanlık hizmeti’ olduğunu dile getiriyorlar.”[5] Her ne olursa olsun Wikileaks yeni medyanın parlayan yıldızlarından bir tanesi ve belki de birincisi olmuştur. “Baskı ve tehditlerle susturulsa da, Wikileaks, ‘ey devletim beni bir daha kandırma’ diyenler için bir sembol olmuştur. Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere başta olmak üzere tüm demokratik yönetimlerin bundan çıkarması gereken ders, öncelikle güvenlik açıklarını kapatmak değil, ileride hesabını veremeyecekleri devlet güdümlü yasa tanımazlığın önüne geçmektir. Sonuçta yalancının mumu, Wikileaks’e kadar yanıyor!”[6]

 

Okan YÜKSEL

Uludağ Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler, 4.Sınıf

Anadolu Üniversitesi, Medya ve İletişim, 2. Sınıf

www.okanyuksel.com & [email protected]

 


[1] Çağrı Erhan, Siyasi Tarihçi Gözüyle Wikileaks Belgelerini Okuma Kılavuzu, http://www.usakgundem.com/yazar/1852/siyasi-tarih%C3%A7i-g%C3%B6z%C3%BCyle-wikileaks-belgelerini-okuma-k%C4%B1lavuzu.html (E. T. 25.12.2010)

[2] Yar. Doç. Dr. Veysel Ayhan, Wikileaks Sonrası Uluslararası İlişkiler, Ortadoğu Ve Türkiye, http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=1310 (E. T. 03.01.2011)

[3] TED, Julian Assange: Why the world needs WikiLeaks, http://www.ted.com/talks/julian_assange_why_the_world_needs_wikileaks.html (E. T. 12.12.2010)

[4] Wikileaks, About, http://213.251.145.96/About.html (E. T. 03.01.2010)

[5] Çağrı Erhan, Yalancının Mumu Wikileaks’e Kadar Yanıyor, http://www.usakgundem.com/yazar/1893/yalanc%C4%B1n%C4%B1n-mumu-wikileaks%E2%80%99e-kadar-yan%C4%B1yor.html (E. T. 27.12.2010)

[6] Çağrı Erhan, Yalancının Mumu Wikileaks’e Kadar Yanıyor, http://www.usakgundem.com/yazar/1893/yalanc%C4%B1n%C4%B1n-mumu-wikileaks%E2%80%99e-kadar-yan%C4%B1yor.html (E. T. 27.12.2010)

 

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...