Halep Bingazi Olur mu?

Halep’te yoğunlaşan çatışmaların temelinde Halep merkezli bir güvenli bölge oluşturma proje gelmektedir. Bundan dolayı muhalifler son dönemde yoğun askeri operasyonlara rağmen Halep’te varlığını sürdürmek için mücadelelerini sürdürmektedirler. Nitekim ABD’den BM gözlemcilerine dayanarak yapılan açıklamada Halep’teki muhalif grupların elinde tank ve ağır silahların olduğu ifade edilmiştir. BM sözcüsü Martin Nesirky tarafından yapılan açıklamada “ gözlemciler Halep’te muhaliflerin ellerinde tanklar da dahil ağır silahların olduğunu şimdi teyit etmektedirler”[i]  denilmektedir.

BM tarafından Suriyeli muhaliflerde ağır silahların olduğu açıklamasından saatler önce ise Özgür Suriye Ordusuna bağlı güçlere ABD’nin Suriyeli muhaliflere Türkiye üzerinden çok sayıda karadan havaya fırlatılan füzelerin verildiği iddia edilmiştir. Omuzdan Atılan Hava Savunma Sistemlerinin (MANPADS)’ın Türkiye üzerinden Halep’teki Suriyeli muhaliflere verildiği ve böylelikle Halep’te rejimin hava unsurlarını kullanmasının önüne geçmeye çalışıldığı vurgulanmaktadır. Diğer yandan söz konusu silahların dağıtılmasının yanı sıra bunların nasıl etkili bir şekilde kullanılacağına dair bir eğitim de önceden verildiği ifade edilmektedir.[ii]

Bu kapsamda bir haftayı aşan Halep’teki çatışmaların uzaması ve muhaliflerin Halep’ten çekilmemesinin altında yatan en önemli olgunun Halep’in Bingazi benzeri kurtarılmış bir bölge haline dönüştürülmesi hedefi yatmaktadır. Bazı analistlere göre rejim “Zaten Halep’te kontrollerini kaybetmiş durumdalar. Bir diğer önemli husus ise şu: Eğer direniş, Özgür Suriye Ordusu bir şekilde Halep’i ele geçirirse, doğal olarak bir uçuşa yasak bölge meydana getirecektir. Çünkü Halep ve Türkiye arasında neredeyse hiçbir şey yok. Neredeyse her şey Özgür Suriye Ordusu’nun kontrolü altında.  Esed rejimi öyle ya da böyle Halep’ten çekilmek zorunda kalacak ve bu bölge de doğal bir uçuşa yasak bölge haline gelecek”.[iii] Halep’te muhaliflerin direnişinin başarılı olması durumunda Türkiye sınırına yaklaşık farklı güzergahlardan 60 ve 80 km olan bölgede doğal bir güvenli bölgenin oluşacağını ve bu bölgede eğitim ve silahlanma sorunlarını gideren “Suriye’nin öz evlatlarının fethedilmeyi bekleyen ele geçirilmeyi bekleyen Şam’ı aldıktan sonra kendileriyle uğraşamadıkları Kürt bölgelerine yöneleceklerini” [iv]  öne sürmektedirler. Söz konusu yazara göre Halep’in ele geçirilmesinin ardından muhaliflere Şam’ı ele geçirecek ve oradan da devrim sürecini desteklemeyen Kürt bölgelerini zapturapt altına almayı başararak Suriye’de kendi yönetimlerini kuracaklardır.

Nitekim Esad da Halep çatışmalarını Suriye’deki iç savaşta bir dönüm noktası olarak tanımlamıştı. Esad’ın Halep’teki çatışmalarda hava unsurlarını da kullanması söz konusu savaşın önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Halep’in iktidar savaşı açısından taşıdığı önem Türkiye sınırına yakın olması, hem Gaziantep hem de Hatay’dan muhalif güçlerle koordinasyon kurmaya elverişli olması ve muhalif gruplara lojistik olarak Türkiye ile bağlantılı bir coğrafi güvenli alan sunmasından kaynaklanmaktadır.  Bundan dolayı muhaliflerin Halep’te ağır silahlara ulaşması ve rejime bağlı güçlere karşı ağır silahlarla karşı koyması daha kolay olmuştur. Şayet muhalifler Halep’i elde tutmayı başarırsa, savaştan stratejik olarak önemli bir güvenli bölge kurmuş olacaklardır.

Diğer yandan insani açıdan bakıldığında Halep’te yürütülen savaşın insani açıdan bölgede yaşayan toplumsal grupları derinden etkilemiştir. Halep, Sünni Arapların yanı sıra, Hıristiyan, Alevi ve Kürt unsurların da yoğun yaşadığı bir şehirdir.  Halı hazırda bakıldığında yaklaşık 3 milyon civarında (vilayet sınırları açısından 5 milyon civarındadır) bir nüfusa sahiptir. Çatışmaların yoğunlaştığı Halep merkez ve yakın civarda yaşayan toplumsal gruplara bakıldığında Sünni Arapların yanı sıra yaklaşık 150-200 bin arası Hıristiyan,500-600 bin arası Kürt ve net olmamakla birlikte sınırlı düzeyde Alevi yaşamaktadır. Küçük Suriye de olarak bilinen Halep’te yoğunlaşan çatışmaların şimdiye dek yaklaşık 200 bin kişinin Halep’i terk etmesine yol açarken, kentte temel gıda maddelerine ulaşım konusunda da sıkıntılar baş göstermiş durumdadır. Ayrıca, çatışmaların yoğunlaştığı bölgelerde yaşayan sivillerin bir kısmı da Hıristiyan ve Kürt mahallerine sığındığı belirtilmektedir.

İnsani krizin derinleştiği Halep’in Bingazi olması ise oldukça ayrı bir tartışma konusudur. Her şeyin başında Halep ile Bingazi’nin ortak yanlarının olmadığını görmek gerekir. Bingazi 1969 devriminden itibaren Bingazi karşıtı bir toplumsal yapıya sahipken, aksine Halep sürekli bir şekilde rejimi destekleyen bir toplumsal yapı oldu. Bingazi’deki kabileler Kaddafi karşıtı olmasına karşın Halep’teki toplumsal gruplar rejimin ekonomik ve siyasal sistemi içerisinde önemli bir temsile sahiptiler.

Öte yandan Libya’da ilk gösteriler Bingazi’den başlamışken, Halep uzunca bir dönem muhaliflerin sivil gösterilerin düzenleyemediği bir vilayet olarak varlığını sürdürdü.

Bingazi-Mısır sınırında yer alan kabilelerin önemli bir kısmı Kaddafi karşıtı kabileler iken aksine Halep-Türkiye sınırı boyunca farklı etnik yapıların varlığı söz konusudur.

Bingazi-Mısır sınırının Mısır kısmında kalan aşiretler devrim sürecine katılan kabilelerle akrabalık bağına sahipken, Türkiye sınırındaki gruplar ise akrabalık bağına sahip olmadıkları gibi bazı toplumsal gruplar SUK ve Özgür Suriye Ordusunun yapılanmasına karşı çıkmaktadırlar.

Bingazi ile Mısır arasındaki toplumsal, kültürel ve ticari ilişkiler ile Halep ile Gaziantep ve Hatay arasındaki toplumsal, kültürel ve ticari ilişkiler öne sürüldüğünün aksine son yıllara kadar sınırlı düzeyde kalmıştır. İlişkilerin iyi olduğu 2010 yılında bile Halep ile Gaziantep ekonomileri arasındaki ilişkiler 100 milyon doların altında kalmıştır. Diğer yandan Hatay’ın ise durumu biraz daha farklıdır. Hatay’ın toplumsal, kültürel ilişkileri Halep’ten ziyade Lazkiye bölgesi ile daha gelişmiş düzeydedir.

Bunların yanı sıra bugün Halep’te yaşanan çatışmalarda her iki tarafta Suriyeli olmayan askeri unsurlardan yararlandığına dair haberler bulunmaktadır. Özgür Suriye Ordusu’nun yanında Suriyeli olmayan yabancı savaşçıların varlığı dikkat çekerken Suriye Ordusunun da sokak çatışmalarında etkili olan Hizbullah ve İran’lı güçleri kullanmaya başladığı belirtilmektedir. Star Gazetesinin Türk istihbaratına dayandırdığı bir haberinde Esad güçlerine destek için 4000 kişilik askeri güç İran ve Lübnan üzerinden Suriye’ye gönderilmiştir.[v]

Halep üzerine yoğunlaşan çatışmalarda muhaliflerin uzun süre şehrin kontrolünü kurma mücadelelerinin sürdürmesinin dış destek gelmediği taktirde zor olacağı öngörülmektedir. Şam rejiminin Halep’i muhaliflere bırakmak yerine daha ağır saldırılarda bulunacağı düşünülebilir. Yerleşim birimlerindeki sivillerin çatışma bölgesini terk etmesinin ardından rejimin ağır silahlarla buradaki muhalifleri etkisiz hale getirmesi olasıdır. Ancak, muhaliflerin ağır silahları elde etmesi durumunda Halep’teki veya civar bölgelerinde varlığını da sürdürebileceğini belirtmek gerekir. Tüm bunlarla birlikte Halep’te hangi güç galip gelirse gelsin bunun Suriye’deki iktidar mücadelesinin bittiği anlamına gelmeyeceğini belirtmek gerekir.

Diğer yandan ikinci haftasını geride bırakmak üzere olan çatışmalara rağmen taraflar henüz bir birine üstünlük kurmayı başarmış değildir. Ancak, her iki tarafında kapsamlı bir karşı saldırı için silah ve ekipman desteğini artırdığı görülmektedir. Dolayısıyla Halep’in Bingazi olması mümkün olmamakla birlikte muhaliflerin Halep’i güvenli bölgenin merkez üssü yapma girişimlerinden de henüz vazgeçmedikleri görülmektedir.

 

Nazlı A. Algan

IMPR Araştırmacısı


Kaynak: IMPR

 

[i] http://english.alarabiya.net/articles/2012/08/01/229845.html

[ii] http://english.alarabiya.net/articles/2012/08/01/229669.html

[iii] Taha Özhan: “Esed Rejimi Halep’ten Çekilmek Zorunda Kalacak”, 28 Temmuz 2012,http://www.setav.org/public/HaberDetay.aspx?Dil=tr&hid=124941&q=taha-ozhan-%93esed-rejimi-halep-ten-cekilmek-zorunda-kalacak%94

[iv] Ufuk Ulutaş, “NTV Bugün-Yarın Programı”, 30.07.2012, http://tv.gazetea24.com/seta-dan–ufuk-ulutas-ve-uluslaraarsi-st.ara.uyesi-veysel-ayhan-suriye-deki-olaylari-degerlendirdi.-30.07.2012-izle-e_13_2012-07-30_21:00:00_60930_0.html

[v] http://www.stargazete.com/dunya/iran-halepe-yiginaga-basladi/haber-653450

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Gençlere Avrupa Turu: DiscoverEU ile Kültürel Keşifler

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından başlatılan DiscoverEU programı, gençlere...

Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü BM Genel Kurulu’nda Tartışılacak

📣 Eylem Çağrısı: 11 Temmuz'u Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü...

Yükseköğretime Erişim İzleme Anketi

Bu anket, 6 Şubat Depremi sonrasında Hatay'da yükseköğretime erişimde...

Küresel Güney Sorunu: Batı’nın Yanıldığı Noktalar

Bu yazı Uluslararası Kriz Grubu CEO'su Comfort Ero tarafından...