Kıbrıs Sorunu Çözümünde Son Virajlar

Özellikle 2000 li yıllardan beri bazen yüksek tempo da süregelen Kıbrıs ile ilgili müzakereler 2004 de Kıbrıs’ın tek taraflı Güney Kıbrıs Rum Kesiminin Yunanistan’ında içinde bulunduğu Avrupa Birliğine alınmasıyla aksine yarar değil uluslararası sistem de çatışma (conflict) ortamı doğurmuştur bu uluslararası hata stratejik bir sorun peydahlamıştır.

Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan’ın desteği yanında sanki uluslararası aktörlerin GKRY’ni de AB ye alarak var olan sıkıntılı durumu daha zora itmiş ve Rumları rahat ve umursamaz, sürekli sorun çıkaran uzlaşmaz bir topluma çevirmiştir. Daha önceleri tarafsız ve ilkeli ilerleyen Rum kesimini eksagerasyon tavırlar içine itmiştir. Burada çözüm olarak önerilen iki yöntem söylenile gelmiştir birincisi; İki tarafın bir çatı altında ayrı iç dinamik yönetimleri hakkını koruyarak ortak bir devlet oluşturması, İkincisi; İki tarafın farklı yönetimler kurması ama burada en akılcı yöntem iki tarafın ortak bir yönetim anlayışında bir araya gelmesidir. Böyle bir yönetim anlayışında bir araya gelme de eşit, ilkeli ve garantörlü bir yönetim sisteminde KKTC’nin de eşit siyasal ve ekonomik haklarının verilmesi ve iade edilmesi çözümde iki tarafın iki zıt yönde gerdiği ip te birbirlerine yaklaşmalarına sebep olacak ve Kıbrıs’ta çok hızlı ve konstrüktif bir çözüme doğru yol alınacaktır. Liman, havaalanı, export-import ve diğer haklarının verilmesi ve uluslararası sistem de devletler bazında tam tanınma (recognition), çözüm çabalarında reel ve somut büyükçe adımlar sayılacaktır aslında bu durumun gerçekleşmesi Kıbrıs sorununa bir nevi çözümdür.

Kıbrıs sorunu özellikle Türkiye’nin dış politikasını ilgilendiren mutlaka çözümlenmesi gereken bir sorundur çünkü Türkiye –AB ilişkilerinde preventif bir aktör oyunu olarak önümüze sunulan bu sorun ilişkilerin sağlıklı gidişatını bozmaktadır. Bu duruma karşın Türkiye tarafı Annan planını kabul etmiş ve Rumların uzlaşmacısız bir toplum olduğunun ispatını yapmıştır ayrıca Sayın Günter’ in Rumların beni aldattığını düşünüyorum açıklamaları da soruna somut bir katkı sağlamamıştır burada Türkiye tarafında yapılması gereken şey sorunu uluslararası sahne de tutmak ve çözüm de olumlu tavırlar göstererek baskı kurmak gelinen bu son nokta da en iyi çözüm olacaktır diğer yandan Avrupa,  AB hatasını telafi babında konuyu ele almayıp kesin ve mutlak bir çözümde tarafları bir araya getirip arabulucularla iki tarafın hassasiyetlerine dikkat ederek çözüm yolları aramalıdır. Burada uluslararası hukukun yetkinliği ve yaptırımını kullanabilmek hem uluslararası hukukun fonksiyon ve kabul edilebilirliğine katkıda bulunmaya hem de gerginleşmeye doğru giden ilişkileri yumuşak bir zemin üzerine oturtmayı sağlayacaktır. Burada uluslararası hukukun uygulanabilirliğin gerçekleşmesi için uluslararası topluluklarında (BM) çalışması gerekir.

Başbakan Erdoğan’ın 20 Temmuz 2011 de KKTC’deki barış ve Özgürlük Bayramı’ndaki ziyaretinde yaptığı konuşmadan alıntılarla yazımı destekleyeceğim.

1- Annan Planı’ndaki şartlar değişti

2- Güzelyurt tamamen Kuzey Kıbrıs’a aittir ve asla müzakere edilemez

3- Karpaz da aynen Güzelyurt gibi müzakere edilemez, dokunulamaz

4- Bizden kimse taviz beklemesin, bütün şartlar değişti! Biz “tamam” dedik, onlar “olmaz” dedi!

5- İki devletli, iki kesimli, eşit bir yapı olacak

6- Güney Kıbrıs AB dönem başkanı olunca Türkiye için AB görüşmeleri donar

7- Asla Rumları AB adına muhatap kabul etmeyiz

8- AB, Kıbrıs konusunda asla Türkiye’ye akıl veremez, muhatap olamaz

9- Türk askeri asla ama asla ada dışına çıkarılamaz

10- 2012’de Karpaz ve Güzelyurt bizim dediğimiz gibi kalmak şartıyla iş biterse biter; 2012 sonrası bizim için diğer senaryolar devreye girer

Kısaca böyle bir karar veya manifesto ilanı var tamam her şey güzel ama size bir ilginç örnek daha vereceğim ve bu örnek zihinlerinizde bazı soru işaretleri oluşturacak. Şimdi vereceğim örnek ülke ülke AB dönem başkanları;

1 Jan – 30 Jun 2010 = Spanish Presidency of the EU …………………….[Ispanya]

1 Jul – 31 Dec 2010 = Belgian Presidency of the EU ……………………..[Belçika]

1 Jan – 30 Jun 2011 = Hungarian Presidency of the EU ………………….[Macaristan]

1 Jul – 31 Dec 2011 = Polish Presidency of the EU ………………………..[Polonya]

1 Jan – 30 Jun 2012 = Danish Presidency of the EU ………………………[Danimarka]

1 Jul – 31 Dec 2012 = Cypriot Presidency of the EU  …………….[KRK]

1 Jan – 30 Jun 2013  = Irish Presidency of the EU  …………………………[Irlanda]

Bir şey dikkatinizi çekti mi? Evet 1 Temmuz -31 Aralık 2012 dönemleri arasında (340 gün kaldı) kendi hükümet sitelerinde gün sayıyorlar ayrıca Cyprus Presidency of the Council of the EU 2012 (Kıbrıs Dönem Başkanlığı AB 2012) logosuna da dikkatlice bakmanızı tavsiye ediyorum. Cyprus presidency of the EU ( AB’nin Kıbrıs başkanlığı) ile ilgili Sayın Başbakan Erdoğan’da Dönem başkanlığı Güney Rum kesimine verilirse Türkiye’nin AB ile ilişkileri tamamen donacaktır… 6 aylık Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin dönem başkanlığında bizim AB ile herhangi bir görüşme yapmamız söz konusu olmayacaktır. Rum tarafı ile aynı masaya oturmamızı kimse beklemesin diyerek tavrını koydu Türkiye – AB ilişkilerinde ve Kıbrıs sorununda bir problem çıkmaz eğer ki bu tarz tavırlara devam ederlerse uluslararası sahne de hem kendilerini hem de Avrupa birliği ülkelerini daha da zora sokmuş olacaklar biz her zaman uzlaşmacı bir yapı ve bir an önce çözüm isteyen bir zeminde hareket edersek Rum kesimi ve AB her zaman uluslararası gözler önünde zor durumda kalacaktır ve bu konu öyle ya da böyle çözüme kavuşacaktır.

Şu an Başbakan Sayın Erdoğan’ın KKTC ziyareti ve konuşması Rumların elini-kolunu bağlamış ve onları çok şaşırtmıştır. GKRY şu an ne yapacağını şaşırmış ve hiddetlenmiştir bunu BM’ye şikâyetlerinden anlayabiliriz.  Gelişmelere bakarak alnı dik bir Türkiye çabası ile Kuzey Kıbrıslı kardeşlerimizin recognition (tanınma) ve diğer sorunları ile ilgili çözümlerin de gri bulutları güçlü bir rüzgâr dağıtıyor ve her şey daha açık okunabilmekte Kıbrıslı kardeşlerimi şimdiden kutluyorum.

 

Teyfik EREL

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Gençlere Avrupa Turu: DiscoverEU ile Kültürel Keşifler

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından başlatılan DiscoverEU programı, gençlere...

Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü BM Genel Kurulu’nda Tartışılacak

📣 Eylem Çağrısı: 11 Temmuz'u Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü...

Yükseköğretime Erişim İzleme Anketi

Bu anket, 6 Şubat Depremi sonrasında Hatay'da yükseköğretime erişimde...

Küresel Güney Sorunu: Batı’nın Yanıldığı Noktalar

Bu yazı Uluslararası Kriz Grubu CEO'su Comfort Ero tarafından...