Amerikan Kim’likleri

Amerikan kimliği konusu çetrefilli bir mesele. Bugün dahi Amerika’da tire’li (“-“) Amerikalılar çoğunluktadır. Mesela, Hispanik-Amerikalı, İtalyan-Amerikalı gibi unsurlar iki kimliklidirler. Geçen nesillere rağmen, her halükarda kimlik kökenini insanlar hatıralarında tuttular. Bunda daha önce gelenlere karşı hissedilen “acemi” göçmen psikolojisi kadar, yeni gelenlerin hem yerleşim yerleri hem ticari ve mesleki alan itibariyle etnik-dini kökenleri benzeşen insanlara yakın olmak istemesi ve bir tür “etnik” dayanışma hisleri etken oldu.

Yani Türkiye’de taşradan İstanbul’a göçler sırasında yaşananlar, Avrupa’dan Amerika’ya giden göçmenler arasında yaşandı. İstanbul’da yaşamaya rağmen, “memleket” sorguları hep taşradaki kökenleri ifade etti.

Amerika’da eğer kişi İtalyan kökenliyse, artık İtalyan-Amerikalı, İspanyol kökenli ise, Hispanik Amerikalı, Afrikalı ise Afro-Amerikalı idi. Bu ikili künyenin birinci kısmı kültürel-etnik, ikinci kısmı ise ekonomik ve siyasal olarak mütemmim cüzler oluyordu. Bu ikili yapının tezahürlerini “New” ile başlayan şehir adlarında da görmek mümkündür. Kültürel hafıza mesela “York” ile tanımlanırken, “New” kısmı bu sefer, “York”ta eksik olan ya da York’tan Amerika’ya göçenlerin elde edemediklerini ya da onlardan esirgenenleri simgeliyordu.

Avrupa bütün olarak “Eski Dünya” idi, ama Avrupa’dan gelenlerin yeni toprakları da “Yeni Dünya” oluyordu.  Tıpkı New York, New Hampshire, New England vs. gibi. Yani, bu Amerikan düzeni idi, ama aslında “yeni” olan “eski” olanın kozmetiğini kullanıyordu. Bugün hala en belirgin Eski Dünya özelliklerinden birisi Amerikan hükümet binalarının Roma mimari tarzında olmasıdır.  Federal ve eyalet bazında bütün binalar birbirinden kopyalanmış, yerel ihtiyaçlara göre değişiklikler yapılmıştır.

Yani, hükümet binalarının Eski Roma tarzı mimari görünümleriyle yakın tarih Avrupa örneklerinden de geriye gitmesi ve klasik Amerikan ev mimarisinde İngiliz “kolonyal” ev modelleri olması, Amerikan üniversite binalarının İngiliz stilinde, ama eski görünümler verilerek kırmız tuğla mimarisinde olması, hem Amerikan akademisinde etkin olan dini yapılara hem de modelin menşeine tarihsel olarak işaret etmektedir.

Amerika ve kompleksleri

İşte Amerikan kültür ve edebiyat tarihinde hüküm süren mimari ve siyasi tasarımlar Ödipus komplekslerinin bir sonucudur. Atmaya çalıştığı, ama hem dil, kültür ve edebiyat ortaklığı nedeniyle, ayrıca İngiliz hukuk sistemi ve gelenekleri ile bir anlamda modellenen kompleksleri var Amerika’nın. Amerikan tecrübesinin “unique (eşsiz)” olduğuna dair efsane ve milli bilinç oluşturma arzularının arkasında her zaman bu eksiklik oldu. Ki bu bilinç yaklaşık iki yüzyıl içinde, müstemlekeden çıkıp müstemlekeci olma yolunda atılan bilinçaltında özellikle İngilizlere, ama genel olarak Batı Avrupa’ya olan Ödipal kompleks yansımalarıdır. Yani, Eski Dünya’nın yeni Roma İmparatorluğu olmak özlemi.

Siyasi ve kültürel olarak Amerikan eliti eskiden İngilizlerin tahakkümü altında olan ülkeleri etki ve hükümranlık alanına sokmaya çalışırken, tarihsel bilinci de Avrupa’dan kopya edilen hükümet binaları, katedraller, satın alınan köprüler, müzelerde sergilenen başka medeniyetlere ait, ama Amerika’nın mülkiyetine geçen eserler ve artık nesli tamamen bitme noktasına gelen Yerli Amerikalıya ait kalıntılara sahip çıkmak suretiyle ve tabii ki popüler kültür unsurlarıyla yapmaktadır.

Bu süreç Amerika içindeki eyaletleri neredeyse birbirinin mahalli kopyası kılarken, küresel anlamda Amerika kendi popüler “kültür” normlarını önce evrensel ve küresel gerçekler haline getirme sonra tartışılmaz kılma çabasına girdi. Yeme alışkanlıkların, giyim tarzlarına, film sanayisinden görüntü sektörü ve seçim kampanyalarının tamamına sirayet ederken müzik olarak da kendini klonlayan mahalli örneklerini yarattı.

Öte yandan, Amerika son yüzyılda en çok savaşa girmiş ülkedir.  Bu savaşın birinci safhasında, “frontier” denen süreçle gelen, Yerli Amerikalı katliamları, daha sonra “İngiliz Krallığına” karşı Üçüncü George yönetiminden, George Washington dönemine geçiş, Bağımsızlık Savaşı Amerika’nın İngilizlere karşı 18. Yüzyıldan beri duydukları tarihsel “kolonyal kompleksini üzerinden atmak, Vietnam sendromlarını unutmak, artık –geçici de olsa– bilardo maçından atılan Rusya’nın eski “Sovyetler” alanlarına yakın üslenme ve ilerde Çin’e yakın olarak konumlanma hissiyatını da bu “Yeni Dünya” düzeni yansıtıyordu. Yani farklı cephelerden bir zapt etme hareketi diğer ülkelerdeki mahalli siyaseti de tasarlayarak devam ede geldi.

Amerikan siyasi ve dini seçkinleri 19. yüzyıl başlarından beri süregelen Protestan Evanjelizmi Ortadoğu ve Uzak Doğu’da politik, ekonomik, dini misyonlarını sürdürmüş ve bu misyonlarının dinamizmini de Amerikan tarihinde kuvvetli bir damar olan “Manifest Destiny” ya da “Providential Design” diye adlandırılan Tanrının Amerika’ya verdiği tarihsel misyonla bağdaştırmışlardı.

Avrupa’nın, özellikle İngiltere’nin Osmanlı sonrasında tahakküm ve sömürü alanına giren bu ülkelerde Amerika, Güneş Batmayan İmparatorluğunun Amerikancası olan imparatorluğu, İngiliz izleri, etkileri ve yetiştirip bölgeye bıraktıkları, kamulaştırma-millileştirme dönemiyle, güya bağımsızlaşan ülkelerin başına kendi çıkarlarını temsil eden milletlere aşina kendilerinden isimler ikame etti. 

Amerikan kimliği hâlâ oluşum aşamasındadır. Olmadan oldurmak isteği de bu kimliğin temel unsurları arasında yer almıştır.

 

Metin BOŞNAK

Uluslararası Saraybosna Üniversitesi Öğretim Üyesi

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...

Küresel Göç Yönetiminde Sivil Toplumun Etkisi: Sivil Toplumun Katkısı ve Sınırları

Kaancan Koçak  Sivil Toplum Çalışmaları O-Staj Programı Özet Göç insanlık tarihinin en...