Balkan Toplumlarından; Pomaklar

Dünya üzerindeki farklı kültür ve etnik grupları tanıtma çalışmalarımın başlangıcı olarak ülkemize komşu olan Balkanlar’da var olmuş ve Türkiye’de de yaşamlarını sürdüren, TUİÇ BALKAM (Balkan Araştırmaları Merkezi) Genel Koordinatörü Sayın Dilek Kütük’ün de tavsiyesi ile Balkanların en eski toplumlarından biri olan Pomakları sizlere tanıtmaya karar verdim. Balkanlar; geçmişten günümüze farklı kültürlere, toplumlara, etnik gruplara ev sahipliği yapmış, acıları ve sevinçleri topraklarında harmanlamış bir coğrafyadır. Pomaklar’da bu coğrafyada ortaya çıkmış, bugün ki varlığını farklı Balkan ülkelerinde ve Türkiye’de sürdüren bir toplumdur. Pomaklar’ın tarihini öğrenme ve kültürünü tanıma konusunda İstanbul Pomak Kültür Derneği Başkanı Sayın Bayram Erat ile bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisi de bir Pomak olan Sayın Erat’la röportaja başlamadan önce, kendisine TUİÇ Derneği bünyesinde kurulan TUİÇ BALKAM’ın çalışmalarından bahsedip birlikte ortak çalışmalar yürütebileceğimiz konusunda fikir alışverişi yaptık. Bizim için keyifli ve verimli geçen bu röportaj dilerim siz okuyucularımıza da aynı keyfi verir.

Pomak kelimesinin anlamı nedir? Ve Pomaklar kimlerdir?

Pomak kelimesi Slav dilinde, ‘pomoçi’ yani ‘yardım etmek’ fiilini çağrıştırmaktadır. Pomaklar, Osmanlı-Rus savaşı sırasında Osmanlı’ya yardımlarda bulunduğundan, zaman içerisinde Pomak kelimesi ‘yardım eden’ anlamını almıştır. Pomaklar, Slav kökenli bir dili konuşan, asıl anavatanı ise Rodop Dağları olan çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Balkan toplumudur. Balkanlar içerisinde varlıklarını Tuna boylarında, Doğu Makedonya’da ve Yunanistan’ın Kuzeyi’nde sürdürmüşlerdir.

Pomaklar; Bulgar mı ?, Yunan mı ?, Makedon mu ?, yoksa Türk müdür ?

Pomakların etnik yapısı konusunda her millet kendi çıkarları doğrultusunda Pomakları sahiplenmiş ve Pomaklara bir isim vermiştir; Arnavut Pomaklar, Makedon Pomaklar, Yunan Pomaklar ya da Müslüman Bulgar Pomaklar. Oysa bizler diyoruz ki Pomaklar Pomak’tır. Ne Bulgarız, ne de Yunan. Çünkü bizim kökenimiz, etnik oluşumumuz Pomak’tır. Kendimize ait dilimiz, kültürümüz, tarihimiz vardır. Ancak Pomaklar, Balkanlar’da ve Türkiye’de göç ettikleri ülkelerde, dağınık hallerde yaşamaktadırlar. Bundan dolayı bizim sihirli bir cümlemiz var; ‘Nasıl hissediyorsanız, öylesinizdir.’

Pomaklar Balkanlar’da ne gibi mücadeleler vermiştir?

Bulgarlar ve Pomaklar’ın aynı topraklarda yaşaması, aynı toprakları anavatanı sayması hep sıkıntı yaratmıştır. Bulgarlar Pomaklar’ı asimile etmek için, yok etmek için uğraşmışlardır. Pomak halkı üzerinde zorla isim değişikliği, din baskısı ve göçe zorlama gibi baskılar uygulamışlardır. Bulgaristan’da yaşayan diğer halklara olduğu gibi Pomaklar’a da ayrımcılık yapmışlardır.

Pomaklar’ın göçü ne zaman başlamıştır?

93 Harbi dediğimiz Osmanlı-Rus Savaşı’nda Osmanlı mağlubiyet alınca bölgede Müslüman-Hıristiyan çatışmaları başlamış ve Pomaklar olumsuz etkilemiştir. Can güvenlikleri tehlikeye girmiş ve huzurlu bir yaşam sürdürememişledir. Bu durum Pomaklar’ı göçe zorlamıştır. Önce Rodop Dağları’nda toplanmışlardır, ardından büyük göçler başlamış ve çoğunluk Anadolu’ya gelmiştir. Şuan da Pomaklar; Bulgaristan, Arnavutluk, Makedonya, Yunanistan, Kosova ve Türkiye’de yaşamaktadırlar.

Anadolu’ya gelen Pomaklar bu topraklarda neler yaşamıştır?

Pomaklar, yaklaşık 130-140 yıldır Türkiye’de, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yaşamaktadırlar. Ve Türkler ile her zaman Müslümanlıktan kaynaklanan ortak paydada uyum içerisinde yaşamışlardır. Fakat Pomaklar Anadolu’ya geldiğinde dilde ve kültürde buradaki insanlarla uzun yıllar süren farklılıklar yaşamıştır ve zaman içerisinde bizim kendi kimliğimiz, dilimiz, kültürümüz unutulmaya başlamıştır. Örneğin ben Türkçe’yi ilkokulda öğrendim fakat sonralarında burada uyum içerisinde yaşamamız, sağlıklı bir eğitim alabilmemiz, kendimizi doğru anlatabilmemiz için kendi ailemiz dahi bize Pomakçayı yasakladı ve Pomakça unutulmaya yüz tutan bir dil haline geldi. 1934 Soyadı Kanunu da biz Pomaklar’ı köklerinden kopardı. Bulgaristan’da yaşarken sülale adlarımız, köklerimiz vardı fakat Türkiye’de bizlere belli soyadları verildi ve bu kalıp soyadları gelişigüzel dağıtıldı. Bu soyadlarının bizim soyumuzla hiçbir alakası yoktu ve bu durum Pomaklar’ın kimliğini kaybetmesine sebep oldu. Türkiye’de mutlaka uyum sorunları yaşadık çünkü farklı kültürün insanlarıyız, farklı bir dil konuşuyoruz. Ama biz bu topraklarda yaşayan Pomaklar olarak Türk’üz. Bu bayrak bizim bayrağımız, İstiklal Marşı milli marşımız, bu vatanın milli menfaatleri bizim menfaatlerimizdir. Atatürk Türk Milleti’nin tanımını en iyi yapan kişidir. ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halklar Türk’tür.’ Bizlerde Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halklardanız. Atalarımız, dedelerimiz Kurtuluş Savaşı’nda bu vatan için savaşmıştır.

Pomak kültüründen bahseder misiniz?

Biz Pomaklar’ın anavatanı Rodop Dağları olduğu için köy kültürüne sahip insanlarız, geçim kaynağımız hayvancılık olmuştur. Halkın %20’si şehirlerde yaşamaktaydı ve şehirlerde yaşayan halkımız daha hızlı asimile olmuştur. Pomaklar birbirine sıkı sıkıya bağlıdır, birbirini destekler. Türkiye’ye göç ettiğimiz zaman azınlık psikolojisinin de etkisiyle 1990’lı yıllara kadar kendi kökenimiz dışındaki insanlarla evlilik yapılmamıştır genelde ve bu biraz da korunma duygusuyla alakalıdır çünkü yıllarca zulme ve baskıya maruz kalmış bir toplumduk. Kendimize ait yemeklerimiz vardır; akıtma, Pomak böreği, kaçamak gibi. Daha çok sebze ve hamur ağırlıklı yemekleri severiz, hayvancılıktan dolayı etle ilgili güzel yemeklerimiz de vardır. Düğünlerimiz kendi aramızda da farklı gelenekler göstermektedir, örneğin Bulgaristan’da ki Pomak düğünleriyle burada ki düğünlerimiz arasında da farklılık vardır.

Pomak Kültür Dernekleri olarak çalışmalarınız nelerdir?

Pomak kültür derneklerinin üç hedefi vardır; dilimizi, tarihimizi ve kültürümüzü yaşatmak. Çalışmalarımızın yol göstericisi ise akıl ve bilimdir. Bizim sıkıntımız kendi devletimiz olmaması ve ne yapmak istiyorsak bunu ancak kendi çabalarımızla yapabilmemiz. Biz de Pomak Kültür Dernekleri olarak bu bilinç doğrultusunda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Pomakça’nın ölmemesi için yeni dönem içerisinde İstanbul’da belirli yellerde Pomakça dil kursları açmak istiyoruz. Üç ayda bir İstanbul’da yaşayan Pomakları bir kahvaltı, piknik ya da bir yemek bünyesinde bir araya getirerek bağlarımızı kuvvetlendirmeye çalışıyoruz. Tarihimizle ilgili daha detaylı bilgi sahibi olmak adına ‘Balkan Tarihinde Pomaklar Sempozyumu Serisi’ni başlattık ve ilkini 2 Mart’ta İstanbul’da gerçekleştirdik, 23 Haziran’da da Çanakkale’de gerçekleşen bu serinin devamını, Eskişehir, İzmir, İnegöl ve Biga gibi derneklerimizin olduğu yerlerde de gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Pomak Dernekleri kendi bünyelerinde görüşmeler, toplantılar, piknikler, yemekler düzenlemekte fakat yeterli organizasyon gücüne sahip değillerdir. Bu konuda daha çok insanı bir araya getirmek, dernekleri bir çatı altında toplamak adına hayata geçirmeyi düşündüğümüz Pomak Dernekleri Federasyonu çalışmamızı başlattık. Yurt dışındaki Pomaklar ile aktif ilişkiler içerisindeyiz onlar buraya geldiğinde, biz oraya vardığımız da birbirimizi buluyoruz, birlikte çalıştığımız enstitüler var ve ilişkilerimizi geliştirerek devam ettireceğiz. Amacımız örgütlenerek, Pomaklarla daha sağlam iletişim içerisinde olmak ve bu kültürü yaşatmak. Son olarak Pomaklar etnik kimlikleri konusunda hala kesin bir bilgiye ulaşamamış bir toplumdur. Tarihçilerin araştırmaları doğrultusunda, akıl ve bilimin ışığında yapılan her araştırma bizim kabulümüzdür.

Keyifle geçen bu röportajın sonuna geldiğimizde Sayın Bayram Erat, bize ve bizler aracılığıyla da siz değerli okurlarımıza bir davette bulunuyor. 14 Eylül’de Bursa-İnegöl Yenice’de gerçekleşecek olan ve yaklaşık iki bin Pomak’ın katılacağı, Pomak yemeklerinin, müziklerinin yer alacağı ve kültürel etkinliklerin gerçekleşeceği Pomak Festivali’ne bu kültürü merak eden, yakından tanımak isteyen herkesi bekliyor. Pomak kültürünü yaymak ve yaşatmak adına birçok proje üreten ve özellikle gençler tarafından yapılan çalışmaları desteklediğini söyleyen İstanbul Pomak Kültür Derneği Başkanı Sayın Bayram Erat’a bizleri kırmayıp, anlayışla karşılayarak bu röportajı gerçekleştirmemizi sağladığı ve Pomak kültürü adına bizlere katkılarından dolayı bizlerde teşekkür ederiz.


Bu Röportaj TUİÇ BALKAM Kültür Araştırmacısı ve TUİÇ Dernek Stajyeri Zeynep DEMİR tarafından 31.07.2013 tarihinde saat 13.00’da gerçekleştirilmiştir.

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Gençlere Avrupa Turu: DiscoverEU ile Kültürel Keşifler

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından başlatılan DiscoverEU programı, gençlere...

Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü BM Genel Kurulu’nda Tartışılacak

📣 Eylem Çağrısı: 11 Temmuz'u Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü...

Yükseköğretime Erişim İzleme Anketi

Bu anket, 6 Şubat Depremi sonrasında Hatay'da yükseköğretime erişimde...

Küresel Güney Sorunu: Batı’nın Yanıldığı Noktalar

Bu yazı Uluslararası Kriz Grubu CEO'su Comfort Ero tarafından...