Asya’nın kalbinde yeni kriz odacıkları: Peştun Yahudileri

Taliban’ın etnik kökeni olarak bilinen Peştunların İsrail’in kayıp 10 kabilesinden biri olduğu iddiaları Tel Aviv merkezli yayın yapan İsrail haber kanalları ve gazetelerin de dolaşıyor. Hindistan, Afganistan-Pakistan da sayıca çok olan Peştunların en büyük Müslüman topluluk olarak bilinmesine rağmen, Tevrat’ta ve İncil’de İsrail topraklarından sürülen Efraim kabilesinin soyundan olduğunu inanılması, İsrailli bilim adamlarının da ilgi odağı haline geldi. En büyük iddia ise, 1973’te Afgan kralı Zahir Şah’ın ailesinin Hz. Yusuf’un kardeşi Bünyamin’in soyundan geldiğine inanılması. Özellikle sayıca Afgan-Pakistan sınırında bulunan Peştunların İslamabad’a yakın olması nedeniyle güvenlik açısından her iki ülkenin de hassas noktalarını oluşturduğu açık. Pakistan’ın iç siyasi yapısından süre gelen gerginlik, Afganistan’daki Karzai hükümetinin otoriter zayıflığı ve son olarak ABD’nin Hakkani grubunu terör listesine alması nedeniyle bölge son dönemlerde oldukça hassas dengeler üzerinde oturuyor. Diğer yandan bu iddianın içerisinde farklıları da barındırdığı aşikar. Dünya’nın dört bir yanına dağılmış Yahudilerin orta asya için Peştunları kayıp 10 kabilenin içerisinde görmesi olayı hem siyaseten hem de kültürel incelemeler bakımından önemli kılıyor. Özellikle Doğu Balkanlar, Rusya, ABD, Etiyopya, Nijerya olmak üzere birçok farklı alana dağılmış Yahudilerin birbirlerini bulma merakı da Tevrat’ta emredildiği gibi yer almaktadır. İsrail bu kayıp kabilelerin akıbeti konusunda Tevrat 12.11’i esas aldığı vurgulanan bir gerçek. 12.Ayet de geçenler Eş’iya dayandırıldığı gibi; ‘Bayrak havaya kaldırılır, İsrail’in dağılanları ve sürgün edilen Yahudiler yeryüzünün dört tarafından bir araya getirilir.’ sözü çoğu zaman İsrail’in dünyanın her yerinden olan soydaşlarına ulaşma emaresi olarak da görülmektedir. Peki, Peştunlar gerçekten İsrailoğullarının kayıp kabilesinden biri olabilir mi? Bu sorunun yanıtı elbette tarihçileri ilgilendiriyor. Ancak dünya da hızlı gelişen kimliksel ve kültürel algılamalardaki değişiklikler asil(doğal) ırktan, yapay ırka doğru gidişin var olduğunu göstermektedir.

Irak gibi önceleri merkez federal yapıların, 11 Eylül sonrası bu özelliğini kaybetmesi kimliklerinde mezhepsel-üstü ayrışmasına neden oldu. İşte bu fay hatları üzerinde gevşek federal yapıda alt kimlik örneklerini, gelecekte üst kimlikler ile çatışma alanı içerisine girebilir. Afganistan da Hristiyan geçmişi bulunmamasına rağmen Meymene, Kabil, Herat, Belh gibi yerlerde son yüzyılda Yahudi azınlığı yaşadığı iddia edilmekteydi. Herald Tribune 4 Kasım 1969 tarihli yazısında dünyadaki Yahudi azınlığına dahil ilgi çekici bilgiler vermesi, Asya da bulunan azınlığında burada yer verilmesi; kültürel, folklorik, müzik ve mutfak kültürü bakımından benzer özellikler gösteriyor vurgusu İsrail’in kuruluşu sonrasında dikkat çeken notlar arasında yer alıyordu. Diğer yandan Afganistan’daki çeşitli aşiret/kabilelerden oluşan lider yapısının siyasete yön verme çabası, her kabilenin siyasi konjonktör içerisinde var olması ve kısmen Yahudilere göre her kabilelerin ayrı peygambere geçmişini dayandırması bunun altında yatan etkili nedenler arasında gösterilmektedir. Her bir Peştun kabilesinin kendilerini bir Ben-i İsrail oğulları peygamberleriyle zikretmesi, bunlar adına efsaneler oluşturulması da yine araştırmacılara göre bu Yahudi grup arasında dolaşan hikayelerden. İsrail dış işleri bakanlığı kayıtlarında da olan ‘Kaybolmuş Kabileler’ başlıklı arşiv kayıtlarına göre, bu kabilelerin zaman içerisinde çeşitli yerlerde İslamı kabul ettiği ve Peştun isminin aslında yapay bir isim olarak ortaya çıktığını söylüyor. Haham Elyahu Ebuyehayil’in Yedioth Ahronoth gazetesine bu konu da verdiği demeç ise bir hayli ilginç. ‘Yahudilerin kanını ve mirasını Taliban’ın damarlarında gezdiğini ileri’ sürmesi, Peştun yerine gerçek ismin ‘Rabin’ olduğunu ileri sürmesi İsrail kanal ve gazetelerinde yer bulmuştu. Yine, İsrail dış işleri bakanlığı bünyesinde Peştun kökenli Hintli araştırmacı Şehnaz Ali’ye göre ise, ‘Peştunlar-yahudiler arasındaki bu organik bağların tarihsel gerçeği olduğu, eğer iddialar doğrulsa bu olayın Müslüman-yahudi kardeşliğine katkı sağlayacağı’ yönünde açıklamaları olmuştu. Öte yandan aykırı tezlerle ortaya çıkan Şeyyid Bahadır Şah gibi Afgan tarihçiler ise, Peştunların bu durumlarının gerçeği yansıtmadığını dile getirmektedir. Peştunların Arya kabileleri olduğunu söyleyen Şah’a göre ise, bu durum ironi derece de bilim ve akla aykırı iddialar arasında gelmektedir. Şah’ın ise diğer bir güçlü iddiası Peştunların tarihiyle ilgi yazmaları oluşmaktadır. Arya kabilelerinden olduğunun altına çizen Şah, Peştunların sami diliyle de uzaktan yakından alakasının bulunmadığına dikkatleri çekiyor. Bir başka ilgi uyandıran iddia ise, İsraillin Peştunları tıpkı 1977 ve 1984’te Etiyopyalı Yahudiler gibi İsrail’e getirip sınır güvenliğini bu nüfusa teslim etmek. Peştunlar üzerindeki bu gibi iddialar çoğalsa da Asya’da Uygur, Peştun gibi spesifik kimlikler üzerinden yürütülen politikaların kabilesel savaşlara davetiye hazırladığı ön görülüyor.

Emrah Usta

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...