Covid-19 Sonrası Yeni Normal: Dijital Göçebelik ve Güneydoğu Asya

Ecem Hayırcı 

Göç Çalışmaları O-Staj Programı

ÖZET

Günümüzde teknolojinin gelişmesi, küreselleşme, iş verenlerin giderlerini azaltmaya yönelik politikaları gibi etkenler Dünya’da ve bu çalışmanın odaklandığı bölge olan Güneydoğu Asya’da iş modellerinin değişimine yol açmıştır. Bu değişikliklerin sonucunda; deneyimi ve keşfetmeyi önceliklendiren bir grup ortaya çıkmaktadır. Bu grup dijital göçebeler olarak adlandırılır. Dijital göçebeler, taşınabilir bilgi ve iletişim teknolojileri ve yaygın internet ağından yararlanan, herhangi istedikleri bir yerden çalışabilen, kendilerine daha fazla zaman ayırmak ve dünyayı keşfetmek amacıyla hareket eden kişilerdir. Bu çalışmada, uzaktan çalışma modellerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması sonucunda dijital göçebelerin durumu incelenmekte ve Güneydoğu Asya’da dijital göçebelerin sayısındaki artışın nedenleri ile bu eğilimin bölgenin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısına getirdiği değişiklikler değerlendirilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Dijital Göçebeler, COVID-19 Pandemisi, Uzaktan Çalışma, Güneydoğu Asya, Yeni Normal

GİRİŞ

COVID-19 pandemisi, küresel ölçekte önemli ve kalıcı dönüşümlere sebep olmuştur. Özellikle iş dünyasında ve çalışma modellerinde bu değişimlerin etkisi oldukça belirgin oldu. Güneydoğu Asya gibi dinamik bir bölgede ise, bu değişimlerin en çarpıcı sonuçlarından biri dijital göçebelerin sayısında gözle görülür artışın olmasıydı. Teknolojinin hızla gelişmesi, küreselleşme, yeni çalışma modelleri ve trendleri, iş verenlerin maliyetleri azaltma çabaları gibi faktörler, uzaktan çalışmanın ve dijital göçebelik kültürünün yaygınlaşmasını tetikledi.

Bu makale, Güneydoğu Asya’da COVID-19 pandemisinin ardından dijital göçebelerin sayısındaki artışın nedenlerini ve bu eğilimin bölgenin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısına getirdiği değişiklikleri ele almaktadır. İlk olarak, COVID-19 sürecini el alacak daha sonra pandeminin sebep olduğu uzaktan çalışma ve dijital dönüşüm trendlerinin incelenmesiyle devam edecek, ardından Güneydoğu Asya’nın özelliklerine odaklanarak bu trendlerin bölgedeki etkilerini analiz edecektir.

Bu çalışma, bölgedeki iş modellerinin ve çalışma kültürünün dönüşümünü anlamak ve gelecekteki eğilimleri öngörmek için bir perspektif sunmaktadır. Ayrıca, dijital göçebelerin bölgedeki toplumsal ve ekonomik dinamiklere olan etkisini anlamak, politika yapıcılar ve iş liderleri için bilgi sağlayacaktır.

1. COVID-19 PANDEMİSİ

Coronavirus Hastalığı (COVID-19), ilk kez 1 Aralık 2019’da Çin’in Wuhan Eyaleti’nde ortaya çıkmış bir solunum yolu hastalığıdır. Solunum yolu şikayetleri ile kendini gösteren COVID-19, ölümle sonuçlanabilen bulaşıcı bir hastalıktır. Virüs, insanlar arasında yakın temas yoluyla yayılmaktadır ve belirtileri arasında ateş, öksürük, nefes darlığı ve baş ağrısı gibi semptomlar bulunmaktadır. Bu semptomlarının dışında bulaşıcılığı oldukça yüksek olduğundan hızla tüm Dünya’ya yayılmıştır. COVID-19 vaka sayılarının ve neden olduğu ölümlerinin sayısısın artmasıyla birlikte, Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart 2020’de pandemi ilan etmiştir.

COVID-19 pandemisi süreci devletleri çok sayıda önlem almaya itmiştir. İlk olarak sosyal mesafenin sağlanması ve korunması, ülke içi ya da dışı seyahat kısıtlamaları, sosyal ve ekonomik faaliyetlerin azaltılması veya kısmen durdurulması, karantina uygulamaları, maske takma uygulamaları, alınan ilk önlemler olarak karşımıza çıkmaktadır.

COVID-19; sağlık, eğitim ve küresel anlamda lojistik, seyahat, turizm gibi sektörleri oldukça etkilemiştir. Ekonomik olarak iş yerlerinin çalışmaya ara vermesi ya da çalışmalarını azaltmasıyla birlikte birçok iş yeri kapanma noktasına gelmiştir. (Marangoz, Özen, 2021)

2. COVID-19 PANDEMİSİ VE DİJİTAL DÖNÜŞÜMLER

COVID-19 Pandemisi sürecinde dijital dönüşümler oldukça hız kazanmıştır. Sosyal mesafenin önem kazanmasıyla yüz yüze olan sosyal ve ekonomik faaliyetler sekteye uğramıştır. Bu nedenle bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesi için dünya genelinde birçok işletme uzaktan çalışma modellerini uygulamaya başlamış ve uzaktan erişim teknolojilerinin kullanımı oldukça artmıştır. Özellikle Zoom, Microsoft Teams, Google Meet vb. video konferans uygulamaları iş hayatında oldukça aktif kullanılmaya başlanmıştır. Esnek çalışma modellerine geçilmesiyle birlikte dijital becerilere uzaktan çalışma modellerine uyum sağlayan çalışanlar işverenler tarafından tercih sebebi olmuştur. Eğitim sektöründe çevrimiçi derslerin yapılması, yine bu uygulamaların kullanımını arttırmıştır. Bu dijital teknoloji uygulamalarına olan talebin artması, yapılan güncelleştirmeler ve iyileştirmeler ile aslında dijital dönüşümün en hızlı tetikleyicisi olmuştur. Yine aynı şekilde sağlık alanında telemedicine uygulamaları çevrimiçi olarak hizmet vermeye sağlamıştır.

Tüketicilerin e-ticaret’e olan talebinin artmasıyla birlikte birçok işletme çevrimiçi satış platformlarına ve sosyal medyaya odaklanması bu sektörlerde de dijitalleşmeyi hızlandırmıştır. Temassız hizmetlerin sunulması için teknolojik çözümlere yönelinmiş ve temassız ödeme sistemleri, dokunmatik ekranlar, otomatik hizmetler daha da yaygın hale gelmiştir. Eğlence ve sosyal bağlantılar internet aracılığıyla sürdürülmüş; video oyunları, çevrimiçi konserler, çevrimiçi etkinlikler, çevrimiçi toplantılar vb. faaliyetler insanların birbirleriyle iletişimde kalmasını sağlamıştır. (Marangoz, Özen, 2021)

Bütün bu değişimlerin sonucu olarak insanlık hiç olmadığı kadar internetle bağlantılı hale gelmiştir ve dolayısıyla dijitalleşme, hiç olmadığı kadar birçok sektörde kendini hissettirmiştir.

3. DİJİTAL GÖÇEBELER VE COVID-19 SÜRECİ

Dijital göçebeler, dijital medya ve iletişimi büyük ölçüde kullanırlar. Geleneksel çalışma modellerinin zaman ve mekan gibi kısıtlamalarına bağlı değillerdir. Genellikle internet üzerinden çalışır ve işlerini çevrimiçi bir yaşam tarzıyla sürdürürler. Ayrıca, farklı kültürleri deneyimlemek ve yeni yerler keşfetmek için seyahat etmeyi tercih ederler. Genellikle esnek bir çalışma düzenine sahiplerdir ve dünya çapında bir ağ oluşturarak kendilerine bir yaşam tarzı kurarlar. (Büyükbaykal, 2023)

COVID-19 Pandemisi, geleneksel iş modellerinin dijital iş modellerine evrilmesiyle dijital göçebelerin sayısının artmasını hızlandırdı. Çok sayıda insan uzaktan çalışma modelini deneyimledi, böylelikle seyahat etme ve farklı yerlerde çalışma imkanını deneme şansını elde etmiş oldu (Nalbantoğlu, 2021). Salgının yarattığı küresel çapta yaşanan bir kriz (pandemi) ve devamında kapanma ile birlikte dijital göçebelik yaşam tarzına adapte olabiliyor olmak, dijital göçebelik yaşam tarzını eskisinden daha fazla uygulanabilir kıldı.  Bu süreçte ihtiyaç duyulan çevrimiçi hizmetlerinin geliştirilmesi teknolojik gelişmelere de hız kazandırarak dijital göçebelerin iş ve yaşam şartlarının iyileşmesinde etkili oldu. Bu da dijital göçebelik yaşam tarzını benimsemeye yönelik engelleri azalttı (Büyükbaykal, 2023).

Pandeminin seyahat kısıtlamalarının gevşetilmesiyle birlikte, insanların seyahat etme ve farklı kültürleri deneyimleme arzusu arttı. Salgın sonrası dönemde, birçok ülke ve bölge, dijital göçebelere yönelik vize ve uzun vadeli konaklama programları başlattı. Bu tür programlar, dijital göçebelerin daha uzun süreli seyahatler için kolaylıkla hareket edebilmelerini sağladı ve bu da dijital göçebelik yaşam tarzını daha cazip hale getirdi.

Son olarak, pandemi süreci insanlara yaşamın kısa olduğunu ve farklı deneyimlerin değerini anlama fırsatı verdi. Bu da birçok kişinin kariyer ve yaşam tarzı tercihlerini gözden geçirmesine ve dijital göçebelik gibi daha esnek ve özgür bir yaşam tarzını benimsemesine yol açtı.

Bütün bu artış sebeplerinin dışında, yapılan araştırmalarda, dijital göçebelerin pandemi şartlarına daha hızlı uyum sağladığı, diğer insanlarla karşılaştırıldıklarında daha az strese ve endişeye sahip oldukları görüldü. Çünkü zaten onlar bu yoksunlukları ve risk krizini seçtikleri hayat tarzının herhangi bir döneminde deneyimlemişlerdi (Ehn, Jorge, Pita, 2022).

4. GÜNEYDOĞU ASYA VE DİJİTAL GÖÇEBELİK

Güneydoğu Asya, Asya kıtasında Hindistan’ın doğusunda ve Çin’in güneyinde yer alan bir bölgedir. Bu bölge içerisinde bulunan ülkeler: Brunei, Endonezya, Kamboçya, Laos, Malezya, Myanmar, Doğu Timor, Filipinler, Singapur, Tayland ve Vietnam’dır. Covid-19 Pandemisi sonrasında özellikle Endonezya, Tayland, Malezya ve Vietnam; bu bölgede dijital göçebelerin en çok tercih ettiği ülkeler arasındadır.

Pandemi ile birlikte Güneydoğu Asya’da dijital göçebelerin sayısının artmasına etki eden birçok faktör bulunmaktadır. Bunlardan ilki, Güneydoğu Asya’da son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmeler sayesinde internete ulaşım kolaylaşmış; hızlı, karşılanabilir ve güvenilir internet ile uzaktan çalışma, bu internet altyapısının sağlanmasıyla birlikte mümkün olmuştur. Küreselleşmenin de etkisiyle Güneydoğu Asya’da bulunan bir dijital göçebe artık uluslararası müşterilere hizmet verebiliyor hale gelmiştir.

Bir diğer ve en önemli nedenlerden biri Güneydoğu Asya’da yaşam maliyetlerinin çok düşük olmasıdır. Bu da zaten sadece internet bağlantısına ihtiyacı olan dijital göçebeler için oldukça büyük bir avantajdır. Kazandıkları para cinsinin bulundukları Güneydoğu Asya ülkesindeki para cinsine karşı kur farkı, dijital göçebeler için büyük bir gelir avantajıdır.

Bir başka etken ise iklimdir. Tropikal veya subtropikal iklime sahip olan bu bölge, yılın her döneminde yüksek sıcaklıklar ile soğuk iklimden uzaklaşmak ve daha uzun süre kalınabilecek bir ülke arayan dijital göçebeler için iyi bir seçimdir.

Her zaman gezmeyi, keşfetmeyi ve deneyimlemeyi arzulayan dijital göçebeler için Güneydoğu Asya’daki doğal güzellikler oldukça çekici bir faktördür. Büyüleyici sahilleri, ormanları, bitki türleri, hayvanları ve diğer birçok doğal güzellikleri dijital göçebeler için keşfedilmeyi bekleyen duraklardır.

Güneydoğu Asya’da dijital göçebelerin ilgisini çekecek birçok aktivite de bulunmaktadır. Bunlar sörf, doğa yürüyüşü, yoga, farklı mutfakları deneyimlemek gibi çeşitli aktivitelerdir.

Aynı zamanda Güneydoğu Asya’nın ruhani yanının zengin olmasıyla manevi ihtiyaçlarının karşılanması, felsefi yaşam fikirleri ve uygulamaları dijital göçebeler için önemli bir deneyim olarak karşımıza çıkar.   

Diğer bir çekici faktör ülkelerin vize politikaları ve teşvikleridir. Özellikle Covid-19 Pandemisi ve sonraki süreçte, ülkeye giren dövizin artması hükümetlerin de dikkatini çekmeye başladı. Dijital göçebelerin uzun süre konaklamaları yerel ekonominin canlanmasını sağladı. Bu gibi faktörler devletlerin bazı süreçleri kolaylaştırmak için yasalaştırma süreçlerini hızlandırdı ve dijital göçebeler için daha çekici bir ortam yaratmak adına adımlar atıldı.

Vize kolaylıkları ve muafiyetleri, vergi muafiyetleri, girişimci destekleri ve hızlandırılmış prosedürler, uzun süre oturumlar ve daha birçok teşvik uygulamaya konuldu veya yaygınlaştırıldı. Mesela yakın zamanda Malezya dijital göçebe vizesini başlattı ve başarılı oldu. Bu dijital vize resmi olarak DE Rantau olarak anılmaktadır. İlk olarak Ocak 2022’de yürürlüğe girmiştir ve yabancıların Malezya’da 3 ila 12 ay arasında vize almasına, uzaktan veya freelancer çalışmasına olanak sağlayan vize türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir diğer örnek Endonezya’da ise B211a vizesi, dijital göçebelerin ziyaretçi vizesiyle uzaktan çalışmasına imkân verir.

5. DİJİTAL GÖÇEBELİĞİN GÜNEYDOĞU ASYA’NIN EKONOMİK SOSYAL VE KÜLTÜREL YAPISINA ETKİLERİ

Ekonomik etkileri, çalıştıkları ülkeye döviz girdisi sağlamalarıyla başlar. Birçok ülkede birçok farklı iş deneyimi elde ederler ve buradaki teknikleri bir başka ülkede çalışırken kullanırlar. Bu, ülkelerdeki çalışma yönetimini geliştirir, fikir alışverişi ve inovasyonu sağlar. Aynı zamanda yerel hizmetleri satın alarak yerel ekonomiyi de canlandırırlar. Bunun dışında yabancılara olan bağımlılığın artması konusu da ele alınmaktadır. Örnek olarak Bali’de dijital göçebelerin sağladığı fırsatların sektörü geliştirip yerlilere yeni iş kurmaları konusunda teşvik edeceği ileri sürülmekte ise de yabancılara olan bu bağımlılığın uzun vadede zararlı sonuçlara neden olacağı da aynı zamanda tartışılmaktadır.

Geleneksel yaşam tarzlarının yaygın olduğu Güneydoğu Asya’da, dijital göçebeler toplumsal değişikliklerin tetikleyicisi olabilirler. Özellikle genç nesilde dijital teknolojilere dayanan yeni yaşam tarzlarının benimsenmesi ile toplumsal değerlerde ve normlarda değişim görülebilmektedir.

Kültürel etkileşimde oldukça deneyimli olan dijital göçebeler bölgedeki kültürel alışverişi ve dolayısıyla kültürel çeşitliliği arttırabilirler. Yerel toplulukların küreselleşme sürecine daha hızlı ve etkili bir şekilde entegre olmalarını sağlayabilirler. Eğitim ve öğrenim yönünden çalıştıkları çevreyi etkileyebilir ve farklı kültürel perspektiflerle materyaller paylaşırlar. Bunlar da bölgede kültürel etkileşimi arttırarak yeni düzenlemeler yapılmasını teşvik edebilir.

SONUÇ

COVID-19 Pandemisi, birçok alanda değişimleri tetikledi. Karantina uygulaması, seyahat kısıtlamaları gibi hastalığın yayılmasını engellemek adına alınan tedbirler, dijitalleşmenin hızlanması için en büyük tetikleyicilerden biri oldu. Bu süreçte eğitim, sağlık, eğlence vb. çeşitli sektörlerdeki iş kollarında dijitalleşme hızlandı. Özellikle Zoom, Microsoft Teams, Google Meet vb. video konferans uygulamaları iş hayatında oldukça aktif kullanılmaya başlandı. Yüz yüze ve ofis ortamındaki geleneksel çalışma yönetiminden farklı olarak uzaktan çalışma, hibrit gibi çalışma modelleri deneyimlendi ve Pandemi sonrasında da kullanılmaya devam edildi. Teknolojik gelişmeler ve çevrimiçi hizmetlerinin kalitesinin artmasıyla birlikte bu durum, dijital göçebelerin sayısının artmasında oldukça etkili oldu. Hem seyahat etmeyi hem de uzaktan çalışmayı önceliklendiren dijital göçebelerin en çok tercih ettiği bölgelerden biri Güneydoğu Asya olmaya başladı. İklim, hızlı, güvenli ve karşılanabilir internet, yaşam maliyetlerinin düşük olması, doğal güzellikler, kültürel zenginlik, vize politikaları ve vergi muafiyetleri gibi diğer teşvikler bu bölgeyi dijital göçebeler için çekici kıldı. Dijital göçebelerin bu bölgedeki sayılarının artması, bölgenin kültürel ekonomik sosyal yapısında da değişikliklere yol açtı. Dijital göçebelerin ülkelere döviz girişini sağlaması ve yerel pazarı canlandırması devletlerin ilgisini çekti ve vize düzenlemeleri vergi muafiyetleri gibi düzenlemelerin önünü açtı. Sosyal ve kültürel olarak dijital göçebeler Güneydoğu Asya kültürünün tanıtılması konusunda oldukça etkili oldular. Kültürel etkileşim sayesinde kültürel zenginliği de arttırdılar. Bütün bu verilerin ışığında, dijital göçebelerin Güneydoğu Asya bölgesini ekonomik ve gelişmişlik düzeyi bakımından etkileyecekleri, devletler tarafından yapılan teşviklerle gelecekte de dijital göçebeler için hala önemli bir konumda olacağını söylemek mümkündür.

KAYNAKÇA

 “Marangoz, M., & Özen, E. K. (2021). ‘COVID-19 Pandemi Sürecinin Farklı Alanlarda Dijitalleşmeye Etkileri: Kavramsal Bir Değerlendirme.’ Hitit Ekonomi ve Politika Dergisi, 1(1).”

Sezen, H. K. ve Eren Şenaras, A. (2022). ‘Dijitizasyon, Dijitalizasyon, Dijital Dönüşüm Kavramlarina İlişkin Bir Değerlendirme.’, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 51, Denizli, ss. 49-59.

Nalbantoğlu C. B. (2021). ‘Covid 19 Sürecinin Dijital Dönüşüme Etkileri.’ Balkan ve Yakın Doğu Sosyal Bilimler Dergisi.

Yılmaz N., (2023). ‘Covid-19 Pandemisinin Dijital Yönü ve Kalkınmaya Etkileri.’ Yüksek Lisans Tezi.

İli, B., & Büyükbaykal, G. N. (2023). ‘Yeni Medya Çağında Dijital Göçebelik: 21. Yüzyılın Gezginleri Üzerine Bir İnceleme.’ Akdeniz İletişim, (41), 70-93.

Karine Ehn, Ana Jorge, Manuel Marques-Pita. (2022). ‘Digital Nomads and the Covid-19 Pandemi  c: Narratives About Relocation in a Time of Lockdowns and Reduced Mobility.’ https://nomadcapitalist.com/entrepreneurs/reasons-living-in-southeast-asia/#title_3

Dijital Göçebelik Dijital Göçebelik Dijital Göçebelik 

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Türkiye’nin Afrika Açılımı: Uganda ile Yapı Merkezi Arasında İmzalanan Demiryolu Anlaşmasının Stratejik Boyutları

Uganda’nın Türk inşaat firması Yapı Merkezi ile 272 kilometrelik...

Batı’nın Sıkıntılı Kökenleri: Din Adamları ve Avrupa’nın Yahudi ve Müslümanlarının Ortadan Kaldırılması

Bu yazı Şener Aktürk imzasıyla ilk olarak BROADSTREET tarafından...

Sırbistan’ın İsrail’e Silah Satışı 2024 yılında 23 Milyon Euroyu Aştı

Bu yazı ilk olarak Sasa Dragojlo ve Avi Scharf...

Avrupanın Enerji Güvenliğinin Sağlanmasında Türkiye’nin Katkısı

Avrupanın Enerji Güvenliği Bugün her kesim tarafından kabul edilen bir...