İnşacılık (Constructivism)

İnşacı yaklaşım ya da inşacılık, genel anlamda; sosyoloji ve psikolojide belli toplumsal bağlamlar altında toplumsal fenomenlerin nasıl oluştuğuyla ilgilenen bir bilgi teorisidir. Bu yaklaşımı kabul edenler, bireylerin kendilerinden önce mevcut bir dünyaya uymaktan başka, bu dünyanın oluşumuna sürekli ve aktif bir biçimde katkıda bulunduklarını savunurlar.

İnşacı yaklaşım, bir uluslararası ilişkiler yaklaşımı olamamakla birlikte, uluslararası ilişkiler disiplini içerisinde 1980 sonrasında geliştirilmiş ve pozitivizm ile post-pozitivizmin arasında üçüncü bir yol olarak adlandırılmıştır. Bunun nedeni ise, benimsemiş olduğu ontolojik ve epistemolojik kaynaklardır. Ontolojik (varlık felsefesi) ve epistemolojik (bilgi felsefesi) boyutuyla açıklarsak; inşacı yaklaşım, diğer hakim ve genel teorilerin insan doğası üzerine geliştirdikleri ontolojik temelin, devlet ve diğer aktörleri rasyonel temelde hareket eden birer aktör olarak görmelerinin ve ampirik, katı pozitivist epistemolojinin tersine, genelde sosyal gerçekliğin ve bilginin inşa edildiğini ifade eden görüştür.

İnşacı yaklaşım, uluslararası siyasetin sosyal olarak oluşturulduğunu düşünmektedir. Bununla birlikte, inşacılar maddi dünyanın insan faaliyetlerini şekillendirdiği varsayımını da tamamen reddetmektedirler. Ontolojik olarak, insan doğası ve faaliyetlerine ilişkin rasyonalist kavramsallaştırmaya da itiraz etmektedirler. Bu bağlamda, bir yandan aktörlerin kimliklerinin sosyal bir biçimde inşa edildiği iddia edilirken diğer yandan çıkarların ve faaliyetlerin oluşumunda kimliğin oynadığı rol vurgulanmaktadır. Normatif olarak ise değerlerden arındırılmış bir bilginin olabilirliğini sorgulayan bu teorilerin, böylesi bir bilginin varlığını reddettiği görülür.

İnşacı yaklaşımın oluştuğu ve giderek şekillendiği yıllar olan 1980’lerde, hakim olan ve tartışılan teoriler neorealizm ve neoliberalizm idi. 1960 ile başlayan bilimsellik tartışmaları bu teorilerin kendileri reforme etme çabalarını doğurmuş ve ardından daha katı rasyonalist ve pozitivist epistemoloji benimsemeleri ile sonuçlanmıştır. Bu durum, önde gelen uluslararası ilişkiler teorilerinin, uluslararası ilişkiler alanının tarihsel ve sosyal boyutunu göz ardı etmeleri sonucunu doğurmuştur.

Bu bağlamda da, hem kabul etmiş oldukları uluslararası sistemdeki anarşinin sosyo-ekonomik boyutunu hem de bu sistemdeki aktörlerin kimlik ve çıkarlarını sorgulamayı ihmal etmişlerdir. Diğer yandan  bütün bunlarla da bağlantılı olarak, neorealizm ve neoliberalizm Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından oluşan yeni sistemde ve ortaya çıkan yeni aktörler karşısında açıklama esnekliklerinin kısıtlanması sonucu olarak kimlik ve kültür gibi bilişsel, düşünsel ve toplumsal unsurlara vurgu yapan İnşacı yaklaşım kendisine meşru bir ortam bulmuştur.

Genel itibariyle inşacı yaklaşımın ön kabullerine değinecek olursak, aslında bu yaklaşım tıpkı toplumsal ilişkilerimizdeki gibi uluslararası ilişkilerin de sosyal bir süreç ve durum olduğunu belirtir. Bu sosyal süreç ve durumun, yine tıpkı toplumsal ilişkilerimizi şekillendiren kurallar, kurumlar ve bireyler tarafından uluslararası ilişkilerde de yerelden küresele, küreselden de yerele şeklinde vuku bulan çift yönlü bir süreçte şekillendirildiğini veya inşa edildiğini belirtirler. Diğer yandan, sosyal/toplumsal ilişkilerimizin aracı konumunda olan kural, kurum ve bireylerin (kimlik, kültür vb.) inşa sürecinin de aynı şekilde vuku bulan çift yönlü etkileşimler belirlemektedir. Diğer yandan, uluslararası ilişkilerde İnşacı yaklaşımın önde gelen isimlerinden olan biri olan ve ‘’World of Our Making (1989) eserinde uluslararası ilişkilerde inşacı yaklaşımı teorileştirme çabasına giren N. Onufun bu yaklaşımda dört temel ön kabulü buluınmaktadır:

i) Toplum ve birey birbirini sürekli biçimde oluşturur. İkisi arasındaki ortak oluşturma süreci, toplumsal ilişkilerin sabit görünümünü ve değişimini birlikte belirler. ii) Dil ve onun türevleri (kurallar, kurumlar, politikalar vs.), toplumsal inşada araçtır. İnsan dil yoluyla aktör olur. Zira isteklerini dille ifade eder, onları dille amaca dönüştürür ve amaçları doğrultusundaki hareketlerini dille destekler. Sosyal inşa her zaman kural koyucudur. iii) Üçüncüsü, kurallar maddi varlıkları kaynağa dönüştürür. Böylece, denetim fırsatının yaratılmasında ve faydanın dağıtımında asimetrik yapı kendiliğinden ortaya çıkar. Çünkü kural, içeriğinde hiç bir şekilde tarafsız değildir ve bu nedenle kuralı kullanan başkalarını kontrol etme kabiliyeti elde eder.  Onuf’un da belirttiği üzere, toplumun ve bireyin kendisini çift yönlü olarak sürekli biçimde oluşturduğu savı, aynı şekilde uluslararası ilişkiler için de geçerlidir. Sosyal ilişkiler bağı içerisinde oluşturulan kurallar, kurumlar sonucunda bazı yapılanmalar inşa edilerek uluslararası ilişkilerin önde gelen aktörlerinden biri olan devleti oluştururlar. Sosyal bir ilişki ve etkileşim sonucu oluşmuş olan devletler de kendi oluşum süreçleri gibi uluslararası toplum ve sistemi oluştururlar. Ancak bu oluşum tıpkı devlet ve inşa sürecinde olduğu gibi çift yönlü bir etkileşimdir.

İnşacı yaklaşım N. Onuf’un yaklaşımlarının yanında şu etkenlere de sahiptir: Uluslararası İlişkiler söyleminde ve gerçekliğinin şekillenmesinde fikirler ve kültür önemlidir. Çıkarlar subjektiftir ve değişen kimlikler ile ilişkilidir. Sosyal inşacı entelektüeller arasında bazı farklar olmakla beraber genel olarak kimlik, normlar, kültür, ulusal çıkarlar ve uluslararası yönetim üzerine odaklanmışlardır. Bu yaklaşım eleştirel kuramlardaki gibi sosyal gerçekliğin insanlar tarafından yapılandırıldığını ve değişebileceğini belirtir. Gerçekliğin sosyal inşası diyebileceğimiz bu yaklaşımda, insanların sosyal ortamdan ve onun getirdiği değerler sisteminden bağımsız olarak var olmadığı söylenmektedir.

Gamze KaÇAR

TUİÇ Staj Programı

Kaynakça

1) http://usak.org.tr/images_upload/files/35_%20UHP-%20G%C3%B6kt%C3%BCrk%20T%C3%9CYS%C3%9CZO%C4%9ELU.pdf

2) http://www.usak.org.tr/dosyalar/dergi/0faR2Hrj9jX5lpILrT7cuVMevJ2KrO.pdf

3)http://www.orsam.org.tr/tr/trUploads/Yazilar/Dosyalar/201227_putin%20rusyas%C4%B1n%C4%B1n%20in%C5%9Fac%C4%B1%20perspektiften%20analizi.pdf

4) http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0n%C5%9Fac%C4%B1l%C4%B1k

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Türkiye’nin Afrika Açılımı: Uganda ile Yapı Merkezi Arasında İmzalanan Demiryolu Anlaşmasının Stratejik Boyutları

Uganda’nın Türk inşaat firması Yapı Merkezi ile 272 kilometrelik...

Batı’nın Sıkıntılı Kökenleri: Din Adamları ve Avrupa’nın Yahudi ve Müslümanlarının Ortadan Kaldırılması

Bu yazı Şener Aktürk imzasıyla ilk olarak BROADSTREET tarafından...

Sırbistan’ın İsrail’e Silah Satışı 2024 yılında 23 Milyon Euroyu Aştı

Bu yazı ilk olarak Sasa Dragojlo ve Avi Scharf...

Avrupanın Enerji Güvenliğinin Sağlanmasında Türkiye’nin Katkısı

Avrupanın Enerji Güvenliği Bugün her kesim tarafından kabul edilen bir...