İran AB İlişkilerinin Güney Kafkasya’ya Etkisi

Avrupa Birliği, tarihinde ilk kez İran’a karşı en keskin yasakların uygulamasına başlayacak. Öyle ki Avrupa Birliği ülkelerinin Dışişleri bakanlarının 26 Temmuz tarihli toplantısında İran’a karşı yaptırımların uygulanacağı paket kabul edildi. Bu paket daha ağır yaptırımlar içeriyor. Özellikle İran’ın enerji ve petrol-gaz sektörüne karşı yaptırımlar. Avrupa Birliği ülkelerinin İran’ın enerji sektörüne yatırım yapması, bu ülkeye teknoloji iletmesi ve teknik yardım göstermesi yasaklanmaktadır. Aynı zamanda, AB Merkez Bankası’nın verdiği bilgiye göre İran bankaları ile sadece fiziksel kişilerin 45 bin Euro civarında para transferine izin verecek. Avrupalı bir diplomat ‘AB’nin şimdiye kadar İran’a veya herhangi diğer ülkeye karşı bu kadar sert yaptırım uygulamadığını’ söyledi.

 Avrupa Birliği’nin dış meseleler ve güvenlik politikası başkanı Ketrin Eshton ise ait olduğu kurumun İran dış ticaretini, bankacılık ve enerji alanlarını hedefe alan yeni yaptırımlar uyguladığını söyledi: “Nükleer programlarının bizde ciddi endişe meydana getirdiğine dair İran’a güçlü bir mesaj gönderdik. Bu endişeler yüzünden dışişleri bakanları İran’a karşı kısıtlayıcı önlemler kabul etti. Bu paket çok güçlü ve kapsamlı. Enerji dahil bütün önemli alanlar bu pakete dahildir“.*

Bu yaptırımlar kabul edildikten hemen sonra İran hükümetinden açıklama geldi. İran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) nezdindeki daimi temsilcisi Büyükelçi Ali Asker Sultaniye, Amano ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada “ülkesinin ABD, Rusya ve Fransa’dan oluşan Viyana Grubuyla zenginleştirilmiş uranyum takasına ilişkin görüşmelere başlamaya hazır olduğunu” söyledi. Sultaniye görüşmelerin tarihine ilişkin bir soruya “Biz hazırız, hemen bugün de görüşebiliriz” yanıtını verdi.**

İran’ın zaman kazanmak amacıyla görüşmelere başlamak istememesi bütün dünya güçleri tarafından anlaşılmaktadır. Ama bu görüşmelerin belirsiz sonuçlanmasına fırsat tanımamalı, somut sonuçların elde edilmesi sağlanmalıdır. Diğer taraftan, bu paket İran için çok ciddi ekonomik sorunlar yaratacağından Tahran’ın müzakerelerde manevra fırsatlarının daraldığı da apaçıktır.

Batı ülkelerinin İran’a karşı bu yaptırımlarının İran’la Güney Kafkasya ülkeleri arasındaki ilişkiler üzerinde bir etkisi olabilir. İran’ın Güney Kafkasya’da kendi dış politika enstrümanlarını güçlendireceği anlaşılmaktadır. Bu baskı enstrümanlarının nelerden olunduğunu netleştirmek için Ermenistan-İran, Türkiye-İran ve Gürcistan-İran münasebetlerinin yeniden incelenmesi gerekiyor.

Ermenistan’ın Enerji Bakanı Armen Movsisyan 13 Temmuz günü yaptığı açıklamada Araz Nehri üzerinde üçüncü hidroelektrik santrali, İran petrol ürünlerinin Ermenistan’a iletilmesi için bir boru hattı ve bir yüksek gerilim hattının bu yıl yapımına başlanacağını duyurmuştu.

350 milyar dolar civarındaki hidroelektrik santral 140 Megawatt gücünde olacak ve inşaatı ABD şirketleri tarafından gerçekleştirilecek. Ermenistan santralin değerinin yarısını İran’a zaman içinde satacağı elektrik ile ödeyecek. 180 milyon Dolara başa gelecek petrol boru hattı ise ortak finanse edilecek. Bu hat sayesinde Ermenistan petrol ürünlerini dünya fiyatlarına uygun satın alabilecek. Planlanan yüksek gerilim hattının inşaatına ise yaklaşık bir ay içinde başlanacak ve 18 ay süresince bitirilecek. Bu hat iki ülkenin elektrik taşıma ağlarını birleştirecek. Yani “enterkonekt” kurulacak.

Ayrıca iki ülke arasında olan demir yolu projesi de çok önemli bölgesel özelliğe sahiptir. Planlamaya göre demir yolunun toplam 470 kilometresinin 410 kilometresi Ermenistan topraklarının tamamını kapsayacak. Geriye kalan 60 kilometre de İran’da yapılacak ve İran bunu kendi mali kaynaklarıyla gerçekleştirecek. Üç aşamalı olarak düşünülen demiryolu projesi 3-4 yıl içinde gerçekleştireceği tahmin edilmektedir. Bu nedenle demiryolunun 5 yıl içinde tamamlanması bekleniyor. Demir yolu projesinin 2 milyar dolara başa geleceği hesaplanıyor.

Aynı zamanda 2017 yılında İran’dan Ermenistan’a uzanacak ulaşım taşınma yolunun Batum’a kadar çekilmesi öngörülüyor. Böylece bu proje ile İran Basra Körfezi ile Karadeniz’in Gürcistan limanları birleştirilecek.

Tahran ve Erivan arasındaki iş birliğinin genişletilmesi için Ermenistan’ın savunma bakanı Seyran Ohanyan Tahrana 19 Temmuz tarihinde resmi ziyarette bulundu. İran dışişleri bakanı Muttaki ile buluşan Ohanyan iki ülke arasında savunma ve ekonomi alanlarında ilişkileri pekiştirmeye ilişkin konuları değerlendirdi. *** Dikkate almak gerekir ki 10 Haziran 2010 yılında İran’a yaptırımlarla bağlı kabul edilen BM Güvenlik Konseyi’nin kararında nükleer enerjisinin elde edilmesine hizmet eden iş birliğinin durdurulmasına çağrı yapılmıştı. Fakat bu karardan sonra Ermenistan’ın hala İran ile iş birliğini sürdürmesi gerçekten anlaşılamamaktadır. Bundan sonra AB’nin İran’la iş birliğini durdur çağrısı Ermenistan’ın durumunu daha da ağırlaştırdı. Ermenistan’ın Yakın ve Orta Doğu’da stratejik ortak olarak düşündüğü İran’ın uluslararası kamuoyundaki durumu Ermenistan’ı çıkılmaz duruma sürüklemekle birlikte planlanan ikili projelerin gerçekleştirilmesi soru işaretidir. Özellikle Ermenistan ekonomik durumunu bir nebze iyileştirmek için bu projeler çok önemlidir.

Erivan’ın yapıcı olmayan dış politikası daha çok Tahran’ın bölgede öneminin artırılmasına sebep oluyor.  Ermenistan’ın sayesinde İran’ın bölgede söz sahibi olması batı çevrelerinde hoş görülmemektedir. Bugün Ermenistan’ın AB’nin Orta Doğu Ortaklık Projesinin, NATO “Barış için Ortaklık” Programının katılımcısı, Avrupa Konseyi ve BM’nin üyesi olmasına rağmen Tahran’la ilişkilerini bu şekilde sürdürmesi uluslararası imajını zedelemektedir. Öte yandan Ermenistan’ın dış siyasetinde böyle sorunların meydana gelmesi bölgede istikrarı tehdit altına alıyor.

Azerbaycan’ın İran-Ermenistan ilişkilerine cevaben alternatif politika yürütmesi bölgede Tahran-Bakü ilişkilerinin soğuması ile sonuçlandı. Benzeri olarak Bakü-Tahran ilişkilerine dikkat edersek 13.11.2009 yılında İran tek taraflı vize rejimini iptal girişiminde bulunsa da Azerbaycan tarafı bu adımı atmadı. Azerbaycan’ın bölgede İran etkisini daha da zayıflatmaya yönelen siyaset yürütmesi apaçık ortada. Ayrıca Bakü yönetiminin Nahçıvan’ın İran gazına bağlılığını azaltması için Türkiye ile 7 Haziran tarihinde imzalandığı gaz antlaşmasının bentlerine İğdır-Nahçıvan gaz boru hattı da dahil edildi. Böylece 17 Temmuz tarihinde Türkiye enerji Bakanı Taner Yıldız Nahçivani (NMR) ziyaret ederek ikili gaz boru hattı ile ilgili belgeleri imzaladı. Bu belgenin ilginç tarafı şu ki, taraflar birbirlerine karşılıklı imtiyaz veriyorlardı: Türkiye NMR-e iletilecek gaz için Azerbaycan tarafından transit ücreti almayacak, Azerbaycan tarafı ise oluşturulacak yeni altyapının Iğdır-Nahçıvan gaz boru hattının inşaat ücretlerini tamamen kendi karşılayacaktır. Bu boru hattı inşası 2011 yılı sonu ila 2012 yılı başında başlayacaktır. Bu adımları ile Azerbaycan, İran etkisini bölgede zayıflatmaya çalışmaktadır .****

Gürcistan-İran arasındaki ilişkilere gelinecek olursa iki ülke arasındaki ilişkiler neredeyse yok denecek kadar azdır. İran Dışişleri Bakanı M. Muttaki’nin bu yılın mayıs ayında Gürcistan ziyareti sırasında belirli anlaşmalara ilişkin değerlendirmeler yapılmıştı. Mayıs ayının 24’ünde İran Dışişleri Bakanlığı basın haberlerine göre iki ülke arasında vize rejiminin iptal edilmesi üzerinde siyasi mutabakat sağlanmıştır. Bir gün sonra yani mayıs ayının 25’inde Gürcistan basınında M. Saakaşvili’nin M. Ahmet Necati Tiflise ziyerete davet etmesi haberi ortaya çıkmıştır. Fakat 10 gün sonra M. Saakaşvili bu haberi yalanladı ve “böyle bir davetin 4-5 yıl önce olduğunu” söyledi. “4-5 yıl önceki İran şimdiki İran’dan farklıydı, şimdiki durumda hiçbir davet yapılmamıştır. “. M. Saakaşvili Tahran’ın nükleer enerji elde etmesine de fikir beyan etmiştir. Bu sorunun çözülmesinde Gürcistan, İran-Türkiye-Brezilya üçlüsü arasında olan nükleer enerji alımı müzakerelerinin sonucuna göre destekleyeceklerini açıklamıştır. *****

İran’ın nükleer enerji elde etmesine karşı 27 Temmuz tarihinde AB tarafından kabul edilen yaptırımların ne kadar etkili olacağı büyük bir soru işaretidir. Şimdiden İran yetkililerinin verdiği ifadelerden anlaşılıyor ki bu yaptırımlar çözüme getirmeyecektir. Türkiye-İran-Brezilya arasındaki anlaşma üzerinde müzakerelerin sürdürülmesi bugün daha çok amaca uygun görünüyor. Elde edilecek sonuç bölgede gerginliği azaltacak. Bu anlaşma dünya kamuoyu tarafından tanınmasıyla Yakın, Orta ve Güney Kafkasya bölgesinde Türkiye ile İran arasında tarih boyu süren anlaşmazlıkların sona erebileceğini söyleyebiliriz. Yeni Türkiye-İran ilişkileri bölgede barışı da sağlayacaktır.

Orxan Qafarli

www.kafkassam.com – Bakü Koordinatörü

Kaynakça

______________________________________________________________________

•     *http://www.anspress.com/index.php?a=2&lng=az&nid=54166
•    ** http://www.milliyet.com.tr/iran-dan-dunyayi-sasirtan-aciklama/dunya/sondakika/27.07.2010/1268766/default.htm
•    *** http://news.am/tur/news/25380.html
•    **** http://www.azadliq.org/content/article/2104704.html
•    ***** http://www.gunaz.tv/aze/37/newsCat/1/newsID/36852-Iran-Gurcustan-yaxinlasmasi-ve-Amerika.html/newsPage_1/

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Gençlere Avrupa Turu: DiscoverEU ile Kültürel Keşifler

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından başlatılan DiscoverEU programı, gençlere...

Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü BM Genel Kurulu’nda Tartışılacak

📣 Eylem Çağrısı: 11 Temmuz'u Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü...

Yükseköğretime Erişim İzleme Anketi

Bu anket, 6 Şubat Depremi sonrasında Hatay'da yükseköğretime erişimde...

Küresel Güney Sorunu: Batı’nın Yanıldığı Noktalar

Bu yazı Uluslararası Kriz Grubu CEO'su Comfort Ero tarafından...