Kürt Kökenli Vatandaşlarımızın Talepleri

Kamuoyu çoktandır devletin üst kademesinden bir açıklama bekliyordu. Gerek başbakanın gerek cumhurbaşkanının ve gerekse Milli Güvenlik Kurulu’nun yapmış olduğu açıklamalar çok önemlidir. Yapılan açıklamalar tamamen çağdaş bir anlayış olarak ırkçılığı geri plana iten, işbirliğini ve kardeşliği ön plana çıkartan açıklamalardır.

Demokratik özerklik ve iki dil talebi bir provokasyondur. Provokasyon sadece fiziki bir eylemle olmaz. Toplumları, hassasiyetlerini istismar ederek de provoke edebilirsiniz. İleri sürülen bu talepler demokratik açılımı provoke etmek için yapılan bir girişimdir. İki amacı vardır; birincisi toplumun hassasiyetlerini istismar ile provoke etmek ve demokratik açılımı engellemek, ikincisi ise kabul edilemez ve uygulanamayacak talepler ileri sürerek, iktidarı yani AK Parti’yi zor durumda bırakmak ve seçimlerin yaklaştığı bir dönemde kendi lehine siyasi rant elde etmektir.

Bu gibi talepler Kürt vatandaşlarımızın büyük çoğunluğunun talepleri değildir. Özerklik sadece % 10’un altında marjinal bir grubun talebidir. Halkın % 75 gibi büyük çoğunluğunun talepleri ise bölgeye ekonomik yatırımların yapılması, işsizliğe karşı gerekli önlemlerin alınması, eğitim imkânlarının bölgede geliştirilmesidir. % 40’ı kültürel haklar konusunda özgürlüklerin artırılmasına vurgu yapmaktadır. Dolayısıyla marjinal grupların taleplerini dikkate almak doğru değildir.

Diğer bir konu; bu talepler nereden gelmektedir? Halkın talepleri olmadığına göre, Demokratik Toplum Kongresi ve BDP’nin talepleri Kürt kardeşlerimizin önceliklerini ve özlemlerini içermiyor. Sadece belli bir Kürt aristokratın siyasi hırslarını tatmin etmek için ortaya koyduğu taleplerdir. Bu talepler yapılan çalıştayda da Kürt temsilcilerin çoğunluğu tarafından kabul edilmemiştir. Ayrıca DTK üyelerinin önemli bir kısmı tarafından da kabul edilmemiştir.

Velev ki kabul edilse dahi bu kişiler halkın seçilmiş temsilcileri değillerdir. Halkın seçilmiş temsilcileri TBMM’dedir ve bölge halkı tarafından milletvekili olarak meclise gönderilmişlerdir. TBMM’de 110’un üzerinde Kürt milletvekili bulunmaktadır. Bu Kürt milletvekillerinin BDP’ye mensup % 16-17’si aşırı taleplerde bulunmaktadır. Kürt halkını temsil eden milletvekillerinin büyük çoğunluğu Türkiye’nin birlik ve beraberliğinden, barış ve huzurundan yanadır. Demokrasi çerçevesinde bölgenin talebi olan kendi kültürel kimliklerini, kendi dillerini rahatça konuşabilen, ekonomik imkânları gelişmiş bir bölge olması için yapılan çalışmalardan hem BDP hem de halk üzerinde baskı uygulayan terör örgütü rahatsız olmaktadır. Dolayısıyla bunu engellemek için ellerinden gelen her şeyi yapmaktadırlar.

Terör örgütü ne yapıyor? Okulları ve hastaneleri yakıyor, araçlara zarar veriyor, bölgede faaliyet gösteren şantiyeleri basıyor. Bununla beraber yapılan açılımları da ortadan kaldırmak için var olan iradeye verilen halk desteğini ortadan kaldırmaya çalışıyor ve halkın önemli bir kısmının hassasiyetlerini istismar ederek, toplumun demokratik açılıma ve bölgeye yapılan yatırımlara tepki duymasını istiyor. Dolayısıyla bunlar Kürt halkının ihtiyaçlarını giderme amaçlı taleplerden çok onları istismar etmeye yönelik taleplerdir. Bölgede demokrasinin gelişmesinin veya ekonominin daha yerleşik bir duruma gelmesinin önündeki en büyük engel PKK terör örgütüdür.

Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin yapmış olduğu 10.000 kişilik ankette Kürt kökenli vatandaşlarımızın % 86’sı Türk Bayrağı’nı, %85’i İstiklal Marşı’nı benimsemektedir. % 77’si Türk tarihinin Anadolu’da yaşayan bütün etnik kimliklerin ortak tarihi olduğunu vurgulamakta ve Türk tarihi bizim de tarihimiz demektedir. % 84’lük kesim sadece doğu ve güneydoğu değil, Türkiye’nin her yeri benim vatanımdır vurgusu yapmaktadır. Yine % 83’ü Türklerle Kürtlerin ortak bir geleceği olduğuna inanmaktadır. % 86’sı Türkçe konuşmanın kendileri için bir sorun teşkil etmediğini beyan etmektedir. % 80’i Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duymaktadır. Dolayısıyla özerklik talebine, ayrıştırıcı politikalara tepki gösteriyor. Önerilere sahip çıkanlar gerilemek zorunda kalıyor.

Küreselleşen dünyada, birlikte hareket etmenin ön plana çıktığı, birlikte hareket ederek güç ve refah sağlamanın, daha iyi yaşam koşullarına ulaşmanın gereğinin ortaya çıktığı bir dönemde ayrışmaya yönelik bu gibi talepler ne Türkiye’nin lehinedir ne de Kürt vatandaşlarımızın lehinedir. Kürt kökenli vatandaşlarımız bunu net olarak görmekte ve provokasyon niteliği taşıyan ayrışmaya yönelik taleplere tepki göstermektedir. 

Sonuç olarak bunlar Kürt halkının taleplerini değil, marjinal grupların sadece kendi siyasi amaçlarını ortaya koymak için ileri sürdüğü taleplerdir. Bunların çok fazla ciddiye alınması doğru değildir. Bu nedenle demokratik açılıma ve bölgedeki ekonomik yatırımlara devam edilmesi gerekmektedir. Bu yatırımların orta ve uzun vadede terörün ve terörden beslenen bazı siyasi grupların hareket ettiği zemini ortadan kaldıracağı açıktır. Sabırla ve kararlılıkla demokratik açılıma ve ekonomik yatırımlara devam edilmelidir.

 

Doç.Dr.Atilla SANDIKLI

BİLGESAM Başkanı

http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=923:kuert-koekenli-vatandalarmzn-talepleri&catid=113:analizler-sosyo-kultur&Itemid=151

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Gençlere Avrupa Turu: DiscoverEU ile Kültürel Keşifler

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından başlatılan DiscoverEU programı, gençlere...

Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü BM Genel Kurulu’nda Tartışılacak

📣 Eylem Çağrısı: 11 Temmuz'u Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü...

Yükseköğretime Erişim İzleme Anketi

Bu anket, 6 Şubat Depremi sonrasında Hatay'da yükseköğretime erişimde...

Küresel Güney Sorunu: Batı’nın Yanıldığı Noktalar

Bu yazı Uluslararası Kriz Grubu CEO'su Comfort Ero tarafından...