Pinkwashing ve Queer Politikası: İsrail

Queer Gerçeği Nedir?
“Queer” kavramı Türkçe’de garip, tuhaf, transversal anlamına gelmektedir. Queer kuramının merkezinde de acayip, tuhaf, yamuk, anormal, iğrenç, aşağılık olana; normatif alanın dışında kalana; bu alanın dışında bırakılana; normu ihlal edene bir gönderme ve bu “kötüyü”, “anormali” yeniden anlamlandırma olarak literatürde geçmektedir.

Paul Goodman’ın 1969 yılında yayımlanan ”The Politics of Being Queer” kitabı da, kelimenin bu “yeni” anlamıyla kullanıldığı erken ve önemli örneklerden biri. Ancak politik açıdan bakıldığında bu kelimenin atıfları 1990’lı yıllarda gerçekleşmiştir. İlk sahiplenen LGBT oluşumu Queer Nation, 1990 yılının Mart ayında kurulmuştur.

“Queer kuramı” ise ilk defa Theresa de Lauretis tarafından, Şubat 1990’da University of California’da düzenlenen bir konferansın başlığı olarak kullanıldı. Sonraları queer kuramının temel metinleri olarak addedilecek iki kitabın da aynı yıl yayınlandığını hatırlamakta fayda var (Judith Butler’ın Gender Trouble’ı (Routledge) ve Eve K. Sedgwick’in The Epistemology of the Closet’i (University of California Press)).

Queer kuramı Freud’un bakış açısıyla şu şekilde yorumlanmaktadır: “Ne olduğuyla değil neye karşı olduğuyla kendini ortaya koyan bir teori.” Cinsiyet, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsel pratiklerle ilgili her türlü sınırlamaya, etikete ve dolayısıyla kimlik ve cinselliğin üzerine kurulduğu tüm kategorilere karşı durmaktadır. “Normali”, normalliği kuran normların kuruluş ve işleyiş yapısını sorgularken amacı, dışarıda kalanın merkeze çağrılması değil; bizzat merkezin dağıtılmasıdır. Her türlü kavramla ilgili ama özellikle cinsiyetle ilgili algılarımıza damgasını vurmuş ikili düşünce kalıplarına (cinsiyet/toplumsal cinsiyet; eşcinsellik/heteroseksüellik; kadınlık/erkeklik) ve bu kalıpların beraberinde getirdiği uyumluluklara (kadın, kadın gibiyse erkeğe arzu duyar) karşı, cinsiyet/toplumsal cinsiyet/ cinsel yönelim kimliklerinin hiçbirinin “doğal” olmadığını, tarihsel, kültürel ve toplumsal olarak kurulduğunu dolayısıyla iktidar ilişkilerinden bağımsız düşünülemeyeceğini savunmaktadır.

Pinkwashing Olgusu Ve Sonuçlar
“Pinkwashing” kelimesi, “pembe” ve “badanalama” olarak çevrilmektedir. Siyasi açıdan ise LGBT hakları olduğunu savunurken ve açıklarken kullanılan çeşitli pazarlama, siyasi stratejileri geliştirilmesi ve bunun “eşcinsel dostu” olarak gösterilmesidir. Dünya’nın yeni bir sosyal politikaya geçişi Pinkwashing ile yaşanmaktadır.

Devletin, kendi eliyle gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerini örtmek için LGBT dostu politikalar izlemesi/izlermiş gibi görünmesi ile siyasete alet edilmektedir. Bunu en iyi kurgulayan devlet ise İsrail’dir. İsrail devletinin LGBT hakları konusundaki tutumu oldukça Liberal’dir. İsrail yanlısı post modern ırkçılık, LGBT ve kadın haklarının Batı kültürünün bir ölçütü olduğunu savunurken; işgal edilen, sömürülen ülkelerdeki insanları sub human (insandan aşağı) olarak kabul edip, onlara sadece öldürülmeyi veya acımasızca sömürülmeyi reva görmektedir. Sömürürken de kimlikler üzerinde yansımalar yaratılmaktadır. İsrail gay topluluğunun, zor kazanılmış haklarını kullanmaları aynı zamanda Filistinli eşcinsel hakları örgütlerini de yok saymaları göz ardı edilemez durumdadır. Batı Şeria’da eşcinsellik, İngiltere sömürgeciliğinin etkisiyle uygulamaya konulmuş, Filistinlilerin de kabul ettiği “anti-sodomi”(oğlancılık) yasasının yürürlüğe girdiği tarih olan 1950’den itibaren suç sayılmamaktadır.

Bundan da önemlisi, üç büyük örgütü olan Aswalt, Al Qaws ve Palestinian Queers for Boycott, Divestment And Sanctions ve gelişmekte olan Filistin eşcinsel hareketinin varlığıdır. Bu gruplar Filistinlilerin maruz kaldığı baskının cinsiyet sınırlarını aştığı konusunda çok net tavır sergilemektedir. Al Qaws’ın başkanı, Haneen Maikey’in yorumu ise “bir kontrol noktasına girdiğinizde, oradaki askerin cinsiyetinin ne olduğu fark etmiyor” ifadelerini içermektedir.

Queer teorist Jasbir Puar, Pinkwashing’in artık “LGBT topluluklarının İsrail demokrasisinin sembolü olarak şaibeli bir şekilde desteklenmesi” anlamında sıkça kullanıldığı söylemektedir. Pinkwashing ayrıca ekonomi için de faydalıdır. İsrail, ülkenin turistler için çekiciliğini arttırmak amacıyla Tel Aviv ve Kudüs Onur Yürüyüşü gibi etkinlikleri planlayarak, finanse ederek ve ev sahipliğini yaparak kendini “özgürlükçü” ve “ilerici” bir ülke olarak pazarlamaktadır.

Lezbiyen, gay, biseksüel ve trans bireylerin ve onların müttefiklerinin Pinkwashing’den ve onun doğal sonucu olarak ortaya çıkan, teorisyen Jasbir K. Puar’ın “homonationalism” diye adlandırdığı bir olgu olan, beyaz eşcinsellerin kendi ırksal ve dini kimliklerine ayrıcalık tanıması durumundan bu kadar kolay etkilenmesinin sebebi homofobinin duygusal mirasıdır. Eşcinsellerin birçoğu aile içinde, popüler kültürün çarpık temsillerinde, ancak yeni yeni merhamete gelmeye başlayan sistemik hukuki eşitsizliğin içinde olmak üzere, çok şiddetli baskılara maruz kalmışlardır. Gelişmekte olan eşcinsel hakları, bazı iyi niyetli insanların bir ülkenin ne kadar geliştiğini yanlış bir biçimde eşcinselliğe nasıl tepki verdiğiyle ölçmesine neden olmuştur.

İsrail’de eşcinsel askerlerin olması ve Tel Aviv’in görece açıklığı; Amerika’da eşcinsel haklarının bazı eyaletlerde yaygın olmasının çok sayıda insanın hapsedilmesi gibi insan hakları ihlallerini telafi etmemesi gibi, insan haklarının yetersiz göstergeleridir. Uzun zamandır aranan bazı hakların bazı eşcinseller için gerçekleşmesi, bizi Avrupa’daki ve ABD’deki ırkçılık karşıtı mücadelelere ve Filistinlilerin yuva diyebilecekleri bir toprak parçasına sahip olmakta diretmelerine karşı körleştirmemeli.(NY Times, 22 Kasım) Ido Aharoni(İsrail marka proje başkanı) Pinkwashing için şu sözleri kullanmıştır: ‘‘Çatışmayı gizlemek ama konuşmayı genişletmek için çalışıyoruz. Diğer topluluklarla alaka duygusunu yaratmak istiyoruz.’’

Pinkwashing Ve Queer Yansımaları
Tel Aviv dünyaca ünlü gay onuru olan yerde Haaretz gazetesi Aeyal Gross ve James Kirchick (Anti-Siyonist BDSers) ile bir röportajında geçen Pinkwashing konuşmalarında, İsrail söz konusu olduğunda gay onurunun çok daha karmaşık olduğundan söz etmiştir. İsrail’de hakların yetersiz olduğunu ve bunun üzerinden Gazze’ye uygulanan yaptırımlara olan haksızlığı vurgularken “İsrail bazı insanların gözünde hiçbir şey yapamaz. Hatta yaptığı iyi şeyler de kötü bir sebep için olmalı.” ifadesini kullanmıştır. Kirchick İsrail’i LGBT üzerinden olumlu yansıtırken, Pinkwashing daha stratejik bir halde olduğu ve barış yönlü olmadığını ifade etmiştir. Gross da “Sert mücadele haklarımız, propaganda için hükümet tarafından tahsis olmamalı ve onlarla suç ortağı olmamalıyız” diye eklemiştir.

2009’da İsrail’de bir LGBT merkezi olan HaAguda’ya düzenlenen silahlı saldırıların anılması için yapılan etkinliğin sözcüsü, bu üzücü olayın politikleştirileceği korkusuyla eski İsrail parlamentosu üyesi Issam Makhol’u etkinliğe davet etmeyi reddetti: “Çünkü Makhol’ün anma törenimiz ve işgal arasında bağlantı kurmasını istemedik. Etkinliğimiz, cinsel yönelimleri sebebiyle öldürülen, ölümlerinin işgalle hiçbir ilgisi olmayan iki genç insanın anısına adandı.” ifadesini kullanmıştır. Yaşanan olayların siyasallaşmasından tedirgin olunmasına rağmen toplumda oluşan algı değişmemiştir.

Joseph Massad, “Desiring Arabs” (Arzulayan Araplar) isimli kitabında ise ‘the Gay International’ (Beynelmilel Eşcinsel) kavramını tartışmıştır. Massad’a göre bu kavram “aslında var olmayan eşcinseller, gey ve lezbiyenler yaratıyor ve kendi cinsel kuramı tarafından asimile edilmeyi reddeden eşcinsel eğilim ve eylemleri baskılıyor.” Benzer bir şekilde İsrail de, Filistinli queer’lerin varlığının ancak kendi yardımıyla bilinir kılındığı kurgusunu oluşturduğunu ifade etmektedir. Filistinli bir queer olabilmek ancak İsrail’in LGBTQ çerçevesi dâhilinde mümkün ve bu da siyasi olarak kabul edilebilir İsrailli eşcinsel kimliği için Filistinli kimliğinden vazgeçmeyi gerektirmektedir. Amerikalı Antropolog Jason Ritchie, İsrailli queer’lerin, Filistinli queer’lerin görünürlüğünün kabul edilebilir olup olmadığına karar verilen ahlaki kontrol noktaları yaratıp, sonra da bu noktalarda bekçi rolünü üstlendiklerini ifade etmektedir.

Ritchie’nin “How Do You Say ‘Come Out of the Closet’ in Arabic: Queer Activism and the Politics of Visibility in Israel-Palestine” (Arapça Nasıl “Dolaptan Çıkmak” Diyorsunuz: Queer Aktivizm ve İsrail-Filistin’de Görünürlük Politikaları) isimli kitabında belirttiği üzere Queer Filistinliler, Filistinli oldukları gerçeğini yumuşatır ya da reddederlerse kabul edilebilir ve görünür olabileceklerdir. İsrail taraftarlarının İsrail’in, Arap vatandaşlarına, kadınlara ve LGBTQ bireylere bölgedeki tüm diğer Arap ülkelerinden daha iyi muamele ettiğini söyledikleri queer Filistinlilerin sembol olarak kullanılması da bu durumu kanıtlar niteliktedir.

Ghaith Hilal “Pinkwashing bizim sesimizi, tarihimizi ve temsilimizi, dünyaya İsrail’in bizim için en iyisini bildiğini söyleyerek, silip atıyor. Pinkwashing’i hedef alarak, kendi temsilimizi, tarihimizi, seslerimiz ve vücutlarımızı geri talep ediyor ve dünyaya ne istediğimizi ve bizi nasıl destekleyebileceklerini anlatıyoruz” ifadelerini kullanmıştır. Tamamen özgür olabilmek için, işgal ve ayrımcılığa karşı tüm cephelerden savaşmak gerektiğini ifade etmiştir. Bağımsızlık tartışmalarının aşama kaydetmeye başlaması, ancak İsrail’in Pinkwashing ve homonasyonalizmine karşı koyarak mümkün olacaktır.

20. yy ile hayata geçen Queer kuramı ve Pinkwashing gerçeği üzerine dünyada çok yaygın olmamakla beraber, insan hakları ve gay haklarının kötüye kullanım söylemi artarken Pinkwashing taraftarları 2012 yılında iki kamu paneli düzenlemiştir: Dünya Sosyal Forumu’nda tuhaf Hayaller: Özgür Filistin. Bu panelde farklı ülkelerdeki Queer sorunu incelenirken Filistin yaptırımları kınanmıştır.

Dünyanın farklı yerlerinde eşcinsel gruplar ve müttefikleri Filistin Kurtuluş Mücadelesi ile aynı safta yer almaya başladılar. İsrail’in işgali meşrulaştırmak amacıyla eşcinsel insanları lehine kazanma girişimi olmasına rağmen, aktivistler ve akademisyenler alenen ve topluca İsrail Pinkwashing, işgal ve ırkçı söyleminden vazgeçti. Küresel tuhaf bir hareket, İsrail’i uluslararası yasalara uymaya zorlamak için siyasi bir araç olarak boykot teşviki yapmaktadır.

NUR BANU AKTAĞ

KAYNAKLAR
‘‘An Inconvenient Truth: The Myths of Pinkwashing by Arthur Slepian’’
http://www.tikkun.org/nextgen/an-inconvenient-truth-the-myths-of-pinkwashing

‘‘İsrail ve ‘Pinkwashing’’
http://www.kaosgl.com/sayfa.php?id=10089/

‘‘Pinkwashing debate: James Kirchick and Aeyal Gross face off on complexities of gay pride in Israel’’
http://www.haaretz.com/news/israel/1.660214/

Butler S., Cinsiyet Belası, Metis Yayıncılık, İstanbul, 2008
‘‘Ne O! Ne Bu! Ne Şu! Queer Kuramı ve Kimliksizleşme’’
http://www.e-skop.com/skopbulten/ne-o-ne-bu-ne-su-queer-kurami-ve kimliksizlesme/749/

Panel on “What is queer bds? Pinkwashing, intersections, struggles, politics.’’-

Panel on “What is Queer BDS? Pinkwashing, Intersections, Struggles, Politics.”

Ritchie J, Pinkwashing, Homonationalism, and Israel–Palestine: The Conceits of Queer Theory and the Politics of the Ordinary , Department of Global and Sociocultural Studies, Florida International University, Miami, Florida, USA;2014

Sculman S, Israel and ‘Pinkwashing’, New York Times Company Nov 23, 2011

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Avrupa Gündemi Konferansları – II: “Bizi Bağlayan Göç” – AB-Türkiye Ortaklığını Yeniden Değerlendirmek

Kocaeli Üniversitesi’nin yürütücülüğünde düzenlenen Avrupa Gündemi Konferanslarının ikincisi 24-25...

Avusturya Seçim Sonuçları: Aşırı Sağ FPÖ’nün Zaferi Yeni Bir Dönemi mi İşaret Ediyor?

Avusturya’da 2024 seçimleri, ülkenin siyasi tarihindeki önemli dönüm noktalarından...

Afro-Avrasya Araştırmaları Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Yaz Okulu Tamamlandı

Afro-Avrasya Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen "Uluslararası İlişkiler Yaz Okulu...

Afrika’nın Konumu ve Türkiye: BM 79. Genel Kurul Toplantısı

1945 Yılında kurulan BM’nin bugün dünya haritası üzerinde yer...