Suriye’deki Silahlı Cihad Grupları

Suriye’de binlerce insanın ölmesine, çok daha fazlasının ise evlerini terk etmek zorunda kalmasına yol açan isyan hareketi, Orta Doğu’nun barış ve istikrarı için büyük bir tehdit teşkil ediyor.

Ülkede kırk yılı aşkın süredir iktidarda bulunan Baas rejiminin, Mart 2011’de demokrasi talebiyle sokağa inen kitlelere çok sert karşılık vermesiyle başlayan çatışmalar, artık tam bir şiddet sarmalına dönüşmüş durumda. Gittikçe derinleşen bu şiddet sarmalı, bölgenin tümünde potansiyel mezhepsel ve etnik fay hatlarını da tetikleme tehlikesini barındırıyor.

Suriye’deki rejim karşıtı ayaklanmanın, Arap Baharı adı verilen değişim dalgasıyla onlarca yıllık diktatörlerini deviren Tunus, Mısır ve Libya’da olduğu gibi sonuca ulaşmaması ve rejim güçleri ile silahlı muhalif gruplar arasındaki çatışmaların iç savaş niteliği almasının arkasında, çeşitli iç ve dış sebepler yatıyor. Bunlar arasında Rusya ve İran’ın Baas rejimine verdiği destek ilk sırada yer alırken, sivil muhalefetin dağınıklığı da önemli bir etken konumunda. Suriye’deki silahlı muhalefetin de en az sivil muhalefet kadar parçalanmış durumda olması ve savaşan gruplar arasındaki eşgüdüm eksikliği, rejimin elini oldukça güçlendiriyor.

2014 yılı itibarı ile Suriye’deki en önemli muhalefet unsuru giderek etkileri artan silahlı cihadi gruplardır. Suriye’deki silahlı cihadi gruplar kendi aralarında da bir birlik sağlayamamış ve birçok gruba ayrılmıştır. Genel olarak Suriye’deki silahlı cihadi gruplar şu şekilde şemalandırılabilir:

Cihadi grupların bünyesinde yer alan İslami muhalefet de kendi arasında 4 ana muhalif gruba ayrılmaktadır:

İslami muhalefetin ana gruplarından olan Suriye İslam Cephesi kendi bünyesinde ona yakın gruba ayrılmaktadır. Fakat bunlardan en önemlisi Ahrar El Şam ve Fetih El İslam örgütleridir.

2011 yılında başlayan kitlesel protestolarla büyüyen muhalif hareketler yukarıda genel olarak bahsedilen örgütlerle sınırlı kalmamıştır. Bu örgütlerin yanı sıra Suriye Ordusu’ndan kaçan askerlerin kurduğu Yüksek Askeri Konsey (YAK), Suriye Ulusal Ordusu ile özellikle 2013 ve 2014 yıllarında etkisini oldukça arttıran Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) de etkin İslami muhalif örgütler arasında sayılabilir.

Silahlı Grupların Kökenleri:

Suriye’de silahlı mücadele veren cihadi örgütler genel olarak militan İslamcılığı ideoloji olarak benimsemişlerdir ve kuruluşları 2 aşamalıdır:

1-)Devrim Öncesi Dönem:Bu aşama 2003 yılında Amerika’nın Irak’ı işgali ile başlamış ve genel olarak bu dönemde ortaya çıkan gruplar El Kaide’nin ideolojisinden etkilenmiştir. Irak savaşı döneminde, Irak’a sızmak için kullanılan ana kapı olan Suriye’de, cihad bağlantıları genel olarak Mus’ab ez-Zerkavi (2006 yılından Irak’ta öldürülen El Kaide lideri)  tarafından yönetilmiştir. Bu dönemdeki bazı gruplar lojistik ve askeri işler için görevlendirilmiştir.

2-)Devrim Dönemi:  Bu dönemdeki Selefi cihad ağı, devrim başladıktan sonra çeşitli gruplara katılan Sünni cihatçılardan oluşmaktadır. Bu evrede silahlı gruplar daha çok düşük yoğunluklu şehir gerilla savaşları ve bazı terörist taktiklerle mücadele vermektedir. Bu dönemdeki mücahidlerin Irak, Lübnan, Türkiye, Libya, Katar, Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi ülkelerle güçlü bağlantıları var iken, Fransa, Belçika ve İngiltere gibi bazı batı ülkeleriyle de zayıf irtibatları vardır. Bu dönemde cihad gruplarına katılan mücahidlerin kökenleri gruptan gruba değişmektedir. Örneğin El Kaide’nin Suriye kolu olarak varsayılan Nusret Cephesi’ne daha çok Suriye’deki cihatçılar, Irak ve Afganistan’da savaşmış yabancı mücahidler intikal etmektedir. Sukur eş-Şam (Şam Şahinleri) örgütü ise bir diğer örnek olarak gösterilebilir. Örgütte bazı Belçikalı ve Fransız mücahidlerin savaştığı iddia edilmektedir.

Silahlı Grupların Hedefleri:

Suriye’de savaş veren silahlı örgütler bazı çok özel hedefler dışında genel olarak ortak iki hedef etrafında kümelenmişlerdir. Bu iki hedeften birincisi Baskıcı Baas Rejimi’ni devirmektir. İkinci hedef ise buna müteakip şeriatı esas alan İslami bir devlet kurmaktır.

Bazı uzmanlar, savaşın aynı şiddette devam etmesi durumunda muhalif örgütlerin El Kaide’nin hedeflerinden etkileneceğini ve bu etkilenme ile beraber milli çapta olan mücadelenin küresel bir hal alacağını varsaymaktadırlar. Dahası bu durumun Batı’ya karşı bir cihada dönüşeceğini iddia etmektedirler.

Silahlı Grupların İdeolojik Yaklaşımları:

Bütün grupları bir arada tutan bazı ortak fikirler olmakla beraber bütün örgütlerin ideolojik yaklaşımları aynı düzlemde değildir. Örneğin Nusret Cephesi El Kaide’nin katı cihad ideolojisinden etkilenmiştir. Ana hedefleri Suriye hükümeti ve ordusunu devirmek olsa bile katı bir görüşe sahiptir ve bazı dini grupların inançlarını eleştirmektedir. El Kaide’nin görüşlerinden etkilenen bir diğer örgüt ise Liva’ul İslam örgütüdür. Liva’ul İslam örgütü, devrimi Alevilere karşı bir mezhep savaşı olarak görmektedir. Liva’ul Ummah ve Sukur es-Şam gibi örgütler ise mücadeleyi Suriye halkının ve İslam ümmetini zalim Esed rejimine karşı koruma girişimi olarak görmektedir. Liva’ul Ummah örgütü Liva’ul İslam örgütünün tersine İslami referansları koruyarak Suriye’deki bütün dini grupları bir çatı altında birleştirecek bir siyasi ideoloji hazırladıklarını belirtmiştir. Bun örgütlerin yanı sıra Ahrar’uş Şam gibi etnik olarak Kürt olan fakat selefi cihad ideolojisini benimseyen gruplarda mevcuttur.

Silahlı Grupların Organizasyon Yapısı:

Suriye’de yer alan silahlı cihad grupları birleşik bir yapıya sahip değillerdir ve kolektif bir yapıları yoktur. Silahlı mücadele veren her grup 2 tür üyeye sahiptir:

1-Sert Cihatçılar: Bu grupta yer alan üyeler daha önce cihad ilan edilen bölgelerde silahlı mücadeleye girişmiş, savaş tecrübesine sahip kişilerdir. Etki alanları amatör cihatçılara göre daha geniştir.

2-Amatör Cihatçılar:Bu grupta yer alan mücahidler ise sert cihatçılara göre daha savaş tecrübesine sahip kişilerdir. Bu grupta yer alan kişiler daha çok cihad çağrısından etkilenip gelmiş ve İslami emelleri gerçekleştirebilme umuduyla mücadele vermektedirler.

Eleman temini yöntemi gruptan gruba farklılık göstermektedir. Örneğin, bir grup katı güvenlik önlemlerine tabi tutarak eleman alırken, bazı gruplar açık eleman temini yapabilmektedir.

Silahlı Grupların Stratejileri Ve Taktikleri:

Suriye’de silahlı mücadele veren grupların sahip olduğu stratejinin iki ana noktası vardır: ordu ve medya. Medya stratejileri propagandaya dayanan örgütler, sosyal medyayı aktif kullanmakta, şarkılarla, beyanatlarla destek toplamaya çalışmaktadır. Askeri olarak ise mücadeleleri gerilla tipi savaşa dayanmaktadır. Örgütler Baas Rejimi ile gerilla ve terörist taktiklerini barındıran geniş bir plan vasıtası ile savaş vermektedir. Mücadeleci gruplar gerilla savaşı taktiklerine ve özel olarak şehir gerilla taktiklerine başvurmaktadır. Bunu yanı sıra hükümeti yıpratacak eylemlere de imza atan gruplar, intihar saldırıları da düzenlemektedir. Örneğin, Nusret Cephesi 10 Şubat 2012’de Halep’te 2 intihar saldırısı düzenlemiştir. Liva’ul İslam da Suriye savunma bakanının ölümüyle sonuçlanan intihar saldırısını gerçekleştirmiştir.

Suriye’deki Bellibaşlı Silahlı Cihad Grupları:

1-) Özgür Suriye Ordusu (Öso):Temmuz 2011’de kurulmuştur. Esed güçlerinden ayrılıp muhaliflerin safına katılan Albay Riyad Esed ve bir grup subay arkadaşı tarafından kurulmuştur. Halid Bin Velid Tugayı ÖSO çatısı altından silahlı mücadele veren en önemli tugaydır. 8 Ekim 2011 tarihinde Hatay’a geçen Albay Riyad ve Esed, Hatay’da bulunan Apaydın Kampı’nı ÖSO’nun karargâh merkezi haline getirmiştir.

2-) Yüksek Askeri Konsey (Yak):Tuğgeneral Mustafa Şeyh’in liderlik yaptığı konsey, ÖSO’nun askeri operasyonlarını planlamaktadır. Aralık 2011’de kurulmuştur. Başlangıçta kendisinden daha alt rütbede olan Riyad Esed’in emri altına girmek istemeyen Mustafa Şeyh, Şeyh Adnan Arur’un araya girmesiyle beraber askeri operasyonları planlamayı kabul etmiştir ve böylece bir çözüme kavuşulmuştur. Eylül 2012’de YAK’ın merkezi Şeyh Mustafa tarafından İdlib’e kaydırılmıştır.

3-) Suriye Ulusal Ordusu:Suriye’deki muhalefeti birleştirmek amacıyla Eylül 2012’de kurulan ordunun liderliğini Tümgeneral Muhammed Hac Ali yürütmektedir. Muhalif örgütler tarafından oldukça sert eleştirilen Tümgeneral Muhammed Hac Ali, bütün muhalif örgütlerin Suriye Ulusal Ordusu’nun çatısı altında toplanması gerektiğini iddia etmektedir. ÖSO’dan Suriye Ulusal Ordusu’na geçen tugayların artmasıyla beraber ÖSO’nun Suriye Ulusal Ordusu ile beraber yakında bir iş ortaklığına girişeceği tahmin edilmektedir.

4-) Suriye Devrimi Ortak Askeri Komutanlığı:Hatay’daki Apaydın Kampı’nı terk edip Suriye’ye dönen bir grup tarafından Ekim 2012’de kurulmuştur. Şeyh Arur’un önderliğinde kurulan örgütün liderliğini Tümgeneral Adnan Selvu yapmaktadır. Ülkenin kuzey ve orta kesimlerine odaklanan savaşçılara hitap eden komutanlık henüz istediği etkinliği ulaşamadı.

5-) Nusra Cephesi (Cephetu Nusra Li Ehli Şam):2011 yılında kurulan örgüt daha çok Selefi olarak bilinen radikal bir örgüttür. Şam ve Halep’te yaptığı intihar saldırıları ile adını duyuran örgüt, Lideri Ebu Muhammed Colani’nin yaptığı açıklama ile El Kaide’ye biat ettiğini bildirmiştir. Suriye’deki en büyük üçüncü cihadi grup olarak gösterilen Nusra Cephesi’nin yaklaşık 5000 militanı olduğu tahmin edilmektedir.

6-) Irak-Şam İslam Devleti Örgütü (Devletül Irak Veş Şam El İslamiyye): Merkezi Irak’ta olan örgüt, 9 Nisan 2013’te ortaya çıkmıştır. Liderliğini Ebubekir El Bağdadi’nin yaptığı örgüt, son aylarda El Nusra Cephesi ile girdiği çatışmalarla anılmaktadır. El Nusra ile yaşanan uyuşmazlıklar sonucunda, El Kaide lideri Zevahiri tarafından lağvedilmesi emri verilmiştir ve bunun üzerine örgüt kendi bağımsızlığını ilan etmiştir. Oldukça radikal bir çizgide eylemlerine devam eden grup, Suriye’deki silahlı gruplar arasında en çok militana sahip örgüt olarak bilinmektedir. Örgüt Halep, Lazkiye, Haseke ve Hama gibi bölgelerde güçlü konumda. Yine IŞİD’de El Nusra gibi Selefi akımlı bir örgüttür.

7-) Tevhid Tugayı:ÖSO komutasında kurulan örgüt Halep’te rejim güçleri ile çatışmaktadır. Tevhid Tugayı askeri mücadelenin yanı sıra cezaevleri inşa etmekte, mahkemeler kurmakta, suç olayları ile mücadele etmekte ve güvenliği sağlamakta. Kurucusu Abdülkadir Salih öldürüldükten sonra şu an liderliğini Abdülaziz Salama yapmaktadır. Örgütün yaklaşık 10000 militana sahip olduğu öngörülmektedir.

😎 Ahrar-U Şam Tugayları (Ketaib Ahraru Şam):Şam merkezde ve kırsalında silahlı mücadelesine yoğunluk veren Selefi bir örgüt olan Ahrar-u Şam, yaklaşık olarak 500 militana sahip olduğu tahmin edilmektedir. Başlarda ÖSO’nun bir kolu olarak görülen örgüt, internet üzerinden yaptığı açıklamada bağımsızlığını ilan etti. Liderliğini Ebu Abdullah adlı bir komutanın yaptığı örgüt yaklaşık olarak 60 tugaya sahip.

9-) Selahaddin Eyyubi Tugayı (Liva Selahaddin Eyyubi):Örgüt 25 Mayıs 2012 tarihinde ÖSO çatısı altında Suriyeli Kürtler tarafından kuruldu. Mişel Temmo’nun liderliğinde eylemlerini Halep ve kırsalında yoğunlaştıran örgüt, Ekim ve Kasım 2012’de PYD ile giriştiği çatışmalarla adını duyurmuştu.

Yukarıda sayılan örgütlerin dışında silahlı mücadele içinde olan yaklaşık olarak 16 örgüt daha vardır.

Suriye’deki Savaşın Geleceği

2011 yılından beri Esed Rejimi ve muhalifler arasından yaşanan çatışmaların ne zaman sona ereceği muallâkta olan konuların başında gelmektedir. BM’nin önderliğinde yapılan barış görüşmelerin Suriye’ye barışı getirip getirmeyeceği belirsizliğini korurken Suriye’ye barış getirmeyi amaçladıklarını iddia eden örgütlerin sayısı artmakta. Bu örgütlerin gittikçe radikal bir yapıya kayması ve eylemlerinin şiddetini arttırması ise muhalifler ile rejim arasında sağlanacak muhtemel ateşkes umudunun kaybolmasına neden olmaktadır. Bir yandan her gün yeni bir örgütün kurulduğu haberi gelirken diğer yandan buna paralel olarak ölüm haberleri gelmektedir. Onca karmaşanın ve insanlık dramının merkezi haline gelen Suriye’de şimdi ise akıllarda tek bir soru var: Yeni bir Suriye inşa etmek kaç yılımızı alacak?

Mehmet İlhanlı

TUİÇ Stajyeri

Kaynakça

1)http://www.aljazeera.com.tr/dosya/suriyede-silahli-muhalefet

2)http://www.taraf.com.tr/yazilar/amberin-zaman/davutoglu-el-nusra-oradaki-batakligin/26197/

3)http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/04/130409_nusra_cephesi.shtml

4)http://www.quilliamfoundation.org/wp/wp-content/uploads/publications/free/jabhat-al-nusra-a-strategic-briefing.pdf

5)İslam Dünyası Dergisi, Ocak 2014 Sayı:10

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Avrupa Gündemi Konferansları – II: “Bizi Bağlayan Göç” – AB-Türkiye Ortaklığını Yeniden Değerlendirmek

Kocaeli Üniversitesi’nin yürütücülüğünde düzenlenen Avrupa Gündemi Konferanslarının ikincisi 24-25...

Avusturya Seçim Sonuçları: Aşırı Sağ FPÖ’nün Zaferi Yeni Bir Dönemi mi İşaret Ediyor?

Avusturya’da 2024 seçimleri, ülkenin siyasi tarihindeki önemli dönüm noktalarından...

Afro-Avrasya Araştırmaları Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Yaz Okulu Tamamlandı

Afro-Avrasya Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen "Uluslararası İlişkiler Yaz Okulu...

Afrika’nın Konumu ve Türkiye: BM 79. Genel Kurul Toplantısı

1945 Yılında kurulan BM’nin bugün dünya haritası üzerinde yer...