Toplumsal Ekoloji ve Komünalizm

 

 

Toplumsal Ekoloji ve Komünalizm, Murray Bookchin, 2014, Sümer Yayıncılık, Sayfa Sayısı: 128

TOPLUMSAL EKOLOJİ NEDİR?

“İnsanlık kendi kendisini yaratmaktadır; genetik yapısıyla hayatta kalmaya programlanmamıştır.”

Gordon Childe

Bookchin kitabının bu bölümünde toplumsal ekolojinin ne olduğunu, neyi kapsadığını, neyi sorunsallaştırdığını ve neyi hedeflediğini açıklamaya çalışır. Ekolojik problemlerin temelinde “kökleşmiş toplumsal sorunlar”ın olduğunu iddia eden yazar, hiyerarşik algının bu sorunların temelinde yattığını iddia eder. Doğa-toplum ayrımının yapay bir ayrım olduğunu, bu ayrımın doğanın statik, durağan, değişmeyen bir biçimde algılanmasına sebep olduğunu iddia eder. İnsan da evrim sürecinin bir parçasıdır, evrimden ayrı düşünülemez. Sonrasında yazar bu ayrımın nasıl oluştuğunu ve toplumsal ilişkilerin hiyerarşi ve tahakküm ilişkilerine nasıl dönüştüğünü açıklar. En başta görev dağılımı olan ve tamamlayıcılığı olan toplumsal roller, zaman içinde hiyerarşik bir hale bürünmüş ve yaşlının gence, erkeğin kadına tahakkümüne dönüşmüştür. Bookchin’e göre erkeğin kadın üzerindeki tahakkümünün sınıflı toplumlardan çok öncesine uzanıyor olması, “hiyerarşinin tarihsel olarak sınıf kavramından daha yerleşmiş bir olgu olduğunu doğrulamaktadır.” Bu hiyerarşi en nihayetinde doğaya hükmetme düşüncesine de zemin hazırlamıştır. Kapitalizmin vahşi rekabetçi yapısı ise sınıflı yapılara dönüşen hiyerarşik ilişkilenme biçimini daha da şiddetlendirmiştir. Bookchin’e göre kapitalizm yapısı itibariyle ahlak dışıdır, onun içinde ahlaklı davranmaktan, doğayı düşünerek hareket etmekten söz edilemez. Kapitalizm zorunlu olarak ekolojik krizi yaratır. Rekabet, sürekli büyüme ve kar etme, bunların yapılmaması durumunda ise yok olmak kapitalizmin sunduğu iki seçenektir. Toplumsal ekoloji insanın doğa üzerindeki tahakkümünü ve sömürüsünü sona erdirmeyi; doğayla bütünlüklü, doğal ve toplumsal olanın bir arada evrimini sürdürmeye devam ettiği bir toplum yapısı oluşturmayı hedefler. Bunun yapılması ona göre, ademimerkezileşmeyle; daha somut anlamda halk meclisleriyle fakat kapalı ve içe dönük olma tehlikesine karşı konfederal konseyler aracılığıyla bir araya gelmiş yerel yönetimler sayesinde mümkün olacaktır. Bunun yanında bu toplumlar ekoteknoloji ile donanmış, kar amaçlı değil kullanım amaçlı üretim gerçekleştiren yapıda olacaklardır.

 

GELİŞMİŞ KAPİTALİZM ÇAĞINDA RADİKAL SİYASETLER

Kitabının bu bölümünde Bookchin, kamusal alan, devlet, siyaset, toplum kavramlarına odaklanır. Devlet ve siyasetin kamusal alanın içinden çıktığını bize aktarırken, bu kavramların tarihselliğine dikkat çeker. Şu an devlet ve siyasetin aynı kavram varsayılmasına eleştiri getiren Bookchin aksine devlet ve siyasi olanın her zaman için bir çatışma içinde olduğunu ileri sürer. Yerel yönetim, ademimerkizi kurumlar geçmişten günümüze tüm devrimlerin ve siyasi hareketlerin belkemiğini oluşturmuşlardır. Radikal eylemlilik kamusal alandan çıkmış, her zaman ondan güç almıştır. Dolayısıyla kuracağımız ekolojik topluma doğru bir mücadele de kamusal alanda, merkezi iktidarın gücünü önce dengeleyip sonra onun yerini alacak yerel ve konfederal topluluk hareketlerini içermelidir.

 

GERİCİLİK ÇAĞINDA TOPLUMSAL EKOLOJİNİN ROLÜ

Bookchin’ göre toplumsal ekoloji İkinci Dünya Savaşı sonrası kısır döngüye giren ve yeterince radikal olmayan, özgürlük ve tahakküm tanımlarının değişmesiyle ortaya çıkan yeni sorunları kapsayamayan Solun yerini doldurmak için ortaya çıkmıştır. Feminist hareket, queer hareket, ekolojik hareket, ırkıçılık karşıtı hareketler yalnızca sınıf mücadelesi üzerinden açıklanamamaktadır. Ekonomik sömürü ve kaiptalizmin yarattığı problemler yok olmamıştır Bookchin’e göre, fakat, bu sorunların üstüne yeni sorunların eklenmesiyle birlikte toplumsal sorunları ekonomi üzerinden açıklamaya çalışmak artık yalnızca indirgemeci bir bakış açısından başka bir şey değildir. Oluşan toplumsal ve teorik sorunlara toplumsal ekoloji cevap verebilmektedir. Toplumsal ekolojinin kökenleri Aydınlanma Dönemi ideallerine dayanır ve ne Marx’tan ne Kropotkin’den ne de İspanyol Devrimi ile birlikte diğer devrimlerden kopuk değildir. Bookchin aynı zamanda toplumsal ekolojinin kapitalizmin muhalefeti “kendi amaçları için kullanma, daha doğrusu metalaştırma” yeteneğinin de farkında olduğunu ileri sürer. Bookchin kapitalizmin nasıl bir yaşam kültürü haline geldiğinden, insan zihninde ne kadar kök saldığından ve ne kadar “doğal” bir sistem olarak algılandığından bahsettikten sonra kapitalizmin “uzlaşmacı” tavrı konusunda dikkatli olunması gerektiği yönünde uyarır. Akılcı, etik ve tutarlı bir toplum kurmak kapitalizmin barbarlığına karşı da savaşmayı gerektirmektedir. Muhalif fikirlerin neredeyse hepsi aşınmaya uğramış durumdadır ve geçerliliğini kaybetmeyen tek şey Bookchin’e göre toplumsal ekolojidir.

 

KOMÜNALİST PROJE

Bookchin bu bölüme kapitalizmin dönüşümünden bahsederek başlar. Kapitalizm inanılmaz derecede dinamik ve değişim kapasitesine sahip bir sistemdir. 19. Yüzyıl kapitalizmi ile günümüz kapitalizmi arasında çok fark vardır ve bu durum sınıflara da aynı şekilde yansımaktadır. Artık günümüzde 19. Yüzyıldaki gibi proletarya-burjuva ayrımı yoktur. Orta sınıfın ortaya çıkışı, yaşam standartlarının yıllar içindeki değişimi proletarya dediğimiz işçi sınıfını daraltmıştır ve artık proletarya kimliğini kaybetmektedir. Bookchin’e göre artık Sol orta sınıfın desteğini kazanmaya çalışmalı, Endüstri Devrimi’nin ilk çıktığı zamanlardaki ideoloji ve teorilerle kapitalizme karşı durmayı bırakmalı ve tüm bu farklılaşan ve artan toplumsal meseleleri kapsamalıdır. Marksizm, Anarşizm ve Sendikalizm revaçta olan fakat yetersiz akımlardır. Marksizm “fabrika kapitalizminin ortaya çıkmaya başladığı on dokuzuncu yüzyıla aittir.” Anarşizmi ise Bookchin bir toplum kuramı olarak görmez. Eskiden kendisinin de çözümü anarşizmde aradığını fakat artık kendisini bu şekilde tanımlamadığını ifade eden yazar anarşistlerin fazla bireyci olduklarını iddia eder. Sendikalistleri ise fazla işçi odaklı olmak ile eleştiren yazar Solun temel eksiklerinden birinin siyasal alanı devlet alanı ile bir tutması olduğunu ifade eder. Bookchin’e göre artık bu geleneksel ideolojilerden beslenen ama bunların ötesine geçen bir harekete ihtiyaç vardır. Bölümün ilerleyen kısmında Bookchin  komünalizmin, toplumsal ekolojinin görüşlerini en iyi kapsayan siyasi kategori olduğunu belirtir. Komünalizmin hedefi “neredeyse tümüyle özerk olan yerel toplulukların bir federayonun çatısı altında gevşek bir biçimde birbirine bağlandığı bir yönetim sistemi” dir. Bu topluma ulaşmak içinse yeni bir Sol yaratılmalı, uzun süreli örgütlenmeler ve kurumlar inşa edilmelidir.

 

EK: İSPANYOL DEVRİMİNDE ANARŞİZM VE İKTİDAR

Bookchin bu bölümü anarşizmi toplumsal ekolojiden ayırmak için yazmıştır. Ona göre “iktidar” yok edilebilecek bir şey değildir fakat anarşistler iktidar kavramının yok olabileceği yanılsamasındalardır. İspanyol Devrimi sırasında CNT’nin iktidarı kullanmayı reddetmesi ve sonrasında yenilmeleri üzerinden bu iddiasının doğruluğunu kanıtlamaya çalışır. Bu örnek Bookchin’e göre iktidarın toplumsal ve siyasal yaşamdan kaldırılamayacağını ve etkin bir rol oynamayı sürdüreceğinin bir kanıtı niteğindedir.

 

SONUÇ

Kitap Bookchin’in toplumsal ekoloji üzerine tüm fikirlerini kapsadığı gibi toplumsal ekolojiye dair her şeyi kompakt bir biçimde okuyucuya aktarıyor. Toplumsal ekolojiye dair genel bir bilgi almak için ideal bir kitap. Bookchin’in yazım tarzının negatif yanlarından biri benzer şeyleri tekrar etme alışkanlığı olabilir. Çoğu zaman bir önceki bölümde okunan bir fikir diğer bölümde Bookchin tarafından tekrar dile getiriliyor. Fakat kitap çok uzun olmadığı için bu çok büyük bir dezavantaj haline gelmiyor. Sola getirdiği eleştirilerin kuvvetli olmasının yanında 2007 yılında yazılmış olması kitabı ve içerdiği fikirleri güncel kılıyor. Alanında okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.

 

NEŞLİŞAH CANBAZ

ANARŞİZM OKUMALARI STAJYERİ

 

 

 

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Gençlere Avrupa Turu: DiscoverEU ile Kültürel Keşifler

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından başlatılan DiscoverEU programı, gençlere...

Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü BM Genel Kurulu’nda Tartışılacak

📣 Eylem Çağrısı: 11 Temmuz'u Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü...

Yükseköğretime Erişim İzleme Anketi

Bu anket, 6 Şubat Depremi sonrasında Hatay'da yükseköğretime erişimde...

Küresel Güney Sorunu: Batı’nın Yanıldığı Noktalar

Bu yazı Uluslararası Kriz Grubu CEO'su Comfort Ero tarafından...