Arnavutluk’ta Dönüşüm ve Balkanları Bekleyen Kriz

Arnavutluk’ta 21 Ocak’tan itibaren gerilimini arttıran olaylar, Tunus ve Mısır’dan sonra Avrupa’ya da “sivil darbe”nin sıçradığı yorumlarına sebep oldu. Benzerliklerinden çok benzemezlikleri de olan olaylar arasındaki en büyük fark, Arnavutluk’taki protestoların tüm halka yayılmamış olmasıdır. Bu da ülke için toparlanmayı mümkün kılmakta ancak hükümeti de erken seçime bir kez daha zorlamaktadır. Diğer büyük fark Tunus, Mısır ve Libya’daki gösteri ve olaylara erken müdahale eden CNN, BBC ve El Cezire gibi yayın organları Arnavutluk’taki gösterilerde Arap ülkelerindeki kadar etkin değildi. Şimdilik çok önemli görünmüyorsa da diğer bir fark Yugoslavya’yı ve Gürcistan’ı bölen, Ukrayna’yı istikrarsız bir ülke hâline getiren, Amerikancı rejimler oluşturmayı hedefleyen Sırp kökenli karşı devrim örgütü Otpor’un amblemleri Mısır’daki gösterilerde yer almasına rağmen Arnavutluk’taki gösterilerde yer almamasıydı. Nitekim Arnavutluk’taki gösterilerde ön planda gençler de bulunmuyordu.

Arnavutluk’ta olaylar şimdilik dindi ancak Orta Doğu genişletilerek ele alındığında onun bir parçası olan Kuzey Afrika’da başlayan dönüşüm sürecinin Balkanlar’ı teğet geçtiğini söylemek de mümkün değil. Aslında Balkanlar’da yeni bir dönüşüm sürecinin eşiğinde bulunuyor. Bosna-Hersek ise değişim sürecinin şimdilik yeni merkezi görünümünde. Sırbistan, Hırvatistan, Makedonya’da hükümet karşıtı gösteriler sürüyor ve her birinde daha milliyetçi akımlar ön plana çıkıyor. Yunanistan’da etkisi artan ekonomik krizi, hâlihazırdaki milliyetçiliği ve yabancı düşmanlığını aynı oranda arttırıyor. Bosna-Hersek’te ise genel seçimlerin üzerinden 6 ay geçmesine rağmen hâlâ hükümet kurulamadı ve Sırp, Hırvat ve Boşnak unsurların yeni hükümet üzerinde anlaşabilmesi de mümkün görünmüyor. Dolayısıyla zemin hem kargaşaya, istikrarsızlığa, insanların sokaklara dökülmesine, muhtemel iç çatışmalara, istenirse yeni bir dönüşüm sürecine uygun görünüyor. Saraybosna’da yayın hayatına başlayan ve tüm Balkanlar’a bölgesel dilde yorum ve yayın yapacak olan El Cezire-Balkan televizyonu da yeni bir dönem ihtimalini arttırıyor. Üstelik iki büyük Batı merkezli televizyon kanalı da bu kez “Adriatik ülkeleri” adı altında yine Balkanlar’a bölgesel dilde yorum yapmak üzere Saraybosna’da kendilerine uygun birer bina arayışındalar. Dolayısıyla bugün Almanya, İtalya ve Avusturya’nın yatırımları ya da kurdukları ilişkilerle daha etkin olduğu bu coğrafyada dengeler biraz değişecek gibi görünüyor. Anlaşılan değişimde öncülük İngiltere ve İngiliz politikaları etkisindeki diğer bazı Batılı ülkelerde olacaktır. Bir önceki Balkan krizine göre şimdi din, yeni Balkanlar’da çok daha belirleyici bir faktör olacaktır. Bir “Balkan Açılımı” başlatan ancak bunu henüz gerçekçi, kalıcı ve somut bir başarıya dönüştüremeyen Türkiye’nin Balkanlar’ın yeni dönemindeki konumu ve rolü hakkında konuşmak için ise şimdilik erken.

Balkanlar bir dönüşüme hazırlanırken Arnavutluk’ta da bu yeni dönemin emareleri görülmekte. Tarihî topraklarını üzerlerinde yaşamakta olan Arnavutlarla birlikte diğer Balkan ülkelerine bırakan Arnavutluk’un değişimin dışında kalması da zaten mümkün olmazdı. Bu makale de daha ziyade yaşanan son olaylar çerçevesinde, Arnavutluk’u bekleyen değişimleri incelemektedir. Komünizm’in sona erişinin 20. yılında Arnavutluk yeni bir dönüşümün eşiğinde duruyor. Üzeri örtülmeye çalışılan bazı sorunlar da gün yüzüne çıkıyor.

Arnavutluk’taki Gösteriler

Arnavutluk, artık Enver Hoca’nın dünyaya kapalı tuttuğu bir ülke değil ama demokrasiye geçişinin 20. yılında da hâlâ “kapalı kutu” özelliğini koruyor. Doğrudan ilgili olduğu Kosova’nın bağımsızlık süreciyle, Yunanistan’la yaşadığı “azınlık sorunu”yla ya da ülkedeki yoğun misyonerlik çalışmalarının ülkeyi sürüklediği kaosla dünya gündeminde kendine yer açamayan Arnavutluk, yoksulluğun sebep olduğu göçlerle veya ülkedeki protestolarda gerçekleşen ölümlerle kendinden bahsettirebiliyor. Enver Hoca döneminde hâkim olan sessizlik, komünizm sonrasında önce 1997’deki Banker Krizi ile ve şimdi de 2011’de ölümlü gösterilerle bozuldu.

Gözde KILIÇ YAŞIN

21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü

Balkan ve Kıbrıs Uzmanı

 

 

http://www.2023.gen.tr/mart2011/7.htm

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Avrupa Gündemi Konferansları – II: “Bizi Bağlayan Göç” – AB-Türkiye Ortaklığını Yeniden Değerlendirmek

Kocaeli Üniversitesi’nin yürütücülüğünde düzenlenen Avrupa Gündemi Konferanslarının ikincisi 24-25...

Avusturya Seçim Sonuçları: Aşırı Sağ FPÖ’nün Zaferi Yeni Bir Dönemi mi İşaret Ediyor?

Avusturya’da 2024 seçimleri, ülkenin siyasi tarihindeki önemli dönüm noktalarından...

Afro-Avrasya Araştırmaları Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Yaz Okulu Tamamlandı

Afro-Avrasya Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen "Uluslararası İlişkiler Yaz Okulu...

Afrika’nın Konumu ve Türkiye: BM 79. Genel Kurul Toplantısı

1945 Yılında kurulan BM’nin bugün dünya haritası üzerinde yer...