Azerbaycan, AB’nin Gaz Pazarında Rusya’ya Rakip mi?

Hazar Bölgesi’nden Gürcistan ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya 10 milyar metreküp Azerbaycan gazını taşıyacak olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı’nın (TANAP) 12 Haziran’da açılışının yapılması bekleniyor.

Rusya Ulusal Enerji Güvenliği Fonu’nun kıdemli uzmanı İgor Yuşkov, projenin potansiyelini değerlendirdi ve Türkiye’nin gaz dağıtım merkezi statüsüyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

 

“Türk Akımı ve Güney Gaz Koridoru Birbirine Rakip Mi?”

Yuşkov, Türkiye pazarında iki projenin birbirine rakip olduklarını söyledi. Rus uzman, “Güney Gaz Koridoru üzerinden Türkiye’ye yaklaşık olarak 8 milyar metreküp gaz gelmesi bekleniyor. 12 Haziran’da ikinci etap açıldığında gaz akmaya başlayacak. İtalya’ya kadar uzanan Avrupa etabı ise 2020’ye doğru devreye alınacak. Bu pazarlarda, Rusya şimdilik Azerbaycan’la rekabet etmiyor.” diye konuştu.

Azerbaycan’daki üretim hacminde sorun olduğuna dikkat çeken Yuşkov, Şahdeniz üretim sahasının çalışmaya başlamasıyla diğer sahalardaki üretimin düşüş gösterdiğine dikkat çekti.

 

Rus uzman, “Bu nedenle 2017’de Azerbaycan, Gazprom’la kontrat imzalayıp, Rus gazını satın alma kararı aldı. Sevkiyatlarının artması durumunda Gazprom, Azerbaycan’a bir yılda 2.5 milyar metreküp gaz satmış olacak. Bu da, TANAP üzerinden Türkiye’ye ulaşacak olan 8.6 metreküp gazın neredeyse yarısının Rus gazı olacağı anlamına gelir. Rus gazının satışları her türlü artıyor.” ifadelerini kullandı.

‘Azerbaycan’ın gaz eksiği Güney Gaz Koridoru üzerinden Türkmen ya da İran gazıyla telafi edilir mi?’ sorusuna Yuşkov, “Muhtemelen hayır. Türkmenistan tüm gazını Çin’e satıyor ve fazla hacim elinde yok. İran’ın gazını da yılda yaklaşık 8 milyar metreküp olarak Türkiye, iç ihtiyaçları için satın alıyor. Fakat yaptırımların başlamasıyla yatakları geliştiremeye parası yetmeyecek olan İran’ın tedarikte bu hacimlere ulaşıp ulaşamayacağı bilinmiyor.” diye konuştu.

 

“Türkiye,Gaz Dağıtım Merkezi Olucak Mı?”

Türkiye’nin doğrudan bir gaz dağıtım merkezine dönüşemeyeceğini belirten Yuşkov, şöyle konuştu:

“Tam teşekküllü gaz dağıtım merkezinde spot ticaretinin yapıldığı bir yer oluyor. Oraya gaz gelir, alıcılar gelir ve yerinde fiyat konusunda pazarlık yapar. Türkiye’den birçok gaz boru hattının geçirilmesi öngörülüyor, Azerbaycan’dan, Rusya’dan ve teorik olarak Türkmenistan ve İran’dan. Ancak bu sadece bir transit, mülkiyet hakkı diğer ülkelerde, tüketicilerin olduğu pazarlarda değişecek. Türkiye’de birleşik gaz kabul ve teslim noktası diye bir şey olmayacak. Fakat Türkiye en azından bölgenin en büyük gaz transit ülkelerinden birinin statüsüne kavuşacak. Bu Türkiye için çok önemli, çünkü artık Avrupa’nın büyük bir kısmı, Türkiye’ye bağlı olacak. Türkiye ayrıca transitten büyük gelir sağlayabilecek. Örneğin: Türkiye’den, Bulgaristan, Yunanistan ve İtalya için 10 milyar metreküp gaz geçmesi bile milyonlarca dolar demek. Türkiye, tüm gaz boru hatlarının kendi topraklarından geçmesini sağlamaya çalışarak coğrafi konumunu başarıyla kullanmış oluyor.”

Bulgaristan’ın Türk Akımı projesi ile ilgili değişen tutumunu değerlendiren Yuşkov, şunları söyledi:

“Bulgaristan her zaman bir gaz boru hattı inşa etmek istedi. Fakat 63 milyar metreküp kapasiteli muazzam bir boru hattına sahip olacak ve sadece boruların oradan geçtiği için yılda milyarlarca dolar kazanacak olan ülke, bu şansını yitirdi. Projeyi kendi parasıyla yapacak olan Gazprom, Bulgaristan’a ayrıca iyi bir iskonto da yapacaktı. Ancak o zaman Amerikalı senatörler Bulgaristan’a gelerek baskı yaptı ve ülke, gaz boru hattı inşaatından vazgeçti. Şimdiyse durum değişti. Bulgaristan, Kuzey Akımı-2 projesine izin verileceğini ve hattın inşa edileceğini görüyor ve bu, Rusya’dan gelecek boru hatlarının inşa edilebildiği, bu tür projelerin siyasi değil ekonomik olduklarını anlıyor. Demek ki bu ülke kendine doğrudan bir gaz boru hattı inşa edebilir. Bu nedenle Bulgar yönetimi, gaz boru hattının Yunanistan’a değil, Bulgaristan’a ve oradan Güney Akımı’nın eski rotası üzerinden Sırbistan, Macaristan ve Avusturya’ya ve diğer ülkelere gitmesini istiyor.”

 

Mehmet EROL

o-Staj 2018 AVRAM Stajyeri

 

Kaynakça:

 

Sosyal Medyada Paylaş

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Uluslararası Göç Dalgaları ve Kentsel Kalkınma: İstanbul Örneği

Bu yazıda, öncelikle Türkiye’nin göç ile kalkınma sürecinin anlaşılması ve kalkınmanın nasıl bir seyir izlediği, ardından İstanbul'un tarihsel süreç içerisinde dış göçler tarafından nasıl şekillendiği, 21. yüzyılın uluslararası en derin göç meselesi olan Suriyeli mülteci akınının etkisi vurgulanarak değerlendirilecektir.

Röportaj: Gülüm Özçelik ile Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Bağlamında Göç

Bu röportaj, Gülüm Özçelik ile Uluslararası Hukuk ve İnsan...

Göçün Feminenleşmesi: Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden Kadın Göçmenler

Bu çalışma, göç deneyimi yaşayan kadınların toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklanan mağduriyetlerini ortaya çıkarmaya, bu kadınların göçlerinin nedenleri ve yöntemlerine, göç esnası ve sonrasında karşılaştıkları risklere ışık tutmaya çalışmaktadır. 

Suriye İç Savaşı Sonrası Yaşanan Göçün Terör Bağlamında AB’ye Etkileri

Bu yazıda AB kuruluşu ve gelişim süreci kısaca ele alındıktan sonra Suriye İç Savaşı’nın patlak vermesiyle başlayan süreç ve iç savaşın şiddetlendiği yıl olan 2015 ve sonrasında Avrupa ülkelerinde görülen terör olayları üzerinde durulacaktır. Aynı zamanda bu süreçte oluşan göç dalgalarının Avrupa’da aşırı sağın ve İslamofobinin yükselişi üzerindeki etkileri ele alınacaktır.