İsrail-Hamas Müzakereleri ve Gilad Şalid’in Serbest Bırakılması

İsrail ile Hamas arasında uzun bir dönemdir sürdürülen gizli görüşmeler en sonunda Gilad Şalid’in serbest bırakılması konusunda bir anlaşmayla sonuçlanmıştır. İsrail tarafı Şalid’in serbest bırakılması karşılığında 1027 Filistinli tutuklunun serbest bırakılmasını kabul etmiştir. Bunların dışında basına yansıdığı kadarıyla İsrail Hamas’la ilişkilere bağlı olarak Gazze’ye uyguladığı ablukayı da kaldırma yönünde adımlar atacaktır. Böylelikle başta İsrail ve ABD olmak üzere birçok ülke tarafından terörist ilan edilen Hamas’la İsrail arasında Şalid’in serbest bırakılması ile ilk adımları atılacak yeni bir müzakere süreci de başlamış olacaktır. Serbest bırakılacaklar arasında İsrail’de sivillerin ölümüyle sonuçlanan bombalama ve öldürme eylemlerine karışmış ve ömür boyu hapis cezası almış tutukluların da olması, Netanyahu hükümetinin Hamas’la uzlaşmak adına oldukça önemli bir siyasi risk aldığına işaret etmektedir. 

Şalid’e Karşılık 1027 Filistinli

Gilad Şalid, 25 Haziran 2006 tarihinde Filistinli militanlar tarafından Gazze Şeridi sınırında düzenlenen askeri bir operasyon sırasında yakalanmıştı. Operasyon sırasında 2 İsrailli asker ve 2 Filistinli militan yaşamını yitirirken, Şalid de yaralı olarak ele geçirilmişti. Eylemde Filistin tarafından Şehit İzzedin El Kasım Tugayları, Halk Direniş Komiteleri ve İslam’ın Ordusu’na bağlı militanların yer aldığı ileri sürülmüştü. Çatışmanın ardından Şalid’in sağ veya ölü olduğuna dair İsrail tarafı net bir bilgiye ulaşmamasına karşın 26 Haziran’da Filistin tarafı İsrail cezaevlerinde bulunan tüm kadın tutuklular ile 18 yaşından küçük tutukların serbest bırakılması koşullunda Şalid’in akibeti hakkında bilgi verebileceklerini açıklamıştı. İsrail tarafı Filistinli militanlarla görüşmeyeceğini açıklamasına karşın Şalid’in Filistinli güçler tarafından yakalanmasından bir hafta sonra İslam’ın Ordusu tarafından yapılan bir açıklamada Şalid’in serbest bırakılması karşılığında 1000 kadar Filistinlinin serbest bırakılması talep edilmişti. Tartışmaların bittiğini ileri süren İslam’ın Ordusu adlı örgütün Gazze Şeridindeki sorumlusu Abu al-Muthana bunun ciddi sonuçlarını olacağını ve “Ya öldürülecek ya da öldürülmeyecek, biz asker hakkında hiçbir bilgi vermeyeceğiz” demişti.[1] Nitekim dönemin İsrail Başbakanı Olmert de yaptığı açıklamada “tutuklunun serbest bırakılması için herhangi bir müzakere olmayacak” demişti. Ardından İsrail Başbakanlık Ofisi yazılı açıklamasında, “İsrail hükümetinin terör örgütleri tarafından yönetilen Hamas hükümeti ile Filistin Otoritesinin şantajları karşısında ödün vermeyeceğini ve Filistin Otoritesinin Şalid’in İsrail’e geri getirilmesinden sorumlu olduğu” belirtmişti.[2]

Dolayısıyla Şalid’in yakalanmasından kısa bir süre sonra Hamas’ın Şalid’e karşılık Filistinli tutukluların serbest bırakılması yönünde bir müzakere süreci başlatmak istediği ortaya çıkmış; buna karşın İsrail tarafı terörist olarak nitelendirdiği Hamas’la esir değişim anlaşmasını içerecek görüşmelerde bulunmayacağını açıklamıştı. Esasında İsrail yönetimleri daha önceki yıllarda Lübnanlı gruplar ve Hizbullah ile esir değişimi anlaşmaları imzalamış ve anlaşmaların ardından binlerce Lübnanlı ve Arap tutukluyu serbest bırakmıştı. 1983’de 4600 Lübnanlı ve Filistinli, 1982 Lübnan işgali sırasında yakalanan 6 İsrailli askerin bırakılması karşılığında serbest bırakılmıştı. Aynı şekilde 1985 tarihinde 1150 Lübnanlı ve Filistinli tutuklu Lübnan’da yakalanan 3 İsrail askeri karşılığında serbest kalmıştı. İsrail tarafından serbest bırakılanlar arasında Filistin taraftarı Japon Kozo Okamoto da bulunmaktaydı. Okamoto, Mayıs 1972’de Ben Gurion Havaalanında düzenlenen 26 kişinin öldürüldüğü ve 76 kişinin de yaralandığı saldırı sırasında yakalanmış ve ömür boyu hapse mahkum edilmişti.[3] Özellikle 2008’de Samir Kantar’ın serbest bırakılması ile birlikte 1983’den günümüze dek süren esir değişim anlaşmaları kapsamında İsrail’in 9471 tutukluyu serbest bıraktığı ileri sürülmektedir. Bununla birlikte esir değişim anlaşmalarının tümü Lübnanlı gruplarla ve diğer Arap devletleriyle yapılan anlaşmalar kapsamında gerçekleştirilmiştir. İlk kez Hamas tarafından 2004 Ekiminde Nachshon Wachsman adlı İsrail askeri yakalanmış ve esir değişimi talep edilmiş ancak Wachsman’ın kurtarılmasına dönük gerçekleştirilen operasyonda Hamas militanlarının yanı sıra Wachman’da çatışma sırasında yaşamını yitirmişti. İsrail tarafı Filistinli gruplarla esir değişimi anlaşmalarına yanaşmak istemese de 2007 ve 2008 tarihinde Hamas, Mısır arabuluculuğunda esir değişimini gündemde tutmaya devam etmiştir. 2008 yılı boyunca süren görüşmelerden bir sonuç elde edilmeyince Aralık 2008’de İsrail’in kapsamlı Gazze saldırısı başlamıştır.

Saldırı ile kesilen görüşmeler 2009 baharında tekrar başladığında Mısır ve Almanya taraflar arasında arabulucu rolünü sürdürmekteydi. İsrail tarafından müzakereleri Ofer Dekel ve Yuval Dişkin yürütürken Hamas’ı ise askeri kanat sorumlusu Ahmed Ja’abari temsil etmekteydi. Hamas politbüro sorumlusu Halid Meşal ve Mahmud Zahar söz konusu görüşmelerin dışında tutulmuştu. Görüşmeler sırasında Hamas yöneticileri, içerisinde üst düzey yetkililerin yer aldığı 1400’e yakın tutuklu ile İsrail kökenli Arapların ve kadın tutukluların tümünün serbest bırakılmasını gündeme getirmesine karşın İsrail serbest bırakılacakların sayının 450 civarında olabileceğini bildirmişti. Ayrıca serbest kalacaklar arasında doğrudan İsraillilerin öldürülmesi olayına karışmış kişilerin olmayacağını ve İsrail vatandaşı Arapların da anlaşmanın dışında kalması şart koşulmuştu. 2008 Şubatında İsrail Başbakanı Olmert’in müzakereler için atadığı Ofer Dekel, Hamas’la bir anlaşma sağlanabilmesi için İsrail tarafının esir değişimi konusunda daha esnek olması gerektiğini telkin etmişti.  Aynı şekilde Olmert de esir değişimi konusunda hem İsrail hem de Hamas’ın esnek bir politika izlemesi gerektiğinin altını çizmişti.[4]

Diğer yandan İsrail ve uluslararası insan hakları kuruluşlarının Gilad’ın sağlık durumu hakkında bilgi almak için doğrudan tutuklu askerle görüşme taleplerini güvenlik gerekçesiyle reddeden Hamas, Eylül 2009’de Gilad’a ait bir video kaydını yayınlamıştı. Videonun yayınlanması karşılığında ise İsrail 20 bayan tutuklunun serbest bırakılmasını kabul etmişti. İsrail hükümeti bayan tutukluların serbest bırakılmasının dolaylı görüşmelerin bir parçası olduğunu ve taraflar arasında güven tesisine yol açacağını ileri sürmüştü.[5] Böylelikle Gilad karşılığında esir değişimin ilk adımı da atılmıştı.

İsrail ve Hamas’ın sayısal olarak 450 tutuklunun serbest bırakılması yönünde ön anlaşmaya varmasına karşın, kimlerin serbest bırakılacağı konusunda müzakereler sürmüştü. İsrail’in İsrail vatandaşı Arap tutuklular ve doğrudan sivil ve askeri birimlere karşı düzenlenen saldırılara katılmış kişileri listenin dışında tutmaya çalışırken, Hamas da söz konusu kişiler üzerinde ısrarcı olmayı sürdürmekteydi. Öte yandan Mübarek yönetimi, İsrail’in Hamas’ın talepleri karşısında geri adım atması durumunda bunun doğrudan Filistin Otoritesi ve Mısır hükümeti üzerinde olumsuz etkilere yol açacağı kaygısı taşımaktaydı. Nitekim Mübarek ve Abbas’ın girişimleriyle, serbest bırakılacak tutuklu sayısı 1000’e çıkartılırken, serbest bırakılacak diğer 550 ismin belirlenmesinde Hamas’ın herhangi bir öneride bulunmayacağı kabul edilmişti. Yaklaşık 2 yıl süren görüşmeler sırasında taraflar serbest bırakılacak isimler üzerinde uzlaşmaya çalışmışlardır. Serbest bırakılacak 325 tutuklu üzerinde uzlaşma sağlanırken, diğer 125 kişi üzerine ise bir anlaşma sağlanamamıştı. İsrail özellikle doğrudan İsraillilerin öldürülmesinden sorumlu tutukların serbest bırakılmasına karşı çıkmaktaydı.[6]

Taraflar arasında müzakerelerin sürdüğü bir dönemde İsrail’de gerçekleşen genel seçimlerin ardından Natenyahu’nun başbakanlığa gelmesi tüm süreci derinden etkilemiş ve İsrail tarafı Şalid konusunda taviz vermeyeceğini açıklamıştı. Bunun üzerine Olmert döneminde müzakereleri yürütmekle sorumlu Dekel istifasını sunarken yerine Mossad’dan Haggai Hadas getirilmişti. Hadas başkanlığında süren görüşmeler 6 ay sonra bir protokolle sonuçlanmasına karşın Başbakan Netanhayu protokolleri doğrudan reddetme yoluna gitmiştir. Bunun üzere Hadas da görüşmelerden çekilme kararı almıştı. Hadas’ın yerine bu kez Şalid’e karşılık esir değişim anlaşmasını Mossad’dan David Meidan’ın yürütülmesine karar verilmişti. Meidan başkanlığında müzakereleri sürdürme kararı alan İsrail yönetimi bir kez daha Ekim 2011’de Hamas’la esir değişimi konusunda bir anlaşma yapmıştı. Genel olarak Hadas’ın imzaladığı protokolleri içermesine karşın İsrail geçen süre içerisinde daha fazla ödün vermek zorunda kalmıştı. Yeni anlaşmaya göre serbest bırakılacak tutuklu sayısı 1000’den 1027’e çıkarken, İsrail aynı zamanda İsrail vatandaşı Arap tutukluların ve kırmızıçizgi olarak gördüğü 125 tutukludan önemli bir kısmını da bırakmayı kabul etmişti.[7]

İsrail’in Değişen Koşulları Kabullü: Netanyahu’nun Yenilgisi

Olmert döneminde İsrail yönetimi, esir değişim anlaşmasını kabul etmekle birlikte kırmızıçizgi olarak nitelendirdiği 125 tutuklunun serbest bırakılmasının gündeme getirilmesine bile karşı olmuştu. Aynı şekilde İsrail vatandaşı Arapların da esir değişimi anlaşmasının dışında olduğunu ifade etmişti. 2011’e kadar süren görüşmeler sırasında İsrail kendi pozisyonundan ciddi şekilde taviz vermez iken Gazze’ye uygulanan ablukayı da Şalid konusunun dışında tutmuştu. Diğer yandan Hamas ise serbest bırakılacak isimler üzerinde ısrarlı bir politika yürütmüştü.

2011 esir değişimi anlaşmasına bakıldığında ise Hamas’ın genel olarak daha evvel öne sürdüğü taleplerinin önemli bir kısmını elde ettiği görülmektedir. Serbest bırakılacak tutuklulardan 280’den fazlası ömür boyu hapis cezası almıştı. Bunlardan en az 100’ü, birden kereden fazla ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Serbest bırakılacaklar arasında yer alan Nasır Fatima, 2002 tarihinde Netanya Oteli bombalamasını katıldığı gerekçesiyle 29 kez ömür boyu hapis cezası almıştı. Hamas son esir değişim anlaşmasıyla İsrail’e, Kemal Abdülrahman Arif ve Eşref Halid Hüseyin ve Ehlem Tamimi gibi yaklaşık 30 yıl hapis cezası alan tutukluların da serbest bırakılmasını kabul ettirmiştir.[8]

Hamas lideri Halid Meşal, esir takasına ilişkin anlaşmanın detaylarını Suriye’nin başkenti Şam’da düzenlediği basın toplantısıyla şöyle açıklamıştır: “Anlaşma, özü itibariyle, 27 kadın mahkûma ilaveten bin Filistinli tutuklunun serbest bırakılmasını içeriyor. Bu iki aşamada olacak. Önce 450 mahkûm bir hafta içinde salıverilecek. İkinci safha ise iki ayda tamamlanacak ve 550 mahkûm daha bırakılacak. Böylece toplam kadınlı erkekli 1027 tutuklu özgürlüğüne kavuşacak”[9]

Serbest bırakılacaklar arasında yer alan 40 tutuklunun İsrail ve Filistin toprakları dışında yaşaması kabul edilirken aynı zamanda serbest bırakılacakların da yeniden tutuklanması veya suikaste uğramaması konusunda taraflar anlaşmaya varmıştır. Yurt dışına çıkacak tutuklular konusunda ise Türkiye ve Katar’ın adı öne çıkmaktadır. Her iki ülke de Filistinli tutukluları kabul edeceklerini açıklamışlardır.[10]

Sonuç olarak İsrail ilk kez doğrudan Filistinli bir grup ile İsrail topraklarında kaçırılan bir askerin serbest bırakılması karşılığında esir değişimi anlaşması imzalamak zorunda kalmıştır. Anlaşmanın imzalanmasından ziyade içerik olarak Hamas’ın taleplerinin karşılanmış olması oldukça önemlidir. İsrail’in geri adım atmasında rol oynayan faktörleri ise içsel ve dışsal unsurlar bağlamında irdelemek gerekir. İçsel nedenlerin başında Şalid’in aradan geçen 5 yıl zarfında askeri bir operasyonla kurtarılamayışının İsrail için büyük prestij kaybı yaratması gelmektedir. İstihbarat ve güvenlik politikalarına verdiği önemle öne çıkan İsrail, kontrolü altındaki topraklarda kaçırılan bir askerini kurtaramadığı gibi, Hamas’ın süreci yönlendirmesine ve inisyatifi ele geçirmesine karşı da herhangi bir strateji geliştirememiştir. Ayrıca İsrail’de her geçen gün ekonomik nedenlerle düzenlenen gösteriler hükümeti daha da zor durumda bırakmaktaydı. Bunların üstüne bir de 2011 yılında Arap Baharı adı altında başta Mısır olmak üzere birçok ülkede rejim değişikliğinin yaşanması da İsrail’i zor durumda bırakmıştır. İsrail Türkiye’nin içerisinde yer aldığı birçok ülkeyle ciddi sorunlar yaşamaya başladığı böyle dönemde Filistin “Otoritesi” de BM Güvenlik Konseyi’ne bağımsızlık için başvuruda bulunmuştur. Dolayısıyla İsrail’in hem komşularıyla hem de Filistinlilerle Gazze ablukasından kaynaklanan sorunlarını gidermesi için ciddi bir adım atması gerekmekteydi. Değişen içsel ve dışsal koşullar İsrail’i barışa yönelik bir adım atmaya yöneltmiştir. Şalid’in serbest bırakılmasının ardından başta Gazze ablukası olmak üzere Filistin sorununda önemli gelişmeler yaşanabilir.

 

Doç. Dr. Veysel AYHAN

ORSAM Ortadoğu Danışmanı

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi

 

Kaynak: ORSAM

 


[1] Aluf Benn, Amir Oren, Avi Issacharoff,   “Palestinian militants say ‘discussion closed’ on fate of kidnapped soldier after ultimatum expires”, Haaretz News, 3.07.06, http://www.haaretz.com/news/palestinian-militants-say-discussion-closed-on-fate-of-kidnapped-soldier-after-ultimatum-expires-1.191985

[2] Ibid.

[3]Lebanonwire, “Japanese Red Army member Kozo Okamoto wants to return to Japan”, May 6, 2003, http://www.lebanonwire.com/0305/03050601KDO.asp

[4] Barak Ravid, Avi Issacharoff, Yoav Stern, “Hamas gives Israel letter from Gilad Shalit”, Haaretz News, 03.02.2008, http://www.haaretz.com/news/sources-hamas-gives-israel-letter-from-gilad-shalit-1.238579

[5] Rory McCarthy, “Israel agrees to free Palestinian prisoners for Gilad Shalit video”, The Guardian News, 30 Sep., 2009, http://www.guardian.co.uk/world/2009/sep/30/israel-free-prisoners-gilad-shalit

[6] Yossi Melman, “Why now, Netanyahu?”, 14.10.2011, http://www.haaretz.com/print-edition/news/why-now-netanyahu-1.389786

[7] Ibid.

[8] Chaim Levinson, Yaniv Kubovich, Revital Hovel, Revital Hovel, “Who are the Palestinian prisoners set for release in Shalit deal?”,16,10.2011,  http://www.haaretz.com/news/shalit-prisone-swap/who-are-the-palestinian-prisoners-set-for-release-in-shalit-deal-1.390249

[9] TR. Euronews, “Hamas: İstediklerimizin yüzde yüzünü aldık”, http://tr.euronews.net/2011/10/12/hamas-istediklerimizin-yuzde-yuzunu-aldik

[10] Haaretz News, “Report: Syria among countries to take in deported Palestinian prisoners”, 17.10.2011, http://www.haaretz.com/news/diplomacy-defense/report-syria-among-countries-to-take-in-deported-palestinian-prisoners-1.390400

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Avrupa Gündemi Konferansları – II: “Bizi Bağlayan Göç” – AB-Türkiye Ortaklığını Yeniden Değerlendirmek

Kocaeli Üniversitesi’nin yürütücülüğünde düzenlenen Avrupa Gündemi Konferanslarının ikincisi 24-25...

Avusturya Seçim Sonuçları: Aşırı Sağ FPÖ’nün Zaferi Yeni Bir Dönemi mi İşaret Ediyor?

Avusturya’da 2024 seçimleri, ülkenin siyasi tarihindeki önemli dönüm noktalarından...

Afro-Avrasya Araştırmaları Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Yaz Okulu Tamamlandı

Afro-Avrasya Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen "Uluslararası İlişkiler Yaz Okulu...

Afrika’nın Konumu ve Türkiye: BM 79. Genel Kurul Toplantısı

1945 Yılında kurulan BM’nin bugün dünya haritası üzerinde yer...