Maastricht Antlaşması

1993 yılında Hollanda’da imzalanıp yürürlüğe giren Maastricht Antlaşması’yla Avrupa Topluluğu, Avrupa Birliği adını almış ve AET (Avrupa Ekonomik Topluluğu)  kısaltması AT (Avrupa Topluluğu)olarak değiştirilmiştir. Bu antlaşmayla, Ekonomik ve Parasal Birlik, Ortak Güvenlik ve Dış Politika ile İçişleri ve Hukuk alanında işbirliği başlıklarında yeni bir yapı tanımlanmaktadır.

Maastricht Antlaşması’na Götüren Süreç

Avrupa’da bir birlik kurmaya yönelik ilk düşünceler Ortaçağ’a kadar dayanmaktadır. Milletler arasında yaşanan uyuşmazlıkların ortadan kaldırılması için gerekli mekanizmaların kurulması  birçok düşünür tarafından dile getirilmiştir. Birlik oluşturmaya yönelik ilk ciddi çabalar ise,18.yüzyılın sonuna doğru sanayi devriminin başlamasıyla artan üretime pazar arayışlarıyla hız kazanmıştır.1815 Viyana Kongresi sonrasında Avrupa haritası, büyük güçlerin çıkarlarına uygun olarak yeniden şekillendirilmiştir.

1929 yılındaki dünya iktisadi bunalımı, Avrupa’daki bütünleşmeyi önemli ölçüde etkilemiştir. İktisadi bunalım yıllarında Avrupa’da bir birlik oluşturmaya yönelik en önemli gelişme,18 Temmuz 1932 yılında Belçika, Hollanda ve Lüksemburg tarafından imzalanan Ouchy Sözleşmesi’dir. Bu tarihten sonra adı geçen ülkeler Benelüks ülkeleri olarak anılmaya başlanmıştır. Bu adı geçen ülkeler 1943 yılında aralarında sabit döviz kuru uygulamalarını öngören Para Antlaşması’nı,1944 yılında ise Gümrük Birliği Sözleşmesi’ni imzalamışlardır. Ciddi anlamda birlik oluşturma fikri, İkinci Dünya Savaşı sonlarında ortaya çıkmıştır. 20. yüzyılda çıkar çatışmaları yüzünden Avrupa , iki büyük savaş görmüş ve maddi-manevi çok büyük kayıplar vermiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Birleşmiş Milletler ve yeni evrensel tasarılarla beraberinde gelen Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Antlaşması yolunda ekonomik işbirliği amaçlanıyordu. 1948 yılında, 18 ülkenin katılımıyla Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü(OEEC) kuruldu. Avrupa eksenli bir bütünleşmeye gidilmesi yönünde ilk önemli adım, 4 Mart 1947 yılında İngiltere ve Fransa  arasında imzalanan Dunkirk Antlaşması olmuştur. Bu antlaşma Sovyet tehdidine karşı imzalanmıştır. Doğu- Batı Blokları arasında yaşanan gerginliğin belirginleşmeye başlamasıyla, Batı Avrupa içinde güvenlik ve savunma konularında işbirliği antlaşmaları gündeme gelmiştir. Bu antlaşmadan bir yıl sonra da Fransa, İngiltere ve Benelüks ülkeleri Brüksel Antlaşması ile Batı Avrupa Birliği’ni (BAB) kurmuşlardır. Bu antlaşma ile savunma ve güvenlik konularında ortak bir Avrupa hareketi öngörülmüştür. Sonradan bu birliğe İtalya ve Almanya da katılmıştır. Avrupa bütünleşmesinin fikir babası olarak kabul edilen kişi Jean Monnet’dir. Monnet,  Avrupa’da yeni bir savaşın önlenmesi için ağır sanayinin en önemli hammaddeleri olan çelik ve kömürün bir elde toplanmasını savunmaktaydı. Bu düşünce çerçevesinde, 18 Nisan 1951 yılında Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Antlaşması (AKÇT) imzalanmıştır. Farklı ve rekabet halindeki uluslararası çıkarların böyle bir oluşumda uyum göstermesi, geleceğin Avrupa’sı için önemli bir adımdı. Bugünkü Avrupa Birliği’nin temelini oluşturan Avrupa Ekonomik Topluluğu(AET),1957 yılında Almanya, Fransa, İtalya  ve Benelüks ülkeleri tarafından Roma Antlaşması’nın imzalanmasıyla kurulmuştur. AET’ye hukuken ve fiilen uluslararası bir nitelik kazandıran bu antlaşma, 1 Ocak 1958 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Roma Antlaşması’nın kuruculuğunu yaptığı bir başka topluluk ise Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu’dur(EURATOM). Topluluğun amacı, atom enerjisinin sanayi ve enerji üretiminde barışçıl amaçlar için kullanılmasının sağlamaktır. Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu, Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu, 1 Temmuz 1967 yılından itibaren birleştirilerek tek bir Avrupa Topluluğu (AT) meydana  getirilmiştir.

Bütün bu aşamalar göz önüne alındığında, topluluğu Maastricht Anlaşmasına götüren üç önemli neden vardır: Bunlardan ilki, Avrupa’nın bütünleştirilmesi kapsamında Avrupa Toplulukları’nın kurumsal ve siyasal bakımdan yeniden canlandırılmasına yönelik 1980’lerin ortalarından sonra başlatılan girişimlerdir. Akabinde, Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra iki Almanya’nın 3 Kasım 1990’da birden birleşmesi, merkezi ve doğu Avrupa ülkelerinin Sovyet denetiminden kurtularak demokratikleşmeleri, Aralık 1991’de Sovyetler Birliği’nin çözülmesi Avrupa’nın siyasi yapısını baştan aşağı etkilemiştir. Üye ülkeler arasında ekonomik ve siyasal bütünleşmeleri içeren Avrupa Tek Senedi böylece yetersiz kalmıştır. Avrupa’da meydana gelen bu gelişmeler karşısında, Topluluğa üye devletler ileri derecede bütünleşme için siyasal baskılarını artırmaya başlamışlardır.

Topluluktan Birliğe : Maastrıcht Antlaşması

Bugünkü Avrupa Birliği’nin temellerini atan AKÇT’nin kurulmasıyla sade bir ticari bütünleşme ve organizasyon gibi görünen ve daha sonra AET ve EURATOM’un fiilen kurulmasıyla gelişme gösteren süreç bugün üye devletlerin bazı yetkilerini ve egemenliklerini uluslarüstü bir organa devrettikleri yapıya dönüşmüştür.

Avrupa Birliği’nin ilk genişlemesi; 1972 yılında Danimarka, İngiltere ve İrlanda’nın Topluluğa üyelik antlaşmalarının imzalanması ile gerçekleştirilmiş, bunun ardından; 1981 yılında Yunanistan ve 1986 yılında ise İspanya ve Portekiz’in katılımı ile üye sayısı 12’ye yükselmiştir. 1 Temmuz 1987 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Tek Senedi ile Avrupa Topluluklarını kuran Antlaşmalar ilk kez kapsamlı bir şekilde tadil edilmiştir. Avrupa Tek Senedi ile yeni ortak politikalar belirlenmiş ve mevcut olanlar ise geliştirilmiştir. Avrupa Topluluğu’nda tek para birimi ve ortak Merkez Bankası sistemine dayalı ekonomik ve parasal birlik ile ortak dış politika ve savunma politikası perspektifine dayalı siyasi birlik kurulmasını öngören Avrupa Birliği Antlaşması (Maastricht Antlaşması) ise 7 Şubat 1992 tarihinde imzalanmış ve 1 Kasım 1993 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Maastricht Antlaşması ile sağlanan temel yenilikler şunlardır:

1- Ekonomik ve Parasal Birlik (EPB)

Maastricht Antlaşması ile EPB’nin ikinci aşamasında geçiş tarihi olarak 1 Ocak 1994 tarihi saptanmıştır. Bu çerçevede AB Komisyonu ve Avrupa Para Enstitüsü tarafından hazırlanan raporlar, Konsey tarafından incelenerek 1996 yılı sonunda en az yedi üye ülkenin aşağıdaki kriterleri yerine getirip getirmediğinin incelenmesi kararlaştırılmıştır: Bu kriterler; düşük enflasyon oranı, kamu maliyesinde düşük açık, para politikalarında istikrar  ve uzun vadeli faizler, olarak özetlenebilir.

2- Ortak Dış ve Güvenlik Politikası (ODGP)

İkinci temeli oluşturan ODGP çerçevesinde Bakanlar Konseyi uzlaşma yöntemiyle, bu alanlarda ortak eyleme konu olacak sorunları ve nitelikli çoğunluk ile hangi alanlarda kararlar alacağını saptamıştır.

 3- Adalet ve İçişleri Alanında İşbirliği

Üçüncü temel olan Adalet ve İçişleri Alanında İşbirliği kapsamında üye devletler, göç ve siyasi iltica alanlarında aralarındaki işbirliğini artırmak amacıyla bir Avrupa Polis Teşkilatı (Europol) kurmuşlardır.

Aslı Öztürk

TUİÇ Stajyeri

Kaynakça

1) 04.06.1987 Tarih ve 19477 sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Avrupa Toplulukları Komisyonunun Türkiye Temsilciliğinin Kurulması Anlaşması

3) Manisalı, Erol ve Öğrencileri, ‘Avrupa Birliği ‘Çıkmaz Sokak!, Bilgi Yayınevi, 2000

3) Uçarol, Rıfat, Siyasi Tarih, Der Yayınları, 2013

4)Maastricht Antlaşması, Web Adresi: http://www.mess.org.tr/ab/absol/Maastricht%20Antlasmasi.pdf Erişim tarihi; 24.06.2014

5) Web Adresi: http://www.kirsehirab.gov.tr/ortak_icerik/kirsehirab/maastricht_gayriresmi%20tr%20ceviri.pdf,  Erişim tarihi; 24.06.2014

 

Sosyal Medyada Paylaş

Previous article
Next article

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...