Sürdürülebilir Kalkınma

Sürdürülebilir kalkınma, insan ile doğa arasında denge kurarak doğal kaynakları tüketmeden, gelecek nesillerin ihtiyaçlarının karşılanmasına ve kalkınmasına imkan verecek şekilde bugünün ve geleceğin yaşamını ve kalkınmasını programlama anlamını taşımaktadır. Bu tanıma bağlı olarak sürdürülebilir kalkınma iki yaklaşımla incelenir; İnsan merkezci yaklaşım ve Çevre merkezci (ecocentric) yaklaşım. Sürdürülebilir kalkınma; sosyal, ekolojik, ekonomik, mekansal ve kültürel boyutları olan bir kavramdır. Bu boyutlar birbirinden ayrı düşünülemez. Bu kavramın temelinde; insan yaşamının kalitesini artırmak, çevresel dengeyi korumak, daha temiz enerjiler kullanmak, vb. yer almaktadır.

Çevrenin tahribatına yol açan olumsuz gelişmeler, dünyada özellikle 1970’li yıllardan itibaren yoğunlaşmıştır. Bu durum birtakım çözüm arayışlarına yol açmıştır. 1987 yılında Birleşmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu tarafından yayınlanan Ortak Geleceğimiz Raporu; sosyal, ekonomik, kültürel, çevresel konulara ve küresel çözümlerine birlikte değinmiştir. Bu rapor, 1983 yılında Norveç Başbakanı Gro Harlem Brundtland başkanlığında hazırlanmış ve 1987 yılında BM Genel Kuruluna sunulmuştur. Raporda çevre ve kalkınma için yapılması gerekenler, stratejik zorunluluklar ele alınmış ve sürdürülebilir kalkınma kavramı ortaya konmuştur.      

Sürdürülebilir kalkınma politikaları içinde etkin enerji kullanımı, geri dönüşüm, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim, üretim ve tüketim şekillerin değiştirilmesi yer almaktadır. Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımları, insan-çevre ilişkileri ile ekonomik ve politik yapı değişimlerine göre üç grupta ele alınabilmektedir:

Statükocular: Sürdürülebilir kalkınmanın ancak mevcut yapı içinde gerçekleştirilebileceğini savunmuşlardır.

Reformcular: Sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirilebilmesinin mevcut yapıdan tamamen ayrılmadan bazı reformlar ile yapılabileceğini düşünenlerdir.

Dönüşümcüler: Sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirilebilmesinin toplumda ancak radikal bir dönüşümle olabileceğini savunanlardır. Bunlara göre, sorunların kaynağında ekonomik çıkarlar ve güç dağılımı vardır.

Sürdürülebilir kalkınma stratejisinin temel amaçları şu şekilde sıralanmaktadır:

-Büyümenin yeniden canlandırılması ve niteliğinin değiştirilmesi,

-Gıda, enerji, su ve sağlık alanlarında toplumun temel ihtiyaçlarının karşılanması,

-Sürdürülebilir bir nüfus artışının sağlanması,

-Kaynak rezervinin korunması ve değerinin yükseltilmesi,

-Teknolojinin yeniden yönlendirilmesi ve yönetimi.

Sürdürülebilir kalkınmanın temel prensipleri şunlardır :

Toplum yaşamına daha ilgili ve saygılı olmak; insan yaşam kalitesini artırmak; dünyadaki canlı türleri ile farklılıkları korumak ve muhafaza etmek; yenilenemeyen kaynakların tüketimini en aza indirmek; dünyanın taşıma kapasitesini korumak; kişisel davranış ve alışkanlıkları değiştirmek; her toplumun kendi çevresiyle ilgilenmesine ve güzelleştirmesine olanak sağlamak; kalkınma ve korumacılığın bütünleşmesi için ulusal bir yapı hazırlamak; küresel ittifakı güçlendirmek. Bütün bu prensipler, insan yaşamı için daha iyi şartların oluşmasını ve dünyanın yoksul kesimlerinin fırsat eşitliğine sahip olması gerektiğini belirtmektedir.

Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin doğal kaynakların daha verimli kullanımı ve tükenmekte olan kaynaklara alternatiflerin bulunması yönünde yeni olanaklar sağladığı bir gerçektir. Örneğin; enerji gereksinimini tükenen fosil yakıtlar yerine yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla karşılamak, fosil yakıtların kullanımında atıkları yeniden kazanmak, biyoteknoloji gibi jenerik teknolojilerle insan yapısına hammaddeler oluşturmak ya da tarımsal üretim süreçlerini kontrol edebilmek gibi bir çok gelişme ortaya çıkmaktadır.

Tüm bu süreçte sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için; keşfetmeye, teknolojiye ve bilgiye sahip çıkılmalı, süreç en iyi şekilde yönetilebilmelidir. Yönetimin ve planlamanın kaliteli bir şekilde gerçekleşmesi durumumda sosyo-kültürel ilerleme sağlanabilir, ekonomik gelişmeler ve ekosistem korunabilir, riskler azaltılabilir, yaşam kaliteleri arttırılabilir. Bireysel olarak bile sürdürülebilir kalkınma kavramı altında çok şey yapılabilir. Unutulmamalıdır ki dünya hepimizin evidir.

Dilruba Kurut

TUİÇ Stajyeri

Kaynakça

1)Web Adresi: http://www.bilgiustam.com/surdurulebilir-kalkinma-nedir/, Erişim Tarihi: 24.06.2014

2)Web Adresi:  http://hydra.com.tr/uploads/kutup9.pdf, Erişim Tarihi:24.06.2014

3)Web Adresi: http://www.surdurulebilirkalkinma.gov.tr/Rio+20.portal, Erişim Tarihi: 24.06.2014

4)Web Adresi: http://iibf.kilis.edu.tr/iibfdergi/vol3no4/bayraktutan.pdf, Erişim Tarihi: 24.06.2014

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...