Mısır’ın Misillemelerine Hazır Olmak

Mısır’daki askeri darbenin ardından ülkedeki durum gitgide içinden çıkılmaz bir hal alırken, Mısırlı güvenlik güçlerinin darbe yönetiminin emri ile kendi halkına karşı yürüttüğü katliamlara neredeyse her gün bir yenisi ekleniyor. Yapılan katliamları “protestoculara karşı müdahale” adı altında meşrulaştırmaya çalışan darbe yönetimi, müdahalelere dair yapmış olduğu dezenformasyon ile de katliamlarda hayatlarını kaybeden insanların sayısını olağandan aşağı göstererek kendince uluslararası tepkilerden sıyrılma metodu uyguluyor. Ülkede darbe karşıtı yayın yapan basın mensuplarını cımbızla toplar gibi toplayan darbe yönetimi, çeşitli ülkelerin Mısır’daki gazeteci ve muhabirlerine de baskıda kusur etmiyor.  Özellikle darbe karşıtı barışçıl eylemler başladığından bu yana farklı basın kuruluşlarına mensup dört gazetecinin güvenlik güçleri tarafından açılan ateşler sonucunda ölmesi ve bazı gazetecilerin de yaralanması basın mensuplarına karşı olan durumun vehametini ortaya koyuyor.

Türk medyasına baskı

Mısır’daki darbenin ardından ülkede olan bitenleri detaylı bir şekilde dünyaya duyuran basın organlarından birisi de kuşkusuz bölgedeki Türk basın-yayın organlarının muhabir ve gazetecileri oldu. Özellikle Türkiye’de, halkın Mısır’da yaşananlardan dakika dakika haberdar olması, aynı zamanda Türkiye’de Mısır’daki darbe yönetimine karşı güçlü bir kamuoyu oluşmasına ve bu kamuoyunun sosyal medyanın da yardımı ile uluslararası bir kamuoyu yaratma çabası içerisine girmesine sebep oldu.

Mısır’daki darbe sürecinin başından beri Türk hükümeti ve darbe yönetimi fiili olarak karşı karşıya gelmese de, darbenin ilk gününde tavrını koyan Türkiye’nin özellikle ülke kamuoyu vasıtasıyla Mısır’daki barışçıl gösterilere destek vermesi darbe yönetimini olağandan fazla rahatsız etmekle birlikte Türkiye’ye karşı aynı yöntemle misilleme yapmaya sevk ettiği görülüyor. Örneğin; geçen ay gözaltına alınan dört Türkiyeli basın mensubunun ardından son olarak TRT ve AA muhabiri iki Türk basın mensubunun gözaltına alınması ve İHA Kahire ofisinin polisler tarafından basılması darbe yönetiminin Türk hükümetinin tavrını tahrik ederek daha da keskinleştirmeye çalıştığını gösteriyor.

Türkiye’yi Ermeni meselesiyle vurmak!

Sonuç olarak, özellikle darbeye sessiz kalan Batı’nın yaşanan katliamlara gözlerini yummasını fırsat bilen darbe yönetimi, darbeye en yüksek sesi çıkartan Türkiye’ye karşı boş durmayacağını alenen gösterdi. Mısır’daki Türk basın mensuplarına yapılan müdahalelerin yanı sıra özellikle Mısır’daki geçici yönetimin Cumhurbaşkanı Adli Mansur’un hafta içerisinde resmi twitter hesabı üzerinden yapılan açıklamada; “Mısırlı yetkililer Ermeni Soykırımı’nı tanıyan uluslararası antlaşmayı imzalayacaklar.” açıklaması iki taraf arasındaki ilişkileri gerginleştirebilir. Türkiye’nin yumuşak karınlarından birisi üzerinden Türkiye’de hükümete karşı bir kamuoyu oluşturma çabası içerisine girdiği görülen Mısır’daki geçici hükümet, oluşturulması planlanan kamuoyu baskısı sayesinde Suriye meselesinde olduğu gibi Mısır’da da Türk dış politikasının hızlı ve sağlıksız bir adım atması için çalışacaktır. Bu bağlamda Mısır’daki darbe öncesinde Kahire Büyükelçiliği ve Ankara arasında yaşanan istihbarat sıkıntısı da göz önüne alınarak, Türkiye’nin Mısır meselesinde adımlarını çok dikkatli atması gerekmektedir.

 

Uğur ERTAŞ

TUİÇ Akademiden Sorumlu Başkan Yardımcısı

Twitter: @UghurErtash

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Gençlere Avrupa Turu: DiscoverEU ile Kültürel Keşifler

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından başlatılan DiscoverEU programı, gençlere...

Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü BM Genel Kurulu’nda Tartışılacak

📣 Eylem Çağrısı: 11 Temmuz'u Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü...

Yükseköğretime Erişim İzleme Anketi

Bu anket, 6 Şubat Depremi sonrasında Hatay'da yükseköğretime erişimde...

Küresel Güney Sorunu: Batı’nın Yanıldığı Noktalar

Bu yazı Uluslararası Kriz Grubu CEO'su Comfort Ero tarafından...