Namibya Devlet Başkanı Hage Geingob: “Yardıma İhtiyacımız Var”

Namibya Devlet Başkanı Hage Geingob, perşembe günü başkent Windhoek Eyalet Meclisinde Fin Parlamento Heyeti ile yaptığı görüşmede sömürge sonrası Namibya ulusunu etkileyen işsizlik, eşitsizlik ve toprak sorunları gibi meselelerin çözümü konusunda hükümetin yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi.

Fin Parlamentosu, Namibya ile iş birliğini arttırmanın muhtemel yollarını araştırmak için geldi. Gerçekleşen görüşmede Geingob, Namibya’nın bağımsızlıktan bu yana siyasi istikrarı sürdürmesine rağmen ekonominin hâlâ kırılgan ve dış şoklara karşı savunmasız olduğunu belirtti.

Ülkenin, sömürge döneminden miras kalan yüksek işsizlik oranı ve artan eşitsizlik yüzünden bozuk olan sosyoekonomik yapı ile savaştığını ifade etti. Devletin işsizlik sorunuyla savaştığını, fakat bunun yetersiz kaldığı yönündeki düşüncesini aktardı. Çeşitli ülkelerin yatırımlar yapmasının iş olanaklarını arttıracağını ve bu probleme çözüm bulunabileceğini söyledi.

“Eşitsizlik büyüdüğü müddetçe, bu eşitsizliğe karşı barışın ve ulus birliğinin sağlanması için birleşmemiz gerektiğini insanlara anlatıyoruz.”

Geingob, ülke ekonomisinin dış şoklara karşı savunmasız olduğu için dış yatırımları çekmenin tehlikeli olabileceğini de vurguladı. Ayrıca Güney Afrika Gümrük Birliği ve Afrika Birliği gibi kıta organlarının bir üyesi olmanın ülke ekonomisi için bir etken olduğunu söyledi. Güçlü ve gelişmiş ulusların ekonomik sistemlerini koruyorken, gelişmekte olan ülkelere ekonomilerini açmaları yönünde tavsiyelerde bulunmasını anlayamadığını ve bu konu hakkında kafasının karışık olduğunu belirtti. Kendi ülkesinin de küçük ve açık bir ekonomiye sahip olduğunu ve dış şoklara çok kolayca maruz kaldığını ekledi.

Afrika Birliğinin kendini finanse edebilmesi için, ülkelerin ithalat faturalarının yaklaşık % 0,2’sini Birliğe ödemeyi kabul ettiklerini söyledi. Fakat Namibya’nın ithalatı şu an % 70 seviyesinde olduğu için bu anlaşmada ithalatları % 40’ın altındaki Nijerya ve Güney Afrika gibi diğer ülkelere göre dezavantajlı olduğunu da sözlerine ekledi.

Finlandiya’nın Parlamento Üyesi Maria Lohela, Namibya’nın kalkınma konusunda hükümetin çabalarını ve gelişimini takdir etti ve ülkedeki siyasi istikrarın dünyadaki birçok ülkeye iyi bir örnek olduğunu da sözlerine ekledi. Namibya’da aslında ekonominin büyümesi için uygun şartların bulunduğunu ve ülkesinde Namibya ile iş, yatırım, turizm, eğitim ve cinsiyet eşitsizliği ve şiddetle ilgili konularda ve birçok farklı alanda iş birliğinin genişletilmesi yönünde çalışılacağını belirtti.

“Namibya kalkınma süreçlerinin ilerlemesi konusunda, Afrika ve dünyadaki birçok ülke için parlayan bir örnek. Biz de buna katkıda bulunmak ve güçlü ilişkiler kurma temennisindeyiz.” diyerek sözlerini noktaladı.

Merve ACAR
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Sosyal Medyada Paylaş

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Uluslararası Göç Dalgaları ve Kentsel Kalkınma: İstanbul Örneği

Bu yazıda, öncelikle Türkiye’nin göç ile kalkınma sürecinin anlaşılması ve kalkınmanın nasıl bir seyir izlediği, ardından İstanbul'un tarihsel süreç içerisinde dış göçler tarafından nasıl şekillendiği, 21. yüzyılın uluslararası en derin göç meselesi olan Suriyeli mülteci akınının etkisi vurgulanarak değerlendirilecektir.

Röportaj: Gülüm Özçelik ile Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Bağlamında Göç

Bu röportaj, Gülüm Özçelik ile Uluslararası Hukuk ve İnsan...

Göçün Feminenleşmesi: Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden Kadın Göçmenler

Bu çalışma, göç deneyimi yaşayan kadınların toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklanan mağduriyetlerini ortaya çıkarmaya, bu kadınların göçlerinin nedenleri ve yöntemlerine, göç esnası ve sonrasında karşılaştıkları risklere ışık tutmaya çalışmaktadır. 

Suriye İç Savaşı Sonrası Yaşanan Göçün Terör Bağlamında AB’ye Etkileri

Bu yazıda AB kuruluşu ve gelişim süreci kısaca ele alındıktan sonra Suriye İç Savaşı’nın patlak vermesiyle başlayan süreç ve iç savaşın şiddetlendiği yıl olan 2015 ve sonrasında Avrupa ülkelerinde görülen terör olayları üzerinde durulacaktır. Aynı zamanda bu süreçte oluşan göç dalgalarının Avrupa’da aşırı sağın ve İslamofobinin yükselişi üzerindeki etkileri ele alınacaktır.