Ortak Güvenlikk

Genel anlamda ortak güvenlik ya da kolektif güvenlik kavramı, dünyadaki barış ve güvenliğin ülkelerin ortaklaşa katkıları ile sağlanmasına yönelik önlemler olarak tanımlanabilir. Kolektif güvenlik anlayışı çok eski tarihlerde Yunan şehir devletlerinin askeri ittifaklar oluşturarak dıştan gelen saldırılara karşı koyma çabaları ile ortaya çıkmıştır. Günümüzde ise bir saldırı anında özel olarak bir araya gelen ve güvenliklerini sağlayan devletlerin yanında, henüz bir saldırı olmadığı halde bir saldırı tehdidine karşı kolektif güvenlik önlemleri alındığı da görülmektedir.

 

Yakın tarihte, ortak güvenlik fikri ilk olarak Amerikan Başkanı Woodrow Wilson tarafından I. Dünya Savaşı sona ererken ortaya atılmıştır. Wilson, uluslararası örgütler çerçevesinde normlara işlerlik kazandırılan ve uluslararası barışın korunmasının başlıca büyük devletler tarafından garanti altına alındığı bir küresel güvenlik sisteminin kurulabileceği olasılığı üzerinde durmuştur. Bu doğrultuda kurulan Milletler Cemiyeti ortak bir güvenlik sistemi oluşturmaya çalışmışsa da sistemin temel üyelerinden önemli bir bölümünün mevcut durumdan memnun olmamaları sebebiyle işlevini sürdürememiştir.

II. Dünya Savaşı sonrasında ortak güvenlik oluşturulması fikri yeniden ortaya atılmıştır. Milletler Cemiyetinin devamı niteliğinde kurulan Birleşmiş Milletler sistemi çerçevesinde bu görev Güvenlik Konseyi’ne verilmiştir. Güvenlik Konseyi, dünya barış ve güvenliğinin tehdit edildiğini saptadığı anda, BM Antlaşması’nın VII. Bölümü’nde yer alan ve silahlı kuvvet kullanımını da içeren önlemleri alma olanaklarına sahiptir. Bununla beraber, Güvenlik Konseyi’nde yer alan beş sürekli üyenin veto hakkının bulunması nedeniyle, böyle durumlarda Genel Kurul’a konu ile ilgili karar alma yetkisi tanıyan Barış İçin Birleşme Kararı 1950 yılında kabul edilmiştir.

II. Dünya savaşının ardından görülen çift kutuplu dünya düzeninde 1949’da kurulan NATO’nun (North Atlantic Treaty Organisation) ve 1955’te oluşturulan Varşova Paktı’nın kendi blokları içerisinde bir ortak güvenlik mekanizması yürüttükleri söylenebilir. Varşova Paktı’nın 1991 de dağılmasının ardından NATO tek başına ve bölgesellikten çıkarak ortak güvenlik mekanizması yürütmeye devam etmiştir.

Günümüzde BM hala en etkili ortak güvenlik mekanizması olmasına rağmen 90’lı yıllarda Bosna-Hersek’te ve Azerbaycan’da baş gösteren çatışmalarda etkisiz kalması, 2003 yılında ABD’nin Birleşmiş milletler güvenlik konseyini yok sayarak Irak’ı işgal etmesi ve Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin veto yetkilerinden dolayı BM çalışmalarının çoğunlukla sekteye uğraması BM’ye duyulan güveni büyük oranda sarsmıştır.

Sonuçta, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasında istenildiği ölçüde anlamlı ve somut katkılarda bulunamayan BM’nin yeni uluslararası sistemde de çok fazla işlevsel olamayacağı düşünülmeye başlanmıştır. Burada özellikle BM’nin uluslararası alandaki mevcut güç dağılımını doğru ve gerçekçi bir şekilde yansıtacak bir yapıya kavuşturulması; ayrıca Güvenlik Konseyi’nde oy verme sisteminin tekrar gözden geçirilmesi üzerinde durulması gerekmektedir.  Bu aşamada kolektif güvenlik sistemine işlerlik kazandırılmak isteniyorsa, ya BM’deki veto sisteminin tam anlamıyla kaldırılması ya da daimi üyelik statüsünün küresel ve bölgesel güç dengelerini yansıtacak bir şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Ayşe Yanmaz

TUİÇ Stajyeri

Kaynakça

1) ARI, Tayyar, Uluslararası İlişkiler ve Dış Politika, MKM Yayıncılık, Bursa, 2013

2) SÖNMEZOĞLU, Faruk, Uluslararası İlişkiler Sözlüğü, Der Yayınları, İstanbul,2010

Sosyal Medyada Paylaş

Previous article
Next article

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...